İnsanlar günlük yaşamını sürdürürken birçok travmaya maruz kalır. Bazen bu travmalar sonucunda kemik kırıkları ortaya çıkmaktadır. Kemik kırığı nedenleri çocuk ve erişkin arasında farklılıklar göstermektedir. Kırıkların sıklığı yaş, mevsim, kültürel ve sosyal faktörlere bağlı olarak değişmektedir
13. Günümüzde kemik kırık vakalarının sıklığında giderek artış görülmektedir. Ebeveynlerin son yıllarda çalışma hayatına daha fazla katılmaları, hızla artan araç sayısına bağlı trafik kazaları, çok hızlı artan nüfus, artan nüfusa oranla oyun alanlarının yetersizliği, çarpık kentleşme, kötü beslenme gibi nedenler bu artışın önemli nedenleri arasında sayılabilir
9.
Çocukların çok hareketli olmaları, kendilerini savunma mekanizmalarının yeterince gelişmemiş olması, bütün bunlara ilaveten büyüklerin gözetim ve kollama görevlerini yeterince yerine getirememesi nedeniyle sıklıkla travmalara maruz kalmaktadırlar. Çalışmamızda kazaya uğrayan çocukların çoğunluğunu erkeklerin oluşturması, erkeklerin daha agresif, aktif ve daha cesaretli oluşu ile açıklanabilmektedir14. Çocukluk çağı kemik kırıkları çocukların yaş grubuna göre de değişiklik gösterebilmektedir. Yapmış olduğumuz çalışmada çocukluk çağı kemik kırıkları 0-6 yaş grubunda 17,3 (n=4) olarak tespit ettik. Bu yaş grubunda kırık oluşturan sebepler arasında yüksekten düşme ve travma yer almaktaydı. Chang ve Tsai'nin15 12 yaş altı çocukların tökezleme, kayma ve düşmeye bağlı yaralanmalarını araştıran çalışmalarında, bu tür yaralanmaların % 72'sinin 6 yaş altındaki çocuklarda meydana geldiğini bildirmişlerdir. Kavaklı ve ark.16 yaptıkları çalışmada, bulgularımızla benzer şekilde 0-6 yaş grubu çocukların karşılaştıkları kaza türleri arasında düşmeler (% 65.7) ilk sırada yer aldığını rapor etmişlerdir. Yine çocukluk çağı tüm yaş gruplarındaki yüksekten düşmeleri araştıran Yavuz ve ark.'nın17 çalışmalarında en fazla olgunun 0-10 yaş grubunda (% 31.5) yer aldığını bildirmişlerdir. Hem bizim çalışmamızda, hem de literatür taramalarında 0-4 yaş ve 0-10 yaş çocuklarda yüksekten düşme ve travmanın sık görülmesi, bu yaş grubunda yer alan çocukların hareketli olmaları nedeni ile kendilerini koruyamamaları ve aileleri tarafından da yeterince korunamadıklarını akla getirmektedir. 7-12 yaş grubu kemik kırığı sebepleri arasında yine en yüksek oranda yüksekten düşme gözlenirken, bunu darp ve spor yaralanması izlemekteydi. Özellikle ergenlikle birlikte (13-18 yaş grubunda) kemik kırığı sebepleri arasında yüksekten düşme, trafik kazaları ve spor yaralanması yer almaktadır. Bu yaş grubunda trafik kazalarında artış oldukça dikkat çekmektedir.
