Öğrenim durumu incelendiğinde, kadınların %23.8 lise mezunu, %44.9’u ilköğretim mezunu ve %31.8’i ise herhangi bir okul mezunu değildir (Tablo
1). Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2003 genel sonucuna göre kadınların %60.2’si herhangi bir okul mezunu olmayan, %32.7’si ilköğretim mezunu, %6.9’u ise lise ve üstü öğrenim düzeyinde olduğu sonucu saptanmıştır
5. TNSA 2003’ün verilerine göre kente yaşayan kadınların %19,8’i herhangi bir okul mezunu değil, %51.7’si ilköğretim mezunu, %28.1 ise lise ve üstü öğrenim düzeyinde oldukları belirlenmiştir
5. Araştırma kapsamına alınan kadınların eğitim durumu TNSA kent verilerine göre düşük olduğu görülmektedir. Bu şekilde bir sonucun çıkması, Bingöl’de kadınlara yönelik eğitime daha çok önem verilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Araştırmaya alınan kadınların ortalama gebelik sayısı 2.73±1.61, canlı doğum sayısı 2.56±1.48, ölü doğum sayısı 0.06±0.31, istemli düşük sayısı 0.02±0.18 ve kendiliğinden düşük 0.07±0.35 ’dir. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2003 verilerine göre ülke genelinde evli kadınlarda ortalama canlı doğum sayısı 2.64, ölü doğum sayısı %4, istemli düşük sıklığı %24, kendiliğinden düşük sıklığı %20 olarak açıklanmıştır5. Gülbayrak ve arkadaşları Elazığ’da yaptıkları bir çalışmada kadınların ortalama gebelik sayıları %3.14, ortalama canlı doğum sayıları %2.28 olarak bulunmuştur6. Araştırmada ortalama canlı çocuk sayısı TNSA verileri ile uyumludur. Ölü doğum sayısı, istemli düşük sayısı ile kendiliğinden düşük sayısı TNSA’nın açıkladığı oranlardan daha düşük bulunmuştur. Bunun araştırmanın il merkezinde yapılması ve kırsal kesimin dikkate alınmaması ile ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Araştırmada ortalama gebelik sayısı Gülbayrak ve arkadaşlarının Elazığ ilinde yaptıkları araştırmadaki veriden düşük, canlı doğum sayısı ise yüksek bulunmuştur.
Aile planlaması yöntemlerinin kullanım durumu incelendiğinde, kadınların %83.2’si herhangi bir aile planlama yöntemini kullandığı sonucu saptanmıştır. (Tablo 2). TNSA 2003 sonuçlarına göre ise; evli kadınların %71’i herhangi bir aile planlama yöntemini kullandığı sonucu saptanmıştır5. Araştırmada herhangi bir aile planlama yöntemini kullanma durumu TNSA 2003’e göre daha yüksek düzeyde olması araştırmanın il merkezinde yapılması ve kırsal kesimin dikkate alınmamasından kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Neriman A. ve arkadaşının Nilüfer Halk Sağlığı Eğitimi ve Araştırma Bölgesinde yaptıkları çalışmada aile planlaması yöntemi kullanma hızı %84.8 olarak bulunulmuştur7. Bu oran ile çalışmadaki oran birbirine yakındır. Bu da kırsal kesimin dikkate alınmadan sadece kentlerde yapılan çalışmalarda aile planlaması yöntemlerin kullanma oranların Türkiye geneli ortalamasının bir hayli üstüne çıkabileceğini göstermektedir.
Uydukent Mahallesi Sağlık Ocağı Bölgesi’nde kadınların %60.1’i etkili, %23.1’i ise geleneksel kullanmaktadır. Yöntem kullanan kadınların %21.5’i RİA, %19.8’i kondom, %13.9’u hap, %3’tüp ligasyon, %1.3’ü fitil, %0,6’sı aylık iğne, %23.1’i ise geri çekme yöntemini kullanmaktadır (Tablo 2). Göngür L. ve arkadaşları Elazığ Yeni Mahalle Eğitim ve Araştırma Sağlık Ocağı Bölgesinde yaptıkları araştırmada, kadınların %48.3’ü etkili, %51,7’si ise geleneksel yöntem kullandıkları bildirilmiştir8. TNSA 2003 sonuçlarına göre kadınların %42.5’i etkili, %28.5’i geleneksel yöntem kullandıkları saptanmıştır. Kentsel bölgelerde kadınların %21.5’i RİA, %12.1’i kondom, %5.9 tüp ligasyon, %5’i hap, %1,3 ise diğer etkili yöntemleri tercih ettikleri bildirilmiştir5. Buna göre bölgemizde aile planlaması yöntem kullanma oranı diğer bölgelere göre yüksektir.
