[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Tıp Dergisi
2008, Cilt 22, Sayı 2, Sayfa(lar) 053-058
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Pediatrik Endokrinoloji Ünitesine Başvuran Hastaların Etiyolojik Dağılımı
Yaşar ŞEN, Şenol BOZDAĞ
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Çocuk endokrin ünitesi, hastalık dağılımı, boy kısalığı, tiroid hastalıkları, obezite
Özet
Bu çalışma hizmete başladığı ilk yıl içinde, Fırat Tıp Merkezi Çocuk Endokrinoloji Ünitesi'ne başvuran hastaların aldıkları klinik tanıları belirlemek amacıyla yapıldı.

01.01.2006 ile 31.12.2006 tarihleri arasındaki Çocuk Endokrin Ünitesi'nde izlenen hastaların verileri günlük hasta kayıt formlarından elde edildi. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, konulan tanılar ve yatış oranları retrospektif olarak araştırıldı. Bir yıllık kesitsel araştırmada veriler ortalama ve yüzde oranı olarak verildi.

Çocuk Endokrin Ünitesi'ne bir yıl içinde toplam 1650 hasta başvurmuş ve bunların 246'sı (% 14.9) yatırılarak, 1404'ü (% 85.1) poliklinik şartlarında değerlendirilmiştir. En fazla konulan tanı büyüme geriliği ve boy kısalığı (% 29.3) olup, bunu tiroid bezi hastalıkları (% 20.6) takip etmiştir. Glukoz metabolizması bozuklukları, obezite ve puberte bozuklukları diğer sık görülen patolojileri oluşturmuştur. Nütrisyonel rikets tanısında ise belirgin bir azalma dikkati çekmektedir.

Çocuk Endokrin Ünitesi'ndeki hastalık dağılımının bilinmesi, sağlık hizmetlerinin yönlendirilmesinde, insan iş gücü ve alt yapının düzenlenmesinde, bölgemizi ilgilendiren sağlık projelerinin ve bilimsel çalışmaların planlanmasında yardımcı olacaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Ülkemizde 29' u üniversite, 6' sı Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere yaklaşık 35 çocuk endokrin kliniği bulunmaktadır1. Bölgenin ve şehrin yapısına uygun olarak bu kliniklerde bakılan hasta sayısı ve konulan tanılar değişebilmektedir. Sosyoekonomik yönden geri olan doğu bölgelerimizde enfeksiyon hastalıkları halen en sık başvuru nedeni iken, akraba evliliğinin fazla olması genetik ve endokrin sorunların sayısını artırmaktadır2.

    Konjenital hipotiroidi yenidoğan döneminde sık görülen (ülkemizde sıklığı 1:2736) endokrin hastalıkların başında gelmektedir3. İnfant döneminde beslenme sorunları, malnütrisyon ve enfeksiyon ön plana geçmekte ve bunların sonucunda büyüme gerilikleri ortaya çıkmaktadır4,5,6. Bu dönemde hipoglisemi, konjenital adrenal hiperplazi, iskelet displazileri, rikets, hipoparatiroidi, inmemiş testis ve diğer metabolik sorunlar dikkat çekmektedir. Ülkemiz D vitamini destek programı sayesinde önemli mesafeler almış olmasına rağmen, halen kırsal bölgelerimizdeki aktif rikets sorunu devam etmektedir7.

    Okul döneminde obezite ve boy kısalıkları sık başvuru nedenleri arasında yer almaktadır5,8,9,10. Pubertal dönemde büyüme geriliği-boy kısalığı (BGBK), obezite, tiroid bezi hastalıkları, jinekomasti, hirşutizm, gecikmiş puberte, menstrüasyon bozuklukları ve polikistik over sendromu (PKOS) daha sık görülmektedir9,11,12.

    Obezite tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz ve bölgemiz için ciddi bir risk faktörüdür. Ülkemizde çocuklar arasında obezite sıklığı % 9.1-12.8 arasında değişmektedir13,14,15.

