Defektif sperm fonksiyonu erkek infertilitesinin en sık karşılaşılan nedenlerindendir
7. Erkek infertilitesi astenospermi veya oligoastenospermi ile beraberlik göstermektedir. Her iki durumda da mtDNA'da nokta mutasyonları ve büyük delesyonlar tespit edilmiştir
10. Delesyonlu mtDNA bölgesinden kodlanan proteinleri içeren defektli solunum zincir proteinleri serbest oksijen radikalleri oluşumunu arttırmakta ve sonuçta oksidatif hasar ortaya çıkmaktadır. Spermatozoaların plazma membranları doymamış yağ asitlerinden zengin olduğu için oksidatif hasardan diğer hücrelerle karşılaştırıldığında daha fazla etkilenmektedirler
7. Mitokondrial disfonksiyona endojen ve ekzojen serbest radikallerin neden olduğu oksidatif hasar ve mtDNA mutasyonlarının neden olabileceği gösterilmiştir
8.
Pek çok çalışmada 4977bp'lik delesyon ve sperm disfonksiyonu arasındaki ilişkiler incelenmiştir. 4977bp'lik delesyonun incelendiği 2 çalışmada farklı sonuçlar elde edilmiştir. Bu çalışmalardan ilkinde 4977bp'lik delesyonun düzeyi ve ayrılmış sperm fraksiyonlarındaki hareketliliğin derecesi arasında negatif bir ilişki bulunmuştur 9. Diğer çalışmada ise semen örnekleri analiz edilmiş ve sperm patolojisiyle delesyon arasında herhangi bir korelasyon tespit edilememiştir 11. Kao ve arkadaşları 7599bp'lik mtDNA delesyonunu normal fertil kişilerin %11'inde, primer infertillerin %83.3'ünde ve sekonder infertillerin %42.8'inde tespit etmişlerdir 7. Çalışmamızda 7345 ve 7599bp'lik mtDNA delesyonları Varikosel (-) infertil grupta sırasıyla %60 ve %55, Varikosel (+) infertilite grubunda %25 ve%20 oranlarında, sağlıklı kontrolde %20 ve %15 oranlarında tespit edilmiştir.
Lestienne ve arkadaşları oligoastenospermili hastalarda yaptıkları çalışmada mtDNA'da pek çok delesyonunun varlığını tespit etmişlerdir. Özellikle intrasitoplazmik sperm injeksiyonu (ICSI) programlarına alınan bireylerde mtDNA delesyonlarının araştırılmasının gerekli olduğunu belirtmişlerdir 12. Sperm mtDNA'sının PZR ile amplifikasyonu, fertil bireylerle karşılaştırıldığında, infertil ve subfertil erkelerde mtDNA delesyonlarının yüksek insidansını göstermektedir 13. Çalışmamızda da Varikosel (-) ve Varikosel (+) infertilite gruplarının kontrol grubu ile karşılaştırıldığında daha fazla mtDNA delesyonlarına sahip olduğu gösterilmiştir.
Smith ve arkadaşları varikoselli hastaların semen örneklerindeki total oksidatif stres ve sperm DNA hasarı arasında bir ilişkinin bulunduğunu belirtmişlerdir 14. Chen ve arkadaşları 4977bp'lik mtDNA delesyonunu oligospermili grupta %47.3, oligoastenospermili grupta %17.7 oranında tespit etmişlerdir. Seminal oksidatif stresteki artışla mtDNA 4977bp'lik delesyon arasında bir ilişki olduğunu ileri sürmüşlerdir 15. Bu çalışmada varikosel sonucu oluşan infertil hastalarda mtDNA delesyonlarının sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldığında arttığı tespit edilmiştir. Weese ve arkadaşları kontrol bireylerle karşılaştırıldığında Reaktif Oksijen Türleri (ROT)'nın varikoselli infertil ve fertil erkeklerde arttığını tespit etmişleridir 16. Varikoselli hastaların spermatozoalarında oksidatif hasar bu bireylerdeki belirli antioksidanların hücredeki yetersizliğinden dolayı artabilir. Sharma ve arkadaşları varikoselli hastalarda kontrollerle karşılaştırıldığında total ROT'un yüksek antioksidan kapasitenin düşük olduğunu belirtmişlerdir 17. Hendin ve arkadaşları varikosel öncesi ve sonrası ROT ölçümlerini yapmışlar ve varikoselde ROT'un arttığını tespit etmişlerdir 18. ROT nükleer DNA'da hasar meydana getirebileceği gibi mtDNA'da da benzer şekilde hasara neden olabilmektedir 16. Çalışmamızda V(+) grupta, V(-) oligoastenospermik gruptan mtDNA delesyonlarının daha az oranda görülmesi, varikoselde infertilite etyolojisinin birçok kompleks mekanizma üzerinden oluştuğunu göstermektedir.
Bu çalışmada mtDNA delesyonlarının özellikle varikosel tespit edilmeyen oligoastenospermik infertil hastalarda sık olduğu bulunmuştur. Varikosel tespit edilen infertil hasta grubunda da kontrolle karşılaştırıldığında bir artış olduğu tespit edilmiştir. mtDNA delesyonlarına özellikle ICSI programlarına yönlendirilecek ve alınacak infertil hastalarda bakılması çok düşük oranda da olsa zigota delesyonlu ya da mutasyonlu mtDNA'ların geçişinin elimine edilmesi açısından önemlidir.