Türkiye’de 2009–2016 yılları arasında 15 yaş altı çocuk ölümlerinin sayısal olarak düştüğü gözlenmiştir (Şekil
1). Türkiye’de 2009-2016 yılları arasında 15 yaş altı erkek çocuk ölümü kızlara oranla 1.2 kat daha fazla meydana gelmiştir (Tablo
3). Çin ve Hindistan ayrı tutularak dünyada 2000’li yıllarda erkek 5 yaş altı erkek çocuk ölüm oranının kızlara göre daha yüksek olduğu (bin canlı doğum başına erkeklerde 77, kızlarda 69) bildirilmektedir
10. Amerika’da da benzer şekilde erkek çocukların ölüm oranı kız çocuklara göre fazladır
11.
Dünya genelinde 2009 yılında bebek ölüm hızı %039 iken Türkiye’de %014’tür (Şekil 2). 2015 yılında ise dünyada %032 iken Türkiye’de ise %010’dur (Şekil 2). Gelişmiş ülkelerde ölüm hızlarının Türkiye’ye nazaran daha düşük olduğu anlaşılmıştır (İngiltere: 2009-%04.6, 2015-%03.7; Almanya: 2009-%04, 2015-%03). Daha az gelişmiş ülkelerde ise ülkemize nazaran daha yüksek bebek ölüm hızları gözlenmektedir (Hindistan: 2009-%048, 2015-%036; Mısır: 2009-%025, 2015-%020). Türkiye’nin doğu komşuları olan Azerbaycan ve İran’da nispeten daha yüksek ölüm hızları gözlenirken (Azerbaycan: 2009-%036, 2015-%028; İran: 2009-%017, 2015-%014); Bulgaristan ve Yunanistan gibi batı komşularımızda daha düşük bebek ölüm hızları gözlenmektedir (Bulgaristan: 2009-%09, 2015-%07; Yunanistan: 2009-%03, 2015-%03) 12.
Dünyada 5 yaş altı çocuk ölüm hızı 2009 yılında %054 ve 2015 yılında %043 iken Türkiye’de 2009 yılında %018 ve 2015 yılında %012 olarak tespit edilmiştir (Şekil 2). Türkiye’nin Karadeniz komşuları olan Rusya ve Romanya’da 5 yaş altı ölüm hızının Türkiye’ye göre nispeten daha düşük olduğu gözlenmektedir (Rusya: 2009-%011, 2015-%08; Romanya: 2009-%012, 2015-%09). Afrika Kıtası’nın Akdeniz’e komşu ülkelerinden olan Fas ve Cezayir’de Türkiye’ye nazaran 5 yaş altı ölüm hızının çok daha yüksek olduğu gözlenmektedir (Fas; 2009-%035, 2015-%028; Cezayir: 2009-%028, 2015-%026) 13.
Bu veriler ışığında son yıllarda Türkiye ve Dünya’daki diğer ülkelerde bebek ve 5 yaş altı çocuk ölüm hızlarının düşme eğiliminde olduğu dikkati çekmektedir. Genel olarak bu düşüşün Dünya’da sağlığa ulaşma imkânlarının artmasından, altyapı hizmetlerinin gelişmesinden ve yaygınlaşmasından kaynaklandığını düşünmekteyiz.
Dünyada, 2016 yılında meydana gelen 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %75’inin yaşamın ilk yılında meydana geldiği bildirilmektedir 14. Türkiye’de ise 2009-2016 yıllarında 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %80’inin yaşamın ilk bir yılında meydana geldiği tespit edilmiştir (Tablo 3). 2015 yılında Afganistan ve Somali gibi gelişmemiş ülkelerde 5 yaş altı çocuk ölümlerinin sırasıyla %75 ve %63’ünün yaşamın ilk bir yılında meydana geldiği; Fransa ve Güney Kore gibi gelişmiş ülkelerde ise 5 yaş altı çocuk ölümlerinin sırasıyla %82 ve %86’sının yaşamın ilk bir yılında meydana geldiği bildirilmektedir 15. Yaşamın ilk bir yılı içerisindeki ölümlerin, doğumdan sonraki 5 yıllık dönem içerisinde meydana gelen ölümlere oranı gelişmiş ülkelerde gelişmemiş ülkelere göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Gelişmiş ülkelerde anomaliler, genetik bozukluklar gibi önlenemez bebek ölümleri dışında post-neonatal ve erken çocukluk dönemindeki ölümler, sağlık hizmetlerinin daha nitelikli olması nedeniyle engellenebilmektedir. Gelişmemiş ülkelerde ise enfeksiyonlar, beslenme yetersizliği gibi önlenebilir ölüm nedenleri sağlık sistemlerinin yetersiz olmasından dolayı engellenemediğinden yaşamın ilk bir yılı içerisindeki ölümlerin, doğumdan sonraki 5 yıllık dönem içerisinde meydana gelen ölümlere oranı daha azdır.
Türkiye’de 2009 yılında meydana gelen ölümlerin %8’i 15 yaş altı çocuk ölümü iken bu oran 2016 yılında %5’e gerilemiştir. 2009 yılında ise ölümlerin %6’sı 5 yaş altı çocuk ölümü iken 2016 yılında %4’e gerilemiştir (Tablo 2). 2009-2016 yılları arasında meydana gelen ölümlerin yaklaşık %5’inin 5 yaş altında olduğu tespit edilmiştir (Tablo 2). Dünyada tüm ölümlerin yaklaşık %20'si 5 yaşın altındaki küçük çocuklarda meydana geldiği bildirilmektedir 16. Avustralya’da 5 yaş altı çocuk ölümlerinin son yüzyıl içerisinde gerilediği ve toplam ölümlere oranla %1 in altına düştüğü bildirilmektedir 17.
