[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2018, Cilt 32, Sayı 2, Sayfa(lar) 081-085
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Stres Üriner İnkontinans Tedavisinde Transobturator Tape (TOT) Operasyonunun Klinik Sonuçları ve Hasta Memnuniyetinin Değerlendirilmesi
Ahmet KARAKEÇİ1, Tunç OZAN1, Necip PİRİNÇCİ1, Fatih FIRDOLAŞ1, Rahmi ONUR2
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
2Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, İstanbul, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: İnkontinans, transobturator bant (TOT), komplikasyon, memnuniyet
Özet
Amaç: Bu çalışmada, stres üriner inkontinans nedeni ile dıştan içe transobturator bant (TOT) operasyonu olan hastalarda ameliyat sonrası cerrahi sonuçları, komplikasyonları ve hasta memnuniyetinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: 2012–2017 yılları arasında TOT cerrahisi uygulanan 26 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Hastalar demografik veriler, işlem sonuçları, memnuniyet oranları, intraoperatif ve erken postoperatif (idrar retansiyonu, vajinal erozyon, disparoni, enfeksiyon, anormal deşarj) komplikasyonlar açısından değerlendirildi.

Bulgular: Stres üriner inkontinanslı hastaların %84.6‟sı tamamen veya büyük oranda düzeldi. “Bu cerrahiyi başkalarına önerir misiniz?” sorusuna hastaların %84.6 (22)‟si olumlu cevap verdi.

Sonuç: Stres üriner inkontinansın cerrahi tedavisinde yüksek başarı ve düşük komplikasyon oranları ile TOT tercih edilebilir bir yöntemdir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Egzersiz veya eforla, öksürme ya da hapşırma ile idrar kaçırma olarak tanımlanan stres üriner inkontinans (SÜİ), bayanlarda en sık saptanan idrar kaçırma şeklidir 1. Ürodinamik olarak ise detrüsör kasılması olmadan oluşan mesane içi basıncın üretral kapanma basıncını aşması sonucu görülen idrar kaçırması olarak tanımlanan stres üriner inkontinansın oluşum patofizyolojisinde pelvik taban kaslarındaki yetersizliğe bağlı gelişen üretral hipermobilite ve sfinkterik yetmezlik suçlanmaktadır.

    Ülkemizde yapılan çalışmalarda 2,3 SÜİ prevelansının %30-40 arasında olduğu bildirilmiştir. Bu oran Avrupa ülkelerindeki oranlara benzerdir. SÜİ tedavisinde yaşam tarzı değişikliği, pelvik taban veya mesane eğitimi ve farmakoterapi gibi tedavi seçenekleri bulunsa da tedavide altın standart seçenek cerrahidir 4. SÜİ‟nin cerrahi tedavisinde basitlik, etkinlik ve güvenilirlik hedeflenen amaçlardır. Özellikle kemik askı operasyonları ile birlikte adı geçen 3 hedefe ulaşılmaya başlanmıştır. Güncel cerrahi teknikler içerisinde en yaygın kullanılan tension free vaginal tape (TVT) etkili be başarılı bir yöntem olmakla beraber işlemde kullanılan trokarın retropubik mesafeden körlemesine geçişi sonucu büyük arter ve organ yaralanmalarının görülmesi sonrasında Delorme tarafından tanımlanan transobturator tape (gergisiz obturator askı: TOT) prosedürü popüler olmaya başlanmıştır 5-7. Yapılan çalışmalarda TOT ve TVT‟nin kontinans sağlama başarısının benzer, TOT tekniğinin komplikasyon oranın daha az olduğu bildirilmiştir 8-10.

