Karbon tetraklorür (CCl
4) renksiz, berrak, uçucu bir sıvıdır
1. Önceleri kuru temizleme, yangın söndürme, tahıl dezenfeksiyonu ve böceklerle mücadelede yararlanılan bu kimyasal bileşik; günümüzde petrol ürünleri, çeşitli yağlar, vernik, cila, reçine çözücüsü ve organik bileşiklerin imalatında kullanılmaktadır
1-3. Çevreden insan vücuduna günlük ortalama 0.1 µg CCl
4 girişi olduğu tahmin edilmektedir
1. Birleşik Devletler Çevre Koruma Dairesi (EPA) hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlara dayanarak, CCl
4'ü insan için olası kanserojen (grup B2) sınıfına dahil etmiştir
1-3.
CCl4 solunan hava, su, gıda alımı ve deriden temas yoluyla vücuda girer. Karaciğer, beyin, böbrek, kaslar, yağ dokusu ve kanda daha yüksek konsantrasyonlarda olmak üzere tüm vücuda dağılır1. CCl4'ün sitokrom P450 enzimi aracılığıyla serbest radikallere yıkılımı hücre hasarını başlatır2-5. Vücuttan atılımı başta solunum yoluyla ve çok az miktarlarda dışkı ve idrar yoluyladır1. Deneysel olarak yapılan çalışmalarda, CCl4 uygulamasına bağlı olarak akciğer dokusunda da oksidatif hasar ve histopatolojik değişikliklerin meydana geldiği bildirilmiştir6-13. CCl4'ün toksik etkilerine karşı melatonin4, klofibrat14, kolşisin15, putresin16, losartan17, ginkgo biloba ekstresi18, siyah çay ekstresi19, nigella sativa20, somatostatin ve oktreotid21 gibi ajanların etkileri araştırılmış ve farklı sonuçlar elde edilmiştir.
Kafeik asit fenetil ester (CAPE), arıların bitkilerden topladığı özütün içerisinde bulunan keskin ve güzel kokulu propolis maddesinin aktif bir bileşenidir. Propolis'in antimikrobik, antienflamatuar, immunmodülatör, antimutajenik ve antioksidan etkileri çeşitli çalışmalarla ortaya konmuş, bu etkilerin çoğunun propolis'in etkin maddelerinden biri olan CAPE'ye bağlı olduğu gösterilmiştir22-25. Az sayıdaki deneysel çalışma ile CAPE'nin CCl4 hasarına karşı etkinliği tespit edilmiştir26,27.
Bu çalışmada, CCl4'ün akciğer dokusu üzerindeki toksisitesi ve bu toksisiteye karşı CAPE'nin muhtemel koruyucu etkileri araştırıldı.