Kedi, köpek ve sığırlarda ağız yoluyla alınan yabancı cisimler çoğunlukla dil, damak, yanak ve diş etlerine batarken, bazen larenks ve farenkse de takılıp kalabilmektedirler
12,13. Ağız yoluyla alınan kesici ve batıcı madeni yabancı cisimlerin battıkları bölgelerde lezyonlara neden olabildiği bildirilmektedir
2,4. Yabancı cisimler ağız yoluyla alınıp yutulduktan sonra midede perforasyonlara sebep olarak abdominal boşluğa veya diyaframı geçerek torakal boşluğa göç edebilmektedir
14,15. Semieka yapmış olduğu bir çalışmada
10 üç adet buffaloda yutulan çivi ve iğne gibi metalik yabancı cisimlerin vücut içerisinde göç ettiğini bildirmiştir. Sığırlarda ağız yoluyla alınan metalik yabancı cisimlerin dalak
16 ve karaciğere
17 yerleştiği olguların postmortem bulgularının rapor edildiği çalışmalar bulunmaktadır. Bell ve ark.
8 bir yarış atında servikal bölgenin kranialinde ve ramus mandibulanın hemen gerisinde gözledikleri yabancı cisim nedeniyle oluşan apse olgusunu ve tedavisini rapor etmişlerdir. Boyun bölgesinde oluşan eksojen nedenli apseler genellikle yabancı cisimlerin boyun bölgesine batması sonucu oluşmaktadır
18. Sunulan bu olguda ağız yoluyla alınan batıcı metalik yabancı cismin dil ve farinkse takılmadan özefagusa kadar geldiği ve özefagusun apertura thoracis cranialis’e yakın bir düzeyinde batarak özefagus lümenini terk ettiği, m. omohyoideus ve m. sternohyoideus kasları arasına yerleşerek beraberinde sürüklediği mikroorganizmalar aracılığıyla apse oluşumuna yol açtığı anlaşılmaktadır.
Ağız yoluyla alınan yabancı cisimler özefagusta obstrüksiyon oluşturabilmektedir. Özefagustaki intraluminal obstrüksiyonların ekstraluminal obstrüksiyonlara göre daha fazla gözlendiği, servikal bölümdeki obstrüksiyonların da farengeal ve kardia bölümüne göre daha sık şekillendiği bildirilmiştir2,6. Marzok ve ark.6 42 adet buffaloda gözledikleri özefagus obstrüksiyonları içerisinde parsiyel ekstraluminal obstrüksiyon oranını %4.5 olarak saptamışlardır. Servikal bölgedeki intraluminal özefagus obstrüksiyonlarında oluşan şişkinliğin dış bakıda gözlendiği ve palpasyonda yabancı cisimlerin kolayca belirlendiği bildirilmektedir. Sunulan bu olguda belirlenen apsenin derin dokularda yerleşmesi nedeniyle boynun servikal bölümünde oluşan şişkinlik çok belirgin değildi. Boyun bölgesinde gözlenen şişkinliğin kaynaklarda yaygın olarak belirtildiği gibi2,5,6 özefagus obstrüksiyonuna neden olan yabancı cisim nedeniyle olmadığı, özefagus lümenini delip çıkarak tamamen terk eden yabancı bir cisim nedeniyle ekstraluminal olarak oluşan derin boyun apsesine bağlı olarak gözlendiği belirlenmiştir. Yapılan ayrıntılı kaynak taramalarında, ağızdan alınan yabancı bir cismin özefagusun apertura thoracis cranialis’e yakın bir bölümünde batarak lümeni terk etmesiyle birlikte oluşturduğu apse nedeniyle ortaya çıkan ekstraluminal obstrüksiyon olgularıyla daha önce karşılaşılmamıştır.
Ağız yolu ile alınan metalik yabancı cisimlerin tanısı amacıyla ferroskopik, radyografik ve endoskopik muayene yöntemleri sıklıkla kullanılmaktadır7,8,19,20. Bu olguda saptanan ve apse oluşumuna yol açan metalik yabancı cismin teşhisi amacıyla bu üç yöntemden de yararlanılmıştır. Radyografik muayenede yabancı cisim net bir şekilde gözlenerek sayısı, şekli ve konumu hakkında bilgi edinilmiştir. Ferroskopik muayenede yabancı cismin konumu hakkında destekleyici bulgulara ulaşılmıştır. Endoskopik muayenede ise yabancı cismin özefagusta herhangi bir olumsuz duruma yol açıp açmadığı, özefagusta bir perforasyon oluşup oluşmadığı ile regürgitasyona neden olan özefagusta gözlenen lokal stenozun varlığı belirlenmiştir. Uygulanan bu muayene yöntemlerinden elde edilen bulguların olgunun başarı ile sağaltımında tedavisinde önemli katkılarının bulunduğu kanısına varılmıştır.