    Bu çalışmada, stres üriner inkontinans nedeni ile TOT cerrahisi yapılan hastalar; retrospektif olarak, başarı, yan etki, komplikasyon oranları ve hasta memnuniyeti açısından değerlendirildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmada SÜİ nedeni ile 2012 ile 2017 yılları arasında aynı cerrah tarafından TOT operasyonu yapılan 26 hastanın verileri geriye dönük olarak değerlendirildi. Tüm hastalar detaylı fizik ve ürojinekolojik incelemeye tabi tutulup operasyon öncesi tam idrar tetkiği, idrar kültürü, işeme günlüğü, üroflowmetri ve işeme sonrası rezidüel idrar ölçümü ve üriner ultrason açısından değerlendirildi. İdrar yolu enfeksiyonu olanlar uygun antibiyotik ile tedavi edildi. Üretral hipermobiliteyi saptamak için litotomi ve ayakta pozisyonda dolu mesane ile Q testi ve öksürük testi yapıldı. Tüm hastalara operasyon öncesi inkontinansın şiddetini belirlemek için ICIQ-SF (International Consultation on Incontinence Questionnaire Short Form) uygulandı. Kaçırmanın şiddeti hafif, orta ve şiddetli olmak üzere 3 grupta değerlendirildi. Ürodinamik test sadece tanısı konmamış bir grup hastada, diyabetiklerde, karışık tipte üriner inkontinansı olan hastalarda tanıyı doğrulamak için yapıldı. Çalışmaya gerçek SUİ tanısı konan veya pelvik organ prolapsusu olan veya olmayan stres tipi baskın inkontinanslı hastalar dahil edilirken, ilerleyici nörolojik durumlar, idrar yolu enfeksiyonu, kronik sistit, aşırı aktif mesane, önceki anti-inkontinans cerrahisi teşhisi konan hastalar, kanamaya yatkınlık gösteren ve doğum planlayan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hastalar taburcu edildikten sonra 21, 90, 180. günlerde ve birinci yılın sonunda kontrole çağrılıp cerrahi başarı, intraoperatif ve erken postoperatif komplikasyonlar ve hasta memnuniyeti açısından değerlendirildi. Tamamen kuru olarak tanımlanan kaçırmanın hiç olmaması cerrahi başarı olarak, günde 1 pedden daha az olan hafif kaçırma düzelme olarak, inkontinans şiddetinde (sayısında) %50'den fazla iyileşme %50'den fazla iyileşme olarak, 2 veya daha fazla günlük ped kullanımı veya şikayetlerin eskisi gibi devam etmesi cerrahi başarısızlık olarak tanımlandı.

    Cerrahi Teknik: Tüm hastalarda gerekli cerrahi arınma ve uygun örtünme sağlandıktan ve no:18 2 yollu foley sonda takıldıktan sonra litotomi pozisyonunda üretranın yaklaşık 1 cm. altında vajen ön duvarı vertikal olarak insize edildi. Daha sonra paraüretral alanlar madson ile ayrıştırılarak ischiopubik kemiğe ulaşıldı. Klitorise paralel olacak şekilde ischiopubik ramusun 1 cm lateralinden foramen obturatoryumun izdüşümünde kalacak şekilde cilt insize edilerek özel eğimli trokarlarla sentetik bant üretra altından obturator foramenin medial kısmına yakın geçecek şekilde dıştan içe yerleştirildi. Bu işlem diğer tarafa da uygulandı 7. Vajen ön duvarı sütüre edildikten sonra genta ve tetrasiklin ile muamele edilmiş rulo ile kapatılıp işleme son verildi. Tüm hastaların üretral sondası postoperatif 1. günde alınıp miksiyonları gözlenip rezidü idrarı 100 mL‟nin altında olanlar taburcu edildi. Miksiyon yapamayan veya rezidü idrarı 100 mL‟den fazla olan hastalar tekrar foley sonda ile kataterize edilip takip edildi. İşlemlerde tüm hastalara aynı meş materyali (I stop ™, CL Medical, Lyon, Fransa) kullanıldı.

    Çalışmanın verilerinin değerlendirilmesinde Microsoft Excel programının fonksiyon hesaplamaları kullanıldı. Bulunan sonuçlarla tablolar oluşturuldu.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Hastaların yaş ortalaması 51.3±7.99 olup 34 ile 65 yaş arasında değişmekteydi. Hastaların ortalama hastanede kalış süreleri 2.6±1.5 olarak bulundu. Çalışmaya alınan hastaların 18 tanesine (%69) TOT dışında ek bir müdahalede bulunulmamışken geri kalan altı hastaya (%23) kolporafi anterior, iki (%8) hastaya kolporafi posterior cerrahisi uygulanmıştır. Hastalara ait preoperatif demografik özellikler Tablo 1‟de gösterilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastalara ait preoperatif demografik özellikler

