Vena jugularis varyasyonları nadir görülmektedir. Bu varyasyonlardan en sık olanı ise yüksek fossa jugularis (megabulb)' dir (Bulbus canalis acusticus externus seviyesinde veya yukarısında). Dehiscent bulb ve divertikulum, (bulbus petröz piramidin üstünde ve medialinde) daha az görülen varyasyonlardır. Konjenital varyasyonlar (aberran internal karotid arter, yüksek jugular bulb), vasküler problemler (arteriovenöz malformasyon / fistül, anevrizma), tümöral lezyonlar (paraganglioma, hemanjiom) ve temporal kemik yapısı ile ilgili bir çok lezyonun tanı ve değerlendirilmesinde temporal kemik tomografisi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) en çok yararlanılan yöntemlerdir.
Bununla beraber bu varyasyonlarla ilişkili değişik otolojik semptom ve bulgular tariflenmiştir6–8. Zometto ve Tamaga9 yaptıkları çalışmada 200 adet temporal kemiği incelemişler ve %27' sinde YFJ tespit etmişlerdir. Cüreoğlu ve ark.3 156 hastanın temporal kemik BT sini incelemişler ve 22 hastada YFJ tespit etmişlerdir. Bu hastaların 6 tanesinde klinik semptom olarak tinnitus, 6 tanesinde ise baş dönmesi saptamışlardır. Sanchez ve ark.10 ve Russell ve ark.11' nın yaptıkları çalışmalarda da tinnitus etyolojisinde YFJ olduğunu bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda da, 92 hastanın 27 tanesinde YFJ vardı. Bu hastaların 13 tanesinde tinnitus, 10 tanesinde ise vertigo şikayeti tespit edildi. Bu hastalarda görülen tinnitus şikayetinin, turbülan kan akımı ve bunun timpanik membran üzerinde oluşturduğu basınca bağlı olduğu spekülasyonu yapılabilir.
Benzer şekilde, yapılan klinik bir çalışmada ise baş ağrısı, baş dönmesi ve kısmi işitme kaybı şikayetleriyle başvuran 8 hastada YFJ tespit edilmiştir12. Mutlu ve
ark.13' nın bildirmiş oldukları tinnituslu iki olguda da, temporal kemik BT çekimi sonucunda YFJ olduğu görülmüştür.
YFJ oluşumunda, anormal kemik formasyonu, abberrant sinüsojugular sistem ya da mastoid kemik aerasyonundaki azalmanın predispozan faktörler olabileceği vurgulanmıştır12. Çalışmamızda da YFJ olan 4 olguda (%18,1) mastoid hücrelerin havalanmasında azalma saptandı. Çocukluk yaş grubunda geçirilen otit sonucu mastoid havalanmanın azalması YFJ insidansını arttırabilir. Yapılan tüm çalışmalara baktığımızda genelde otolojik semptom ve bulguları olan hastalarda yüksek oranda YFJ varlığı ortaya konmuştur3,10,11,13. Benzer olarak biz de yaptığımız bu çalışmada, semptomları olan hastalarda yüksek oranda YFJ olduğunu tespit ettik. Ancak bizim çalışmamızda tarama yapılan olgu sayısının az olması çalışmanın sonuçlarını sınırlamaktadır. Bu çalışmada, diğer çalışmalara göre YFJ saptanan olgularda otolojik problemli vaka sayısını daha fazla olarak saptadık. Bu açıdan baktığımızda çalışmamızın YFJ ile bazı otolojik problemler arasındaki ilişki açısından diğer çalışmalar göre daha anlamlı olduğunu düşünmekteyiz.
Sonuç olarak; yüksek oranda tespit ettiğimiz YFJ insidansı ve olguların büyük kısmında tinnitus, vertigo gibi şikayetlerin olması, etyolojisi tespit edilemeyen tinnitus, vertigo bulguları ile başvuran hastalarda olası nedenler arasında YFJ varlığının dikkate alınması gerektiğini göstermektedir. BT ve MRG temporal kemikle ilgili patolojilerin ortaya konmasında seçilecek önemli radyolojik modalitelerdir.