Apseler az çok benzer belirtiler gösterseler de oluştukları yerlere göre farklı semptomların ortaya çıkmalarına da neden olmaktadırlar8,12,21. Regürgitasyon özefagustaki tam tıkanmaların önemli bir klinik belirtisi olarak kabul edilmektedir19. Sunulan bu olguda apsenin oluşturduğu basınç nedeniyle özefagus lümeninde stenoza yol açtığı, bu durumun hayvanın yem ve su alımını engellediği, salivasyon artışına yol açtığı, alınan gıda ve suyun regürgitasyon suretiyle dışarıya atıldığı belirlenmiştir. Bu durum boyun bölgesinde oluşan apselerin bulundukları yere göre farklı klinik bulgulara yol açabileceğini göstermektedir.
Yabancı cismin özefagusun servikal bölümüne gömülü olduğu durumlarda özefagotomi önerilmektedir22,23. Bununla birlikte özefagotomi sonrası fistül oluşumları gözlenebilmektedir24. Torakal bölümde lokalize olan yabancı cisimler ise rumene bir sonda ile itilmeye çalışılır veya rumenotomi yapılarak uzaklaştırılabilir19,25. Sunulan bu olguda yapılan muayenelerde yabancı cismin özefagusu delerek lümeni terk ettiği ve özefagustan uzak bir yerde lokalize olduğu belirlendi. Bu nedenle, operatif girişim boyun bölgesinin sol tarafında belirlenen şişkinliğin alt kısmından özefagotomi yapmaya gerek kalmadan gerçekleştirildi.
Apse sağaltımında irrigasyondan sonra gazlı bezden drenlerin apse boşluğuna yerleştirilmesi, günlük olarak ya da kısaltılmak suretiyle birkaç günde tamamen değiştirilmesi önerilmektedir26. Sunulan bu olguda da povidone iodine batırılmış gazlı bezden dren uygulandı. Hasta sahibinin hayvanını kliniğe günlük olarak getirememesi nedeniyle bu drenlerin değişimleri haftalık olarak gerçekleştirildi. Bu süreçte drenlerin hasta sahibi tarafından günlük olarak kısaltılması ve apse boşluğuna bir miktar povidone iodine verilmesi sağlandı. Yapılan bu uygulama ile apsenin hızlı bir şekilde küçüldüğü belirlendi.
Yabancı cisimlerin battıkları yerlerde travma, sellülitis, apse ve hematoma neden olabilmektedir12,21. Farenksteki yabancı cisimler nedeniyle retrofarengeal apselerin oluşabileceği, böylece semptomların daha ciddi boyutlara ulaşabileceğini bildirilmektedir. Ayrıca bu olgularda apse oluşumuna yol açan yabancı cisimlerin uzaklaştırılması yeterli olmamakta ve uzun süreli bir antibiyotik tedavisi gerekmektedir8,27,28. Bu olguda da yabancı cismin çıkartılmasını takiben apse drenajı sonrasında 7 gün süreyle parenteral antibiyotik uygulaması yapılmıştır. Yedi günlük antibiyotik sağaltımının yeterli olduğu elde edilen sonuçlardan anlaşılmaktadır.
Sindirim kanalındaki yabancı cisimlerin çıkartılmasında endoskopik cerrahinin önemli olduğu ve bu yöntemin uygulanması ile başarılı tedavilerin gerçekleştirildiği bildirilmektedir13,27,29. Gomez ve ark.5 5 adet Holştayn buzağıda, özefagus (3 adet) ve rumende (2 adet) obstrüksiyona neden olan yabancı cisimlerin endoskopik yöntemle çıkartılmasını ve aldıkları başarılı sonuçları bildirmişlerdir. Sunulan bu olguda yapılan endoskopik uygulamada özefagus lümeninde ostruksiyona neden olan herhangi bir yabancı cisim gözlenmedi. Özefagus lümeninin normal görünümde olduğu ancak oluşan apse basıncı sonucu apertura thoracis cranialis’e yakın bir bölgede özefagus lümeninin dorsomedialinde ½ lokal parsiyel daralmanın obstrüksiyon belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olduğu belirlendi. Yabancı cisim özefagusu delerek göç ettiği için endoskopik yöntemle yabancı cisim görülemedi ve uzaklaştırma işlemi gerçekleştirilemedi.
Bu olgu sunumu ile birlikte, sığırlarda özefagusu perfore ederek göç eden metal yabancı cisimlerin boyunda şekillendirdiği apselerin bölgesel şişkinlik gibi lokal bulguların yanısıra, lokalizasyonu ile ilgili olarak nadiren de olsa özefagus parsiyel obstrüksiyonuna neden olabileceği, böylece iştahsızlık, regürgitasyon ve hızla gelişen zayıflama gibi genel bulgulara da yol açabileceği, semptomatik sağaltım yerine hastalığın asıl nedenini saptamak amacıyla tanı yöntemlerinden yararlanmanın önemi açık bir şekilde ortaya konuldu. Elde edilen sonuç ile yardımcı tanı yöntemlerinin kesin tanıya yol açtığı, bunun da sağaltım başarısını yükselttiği kanısına varıldı.