    Çalışmaya sonunda iki hastada meş ekstrüzyonu gözlenmiş olup bir hasta topikal östrojen ve konservatif yöntemlerle tedavi edilirken diğer hastaya meş eksizyonu uygulanmak zorunda kalındı. Bir hastada geçici kataterizasyon ile çözülen idrar retansiyonu gelişirken 4 hastada müdahale gerektirmeyen geçici miksiyonda zorlanma gözlendi. Çalışmaya alınan hastalara ait postoperatif tedavi sonuçları ve komplikasyonları Tablo 2'de özetlenmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastalara ait postoperatif tedavi sonuçları ve komplikasyon oranları

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Günümüz stres inkontinans tedavisinde tercih edilen en popüler yöntem midüretral sling uygulaması olup ilk kez 1996 yılında trans vajinal teyp (TVT) yöntemi ile uygulanmaya başlanamıştır 11. TVT cerrahisi ile %85 civarında kür oranlarına ulaşılmasına, uygulama kolaylığı ve yüksek etkinlik gibi olumlu sonuçları olmasına rağmen mesane, barsak ve ciddi vasküler yaralanama gibi komplikasyonları içermesinden dolayı aynı etkinlikte fakat daha az komplikasyon içeren yöntemlerin arayışı söz konusu olmuştur 12. Bu amaçla ilk kez 2001 yılında Delorme ve ark. 7 tarafından tarif edilen TOT yöntemi kullanılmaya başlanmıştır. Bu teknik ilk olarak dıştan içe uygulanmış olup daha sonra komplikasyon oranlarını azaltmak için de Laval tarafından modifiye edilmiştir. Modifiye teknikte iğne içten-dışa kullanılmış ve bu yöntem tension free vaginal tape obturator yol (TVT-O) olarak adlandırılmıştır 13. Yapılan çalışmada 14 iki yöntem arasında gerek etkinlik gerekse de komplikasyon açısından fark bulunmamıştır.

    Literatürde TOT işleminde kür oranı değişkenlik göstermekle beraber %51-95 arasında değişmektedir 15. Bu çalışmada literatür ile uyumlu olacak şekilde yaklaşık %57.7 „lik tamamen kuru ve %19.2 günde günde 1 pedden daha az ıslatma olmak üzere yaklaşık %84.7‟lik başarı sonucuna ulaşılmıştır. Operasyon memnuniyetinin değerlendirilmesi amacı ile sorulan "Bu cerrahiyi başkalarına önerir misiniz?” sorusuna hastaların 22‟si (%84.6) “evet” şeklinde cevap vermişlerdir. Bu sonuç; stres üriner inkontinansın cerrahi tedavisinin uzun dönem etkinliği açısından TOT‟un başarısının yüksek olduğunu göstermektedir. Ortalama operasyon süresi literatürde belirtilen ortalama sürenin (20-25 dakika) üzerinde olacak şekilde yaklaşık 52.4 dakika olarak tespit edilmiştir 16. Bunun en önemli nedeni yaklaşık 8 hastaya TOT cerrahisi ile beraber yapılan pelvik organ prolapsus cerrahisidir. SÜİ‟ın komorbid olduğu durumlardan biri pelvik organ prolapsusudur. Costa ve ark. 9‟nın yayınladığı bir çalışmada SÜİ hastalarının %13‟üne ek olarak rekonsturiktif cerrahi uygulandığı bildirilmiştir. Bu çalışmada ise 8 (%30.7) hastaya eş zamanlı prolaps cerrahisi uygulanmıştır.