Ülkemizde erişkin kemik kırıklarının lokalizasyonu, kırık dağılımı ve kırık nedenlerini ortaya koyan çalışmalar oldukça sınırlı sayıdadır. Oksam ve ark.'nın18 yapmış oldukları çalışmalarında kırık etiyolojisi arasında kazasal yüksekten düşme % 62, spor ve eğlence % 19 ve trafik kazaları % 14 oranında gözlendiğini bildirmişlerdir. Bizde yapmış olduğumuz çalışmada, yaş grupları arasında farklılıklar olmakla birlikte erişkinlerde en fazla kemik kırığı sebebini düşme olarak tespit ettik. Yaş gruplarına göre erişkinlerde kemik kırık nedenlerini 65 yaş üstünde; düşme % 87.5, trafik kazaları % 12.5, 50-65 yaş grubunda; düşme % 75, trafik kazası % 12.5, spor yaralanması % 12.5, 19-49 yaş grubunda ise; düşme % 47.8, trafik kazası % 21.7, spor yaralanması % 17.4, ateşli silah yaralanması % 8.7, ayağa cisim düşmesi % 4,3 bulduk. Ancak bizim çalışmamızda ikinci sırada trafik kazaları, daha sonra spor yaralanmaları geliyordu. Oksam ve ark.18 en fazla kırık görülme yaşının erişkinlerde 79 yaş üstü kişilerde görüldüğünü bildirmiştir. Ancak yapmış olduğumuz çalışmada, erişkinlerde kırığın en fazla 19-49 yaş aralığında görüldüğünü % 58.9 (n=23), onu 50-65 yaş grubu % 20.5 (n=8) ve 65 yaş üstü % 20.5 (n=8) grubunun takip ettiğini gözlemledik. Kırık sıklığında görülen bu yaş farkının hem bizim yaş grubumuzun geniş olmasından, hem de çalışmaların yapıldığı ülkelerin gelişmişlik düzeyi farkından olabileceğini düşünmekteyiz.
Yapmış olduğumuz çalışmada erişkin kırıklarının erkek cinsiyette ve alt ekstremitede fazla görüldüğünü tespit ettik. Ayrıca en fazla kırılan kemiğin femur olduğunu, onu sırasıyla tibia ve radius'un takip ettiğini gözlemledik. Salman ve ark.'da19 acil servise başvuran travmalı hastaları inceledikleri çalışmalarında, bizim çalışmamıza paralel şekilde en fazla vakanın femur kırığı, daha sonra tibia-fibula kırığı ve radius-ulna, humerus kırığının görüldüğünü bildirmişlerdir.
Bu çalışmadan elde edilen veriler doğrultusunda, kemik kırıklarının önlenmesi ya da azaltılmasına yönelik bazı risk azaltıcı tedbirler alınabilir. Kemik gelişimi ve sağlığı açısından çok önemli olan dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve özellikle çocuklarda güneşlenmenin önemi vurgulanmalıdır. Bu konuda gerek seminer ve sempozyumlar düzenleyerek gerekse medya aracılığı ile halkın bilinçlendirilmesi gerekir. Çocukların psikolojik ve motor gelişim safhalarına göre potansiyel tehlikelerin belirlenmesi, potansiyel tehlike belirlenmesinde yüksek riskli çocuk ayrımı yapılmadan, tüm çocukların potansiyel risk altında bulunduğunun kabulü ile ebeveynlere ve evde çocuk bakan kişilere yönelik eğitsel faaliyetlerde bulunulması; çocuk bakımından sorumlu kişilerin bilinçlendirilmesi, çocuk travmaları ve kemik kırıklarının azaltılmasında önde gelen öneriler arasında sayılabilir9,20-22. Trafik kazalarını azaltmak için topluma gerekli eğitimlerin verilmesi, gerekirse cezai yaptırımların artırılması, çarpık kentleşmenin önlenerek yolların ve kaldırımların güvenliği artıracak şekilde yeniden planlanması, çocuk oyun sahalarının artırılması gereklidir. Kanunlar ve tüzükler ile ev, çevre ve iş yeri güvenliğine ait önlemler alınmalıdır. Gerek konut olarak kullanılan, gerekse iş yeri olarak hizmet veren binalar ile ailelerin, işyerlerinin ve belediyelerin güvenlik önlemlerini alması için finansal olarak desteklenmesi; ciddi yaralanmaların önüne geçebilecek, en başta insan hayatının kurtarılmasının yanı sıra, sağlık giderlerinin azaltılmasına da katkı sağlayacaktır.