Yara iyileşmesi üzerinde tedavi yöntemleri ile ilgili çalışmalar halen devam etmektedir
14-16. Deri yaralarında iyileşmenin enfekte olmadan, kısa sürede, skarsız ve düzgün bir iyileşme ile sonuçlanması beklenilen bir durumdur
16-18. Yapılan bu çalışmada ratlarda ensizyonel deri yaralarında klasik olarak kullanılmakta olan ipek iplik, FA ve OSA kullanımlarının karşılaştırmalı değerlendirmelerinin yapılması amaçlanmıştır.
Bazı araştırmacılar 19-23, OSA doku yapıştırıcısının çabuk ve kolay uygulandığını, operasyon süresini kısalttığını, kanamayı ve yaranın kontamine olmasını önlediğini ayrıca yara iyileşmesini hızlandırıcı etkilerinin bulunduğunu bildirmektedirler. Bu özellikleri nedeniyle dikişlere alternatif bir uygulama olabileceği rapor edilmektedir 24,25.
Sunulan bu çalışmada ensizyon yaralarının kapatılmasında OSA uygulamasının dikiş ve FA uygulamalarına göre daha hızlı ve kolay olarak gerçekleştiği belirlendi. Dikiş uygulaması ile FA uygulama zorluğu bakımından birbiri ile benzerdi. Elde edilen bu veriler bazı çalışmalarla 24,25 uyumluluk göstermektedir. Bu çalışmada bazı araştırmacıların 25-28 bildirdiklerine benzer şekilde OSA’nın yaraya uygulanmasından sonraki 30-40 saniyede katılaştığı ve yara dudaklarını bir arada tuttuğu saptandı. FA grubunda ise bu sürenin daha uzun olduğu gözlendi.
Bulundukları dokulara dayanıklılık kazandıran kollajen liflerin morfolojik açıdan kalın ve dalgalı yapıya sahip olması fonksiyonel olarak daha etkili olmalarını sağlar 29. Yara kopma direncinin ölçülmesiyle ensizyon yaralarının rejenerasyon hızı ve kalitesi ölçülebilmektedir 30. Yara iyileşmesinin yangısal evresinde ilk 4-5. günde yara düşük gerilme kuvvetine sahiptir. Yara direnci proliferasyon evresinde kollajen birikimi ile ikinci haftanın sonunda ise kollajen birikiminden bağımsız olarak artmaktadır 25,31.
Yaralarda kopma kuvveti üzerinde ipek iplik ve doku yapıştırıcısının karşılaştırmalarının yapıldığı bir çalışmada 25 7, 14 ve 21. günlerde gruplar arasında istatistiksel olarak fark olmadığı bildirilmiştir.
Fibroblastlar yumuşak doku hasarının iyileşmesinde kollajeni oluşturarak yara direncini sağlarlar 15,32,33. Kollajen fibrilleri arasındaki moleküller içi ve arası bağların, yaranın gerilim kuvvetine ve sağlamlığına etki edeceği rapor edilmiştir 34. Yara yerinde depolanan kollajen ve subdermal kollajen fiberlerinin reorganizasyonunu değerlendirmede kopma kuvvetinin kullanılabileceği, yarada kollajen birikimi olsa bile kollajenin yanlış reorganize olabilmesi sonucunda yarada kopma kuvvetinin düşük olarak gerçekleşmesine sebep olabileceği bildirilmektedir 35-37. Yara iyileşmesinin başlangıcında kollajen sentezi gerilme kuvvetini sağlarken, daha sonra kollajenin matürasyonu ve kollajen lifleri arasındaki bağlar yara direncinin oluşumuna öncelik kazandırır 38. Yara iyileşmesinde inflamasyon ve proliferatif fazların tamamlandığı ve olgunlaşma fazının başlangıç günleri olarak kabul edilen 21. günün, yara gerilim kuvveti değerlendirmek için en uygun gün olduğu rapor edilmiştir 34.
