[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2011, Cilt 25, Sayı 1, Sayfa(lar) 049-052
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Haemobartonellosis
Cem Ecmel ŞAKİ, Edip ÖZER
Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Fare, Köpek, Kedi, Sığır, Haemobartonellosis
Özet
Dünyanın her yerinde hayvanlarda yaygın olan Haemobartonella türleri, Türkiye'de; sığır, fare, kedi ve köpeklerde tespit edilmiştir. Haemobartonella kanda ikiye bölünerek çoğalır. Eritrositlerin üzerinde yan yana dizilmiş coccilerden oluşan ince çubuklar halinde görülürler. Plasmada nadiren serbest olarak bulunurlar. Enfeksiyonu genellikle belirsizdir. Nadiren klinik hastalık oluştururlar. Splenektomi etkenlerin daha fazla ve daha kolay görülmelerini sağladığı gibi klinik semptomları da alevlendirir. Anemi gelişmiş, dalağı büyümüş ve splenektomi yapılmış hayvanlarda hastalık göz önüne alınmalıdır. Genelde Arthropoda ile taşınan etkenler oral ve parenteral yollarla da nakledilebilir. Tetracycline, oxytetracycline, chlortetracycline, neosalvarsan ve aureomycine tedavide oldukça etkilidir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Anaplasmatocae ailesi, Ricketsiales dizisi içinde yer alan Haemobartonella soyuna bağlı türler: küçük, hareketsiz, prokaryotik ve zorunlu parazitlerdir1-5. Dünyanın her yerinde sığır, köpek, kedi ve farelerde yaygın olarak bulunur1,6,7. Haemobartonella bugün Mycoplasma olarak ifade edilmektedir8,9.

    Haemobartonella ilk kez 1921 yılında Mayer tarafından albino ratlarda görülmüş ve H.muris olarak isimlendirilmiştir. Bu soya bağlı türlerin kanda ikiye bölünerek çoğaldıkları bilinmektedir3,4,6. Eperythrozoon'a çok benzemekle beraber eritrositlere sıkıca tutunup nadiren plasmada serbest olarak bulunmasyla ayırtedilir. Etkenler herhangi bir romanowsky boyası ile boyalı ince kan frotilerinde kırmızı, wright boyası ile soluk kırmızı, pembe ve mavimsi, giemza boyası ile pembe veya pembemsi kırmızı renge boyanırlar. Anilin boyalarla yeterli olarak boyanmazlar. Asit fast boyalarla boyanmazlar. Boyalı kan frotilerinde flagellasız cocciler yan yana dizilerek ince çubuklar yaparlar. Bu çubuklar eritrositlerin yüzeyinde ve kenarında çukurlarda uzanırlar. Çubuklar eritrositlerin yüzeyinde dallanabilir. Tekli cocci ve yüzük formu nadirdir veya yoktur. Doku hücrelerine asla bağlanmazlar. Bir membranla çevrili olan coccilerin nukleusları belirgin bir membranla sınırlı değildir. Cocciler genel olarak 0.1-0.7 µ büyüklüktedir. Bazı türlerde cocci ve çubuklar diğer türlerin cocci ve çubuklarına göre daha büyük ve uzun olabilir1,2,4-6,10. Genelde Arthropoda ile taşınırlar11,12. Ancak vektörlerde etkenlerin morfolojisi hakkında bir bilgi yoktur1.

    Anemi gelişmiş, dalağı büyümüş ve splenektomi yapılmış hayvanlarda hastalık göz önüne alınmalıdır13-15. Splenektomi yapılmamış ve immun zarara uğramamış hayvanlarda etkenler kolayca görülmezler5,16. Teşhiste indirekt floresan antikor testi (İFAT) ve komplement fikzasyon (KF) testi uygundur13-15.