    Hirşutizm ve hipertrikozis kızlarda sık görülmesine rağmen, birlikte adet düzensizliği ve kilo artışı olmadıkça endokrin kliniklerine başvuru yapılmamaktadır. Bu grup hastalar pubertal yaşta olduğu için genellikle kadın doğum kliniklerinde değerlendirilmekte, ayrıntılı bir inceleme yapılmadan tedavi edilmekte, böylece altta yatan endokrin nedenler gözden kaçabilmektedir.

    Fırat Tıp Merkezi Çocuk Endokrinoloji Ünitesi 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bünyesinde hizmet vermeye başlamıştır. Ünitemize başvuran hastalar poliklinikte asistan doktor tarafından değerlendirilmekte ve öğretim üyesine danışılmaktadır. Haftanın beş günü poliklinik ve uygun günlerde endokrin testleri yapılmakta, ayrıca 24 saat boyunca endokrin hastalara acil ve yataklı ünitelerde hizmet verilmektedir. Bunun yanında diyabetli hasta ve aileler düzenli aralılarla eğitilmektedir.

    Yeni açılan yan dal kliniğine başvuran hastaların profillerinin belirlenmesi, hem o bölgedeki hastalıkların sıklığı hakkında fikir edinilmesine, hem de bazı hastalıklara daha erken müdahale yapılabilmesine ve bu verilerin ışığında sonraki yıllarda hizmet kalitesinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Bu amaçlarla böyle bir çalışma yapıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Hastaların verileri 01.01.2006 ile 31.12.2006 tarihleri arasında Çocuk Endokrin Ünitesi'nde kullanılan hasta kayıt defterleri taranılarak elde edildi. Retrospektif olarak her hastanın yaşı, cinsiyeti, aldığı tanılar ve yatış oranları gözden geçirildi. Bu bir yıllık kesitsel araştırmada veriler ortalama ve yüzde oranları ile ortaya konuldu. İstatistiksel değerlendirmelerde ki kare ve ortalamaların karşılaştırılmasında student t testi kullanıldı.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Bir yıllık sürede Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümüne toplam 28488 hasta başvurdu. Bunlardan 21503'ü poliklinik, 6985'i ise yatarak sağlık hizmetlerinden yararlandı. Hastaların % 5.8'i (1650 hasta) Çocuk Endokrin Ünitesi'nde değerlendirildi. Bu olguların 886'sı kız (% 53.7), 764'ü (% 46.3) erkekti (Tablo 1). Ortalama yaşları 8.4 ± 4.8 olup (erkekler 8.4 ± 4.9, kızlar 8.5 ± 4.7 yaş), yaş aralığı 0-18 arasında değişmekteydi. Endokrin Ünitesi'ne başvuran hastalardan 246'sı (% 14.9) yatırılarak, 1404'ü (% 85.1) ise poliklinik ortamında değerlendirildi. Toplam 123 (% 7.4) hastaya tanı amaçlı endokrin testler uygulandı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Çocuk endokrin ünitesine başvuran hastaların dağılımı.

    Hastalıklar genel başlık altında değerlendirildiğinde en büyük grubu büyüme geriliği ve boy kısalığı (% 29.3) oluşturmaktaydı. Erkeklerde BGBK daha fazlaydı (p<0.001). Bunu % 20.6 ile tiroid bezi hastalıkları, % 16.3 ile glukoz metabolizma bozuklukları, %10.3 ile obezite, % 8.9 ile puberte bozuklukları, % 5.1 ile kalsiyum ve % 2.3 ile kemik metabolizması bozuklukları izlemekteydi. Kızlarda tiroid bezi, glukoz metabolizması, puberte ve kemik metabolizma sorunları daha fazlaydı (sırasıyla p=0.03, p=0.044, p<0.001, p<0.001).