    TOT operasyonu sonrası bildirilen komplikasyon oranı %10.5 ile %31.3 arasında olup, mesane perforasyonu, hemoraji, barsak yaralanması, vajinal ekstrüzyon, üriner enfeksiyon ve işeme disfonksiyonu en sık bildirilen komplikasyon çeşididir 17. Kendi çalışmada mesane perforasyonu, hemoraji ve barsak yaralanması gibi majör komplikasyon gözlenmedi. TOT sonrası görülen bir diğer komplikasyon ise %4.5 ile %24 arasında görülen disparoni‟dir 18-20. Bu çalışmada görülen disparoni oranı %19.4 olarak bulunmuştur. Postop dönemde ortaya çıkan üriner obstrüksiyonda ödem ve ağrı suçlanmaktadır. Postoperatif ödem ve ağrıya bağlı semptomların ilk 10 gün içinde düzelmesi beklenir. Eğer hastanın retansiyonu 4 haftadan uzun sürerse meşin insizyonu gerekecektir 21. Operasyon sonrası işeme güçlüğü ve 100 mL‟den fazla rezidü idrar 4 hastada (%15.4) gözlenirken 1 hastada (%3.8) 4 haftalık temiz aralıklı kataterizasyon ile çözülen retansiyon gözlenmiştir. Meşin vajinal erozyonu TOT sonrası gözlenebilen önemli komplikasyonlardan biridir. vajen duvar kesisisinin yetersiz kapatılması, geniş veya yanlış diseksiyon planı,yara enfeksiyonu, meş reddi, erken cinsel aktivite, meş yuvarlanması ve anormal vajinal epitelyum; en çok suçlanan faktörler arasındadır. Literatürde bildirilen meş erozyon oranı % 1 ile %10.9 arasında bildirilmiştir 22. Çalışmada operasyon sonrası yaklaşık 6 haftalık cinsel perhize uymadığı için 2 hastada (%7.7) meş erozyonu gözlendi. Adı geçen hastaların meşleri parsiyel olarak çıkarılmak zorunda kalınmıştır.

    TOT operasyonu sonrası erken dönemde gözlenen komplikasyonlardan biri kasık bölgesindeki ağrıdır. Yapılan çalışmalarda bu oranın %5 ile %26 arasında değiştiği bildirilmiştir 23,24. Hastaların çoğunda oluşan ağrı genellikle geçici olup birkaç ay içinde kendiliğinden düzelmektedir. Ağrının oluşum mekanizmaları arasında addüktör kas veya periferik obturator sinirinin dallarına yakın yerde yatan meşe karşı oluşan yabancı cisim reaksiyonu, obturator membran ve kaslara karşı oluşan travma sayılabilir 25,26. Bu şikayetler genelde antiinflamatuvar tedaviyle çözülmektedir. Çalışmada literatür ile uyumlu şekilde 3 haftadan kısa süren 2, 3 haftadan uzun süren sadece 1 hastada kasık ağrısı olmuştur. 3 ayın sonunda hiçbir hastada kasık ağrısı kalmamıştır. Son olarak çalışmada 2 hastada antibiyotik tedavisi ile düzelen üriner enfeksiyon, 3 hastada baskılı vajinal tampon ile duran kanama, 1 hastada ise trokar geçişi sırasında oluşan ve sütürizasyon ile iyileşen vajinal laserasyon meydana geldi.

    Çalışmada elde edilen verilerin geriye dönük olması ve hasta sayının literatüre göre daha az olması çalışmamızın sınırlayıcı faktörlerdir. Bununla birlikte TOT, düşük komplikasyon oranı ve yüksek menuniyet derecesi ile SÜİ‟lı hastalarda güvenle tercih edilebilecek bir cerrahi yöntem olarak durmaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Abrams P, Cardozo L, Fail M, et al. The standardisation of terminology of lower urinary tract function: Report from the standardisation sub-committe of the international Continence Society. Neurourology and Urodynamics 2002; 21: 167-78.

    2) Cetinel B, Demirkesen O, Tarcan T, et al. Hidden female urinary incontinentce in urology and obstetrics and gynecology outpatient clinics in Turkey: What are thedeterminants of bothersome urinary incontinence and help-seeking behavior? IntUrogynecol J Pelvic Floor Dysfunct 2007; 18: 659-664.

    3) Hunskaar S, Lose G, Sykes D, Voss S. Theprevalence of urinary incontinence in womenin four European countries. BJU Int 2004; 93: 324-330.

    4) Nordling J, Abrams P, Ameda IC, et al. Outcome measures for resean: H intreatment of adult males with symptoms of lower urinary tract dysfunction. Neurourol Urodyn 1998; 17: 263-271.

    5) Kuuva N, Nilsson CG. A nationwide analysis of complications associated with the tension freevaginal tape (TVT) procedure. ActaObstet Gynecol Scand 2002; 81: 72-77.

    6) Zilbert AW, Farrell SA. External iliac artery laceration during tension-free vaginal tapeprocedure. Int Urogynecol J Pelvic Flor Dysfunct 2001; 12: 141-143.

    7) Delorme E, Droupy S, De Tayrac R, Delmas V. Trans obturator tape Uratape, a new minimally invasive treatment for female urinary incontinence. Prog Urol 2003; 13: 656-659.

