H. pylori toplumda en yaygın enfeksiyöz etkenlerden birisidir. Özellikle son yıllarda halk sağlığı problemi olarak kabul edilmeye başlayan mide hastalıklarının pek çoğunda
H. pylori primer etken olarak tespit edilmiştir.
H. pylori’nin toplumda yüksek sıklıkta görülmesinde ve yaygınlığında önemli bir faktör olarak kabul edilen oral-oral bulaşmayla ilgili mevcut soru bu bakterinin oral lokalizasyonunun ve kolonizas-yonunun gerçekleştiği dokulardır
1,2,13.
Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarının bulguları ışığında, adenoid ve tonsil dokularının bu bakteri için önemli bir kolonizasyon dokusu olabileceği kanaati güç kazanmıştır 7,8. Ancak, yine yapılan bazı çalışmalarda ise adenoid ve tonsil dokularda H. pylori belirlenememiştir ve bu nedenle de bu dokuların H. pylori için bir kolonizasyon ve kaynak bölgesi olamayacağı sonucu çıkartılmıştır 9,10. Mevcut çalışmada, PZR sonuçlarına göre adenoid ve tonsil dokularda yüksek oranda H. pylori DNA’sı tespit edilmiştir. Mevcut çalışmanın verileri adenoid ve tonsil dokuların H. pylori için önemli bir kaynak olduğunu destekler niteliktedir. Ancak, iki farklı zamanda bu dokuların hastada alınması söz konusu olamayacağından, çalışmanın verilerine göre kolonizasyonla ilgili bir kanaat edinilememiştir. Ayrıca, bu çalışmada örneklenen hastalarda mide problemleriyle ilgili sorular sorulmuş olmasına rağmen, hastaların midelerinde H. pylori’nin varlığı ve hastalarda gastroözefagial refleksle (GER) ile ilgili kesin bir bilgiye sahip değiliz. Bu husus da çalışmada belirlenen bakteri genomunun hastaların midelerinde GER ile bu dokulara gelen ve örnekleme sürecinde geçici olarak bu dokularda bulunana bakteriden kaynaklana bileceği ile ilgili spekülasyonlarını akla getirebilmektedir.
PZR metodu özellikle kültürü zor mikro-organizmaların belirlenmesinde en çok kullanılan, standardize edildiği taktirde ise oldukça duyarlı ve özgül olan bir metottur 4,14,15. Bu metodun duyarlılığını ve özgüllüğünü belirleyen en önemli parametrelerden birisi metotta kullanılan seçilmiş primer çiftleridir 13,15. H. pylori’nin farklı klinik örneklerde belirlenmesi amacıyla, mevcut çalışmada kullanılan primer çiftlerinin bireysel olarak kullanıldığı çalışmalar bildirilmiştir 7,16-19. Ancak, mevcut bilgilerimize göre, bu primerlerin birlikte kullanıldığı ve primer duyarlılığına bakıldığı bir çalışmaya rastlanmıştır 13. Belirtilen bu çalışmada ise mide dokularında H. pylori’nin belirlenmesi amaçlanmış ve çalışma sonucunda üç primer çiftinin (glmM, SSA ve 16S rRNA) yüksek duyarlılığa sahip olduğu tespit edilmiştir. Aynı çalışmada glmM haricinde yüksek duyarlılığa sahip diğer SSA ve 16S rRNA primerlerinin özgüllüğü düşük bulunmuştur. Yapılan bu çalışmada da 16S rRNA ve glmM primerleriyle adenoid ve tonsil dokularında yüksek oranda H. pylori DNA’sını belirlenmiştir. Ayrıca, deteksiyon limiti çalışma-larında bu 2 primerin yüksek deteksiyon limitine sahip oldukları tespit edilmiştir. Ancak, mevcut çalışmada kültür çalışması yapılamadığı için PZR sonuçları için duyarlılık ve özgüllük kıyaslaması yapmak söz konusu olmamıştır.
Mevcut çalışmanın verilerine göre, adenoid ve tonsil dokuların H. pylori için önemli bir rezervuar dokusu olabileceği düşünmekteyiz ve bu dokularda H. pylori’nin PZR ile belirlenmesi amacıyla 16S rRNA ve glmM primerlerinin kullanılmasını önermekteyiz. Ancak, bu çalışma öncü bir çalışmadır ve daha spesifik sonuçlar için ileriki çalışmalara ihtiyaç vardır.