    En sık karşılaşılan hastalık boy kısalığı ve büyüme geriliği (% 29.3) iken, bunu sırasıyla konjenital hipotiroidi (% 16.5), tip 1 diyabetes mellitus (% 14.6) ve obezite (% 10.3) takip ediyordu. Boy kısalıklarının yaklaşık ¾'ünü normalin varyantı boy kısalıkları oluşturmaktaydı. Yeni tanı alan 13 tip 1 diyabet olgusundan; 9'u ketoasidozla, ikisi ketozisle, diğer ikisi hiperglisemiyle başvurmuştu. Raşitizm, pubertal bozukluklar, hirşutizm, tiroid bezi hastalıkları ve PKOS daha az sıklıktaydı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Genel Polikliniği'nin önceki yıl kayıtları ile karşılaştırıldığında, nütrisyonel rikets oranında belirgin bir azalma, vitamin D rezistans ve bağımlı rikets sıklığında ise bir artış söz konusuydu. (Şekil 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Hasta tanılarının dağılımı

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Çocuk endokrin ünitesine başvuran hastaların büyük bir kısmını büyüme ile ilgili sorunlar oluşturmaktadır9. Boy kısalığı ve büyüme geriliğinin farklı nedenleri bulunmaktadır. Ülkemizde BGBK önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır8,16. Ünitemize yakın bir merkez olan Diyarbakır'da 9-17 yaş arasındaki çocuklarda boy kısalığı oranı erkeklerde % 8.9, kızlarda % 12.3 bulunmuştur10. Bu oranlar ilkokul öğrencilerinde, İzmir'de % 4.117, Bursa'da % 9.218 ve Manisa'da % 8.119 olarak saptanmıştır. Bu farklılıklar bölgenin ekonomik ve sosyal düzeyinden kaynaklanmaktadır.

    Boy kısalığı ve büyüme geriliğinin farklı nedenleri bulunmaktadır. Bunlardan en sık görüleni normalin varyantı boy kısalıklarıdır. Zafer ve arkadaşları8 İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesine 1990 - 1995 yılları arasında boy kısalığıyla getirilen, 2-16 yaş arası 1013 çocuktan % 56'sında normalin varyantı boy kısalığı, % 29'unda patolojik boy kısalığı tespit etmişlerdir.

    Şükür ve arkadaşları9 kendi Büyüme-Gelişme ve Pediatrik Endokrinoloji Ünitesi'ne başvuran hastalar arasında boy kısalığını % 30.3, diyabet ve hiperglisemiyi % 19.2, tiroid bezi hastalıklarını % 17.1, cinsel gelişim bozukluklarını % 10.3, obeziteyi % 7.9, ergenlik bozuklukları % 6.0, hipopituitarizmi % 4.7, kalsiyum metabolizması bozukluklarını % 1.4, osteogenezis imperfekta ve osteoporozu % 1.3, adrenal hastalıkları % 0.4, hipoglisemi ve hiperinsülinemiyi % 0.3 ve diğer grupları % 1.1 oranında bulmuşlar.

    Bizim çalışmamızda da ilk sırayı % 29.3 ile BGBK almıştır. Bunların yaklaşık ¾'ünü normalin varyantı boy kısalıkları oluşturmaktadır. Demirel ve arkadaşlarının16 çalışmasında da normalin varyantı boy kısalığı % 71.1'dir. Boy kısalığı ve büyüme geriliği ile başvuran olgularımızın yaş ortalaması ve cinsiyet dağılımı bu çalışmalarla benzerdir.

    Tiroid bezi hastalıkları % 20.6 ile BGBK'nı takip etmektedir. Demirel ve arkadaşlarının çalışmasında ise tiroid bezi sorunları üçüncü sırada yer almıştır. Bu farklılık bölgemizin iyot eksikliği kuşağında yer almasından ve konjenital hipotiroidi olgularının daha sık aralıklarla kontrole çağrılmasından kaynaklanmıştır. Başvuru tanıları arasında konjenital hipotiroidinin % 16.5 bulunması, Sağlık Bakanlığı'nın 2007'de başlattığı neonatal hipotiroidi taramasının çok isabetli olduğunu göstermektedir.

