Meme tümörlerinin köken aldığı terminal duktal lobuler ünite, meme bezlerinin sekretuar bölümü olan asinileri ve duktusları kapsar. İnvaziv meme kanserlerinin %85-90'ı duktus epitelinden kaynaklanır, yani invaziv duktal karsinom en sık görülen meme kanseri histolojik tipidir
1,10. Bu çalışmada hastaların %85,9'u literatür verileri ile uyumlu olarak invaziv meme karsinomu tanısı almıştır. İnvaziv meme kanserlerinde tümörün derecesi prognostik açıdan önemlidir. Tümörün derecesi arttıkça diferansiasyon kaybı olur ve nüks oranı artar
7. Bu çalışmada hastaların büyük kısmı derece 2 (%44.2) ve 1(%32.6) dedir.
Hormonal tedavilerin gelişmesi ile tümörde ER ve PR pozitifliği önem kazanmıştır. ER ve PR pozitif tümörler anti-östrojenik tedaviye yanıt verir daha iyi prognoz gösterir 11. Literatürde meme kanserlerinin %60-65 kadarında ER pozitifliği bildirilmektedir 9,12. Hem ER hem de PR pozitif tümörlerin hormon tedavisine yanıtı, sadece ER pozitif tümörlerin hormon tedavisine yanıtından daha yüksektir 13. Bu çalışmada ER pozitifliği literatürden biraz daha yüksek oranda (%81.4) bulunmuştur, hastaların tedavisi için daha olumlu bir sonuçtur.
Tümör proliferasyon hızı, nüks yada metastaz riski yüksek olan hastaların belirlenmesinde ve prognozun tahmin edilmesinde yardımcıdır, Ki67 en sık kullanılan prognostik belirleyicidir. %14'ün üzerindeki tümörler daha agresif seyirlidir 14. Çalışmada Ki67 proliferasyon indeksi hastaların büyük kısmında (%73.4) %14 den düşük bulunmuştur.
Sellüler transformasyon, tümör büyümesi ve yayılımında yer alan onkogenlerin aşırı yapımı meme tümörlerinde gösterilmiştir, bunlar içinde en yaygın çalışılanı HER2 dir.HER2 yüksekliği; yüksek histolojik grade, ER,PR negatifliği ve yüksek proliferasyon indeksi gösteren meme kanserlerinde daha sıktır 15,16.Genel olarak sağkalımda azalma ile HER2 arasında bir ilişki mevcuttur 17 . HER2 aşırı ekspresyon oranı literatürde %15-25 arasında bildirilmekle birlikte,daha genç hastalarda oran daha yüksek bulunmuştur 6,18. Bu çalışmada HER2 aşırı ekspresyonu %17.6 oranında bulunmuştur, 45 yaş altı hastalarımızda bu oran daha yüksek değildir (%16.5).
Meme kanserinin etyolojisi tam olarak aydınlatılamamakla beraber, aile öyküsü, östrojen maruziyeti, obesite, ileri yaş, sigara ve alkol kullanımı ve benzeri sebepler meme kanseriyle ilişkili risk faktörleri olarak tanımlanmaktadır 19,20. Meme kanserinde radyolojik görüntülemenin yaygın kullanılması ve eş zamanlı yapılan iğne biyopsi ile erken tanı alma olasılığı artmıştır. Bu çalışmada büyük bir merkez hastanesinde iğne biyopsi ile meme kanseri tanısı almış olguların dökümünü yapmayı ve bu yolla meme kanserinin bölgesel yapısını sunmayı amaçladık.