EP, morfolojik olarak atrofik, hiperplastik ve karsinomatöz polipler olarak değişik şekillerde saptanabilir. Günümüzde EP’in yaklaşık %12 ila %34 oranında endometriyal karsinomlar ile birlikteliği saptanmış olup, bu durumun rastlantısal olarak mı yoksa poliplerin daha sonradan karsinoma dönüştüğü mü konusu üzerinde değişik fikirler öne sürülmektedir
5.
Endometriyal proliferasyon ve endometriyal farklılaşmada estrojen ve progesteronun etkileri bilinmektedir. Poliplerdeki glandüler epitelyal dokuda estrojen ve progesteron ekspresyonu, normal endometriyum dokusundan pek farklı değildir. Bu sebeple EP gelişiminde ve büyümesinde estrojenin parsiyel bir etkinliği olduğu düşünülmektedir 6.
EP’lerin tanısı önceleri küretaj sonrası konulur iken, günümüzde ultrasonografi, sonohisterografi, ve ofis histereskopi gibi invazif olmayan yöntemler kullanılabilir. Son dönemlerde jinekolojide tanı yöntemlerinin kullanım alanının artması sebebiyle, EP’in görülme sıklığını ve yaş grubunu da değiştirmiştir 3,7. Chavez ve arkadaşları özellikle genç infertil olgularda, uygulanan histereskopik girişimler sonucunda poliplerin sıklıkla görüldüğü ve infertiliteye sebep olabileceğini bildirmişlerdir 7.
EP’ler görülme sıklıkları yaşla artan lezyonlardır. Obezite, hipertansiyon ve tamoksifen tedavisi alan bayanlar polip gelişimi için risk altında bulunmaktadır 3. Mevcut sunulan her iki olguda obez idi. Ayrıca ilk sunulan olgumuzda obeziteye hipertansiyon da eşlik etmekteydi. Her iki olgumuzda da tamoksifen kullanım öyküsü bulunmamaktaydı.
EP’lerin tanısında bugün için diagnostik histereskopi gold standart olarak karşımıza çıkmaktadır. EP tanısı konulan olgularda uygun olan yaklaşım malignensi potansiyeli taşımaları sebebiyle poliplerin ekstirpasyonudur. Günümüzde genişçe kabul gören yöntem poliplerin histereskopik rezeksiyonu şeklinde olmaktadır.
Endometriyal poliplerin vajene doğarak tanı konulması son derece nadir görülen bir durumdur. Servikal ostan sarkan bir kitlede akla ilk olarak servikal polip veya saplı bir myom gelmektedir. Bu gibi olguların tedavisinde genel yaklaşım vajinal yoldan kitle ekstirpasyonu olmaktadır. Golan ve arkadaşları retrospektif olarak 52 olguyu incelemiş ve tüm olgulara vajinal yolla müdahale ettikten sonra bulguların yaklaşık % 74’ünün leiomyom olduğunu ve geri kalan 18 tanesinin endometriyal polip olduğunu rapor etmişlerdir 8. Benzer şekilde Varras ve arkadaşları da serviksten prolabe şekilde görülen bir endometriyal polip olgusuna vajinal yoldan yaklaşarak ekstirpasyon uygulamışlardır 9. Mevcut sunulan her iki olgumuzda da ön tanı vajene doğmuş saplı leiomyom olarak düşünülmüştü. Ancak histopatolojik inceleme sonucu her iki kitlenin de endometriyal polip olarak gelmesi ayırıcı tanıda vajene doğmuş endometriyal polipin de düşünülmesi gerektiğini göstermektedir. Vajene doğmuş poliplerin tedavisinde ise vajinal yoldan ekstirpasyon; güvenli, kısa süreli, maliyeti ucuz bir yöntem olarak gözükmektedir.