2016 yılında Türkiye’de 15 yaş altı çocuk ölümlerinin %66’sının doğumdan sonraki 1 yaşa kadar ve %82’sinin 5 yaşa kadar meydana geldiği gözlenmiştir (Tablo 3). 2016 yılında Birleşik Krallık’ta ise 15 yaş altı çocuk ölümlerinin yaklaşık %73'ünün 1 yaşa ve yaklaşık %83'ninde 5 yaşa kadar meydana geldiği bildirilmektedir 18.
Türkiye’de 2009-2016 yılları arasında meydana gelen 1 yaş altı ölümlerin %65’inin ilk 1 aylık dönemin içerisinde meydana geldiği tespit edilmiştir (Tablo 4, Tablo 5). Yaşamın ilk 28 gününün (yenidoğan dönemi) bir çocuğun hayatta kalması için en savunmasız dönem olduğu bilinmektedir 19.
Türkiye’de 2016 yılında 5 yaş altı ve bebek ölüm hızı en yüksek olan bölgeler sırasıyla Güneydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgeleri olduğu tespit edilmiştir (Tablo 6, Tablo 7). 2013 verileriyle illerin gelişmişlik düzeyi ile ilgili yapılan bir araştırmada bu bölgelerin Türkiye’nin diğer bölgelerine göre gelişmişlik düzeyinin düşük olduğu bilinmektedir 20. Devlet İstatistik Enstitüsü istatistiklerine göre bölgede kişi başına düşen ortalama gelirin Türkiye ortalamasından düşük olduğu; Güney Doğu Anadolu Projesi çerçevesinde verimli tarım yapılabilen veya sınır ticaretinin canlı olduğu birkaç il dışında bölge illerinin büyük çoğunluğunda kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasılanın Türkiye’deki diğer illerin gerisinde kaldığı, aynı zamanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nin diğer bölgelere göre sağlık hizmetleri açısından yetersiz olduğu bildirilmektedir 21. Bunu destekler şekilde 2002 yılında hedef çocuk nüfusunun aşılama oranı yurt genelinde %78 iken Güneydoğu’nun bazı illerinde %50’nin altında olduğu, 2007 yılında ise aşılamada yurt genelinde %96 oranına ulaşıldığı ve aşılama oranı düşük illerimizde %80’in üstünde başarı elde edildiği tespit edilmiştir 22.
Türkiye’de son yıllardaki ekonomik gelişmeler ve sağlık sisteminde yapılan düzenlemeler sonucunda bebek ölüm hızında hızlı bir azalma gerçekleşmiştir 3,4. Türkiye’de bebek dostu hastane sayısının artması (2002’de 141, 2008’de 619, 2014’de 1078) ve yenidoğan yoğun bakım yatak sayısının arttırılmasının (2002’de 665, 2008’de 1765, 2015’de 10398) bebek ölüm hızında düşmeye neden olan etmenlerden olduğunu düşünmekteyiz 22-24. Ayrıca D vitamini ve demir desteği gibi uygulamaların, yenidoğan canlandırma eğitimi programlarının da katkısının olduğunu düşünmekteyiz 22. Türkiye genelinde hastanede yapılan doğumların (2002’de %78, 2008’de %92, 2015’de %99) ve aşılama oranlarının arttığı (2002’de %78, 2007’de %96, 2015’de %97) bildirilmektedir 24,25. Türkiye’de son yıllarda bebek ölüm hızında önemli kazanımlar elde edilmiş, bebek ölümleri oldukça azalmıştır. Türkiye’nin, 80 yıldan fazla bir sürede, özellikle de son yıllarda önemli ölçüde sağlık hizmetleri kapsamını genişlettiği ve temel sağlık göstergelerinde (bebek ölüm hızı, anne ölüm hızı ve doğuşta beklenen yaşam süresi gibi) iyileşmeler sağladığı belirtilebilir 26. Türkiye’de çocuk ölümlerindeki azalmanın nüfusun kırsal kesimden hızla kentsel kesime kayması, kişi başına gayri safi yurtiçi hasıladaki artış, küçülen aile büyüklüğü ve kadınların eğitim alanındaki ilerlemelerden de etkilendiği bildirilmektedir 27.
Çalışmada TUİK’in 2009 yılından daha eski verilerine ulaşılamamış olup 2009-2016 yılları arasıyla sınırlı kalmıştır. Ayrıca çalışmamızda yaş grubu olarak 15-18 yaş arası verilere ulaşılamadığından tüm çocuk ölümlerini kapsamamaktadır.
Sonuç olarak, bebek ve çocuk ölüm hızlarının son yıllarda ülkemizin ekonomik gelişimi ve sağlık alanındaki ilerlemesiyle birlikte düşmesine rağmen halen gelişmiş ülkeler seviyesinde olmadığı anlaşılmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin, ülkemizin diğer bölgelerine göre çocuk ölümleri açısından daha duyarlı bölgeler olduğu dikkati çekmiştir. İzlenecek sağlık politikalarında bu bölgelere hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.