Yöntem kullanmayan kadınların büyük bir kısmı çocuk istediği için (%39.6), gebe olduğu için (%16.7) ya da eşi yanında olmadığı için (%14.6) yöntem kullanmadığını ifade etmiştir (Tablo 4). 2003 TNSA verilerine göre yöntem kullanmayan kadınların %33.3’ü gebe kalmasının zor olduğunu, %37.9’u menopoz olduğu için, %1.3’ü eşi istemediği için, %1.7’si dini nedenlerle aile planlaması yöntemi kullanmadıklarını belirtmişlerdir5. Yöntem ulanmayan kadınların, kullanmama nedenleri arasında sağlık kaygısının yer almaması, bölgede aile planlaması danışmanlığı ile etkili yöntem kullanma oranı yükseltilebileceği düşünülmektedir.
Tablo 8 Türkiye’de yapılan bazı çalışmalarda bulunan etkili yöntem ile toplam yöntem kullanma yüzdelerini vermektedir. Bu çalışmalarda etkili yöntem kullanma oranı en yüksek yerin Isparta Gönen olduğu, en düşük yerin ise Samsun olduğu görülmektedir. Tablo 8 incelendiğinde ülkemizde etkili yöntem kullanma sıklığının, ülkenin batısından doğusuna gittikçe ve güneyinden kuzeye gittikçe azaldığı görülmektedir. Çalışmadaki sonuç ise bu duruma uymamaktadır. Bunun nedeni çalışmanın yapıldığı bölgenin il merkezi olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 8: Türkiye’de Yapılan Bazı Çalışmalardaki Aile Planlaması Yöntem Kullanma Durumları |
Etkili yöntem kullanan kadınların %55.7’si yöntemi kamu sektöründen, %3.7’si özel sektörden temin ettiklerini belirtmişlerdir (Tablo 3). TNSA 2003’e göre ise etkili aile planlaması yöntemlerini kullananların %58’i kamu sektöründe, %40’ı da özel sektörden temin ettikleri sonucu saptanmıştır. Kullanılan yöntemlerin kamu sektöründe temin edilme yüzdesi, araştırma ile TNSA 2003 çok yakın çıkmıştır. Ancak gebeliği önleyici yöntemlerin özel sektörden temin edilme yüzdesi araştırmada çok düşük çıkmıştır. Oranın düşük oluşu katılımcıların ekonomik durumlarının düşük olması sonucuyla meydana gelmiş olabileceği düşünülmüştür.
Yöntem kullanan kadınların %59.2’sinin sağlık ocağı ve AÇSAP merkezinden, %7.1’i hastaneden, %3.5’ü eczaneden, %0.08’i özel muayenehaneden temin ettiklerini belirtirken, %29.4’ü kullandıkları yöntemin herhangi bir yerden temin edilmesinin gerekmediğini belirtmişlerdir (Tablo 3). TNSA 2003 sonuçlarına göre modern yöntem kullanan kadınların %33.2’si sağlık ocağı ve AÇSAP merkezlerinden, %24.5’i devlet hastanelerinden, %24.8’i eczanelerden, %3.9’u özel hastane, %9.4’ü özle doktor, %3.7’si diğer özel yerlerden temin ettiklerini belirtmişlerdir4. TNSA 2003’e göre yöntem temin edilen yerlerin başında sağlık ocağı ve AÇSAP merkezi gelmektedir ve bunları eczaneler takip etmektedir. Araştırmada ise yöntem temin edilen yerlerin başında sağlık ocakları ve AÇSAP merkezi gelmektedir ve bunları hastaneler takip etmektedir. Araştırmada yöntem temin edilme yerlerinden sağlık ocağı ve AÇSAP merkezi ile hastanelerin oranının yüksek çıkması, Bingöl ilinde özel sağlık kuruluşlarının olmamasının yanında sağlık ocağı ve AÇSAP merkezindeki hizmetlerin ücretsiz olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Araştırmaya alınan kadınların aile planlaması yöntemlerini kullananların büyük bir kısmı ilkokul mezunu (%48) ve okul mezunu olmayanlardan (28.2) oluşmaktadır (Tablo 6). 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık araştırması verilerine göre aile planlaması yöntemlerinin kullananların %47.9’u ilkokul ve %43.3’ü herhangi bir okul mezunu olmayan kişilerden oluşmaktadır5. Araştırmada yöntem kullananların çoğunun ilkokul mezunu olmaları TNSA ile uyumludur. Ancak okul mezunu olmayanların oranı TNSA 2003’e göre düşük çıkması araştırmanın il merkezinde yapılmış olması ve kırsal kesimin dikkate alınmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Sonuç olarak; Bingöl İli Uydukent Sağlık Ocağı Bölgesinde “15–49“ yaş kadınının aile planlaması yöntemi kullanımı son yıllarda etkili bir şekilde artmasına rağmen yeterli bir düzeye ulaşılamamıştır. Bu nedenle birinci basamak çalışanları ile basın yayın organları ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğini içeren etkili bir eğitim ve hizmet sunumu sayesinde modern aile planlaması yönteminin kullanımını artıracaktır.