    Fagositosis ve intravaskuler hemolisis sonucu eritrositlerin yıkımı ile karakterize bir hastalık oluşturup sonuçta hemolitik anemilere sebep olurlar. Hastalık arakonakçıların ölümüne sebep olmaz1,7. Hayvanlarda nadiren klinik hastalık oluşur1. Hastalık splenektomi yapılmayan hayvanlarda belli olmayan bir anemi ile karakterizedir. Anemi öncesindeki ilk ateşli safhada fazla sayıda olan etkenler anemi safhasında azalır. Splenektomi ve enfekte kan inokulasyonu sonucuda daha fazla ve daha kolay görülürler3.

    Tür spesifiktirler. Duyarlı diğer konaklar arasında geçiş söz konusu değildir. Etkenin yapısı farklı konaklarda değişiklik arzeder2,3,7,17.

    Etkenler % l0'luk dimethly sulfoxide (DMSO) sıvı nitrojen içinde korunurlar. Çok zayıf olduklarından antiseptiklerle birkaç dakika yıkamak onları öldürür. Buzdolabında bekletilen kanda birkaç gün, daha düşük ısılarda daha uzun süre muhafaza edilirler3. Haemobartonella türlerinin kültüre edilemediği bildirilmiştir1-3,17.

    İsimlendirilmiş 27 türünden önemli olanları aşağıda verilmiştir1.

    - H.muris, fare, Mayer, 1921
    -H.canis, evcil köpek, Kikuth, 1931
    - H.felis, evcil kedi, Flint and McKelvie, 1956
    - H.bovis, evcil sığır, Donatien and Lestoguard, 1934

    Son çalışmalar, 16S rRNA gen sekansları analizleri yapılan Haemobartonella'ların Mycoplasma soyuna dahil olduklarını göstermiştir8,9.

    H.muris: Tüm dünyada yaygın olup rat, fare ve hamsterlerde görülür3,5,16,18. Etkenler giemsa boyası ile mavimsi-mor, romanowsky boyası ile kırmızıya boyanırlar. Metilen mavisi ile de boyanan etkenler methyl-green, pyronin veya fuchsin ile zayıf boyanırlar. Eritrositlerin yüzeyinde ve kenarında oval veya yuvarlak şekildeki cocciler yan yana dizilerek kısa veya bazen uzun çubuklar yaparlar1,10,15,19,20 (Şekil 1). Elektron mikroskopta 0.1-0.2 µ büyüklükteki coccilerin oluşturduğu 0.3-1.5 µ1,10,16,20 büyüklükteki yuvarlak uçlu ince çubuklar olarak görülürler20. Cocciler tek katlı bir membrana sahiptir. Nucleus ve diğer organellerde membran mevcut değildir. Eritrosit membranı ile etken arasında bir bağlılık mevcuttur10,16. Splenektomi yapılmamış veya başka türlü immunolojik zarara uğramamış farelerde kolay görülmezler1,2. Splenektomiden sonraki ilk günde çok az eritrosit parazitle enfektedir. En yoğun parazitemi 3.-4. günlerde görülür. Daha sonraki günlerde etkenler azalarak 8.-9. günde kandan kaybolurlar19.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: H. muris

    Enfeksiyonu genellikle belirsizdir. Genç hayvanlar enfeksiyona daha hassastır. Hastalık belirtileri; kanda etken tesbit edilen hayvanlarda splenektomiden 3-5 gün, etken tesbit edilemeyenlerde splenektomiden 2-3 hafta sonra görülür. İştah kaybı, ağırlık kaybı, vücut ısısı artışı, hipotermi ve dyspnea, leucocytosis, anisocytosis, intravascüler hemoliz, hemoglobinuri, polychromatophilia ve anemi ilk semptomlardır. Anemi beş günden iki haftaya kadar uzayabilir. Anemi süresince eritrositlerde etkenler görülür. Bütün eritrositlerin yüzeyinde bir veya daha çok zincire rastlanır. Ölüm oranı % 30-80 arasındadır. Ölmeyen hayvanlar 1-3 ay sonra klinik olarak normale dönüp hastalığın taşıyıcıları olarak kalırlar. Nüksler görülebilir1,4,14,15. Dalak büyür, koyu kırmızı bir renk alır ve üzerinde siyah bir tabaka oluşur. Eritrosit tahribatı vardır1,2,5,14-16,21.