Yapılan bu çalışmada yara kopma kuvveti ölçümleri 3, 7, 14 ve 21. günlerde gerçekleştirildi. Bununla birlikte elde edilen bulgular sadece 7. günde FA grubunda istatistiksel olarak anlamlı bir artışın bulunduğunu gösterdi (P<0.01) (Tablo 1). Çalışmanın 3, 14 ve 21. günlerinde Karasu 25’nun bildirdiği ile uyumlu bir şekilde gruplar arasında herhangi bir anlamlı farklılık gözlenmedi.
Tavşanlarda yara iyileşmesi ile ilgili yapılan deneysel bir çalışmada 25 OSA uygulanan grupta ipek iplik ile dikiş uygulanan gruba göre operasyondan sonraki 3. ve 7. günlerde daha az yangısal reaksiyon şekillendiği, 14. ve 21. günlerde ise kollajen yapının daha az gözlendiği rapor edilmiştir.
Yara iyileşmesinde ticari siyanoakrilat bazlı ürünler ile tıbbi siyanokarilat bazlı doku yapıştırıcılarının karşılaştırıldığı bir çalışmada 39 tıbbi olmayan siyanoakrilat bazlı ürünler ile yapılan yara onarımının histopatolojik incelemesinde 7. günde epitelizasyonun daha fazla oranda kesikli olduğu; inflamasyon, fibrozis, bağ doku açılması ve yabancı cisim reaksiyonunun 7 ve 21. günlerde tıbbi siyanoakrilat bazlı doku yapıştırıcılarına göre daha kötü olduğu bildirilmiştir.
Yapılan bu çalışmada histolojik muayenelerde 3, 7 ve 14. günlerde epitelizasyonun en kötü kontrol (ipek iplik) grubunda, en iyi OSA grubunda olduğu gözlenmiştir (P<0.05). Bununla birlikte 21. günde gruplar arasında herhangi bir farklılık gözlenmemiştir (Tablo 2). Bulgular erken dönemde FA ve özellikle OSA kullanımının epitelizasyon üzerine olumlu etkilerini göstermektedir (Şekil 2 ve 3).
Granulasyon dokusu oluşumu değerlendirildiğinde 3. günde OSA grubunun en iyi olduğu belirlendi (P<0.05). Gruplar arasında 7 ve 14. günlerde herhangi bir anlamlı farklılık bulunmazken, 21. günde granulasyon dokusu oluşumu en kötü olarak kontrol grubunda gözlendi (P<0.05). Sunulan bu çalışmada granulasyon dokusu oluşumunda OSA’nın olumlu etkisi görülmektedir (Tablo 2, Şekil 2 ve 3).
Yangısal hücre infiltrasyonunun 3, 7 ve 14. günlerde OSA grubunda en az olduğu (P<0.05), kontrol ve FA grupları arasında ise anlamlı bir farklılık gözlenmediği belirlendi. Bununla birlikte 21. günde OSA grubunda en az iken kontrol grubunda en şiddetli olduğu saptandı. Yapılan bu çalışmada elde edilen bulgular OSA’nın yangısal hücre infiltrasyonunu 3, 7 ve 14. günlerde belirgin şekilde azalttığını ve yara iyileşmesi bakımından OSA kullanımının avantajlı olduğunu göstermektedir (Tablo 2, Şekil 2 ve 3).
Sonuç olarak, elde edilen bulgular ensizyonel deri yaralarında iyileşmenin hızlandırılması, zaman ve ekonomik kayıpların minimuma indirilebilmesi amacıyla OSA doku yapıştırıcısının klasik yöntem olan dikiş uygulaması kadar güvenli bir şekilde kullanılabileceğini göstermektedir. Bu çalışmada elde edilen verilerin klinik pratiğe katkı sunacağı, bununla birlikte ensizyonel yaraların kapatılmasında kullanılan materyallerle ilgili daha uzun süreli çalışmaların yapılması ile bu materyallerin yara iyileşmesine olan katkılarının daha iyi anlaşılabileceği düşünülmektedir.