Malign hastalıklarda reaktif trombositoza sıklıkla rastlanmaktadır
10. Reaktif trombositozun trombosit üretiminin artması sonucu olduğu bilinmesine rağmen, bu aşırı üretimin nedeni bilinmemektedir. Hemoraji, hemoliz, enfeksiyon, inflamatuar hastalıklar ve karsinomlara cevap olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir
11. Baş ve boyun Ca, akciğer Ca, kolon Ca veya prostat Ca’lı 1000 olgunun incelendiği bir çalışmada kan koagülasyon testlerinde en sık gözlenen anomalinin hiperfibrinojenemi (%51) ile birlikte trombositoz (%45) olduğu bildirilmiştir
12.
Primer akciğer Ca tanısı alan olgularda trombositoz sıklığını araştırmayı ve trombositoz ile survey arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladığımız bu çalışmada, primer akciğer Ca’lı olguların %22’sinde trombositoz tespit ettik. Akciğer Ca’lı 280 olgunun değerlendirildiği bir çalışmada trombosit sayısının 49 hastada (%18) >400x103/L olduğu bildirilmiştir 11. Pedersen ve arkadaşlarının 9 ilk çalışmasında primer akciğer Ca’lı olguların 1/3’ünde trombositoz olduğu tespit edilmesine rağmen, diğer çalışmalarında bu oran %53 olarak bildirilmiştir 13. Yeni tanı konmuş akciğer Ca’lı 1201 olguluk bir diğer çalışmada trombositoz gözlenme oranı %17 olarak belirtilirken 2, bu oranın %10-60 arasında değiştiğini bildiren başka çalışmalar da mevcuttur 14,15.
Maligniteye eşlik edebilecek birçok durum nedeniyle malign olgularda trombosit sayılarındaki anormallikleri yorumlamada zorlukla karşılaşılabilir. Örneğin yaygın intravasküler koagülasyonun sıklıkla maligniteye eşlik ettiği bilinmektedir, ayrıca kemik iliği tutulumu, kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları periferik trombosit sayılarını düşürebilir. Bu nedenle çalışmada olgularımızın herhangi bir tedaviye başlamadan önceki trombosit sayılarını kriter olarak aldık. Olgularımızda trombosit sayısını etkileyebilecek ek bir patolojinin olmamasına dikkat ettik ve sonuçta sadece maligniteye bağlı olduğunu düşündüğümüz olguların trombosit sayı değişikliklerini inceledik. Trombosit dağılımı ile histopatolojik tip, evre, yaş ve cinsiyet arasında herhangi bir ilişki olmadığını tespit ettik. Pedersen ve arkadaşlarının 9 çalışmasında da trombosit sayısı ile histopatolojik tip arasında herhangi bir ilişki gözlenmemiştir. Başka bir çalışmada küçük hücreli dışı akciğer Ca’lı olgularda trombosit sayısının daha yüksek olduğu belirtilmiştir 14. Nakano ve arkadaşlarının 16 çalışmasında ise büyük hücreli Ca’da trombosit sayısının diğer histopatolojik tiplerden daha fazla olduğu, trombositoz insidansının adeno Ca’da %7.5, skuamöz hücreli Ca’da %12.5, küçük hücreli Ca’da %5.1 ve büyük hücreli Ca’da %41.7 olduğu bildirilmiştir.
Histopatolojik tip haricinde metastaz varlığı da trombosit sayısını etkileyebilir. Akciğer veya diğer organ malignitelerinde hastalığın evresi arttıkça trombosit sayısının arttığı tespit edilmiştir ve trombositozun yaygın hastalık göstergesi olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir 9. Oysa bizim çalışmamızda olduğu gibi Aoe ve arkadaşlarının 17 çalışmasında da trombositoz ile histopatolojik tip, evre ve cinsiyet arasında herhangi bir ilişki tespit edilmemiştir.
Akciğer Ca’da trombositozun önemli bir prognostik faktör olduğu 18 ve diğer malignitelerde de kötü prognoz göstergesi olduğu belirtilmiştir 19. Gislason ve arkadaşlarının 20 çalışmasında trombosit sayısı ile survey arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu belirtilirken, Lopes ve arkadaşları 21 tarafından trombosit sayısının survey üzerine herhangi bir etkisi olmadığı bildirilmiştir. Çalışmamızda trombositoz tespit edilen akciğer Ca’lı olguların surveylerinin trombositoz tespit edilmeyenlere göre belirgin derecede kısa olduğunu gördük ve trombosit sayısı ile survey arasında anlamlı bir ilişki olduğunu tespit ettik. Multivariate survey analizlerinde diğer prognostik faktörler düzenlendikten sonra, trombositoz kısa surveyin anlamlı bir göstergesi olmaya devam etmiştir 9. Trombositozun prognostik öneme sahip olması tümör hücreleri ile karşılıklı etkileşimine bağlı olabilir. Trombositler ile tümör hücreleri arasındaki etkileşimin hematojen metastazlara katkıda bulunduğuna dair güçlü kanıtlar mevcuttur 22. Ayrıca trombositlerden salgılanan proteinlerin de tümör hücre metastazlarını artırdığı ispatlanmıştır 23.
Sonuç olarak, akciğer Ca’lı olgularda trombositozun sıklıkla görüldüğü ve trombositozu olan olguların surveylerinin anlamlı olarak kısa olduğu gözlendi. Bu da gelecekte akciğer Ca’lı olgularda survey ile ilgili multifaktöriyel analizlere trombosit sayısının dahil edilmesini düşündürebilir.