    Enfekte ratların serumlarında antikorlar tesbit edilmiştir. Splenektomi yapılmamış ratlarda antikorlar 3-5 günde gözükür. Splenektomiden hemen sonra düşük olan titre parazitemi süresince artar14,15.

    Rat biti (Polyplax spinulosa) ve rat piresi (Xsenopsylla cheopis) ile taşınır. Bit hassas hayvanı ısırmakla E.muris'i mekanik ve biyolojik olarak da nakledebilir. Etken bitde çoğalır ve 3-4 gün içinde hat safhaya ulaşır4,6,11,12. Splenektomiden sonra enfekte olduğu görülen farelerde Polyplax spinulosa ve P.serrata tesbit edilmiştir19. E.muris oral ve parenteral yolla nakledilebilir1,11,12,16. Fötüs anneden enfeksiyonu alabilir22.

    Ratlarda latent enfeksiyon; splenektomi, hemolitik zehirler, tripanasomiasis, anemi ve parasitemi ile aktive edildiğinde kısa sürede ölümlere sebep olur7.

    Oral yolla üç gün 500 mg/4 lt dozda tetracycline verilen splenektomi yapılmış farelerde uygulamadan sonraki 7.-10. günlerde etken bulunmadı19. Günde iki kez, dört gün süreyle 15 mg/rat dozda chlortetracycline etkilidir23. Latent ve klinik enfeksiyonlarda; penisilin, streptomisin, sülfonamid ve kloramfenikol etkisiz chlortetracycline, neosalvarsan, organik arsenik bileşikleri, tetracycline, oxytetracycline ve aureomycine etkilidir3,24.

    Fare kullanılan deneysel araştırmalarda hastalığın göz önüne alınması gerekir19.

    H.canis: Amerika'da splenektomi yapılan 20 köpekte H.canis bulunmuştur25. H.canis eritrositlerin yüzeyinde; kaba partiküller, kok, diplokok veya boncuk dizileri şeklindedir. Sitoplasma ve nukleus belirsizdir3,26,27.

    Genellikle hastalığa neden olmamaktadır3. Nadiren anemi, zayıflama ve anoreksi ile karakterize bir bozukluğa sebep olur. Splenektomi klinik semptomları alevlendirir. Yavru köpekler enfeksiyona çok hassastır4. Deri, konjuktiva, mukoza ve idrar aşırı ikteriktir. Vücut ısısı 37.7 ºC, nabız sayısı 126/dak., solunum sayısı 40/dak., ve hemotokrit değer % 14 seviyesindedir. Kan tablosunda anizositosis ve polikromatofili görülür26.

    H.canis'in taşınmasında Rhipicephalus sanguineus hizmet eder4,6,28. Kan inokulasyonuyla nakledilir25.

    H.felis: Evcil kedilerin parazitidir6,29. Etkenler FH Romanowsky boyası ile boyanır. Wright ve giemsa ile koyu mor, akridin boyası ile turuncu renge boyanır. Cocciler uzun veya kısa çubuklar oluştururlar. Cocciler 0.1-0.8 µ, kısa çubuklar 0.2-0.5 µ, uzun çubuklar ise 0.9-1.5 mikrondur30-33. Antikorlar IFAT ve Elisa ile teşhis edilebildiği gibi PCR ile de teşhis edilebilir9,34.

