Oestrus ovis larvalarının neden olduğu oestrosis ile
Taenia multiceps’in neden olduğu coenurosis küçük ruminantların önemli parazitleri olup dünyada birçok ülkede büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır
12,13. Oestrosis’in ülkemiz koyun ve keçilerinde yaygın olduğu bildirilmişse de
1,3,14 hastalığın yaygınlığıyla ilgili bir çalışmaya rastlanmamıştır. Coenurosis’in ise yaygınlığı çeşitli ülkelerde % 0.35-9.8 oranında
15,16,17 iken Türkiye’de % 1.3-36.8 arasında değiştiği bildirilmektedir
18,19,20,21.
Oestrus ovis larvalarının gelişimine bağlı olarak şekillenen nazal miyazis sonucu oluşan rinitis ve sinüzitise bağlı olarak burun akıntısı, aksırık, tıksırık, denge bozukluğu, burun ucunu toprağa sürme, ayaklarıyla burunlarına vurma gibi klinik semptomlar kaynaklarda 1,2,3,12,14 oestrosis için ifade edilenlerle uyum içerisindedir. Literatürlerde 2,12 ifade edildiği gibi oestrosis tanısı burun akıntısı içerisinde Oestrus ovis larvalarının görülmesiyle ve nekropside sol frontal sinusta Oestrus ovis larvasının görülmesi ile tanı konmuştur. Literatürde 3,12,22 oestrosis’in tedavisinde closantel, rafoksanit ve ivermektin preparatlarının kullanılması önerilmektedir. Tüm sürüye 15 gün arayla iki kez 2.5 mg/kg dozunda deri altı closantel uygulanmış ve başarılı sonuç alınmıştır. İlaç uygulaması sonrası 6 hayvan hariç tüm hayvanlarda epileptoit nöbetlerin görülmediği saptanmıştır.
Kaynakta 1, ender olarak ethmoidal kemiği geçerek beyin dokusuna göç eden larvaların inkoordinasyon ve sinirsel belirtilere neden olduğu ifade edilmektedir. Yine kaynaklarda 2,3,14, sinuslarda ölen Oestrus ovis larvaların sekret birikimi ve irinleşmeye neden olduğundan sinüzitis ve meningitisli ağır olayların coenurosis’te olduğu gibi sinirsel belirtilere neden olabileceği belirtilmektedir. Bu bildirimlerle 2,3,14,24 uyumlu olarak nekropsisi yapılan tokluda baş açıldığında mukoprulent – prulent sinüzitis gözlenmiştir.
Koyunlarda yangısal alerjik mukoza reaksiyonlarına neden olan Oestrus ovis larvalarının et, süt ve yapağı veriminde %10-20’ye varan ekonomik kayıplara neden olduğu ve morbiditesinin %50-80 arasında değiştiği, fakat mortalitenin ise hiç olmadığı bildirilmektedir 2. Ancak sürüde kesilen ve ölen hayvanların olması ve closantel uygulamasına rağmen iyileşmeyen ve nekropsi yapılan tokluda Coenurus cerebralis kesesinin saptanması, diğer 5 hayvanda da Coenurus cerebralis’te görülebileceği belirtilen 1,2,3,4,5,8,9,14,16 klinik semptomların gözlenmesi (depresyon, yürümede düzensizlik, tek taraflı körlük, başı eğik tutma, hasta hayvanlarda zayıflama, kuvvetten düşme ve ilerleyen felçler nedeniyle ölüm) nedeniyle sürüde coenurosis’nde bulunduğunu ve ölüm ve kesimlerin buna bağlı olduğunu düşündürmektedir.
Coenurosis’in en karakteristik klinik bulguları invazyondan 2-7 ay sonra oluşan lokomotor semptomların olduğu ve bu dönemde durgunluk, yürümede düzensizlik, sürünün gerisinde kalma, amourosis, başın kistin geliştiği tarafa doğru eğik tutulması, başı zaman zaman duvara veya yere dayama, yemi ağızda unutma, çiğnemede düzensizlik, yürütüldüğünde daire çizecek şekilde yürüme gibi semptomların görülebileceği bildirilmektedir 1,2,3,4,5,8,9,14,16. Kesenin merkezi sinir sisteminde yerleştiği bölgeye göre semptomların değişebileceği ve beyin üzerindeki kistlerin hiperestezi, diş gıcırdatma, salivasyon ve konvulsiyon, cerebellum’daki kistlerin denge bozukluklarına, Medulla spinalis’in bel bölgesindeki kistlerin ise arka ekstremiteler ve pelvis organlarında felçlere neden oldukları belirtilmektedir 3,6,23. Sinirsel belirtilerin giderek daha belirgin hale geldiği ve bu dönemin 1-1.5 ay sürebileceği ifade edilmektedir. Hasta hayvanların %90’ından fazlasında zayıflama, kuvvetten düşme ve ilerleyen felçler nedeniyle ölümlerin görüleceği belirtilmektedir 3,8. Literatür 3,4,10,23 bildirimleriyle uyumlu olarak coenurosis’te görülebileceği ifade edilen semptomların bazıları ilaç uygulamasına rağmen düzelmeyen 6 hayvanda gözlenmiştir. Bu hayvanlardan birine yapılan nekropsi sonuçuna göre; sinirsel belirtilerin devam etmesi ve epileptoit nöbetlerin gözlenmesinin nedeni olarak, Oestrus ovis larvasının sinüzitis oluşturması yanında özellikle hayvanın beyninde ciasma opticus üzerinde iki adet Coenurus cerebralis kesesinin görülmesi ile açıklanabilir.
Christodoulopoulos 5, epileptoit nöbet gösteren 11 aylık bir koçun beyninde Coenurus cerebralis kesesi tespit ederek coenurosis’te epilepsinin görülebileceğini ifade etmiştir. Yine Bıyıkoğlu ve Doğanay 4 tarafından yapılan deneysel olarak enfekte edilen kuzularda Coenurus cerebralis’e praziquentel ve albendazol’ün etkisinin araştırıldığı bir çalışmada hayvanlardan ikisinin aniden yere düşerek çırpınma hareketi gösterdiğini gözlemlemişlerdir. Yapılan tedaviyle sürüdeki 6 hayvan dışında tümünün iyileşmesi ve epileptoit nöbetlerin görülmemesi nedeniyle sürüdeki hayvanlarda görülen epilepsinin oestrosis’e bağlı olduğu; ölen, kesilen ve iyileşmeyen hayvanlarda coenurosis’in de bulunduğu, nekropsisi yapılan hayvanda ise Coenurus cerebralis’e bağlı olduğu düşünülmektedir.
Epileptoit nöbetlerin ortaya çıkışında korku, heyecan, ses, ışık, darbe gibi yardımcı faktörlerin rolü olduğu bildirilmektedir 3,25. Hayvan sahibinin anamnezde ifade ettiği üzere hayvanların tozlu yolda giderken epileptoit nöbet göstermesi ve de bir tokluda muayene sırasında nöbetlerin görülmesi bu bildirimlerle uyum içerisindedir.
Sonuç olarak; epileptoit nöbet gösteren bir koyun sürüsünde belirlenen oestrosis’in yapılan ilaç tedavisiyle düzeldiği ancak iyileşme görülmeyen bir hayvanın nekropsisinde coenurosis’inde saptanması nedeniyle epileptoit nöbet gösteren koyunlarda oestrosis ve coenurosis’in birlikte dikkate alınması gerektiği düşüncesindeyiz.