    Diyabet ve hiperglisemi aynı grupta değerlendirilmiş, hem Şükür'ün9 hem de bizim çalışmamızda birbirine yakın oranlar bulunmuştur (sırasıyla % 19.2, % 16.3). Tip 1 diyabetes mellitus tanıların % 14.6'ini oluşturmaktadır. Bir yıl içinde dokuzu ketoasidozla, ikisi ketozisle ve diğer ikisi hiperglisemi ile toplam 13 yeni diyabet olgusu başvurmuştur. Bu sayı, hizmet verdiğimiz bölgedeki çocuk nüfusu göz önüne alındığında, ülkemizde yıllık beklenen yeni tanılı tip 1 diyabet oranına yakın görünmektedir20.

    Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezite endişe verici boyutlara ulaşmıştır15,21. Başvuru nedenleri arasında % 10'3 ile dördüncü sıraya yerleşmesi, çocukluk obezitesinin bölgemizde hızlı bir şekilde arttığını göstermektedir.

    Ergenlik bozuklukları bu çalışmada % 8.9 ile beşinci sırada, Şükür ve arkadaşlarının9 çalışmasında ise altıncı sırada yer almıştır. Bu fark böyle hastaların başvurabileceği tek merkez olmamızdan kaynaklanmış olabilir. Önceki genel pediatri kayıtları gözden geçirildiğinde eskiden pubertal bozukluklara ait tanıların çok az olması, bu hastaların başka merkezlere yönlendirilmiş olduğunu düşündürtmektedir.

    Kalsiyum metabolizması bozuklukları Şükür'ün çalışmasıyla kıyaslandığında belirgin bir fark bulunmuştur. Bölgemizde beslenme bozukluklarının ve mineral eksikliğinin (nütrisyonel rikets) önemli bir sorun olarak devam etmesi bu farkı doğurmuş olabilir. Nütrisyonel rikets sayısında geçmiş yıllara göre bir azalma dikkati çekmekte, buna karşın vitamin D rezistans ve bağımlı riketsler ön plana geçmektedir. Bu değişikliğin iki nedeni bulunmaktadır. Birincisi Sağlık Bakanlığı'nın başlatmış olduğu D vitamini destek programı, diğeri ise doktorların bu konuda bilinçlenmesi ve erken dönemde tedaviye başlamalarıdır7.

    Hipofize ait semptomlar çok geç fark edilmekte ve bundan dolayı hastalar genellikle son dönemde tanı almaktadır. Yeni açılan endokrin ünitesinde hipofizer patolojilerin daha az görülmesi doğal bir sonuçtur.

    Sonuç olarak; Ünitemize yapılan başvuruların büyük çoğunluğunu boy kısalığı, tiroid bezi hastalıkları ve obezite oluşturmaktadır. Bu çalışmanın sonucunda hem hizmet verdiğimiz pediatrik hastaların endokrin sorunları belirlenmiş, hem de bundan sonra yapılacak bilimsel çalışmalar ve geliştirilecek sağlık projeleri hususunda bir fikir sahibi olunmuştur.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) www.saglik.gov.tr/ Ped.end.klnk.lis/15.05.2007.

    2) Hatun Ş, Etiler N, Gönüllü E. Yoksulluk ve çocuklar üzerine etkileri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2003; 46 (4): 251-260.

    3) Yordam N, Çalıkoğlu AS, Hatun Ş, et al. Screening for congenital hypothyroidism in Turkey. Eur J Pediatr 1995; 154: 614-616.

    4) Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1998. Sağlık Bakanlığı, HÜNEE, Macro International. Ankara, 1999.

    5) Lifshitz F, Botero D. Growth and growth disorders. In: Liftshitz F. (ed). Pediatric Endocrinology. 4th edition. Newyork: Marcel- Dekker; 2004: 1- 18.

    6) Özmert E.N. Erken çocukluk gelişiminin desteklenmesi-I: Beslenme. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2005, 48 (2): 179-195.