    Enfeksiyon akut, subakut ve kronik seyreder. Akut olaylarda yoğun parasitemi süresince perifer kandaki etkenlerin sayısına bağlı olarak ilerleyen makrositik hipokromic ve şiddetli ve öldürücü hemolytic anemi, değişken bir ateş, zayıflık, depresyon, anorexia, kilo kaybı, halsizlik, apati, iştahsızlık, mukozalarda solgunluk, mukozalarda ve deride sarılık ve şiddetli dehidrasyon görülür. Solunum sayısı 25/dak., nabız sayısı 110/dak. ve vücut ısısı 38.4 ºC civarındadır. Kan muayenelerinde; eosinophili anisositosis, trombositopeni, lökositosiis, neuropeni, lenfositosis, monositosis ve bazofili görülür2,30-32,34,35.

    Kedilerin enfeksiyöz anemisi olarak bilinen bu hastalıkta dalak büyür ve koyu bir renk alır. Kesit yüzü sertleşip dışa doğru tümsekleşir. Yağ infiltrasyonu nedeniyle açık sarı bir renk alan sidik kesesinin seröz yüzeylerinde hemorojiler bulunur. Lenf yumruları büyür2.

    Enfeksiyon genç kedilerde ve erkeklerde daha sık görülür4,30,32. Hassas kedilere intraperitonal, intravenöz, oral ve intrauterin yolla taşınabilir29,36,37. Kedilerin biribirlerini ısırmalarıyla da taşınabilir. Arthropoda ile taşındığı belli değildir6,29.

    On gün boyunca % 5 dekstroz, izotonik NaCl, laktatlı ringer, C vitamini, B vitamini kopleksi ve oxytetracycline uygulamasından sonra 10. günde iyileşme görülür35. Oxytetracycline hydrochloride 25 mg/kg dozda uygulandığında 29. günde klinik semptomlar ortadan kalkar30,32. Günde iki kez 20 mg/kg dozda oxytetracycline etkilidir38. Tetracycline ağız yolu ile 100 mg/kg dozda verildiğinde 18-21 günde, terramycine günlük 50 mg/kg dozda ağız yoluyla ve 5 mg/kg dozda İ.M. yolla verildiğinde etkilidir4. Etken chloramphenicol, tetracycline ve oxytetracycline hassastır39. Hastalık tedavi edilmediğinde ölüm görülebilir4.

    H.bovis: Kuzey Nijerya'da sığırlarda hastalık yaygın değildir40. Küba'da 12 düvede ve iki splenektomi yapılmış buzağıda etken bulunmuştur41. İştahsızlık, halsizlik, 41.0 ºC'de ateş, anemi ve yoğun Eperythrozoon wenyoni tespit edilen bir inekte az sayıda rastlandı. Yuvarlak veya yuvarlağa yakın şekildeki etkenlerin sadece eritrocystlerin kenarında yan yana gelerek zincirler yaptıkları görüldü42 (Şekil 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: H. bovis

    Splenektomiden sonra klinik olarak normal görünen 10 buzağıda hafif anemi ile kan glükozunda 50.5 mg/100ml'den 4.0mg/100ml'ye hızlı bir düşüş görülmüştür43.

    İntramusculer yolla, üç gün, günlük 10 mg/kg dozda oxytetracycline uygulaması etkili bulunmuştur42.

    Sonuç: Dünyanın birçok ülkesinde haemobartonellosis yaygın olarak görülmektedir. Hastalık hayvanlarda genellikle verim kayıplarına sebep olur. Türkiye'de sadece köpek, kedi, fare ve sığırlarda hastalık bildirilmiş olup yapılmış araştırma sayısının azlığından hastalığın durumu tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle, farklı yörelerde ve farklı hayvanlarda kapsamlı araştırmaların yapılmasına ihtiyaç olduğu görülmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Gothe R, Kreier JP. Aegyptianella, Eperythrozoon and Haemobartonella. Parasitic Protozoa. New York: Academic Pres, 1977: 241-294.

    2) Jones TC, Hunt RD. Veterinary pathology. Mycoplasmatales, Rickettsiales and Spirochetales. Philadelphia: 1983: 542-547.

