Parasetamol analjezik ve antipiretik olarak yaygın kullanılan farmakolojik bir ajandır. Birçok farmakolojik ajan gibi ana endikasyonu dışında farklı sistemler üzerinde de etkinliğinin olabileceği düşünülmüş, hatta bu bağlamda daha önce yapılan çalışmalarda uterus ve mesane düz kasının kontraktil aktivitesi üzerinde inhibisyona neden olduğu gösterilmiştir
9,10. Bu bilgiler doğrultusunda yine bir düz kas olan bronş üzerinde de olası etkinliği araştırıldı ve çalışmanın sonucunda elde edilen verilere göre parasetamolün hem herhangi bir indükleyici kullanılmamış bazal bronş dokusunda hem de Ach ile indüklenmiş bronş kontraktil aktivitesi üzerinde inhibitör etkisinin olduğu tespit edildi ve bu etkinin Ach ile indüklü bronşta daha güçlü olduğu gözlendi.
Literatürde, parasetamolün bronş düz kas kontraksiyonu üzerindeki etkisini araştıran çalışma sayısı oldukça sınırlıdır. Bunlardan bir tanesi 11 erkek farelerin bronşları üzerinde yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda Ach ile indüklü bronş kontraksiyonunda inhibisyon olduğu gösterilmiştir 11. Bu çalışma kapsamında da elde edilen bulgular bu literatür bilgisiyle uyum göstermektedir. Buna ek olarak parasetamolün, indüklenmemiş bazal bronş dokusundaki etkisine de bakıldı ve bazal bronş kontraksiyonunda da istatistiksel olarak anlamlı inhibisyon gözlemlendi. Ayrıca hem ırk yönünden hem de cinsiyet yönünden farklı hayvanların kullanılmış olması bu çalışmayı öncekinden farklı ve özgün kılmıştır.
Erkek sıçanlardan elde edilen bronş dokuları ile yapılan bir çalışmada 12 ise bir gruba parasetamol bir gruba ibuprofen verilmiş ve parasetamol uygulanan grupta bronş kontraksiyonunda istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı belirtilmiştir 12. Ancak başlangıçta ketamin anestezisi verilmesinin bu sonuca neden olabileceği düşünüldü. Çünkü anestezik maddeler düz kaslar üzerinde miyorelaksan etkiye sahiptir. Bu bilgiye dayanarak yapılan çalışmada örnek literatürün aksine anestezisiz dekapitasyon uygulanmıştır.
Ayrıca parasetamolün farklı düz kas kontraksiyonu üzerindeki etkisini araştıran çalışmalardan biri13 de sıçan aort düz kası üzerinde yapılmıştır. Sıçan aortunda kontraktil aktiviteyi inhibe edici bir etkiye neden olduğu gösterilmiştir ve bu etkinin L tipi Ca kanalları yoluyla Ca akışını bloke ederek olduğu düşünülmüştür 13. Elde edilen literatür bilgisi mevcut çalışmadaki bulgularla uyum göstermektedir.
Daha önce ana bilim dalımızda yapılan çalışmalardan birinde 9 parasetamolün, spontan uterus düz kas konstraksyonunu inhibe ettiği ortaya konmuştur. Yine bir diğer çalışmada da 10 parasetamolün sıçan mesane düz kas kontraksiyonu üzerinde inhibitör etkiye yol açtığı gösterilmiştir.
İnsanlar üzerinde yapılan bir çalışmada 14 ise aspirin kullanımına bağlı bronkokonstriksiyon geliştiği bilinen (aspirine duyarlılığı olan) astım hastalarında aspirin yerine kullanılabilcek uygun analjezik seçimi konusu araştırılırken analjezik ilaçlar verilmiş ve sonuçlar şu şekilde belirtilmiştir: Terapotik dozlarda kullanılan indometasin tüm hastalarda, mefenamik ve flufenamik asit ise çoğu hastada bronkokonstriksiyona neden olmuştur ve salisilamit, parasetamol, benzidamin ve klorokinin terapötik dozlarında herhangi bir reaksiyon görülmemiştir 14. Aspirine duyarlılığı olan hastalarda dahi parasetamolün bronkokonstriksiyona neden olmaması ilaç seçiminde çok değerlidir. Buradan yola çıkarak klinikte analjezik ilaç seçiminde, aspirin duyarlılığı olan bronkokonstriksiyon ile karakterize hastalıklara sahip olan kişilerde non-steroidal antiinflamatuar ilaçlara (NSAİİ) göre parasetamolün öncelikli olarak tercih edilmesi faydalı olabilir. Astımlı çocuk hastalarda yapılan, tek doz uygulanan parasetamolün hava yolu yanıtı üzerine etkisinin araştırıldığı bir diğer çalışmada 15, spirometri testi sonuçlarında bronkonstriksiyon olmadığı yönünde yorumlanacak değerler elde edilmiştir 15. Ancak bu çalışmada deneklere yapılan spirometri testinin ölçüm sonuçları değerlendirilmiştir. Mevcut çalışmada ise direkt olarak bronş düz kas dokularının kontraksiyon cevabı değerlendirilmiştir.
Farklı bir çalışmada 16 elde edilen bulgulara göre aspirinle tetiklenen astım hastalarının en az yarısı astımlarını kontrol altına almak için birçok yan etkisinin olduğu bilinen sistemik kortikosteroidlere ihtiyaç duyar. Oysa bu hastalarda parasetamole karşı çapraz duyarlılık insidansı düşüktür ve bir reaksiyon meydana geldiğinde yaşanan semptomlar, bir NSAİİ tarafından tetiklendiği duruma göre daha kısa ve daha hafif olur 17. Parasetamol bu etkilerinden dolayı NSAİİ göre kullanım açısından daha avantajlı olabilir. Bunun için de daha çok ve ayrıntılı çalışmaya ihtiyaç vardır.
Parasetamolün uzun vadeli olumsuz etkileri konulu bir başka yayında 12 hafta boyunca günde iki kez 1 g parasetamol veya plasebo alan, aspirine duyarlı olmayan deneklerde (n= 85) yapılan bir çift-kör randomize kontrollü çalışmada 18, bronş aşırı duyarlılığında herhangi bir fark görülmediği belirtilmiştir. Elde edilen bu bulgular mevcut çalışmanın bronş düz kası üzerindeki etkinliğiyle uyumluluk göstermektedir. Parasetamolün bronkodilatatör etkisinde bu duyarlılığın azalmasının da etkili olabileceği düşünülmektedir 18.
Elde edilen bulgulara göre parasetamol bronş düz kas kontraksiyonu üzerinde inhibitör etkiye sahiptir. Literatürdeki benzer çalışmalarla uyum göstermektedir. Dişi sıçan bronşunda yapılan literatürdeki ilk çalışma olması nedeniyle önem arz etmektedir. Çalışmanın devamında parasetamolün bronş düz kası üzerindeki etkilerinin süresi ve doza bağımlılığı gibi konuların yanı sıra bronş düz kas üzerindeki inhibitör etkinin altında yatan fizyopatolojik mekanizmaların aydınlatılması amaçlanmaktadır. Klinik kullanımı esnasında olumsuz etkilere yol açmaması amacıyla daha ileri çalışmalar yapılması uygun olacaktır.