    8) Delorme E, Droupy S, de Tayrac R, Delmas V. Transobturator tape (Uratape): A new minimally-invasive procedure to treat female urinary incontinence. Eur Urol 2004; 45: 203-207.

    9) Costa P, Grise P, Droupy S, et al. Surgical treatment of female stress urinary incontinence with a trans-obturator-tape (T.O.T.) Uratape: short term results of a prospective multicentric study. Eur Urol 2004; 46: 102-106.

    10) Delmas V. Anatomical risks of transobturator suburethral tape in the treatment of female stress urinary incontinence. Eur Urol 2005; 48: 793-798.

    11) Leach GE, Dmochowski RR, Appell RA, et al. Female Stress Urinary Incontinence Clinical Guidelines Panel summary report on surgical management of female stress urinary incontinence. The American Urological Association. J Urol 1997; 158:875-880.

    12) Novara G, Ficarra V, Boscolo-Berto R, et al. Tension-free midurethral slings in the treatment of female stress urinary incontinence: A systematic review and meta-analysis of randomized controlled trials of effectiveness. Eur Urol 2007; 52: 663-678.

    13) De Leval J. Novel surgical technique for the treatment of female stress urinary incontinence: Transobturator vaginal tape inside-out. Eur Urol 2003; 44: 724-730.

    14) Latthe PM, Singh P, foon R, Toozs-Hobson P. Two routes of transobturator tape procedures in stress urinary incontinence: A meta-analysis with direct and indirect comparison of randomized trials. BJU Int 2011; 106: 68-76.

    15) Houwert RM, Renes-Zijl C, Vos MC, Vervest HA. TVT-O versus Monarc after a 2-4-year follow-up: A prospective comparative study. Int Urogynecol J Pelvic Floor Dysfunct 2009; 20: 1327-1233.

    16) Geçit İ, Pirinççi N, Güneş M, ve ark. Stres inkontinans tedavisinde transobturator tape (TOT) ile transvaginal tape(tvt)‟in etkinliğinin ve komplikasyonlarının karşılatırılması. Van Tıp Dergisi 2011; 18: 173-180.

    17) Daneshgari F, Kong W, Swartz M. Complications of mid urethral slings: Important outcomes for future clinical trials. The Journal of urology 2008;180: 1890-1897.

    18) Mazouni C, Karsenty G, Bretelle F, et al. Urinarycomplications and sexual function after the tension‐free vaginal tape procedure. Acta obstetricia et gynecologica Scandinavica 2004; 83: 955-961.

    19) Cholhan HJ, Hutchings TB, Rooney KE. Dyspareunia associated with paraurethralbanding in the transobturator sling. American Journal of Obstetrics and Gynecology 2010; 202: 481.

    20) Abdel‐fattah M, Ramsay I. Retrospective multicentre study of the new minimally invasive mesh repair devices for pelvic organ prolapse. BJOG: An International Journal of Obstetrics & Gynaecology 2008; 115: 22-30.

    21) Zaragoza MR. Expanded indications for the pubovaginal sling: treatment of type 2 or 3 incontinence. J Urol 1996; 156: 1620-1622.

    22) Dalpiaz O, Knopf HJ, Orth S, et al. Mid-term complications after placement of the male adjustable suburethral sling: A single center experience. The Journal of Urology 2011; 186: 604-609.

    23) Meschia M, Bertozzi R, Pifarotti P, et al. Perioperative morbidity and early results of a randomised trial comparing TVT and TVT-O. International Urogynecology Journal 2007; 18: 1257-1261.

    24) Dobson A, Robert M, Swaby C, et al. Trans-obturator surgery for stress urinary incontinence: 1-year follow-up of a cohort of 52 women. International Urogynecology Journal 2007; 18: 27-32.

    25) Mellier G, Moore R, Jacquetin B. A meta-analysis of the intra-operative safety and effectiveness of the transobturator hammock seen in results of two prospective studies in 9 countries with 204 patients. ICS/IUGA Joint meeting. Paris 2004.

    26) Yasser Farahat and Ali Abdel Raheem. Futuristic Concept in Management of Female SUI: Permanent Repair Without Permanent Material, Urinary Incontinence, Mr. Ammar Alhasso (Ed.), InTech, DOI: 10.5772/33769.2012.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]