    3) Kreier JP, Ristic M. Rickettsiales and Chlamydias. In: Krieg NR, Holt JG. (Editors) Bergey's Manuel of Systematic Bacteriology. Baltimore USA: Williams Wilkins 1984.

    4) Soulsby EJL. Helminths, Arthropods and Protozoa of Domesticated Ainmals. London: Bailliere Tindall 1986.

    5) Weinman D, Ristic M. Haemobartonellosis, Eperythrozoonosis, Grahamellosis and Ehrlichiosis. In: Kreier JP, Ristic, M.(Editors). Infectious blood Diseases of Man and Animals. New York: Academic Pres 1968.

    6) Fiesher MS, Say RR. Manuel tropical veterinary parasitology. In: Morel P. (Editor). Tick Borne Diseases. Aberystwyth UK: Cambrian Printes 1989: 414-423.

    7) Kennedy PC, Palmer N. Pathology of Domestic Animals. 3rd Edition, USA: KVF Jubb Academic Pres 1985.

    8) Neimark H, Johanson KE, Rikihisa Y, Tully JG. Revision of haemotrophic Mycoplasma species names. Int J Syst Evol Micr 2002; 52(2): 683.

    9) Tasker S, Lappin MR. Haemobartonella felis: recent developments in diagnosis and treatment. J Fel Med Surg 2002; 4: 3-11.

    10) Tanaka H, Hall WT, Sheffield JB, Moore DH. Fine structure of Haemobartonella muris as compared with Eperythrozoon coccoides and Mycoplasma pulmonis. Journal of Bakteriology. Am Soc Microbiol 1965; 90(6): 1735-1748.

    11) Crystal MM. The mechanism of transmission of Haemobartonella muris (Mayer) of rats by the spined rat louse, Polyplax spinulosa (Burmeister). J Parasitol 1958; 44: 603-606.

    12) Crystal MM. Extrinsic incubation period of Haemobartonella muris in the spined rat louse, Polyplax spinulosa. J Bacteriol 1959 a; 77: 511.

    13) Hyde CL, Finerty JF, Evans CB. Antibody and immunoglobulin synthesis in germ free and conventional mice infected with Eperythrozoon coccoides. Am J Trop Med Hyg 1972; 21: 506-511.

    14) Wigant R. Serologische reaktionen am Haemobartonella muris und Eperythrozoon coccoides. Z Tropenmed Parasitol 1956; 7: 322-340.

    15) Wigant R. Morphologische, Biologische und Serologische Eigenschaften der Bartonellen. Stuttgart: Thieme, 1958.

    16) Baker HJ, Cassell GH, Lindsey JR. Research complications due to Haemobartonella and Eperythrozoon infection in experimental animals. Am J Pathol 1971; 64(3): 625-648.

    17) Merchant IA, Packer RA. Veterinary Bacteriology and Virology. Pathogenic Mikroorganisms, Rickettsiales. USA: The Iowa State University Pres, 1977: 524-525.

    18) Thomson RG. Special Vet Pathology. Toronto Philedelphia: Reginald 6 BC Decker Inc, 1988.

    19) Özer E. Beyaz laboratuar farelerinde (Mus musculus) Eperythrozoon coccoides (Schilling, 1928) ve Haemobartonella muris (Mayer, 1921) enfeksiyonları. Tr J of Vet Anim Sci 1994; 18: 209-215.

    20) Wigant R, Peters D. Neuere untersuchungen über Bartonella muris (Mayer). (II. Mittelung). Z Tropenmed Parasitol 1952 a; (3): 437-452.

    21) Kreier JP, Hall L. The relationship of parasitemia to the life span of erythrocytes of rats infected with Haemobartonella muris. J Infect Dis 1968; 118(5): 443-448.

    22) Amici D, Murri O, Papanelli M, Tedeschi G. Transmissione dele Haemobartonella muris dalla madre al feto. Bull. Soc. Ital Biol Sper 1966; 42: 1501-1503.

