MDB hastalarında uzun süreli antidepresan
tedavisinin nesfatin-1 ve NO düzeylerine etkisi ilk defa bu
çalışmada incelenmiştir. Literatürde yapılan daha önceki
çalışmalarda nesfatin-1'in MDB hastalarında yüksek
olduğu gösterilmiştir
4,5 ve kısa dönem ilaç
tedavisinde nesfatin-1'in azaldığı bildirilmiştir
5.
Nesfatin-1 seviyelerinde önemli artışlar epilepsi gibi
nörolojik hastalıklarda da rapor edilmiştir
28. Bu
çalışmada ise depresyon tedavisinin hem kısa
döneminde hem de uzun döneminde nesfatin-1 azalmış
ve kontrol değerine doğru iyileşmeler göstermiştir.
Depresyon tedavisi devam ettikçe nesfatin-1 değerinin
düşmeye devam etmesi ve kontrol değerine biraz daha
yaklaşması üzerinde durulması gereken önemli bir
durumdur. Literatürde nesfatin-1 ve melanokortin sistem
arasındaki ilişki ve anksiyete ile olan değişimleri
bildirilmiştir
7. Melanokortin sistemin aktivasyonuna
bağlı anksiyojenik etki ve bunun depresyon ile ilişkisi de
gösterilmiştir
29. Bu çalışmada tedavinin üçüncü ve
dokuzuncu aylarındaki nesfatin-1 seviyesindeki azalma
hastaların anksiyete durumlarındaki iyileşme ile veya
santral sinir sistemlerinde düzelme ile ilişkili olabilir. Bu
durum; nesfatin-1'in hastaların tanı ve tedavisinde
incelenmesi gereken bir parametre olabileceğini
düşündürmektedir. Bu da nesfatin-1 düzeyinin hastaların
prognozu ile ilgili olabileceği fikrini güçlendirmektedir.
Bu çalışmada depresif hastalarda kontrol grubuna
göre düşük olan bazal serum NO düzeyi tedavinin 3 ve 9
aylarında anlamlı artışlar göstermiştir. NO'nun
hipotalamusta hipotalamik pituitary adrenal aksta
modülatör olduğu gösterilmiştir30. NO'nun vücutta
diğer nörotansmitter sistemlerle (norepinefrin, serotonin,
dopamin gibi) birlikte fizyolojik cevaplar oluşturduğu
bilinmektedir. Depresif hastalarda azalan norepinefrin,
serotonin ve dopamin gibi NO'da da azalma gözlenmiştir.
NO'nun depresyonda rolü olabileceği fikride literatürde
kabul görmekte31 ve serotonini düzenleyici etkileri de
bilinmektedir32.
Dokuz aylık tedavi sonunda NO düzeyinin yükselmesi
ve kontrol değerine yaklaşmaya başlaması nesfatin-1
gibi NO'nunda depresif hastaların etiyopatolojisinde
önemli bir kriter olabileceğini düşündürmektedir33.
Literatürde yapılmış bazı çalışmalarda depresif
hastalarda NO düzeyinin yüksek olduğu bazı
çalışmalarda ise düşük olduğu rapor edilmiştir23,34,35. Yine literatürde şizofren ve duygu durum bozukluğu
olan hastalarda yüksek NO düzeyinin intihar girişimine
neden olabileceği bilgisi de mevcuttur36,37. Tüm bu
literatür bilgileri ve yapılan bu çalışmanın sonuçları
göstermektedir ki; NO düzeyi depresif hastaların
etiyopatolojisi ile ilişkili olabilir. Ancak NO düzeyinin
depresyon patolojisindeki rolü ile ilgili tatmin edici
çalışmalar ise henüz yapılmamıştır.
Bazalde total grelin düzeyi kontrol grubundan düşük
olup tedavi ile anlamlı bir değişiklik göstermemiştir.
Literatürde depresif hastalarda düşük38, yüksek39
veya değişmeyen grelin seviyesi bildirilmiştir40.
Yapılan bu çalışmada görülen önemli noktalar:
depresyon tedavisinin bazal, 3 aylık ve 9 aylık
periyotlarının tümünde de nesfatin-1'in azalması ve
NO'nun ise artmış olmasıdır. Bununla birlikte bazaldeki
yüksek nesfatin-1 ve düşük NO düzeyleri tedavinin 3. ve
9. aylarında sağlıklı kontrol grubundaki değerlere doğru
da düzelmeler göstermiş olsa da istatistiksel olarak
farklılık göstermiştir. Bu bulgular yani nesfatin-1 ve NO
seviyelerinin kısa ve uzun dönem ilaç tedavileri boyunca kontrol grubuna yaklaşması bu parametrelerin depresif
hastaların etiyopatolojisinde önemli bir rol oynayabileceği
fikrini güçlendirmektedir.
Bu sonuçlar, MDB hastalarının tanısında ve tedavi
etkinliğinin değerlendirilmesinde kullanılan kriterlere ilave
olarak laboratuvar testine dayanan destekleyici objektif
kriter olarak bu yönteminde (Nesfatin-1 ve NO)
kullanılabileceğini ortaya koymaktadır.