    7) Hatun Ş, Bereket A, Çalıkoğlu A. S, Özkan B. Günümüzde D vitamini yetersizliği ve nütrisyonel rikets. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2003; 46 (3): 224-241.

    8) Zafer Y, Kandemir N, Yordam N. Boy kısalığının etiyolojik dağılımı: 1013 vakanın incelenmesi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 1999; 42:205-213.

    9) Şükür M, Baş F, Darendeliler F ve ark. Pediatrik endokrinoloji polikliniğine müracaat eden hastaların etiyolojik dağılımı: pilot çalışma. Pediatrik Endokrinoloji Kongresi Bildiri Özet Kitabı; Konya, 14-17 Eylül 2006;140.

    10) Ece A, Ceylan A, Gürkan F ve ark. Diyarbakır ve çevresi okul çocuklarında boy kısalığı, düşük ağırlık ve obezite sıklığı. Van Tıp Dergisi 2004; 11 (4):131-134.

    11) Öcal G. Erken Puberte. Günöz H, Öcal G, Yordam N, Kurtoğlu S. (yazarlar). Pediatrik Endokrinoloji. 1. Baskı. Ankara: Kalkan Matbaacılık, 2003: 65- 136.

    12) Gönç N, Yordam N. Çocukluk ve adölesanda tiroid hastalıkları. Günöz H, Öcal G, Yordam N, Kurtoğlu S. (yazarlar). Pediatrik Endokrinoloji. 1. Baskı. Ankara: Kalkan Matbaacılık, 2003: 261-360.

    13) Kalkan S, Özcan T, Darcan Ş, Dizdarer C. İzmir ili Bornova ilçesinde 6-10.5 yaş arasında 4548 çocuğun obezite prevalansı ve risk faktörleri açısından değerlendirilmesi. VII. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji Kongresi Özet Kitabı, Trabzon, 2002;161.

    14) Sağlam H, Erokutan İ, Tarım Ö. Bursa il merkezinde 6-12 yaş grubu okul çocuklarında obezite prevalansı ve etkileyen faktörler. VII. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji Kongresi Özet Kitabı, Trabzon, 2002;93.

    15) Lusting RH, Preeyasombat C, Velasquez-Mieyer PA. Childhood obesity. In: Pescovitz OH, Eugster EA (eds). Pediatric Endocrinology: Mechanisms, manifestations and management. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins, 2005: chapter 43: pp 683-714.

    16) Demirel F, Bideci B, Çamurdan MO, Arga M, Cinaz P. Çocuklarda boy kısalığında etiyolojik etmenler. Türk Pediatri Arşivi; 2005, 40 (1): 39-43.

    17) Çakmakoğlu B, Özgener N, Ünal Aslan B ve ark. Narlıdere İlçesindeki İlkokul Birinci Sınıf Çocukların Büyümelerinin Değerlendirilmesi. Ege Tıp Dergisi 1999; 38: 149-152.

    18) Günay Ü, Sapan N, Carıllı O. Bursa Bölgesindeki 6-12 Yaş Grubundaki Çocuklarda Anemi Sıklığının ve Beslenme Bozukluğu ile Anemi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 1989; 2: 321-329.

    19) Özyurt BC, Dinç G, Eser E ve ark. Manisa'da Okul Çağı Çocuklarının Büyüme Gelişme Durumlarının Saptanması. IX. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Bildiri Özet Kitabı; Ankara, 2-6 Kasım 2004; 40.

    20) Günöz H, Oraltay İşgüven P and National working group for child and adolescent diabetics. Diabetes, Nutrition and Metabolism 1999;12 (3) 232.

    21) Cinaz P, Bideci A. Obezite. Günöz H, Öcal G, Yordam N, Kurtoğlu S. (editörler). Pediatrik Endokrinoloji. Pediatrik Endokrinoloji ve Oksoloji Derneği Yayınları 2003; 487-505.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]