    23) Moore D, Arison R, Tanaka H, Hall W, Horowitz M. Identify of the filterable hemolytic anaemia agent of Sacks with Haemobartonella muris. J Bacteriol 1965; 90: 1669-1674.

    24) Gledhill AW, Niven JSF, Seamer J. Elimination of Eperythrozon coccoides infection from mouse coconies. J Hyg Camp 1965; 63: 73-77.

    25) Prjor JWH, Bradbury RP. Haemobartonella canis infection in research dogs. Lab Anim Sci 1975; 25(5): 566-569.

    26) Göksu K, Tüzer E, Bilal T. Bir köpekte haemobartonellosis. İst Üniv Vet Fak Derg 1978; 4(1): 79-85.

    27) McKee AE, Ziegler RF. Giles RC. Scanning and transmission electron microscopy of Haemobartonella canis and Eperythrozoon ovis. Am J Vet Res 1973; 34(9): 1196-1201.

    28) Seneviratna P, Weerasinghe N, Ariyadasa S. Transmission of Haemobartonella canis by the dog tick Rhipicephalus sanguineus. Res Vet Sci 1973; (14) 112-114.

    29) Splitter EJ, Castro ER, Kanawyer W. Feline infectious anemia. Vet Med 1956; 51: 17-22.

    30) Carney HC, England JJ. Feline heamobartonellosis. Vet Clin of Nort Amer Anim Pract 1993; 23: 79-90.

    31) Grindem CB, Corbett WT, Tomkins MT. Risk factors for Haemobartonella felis infection in cats. J Am Vet Assoc 1990; 196: 96-99.

    32) Kurtdede A, Ural K. Haemobartonellosis in Cats in Ankara, Turkey. Acta Vet Brno 2004; 73: 507-512.

    33) Small E, Ristic M. Morphologic features of Haemobartonella felis. Am J Vet Res 1968; 28: 845-851.

    34) Jensen WA, Lappin MR, Kamkar S, Reagan WJ. Use of a polymerase chain reaction assay to detect and differentiate two strains of Haemobartonella felis in naturally infected cats. Am J Vet Res 2001; 62: 604-608.

    35) Atalay Ö, İca A, Çam Y, Kibar M. Bir kedide Haemobartonella olgusu. XIV. Parazitol Kong, 18-25 Eylül, İzmir, 2005; PB-159, 268-269.

    36) Flint J. Roepke M, Jensen R. Feline infectious anaemia. II. Experimental cases. Am J Vet Res 1959; 20: 33-41.

    37) Harbutt PA. A clinical appraisal of feline infectious anemia and its transmission under naturel conditiors. Aust Vet J 1963; 39: 402-404.

    38) Stevenson M. Treatment for Haemobartonella felis in cats. Vet Rec 1997; 140: 512.

    39) Flint J, McKelvie D. Feline infectious anaemia diagnosis and treatment. Proc 92nd Annu Meet Vet Assoc 1956; 240-242.

    40) Leeflang P, Wilde JKH. Prevalence and significance of tick-borne diseases of domestic animals in Northern Nigeria. 1978; 144-148.

    41) Rodriguez ON, Rivas A, Espaine L, Jurasek V. Preliminary report on the occurrence of Haemobartonella bovis in cattle in Cuba. Folia Vet 1975; 19(1-2) 221-231.

    42) Şaki CE, Özer E. Bir Sığırda Eperythrozon wenyoni (Adler and Ellenbogen, 1934) ve Haemobartonella bovis (Donatien and Lestoquard, 1934) enfeksiyonu. F Ü Sağ Bil Vet Derg 2009; 23(2) 117-118.

    43) Love JN, McEwen EG. Hypoglycemia associated with Haemobartonella-like infection in splenectomized calves. Am J Vet Res 1972; 33(10): 2087-2090.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]