Çalışmada, 36. ve 43. gün canlık ağırlık değerleri incelendiğinde (Tablo
3) stresin etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Özellikle 29. gün tartımından itibaren strese maruz kalan gruplardaki canlı ağırlık değerlerinin TN gruplarındaki değerlerden daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan çeşitli araştırmalarda
18,19 yüksek çevre sıcaklığının canlı ağırlık artışını azalttığı bildirilmiştir. Bu durum daha ziyade çevre sıcaklığının artması sonucu hayvanların yem tüketimlerinde görülen azalmalar ile ilişkilendirilebilir. Yem tüketim tablosu incelendiğinde (Tablo
5), strese bağlı olarak yem tüketiminin düştüğü görülmektedir. Yem tüketiminde görülen bu azalma da doğal olarak hayvanın canlı ağırlığına yansımaktadır.
Her ne kadar istatistiksel olarak anlamlı olmasa da katılan tarçın yağı hem SS grupları hem de TN grupları arasında canlı ağırlık artışına katkı sağlamıştır. Bu durum tarçının yapısında bulunan sinnamaldehit’in sindirim üzerine olan pozitif etkisinin bir sonucu olabilir. Nitekim Hernandez ve ark.20 etlik piliç rasyonlarına kekik, tarçın ve biber ekstraktı ilave ederek yaptıkları çalışmada besin maddelerinin hem tüm sindirim kanalında hem de ileum da sindirilebilirliklerinin arttığını tespit etmişlerdir. Wenk21, bitkisel ekstraktların hayvanlarda temel olarak etkili olduğu bölgenin hayvanın sindirim sistemi olduğunu ve bu etkiyi ya sindirim sistemindeki patojen mikroflorayı yok ederek, ya da besin maddelerinin daha iyi bir şekilde sindirilmesi ve emilmesine yol açan mikrobiyal populasyonun sindirim sistemindeki konsantrasyonunu arttırmak suretiyle gösterdiklerini bildirmiştir. Araştırmada, sıcaklık stresi ve tarçın yağının düzeyleri arasında canlı ağırlık üzerine herhangi bir interaksiyon elde edilmemiştir.
Uçucu yağların etlik piliçlerde canlı ağırlık üzerine olan etkilerini belirlemeye yönelik yapılan çalışmaların bir kısmında canlı ağırlığı olumlu etkilediği22-24 bazılarında ise elde edilen sonuçların bu araştırmada elde edilen bulgular ile benzer şekilde istatistikî açıdan önemsiz25-27 olduğu bildirilmiştir.
Canlı ağırlığa benzer şekilde, günlük ortalama canlı ağırlık artışı üzerine 22-29. ile 15-43. günlerde sıcaklık stresinin etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. En yüksek değer 5.68 ile TN500 grubunda, en düşük değer ise 4.88 ile SS0 grubunda tespit edilmiştir. Hem SS’li gruplarda hem de TN’li gruplarda tarçın yağı katılan gruplar katılmayan kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı olmasa bile daha iyi canlı ağırlık artışı göstermişlerdir. Araştırmada elde edilen sonuçlar, uçucu yağların kanatlılarda performans üzerine olan etkilerini belirlemeye yönelik yapılan çalışmalarla uyum içindedir. Isabel ve Santos28, rasyona organik asit (kalsiyum propiyonat ve kalsiyum format) ve esansiyel yağ (karanfil ve tarçın) ilavesinin etlik piliçlerde performans ve karkas özellikleri üzerine etkilerini inceledikleri araştırmalarında, katkıların canlı ağırlık artışı üzerine herhangi bir etkisinin olmadığını belirlemişlerdir. Yine Buğdaycı ve Ergün29 etlik piliç karma yemlerine biberiye (Rosemarinus officinalis) esansiyel yağı ve probiyotik (Lactobacillus acidofilus, Lactobacillus casei, Enterococcus faecium, Bifidobacterium thermophilus) ilavesinin verim özellikleri, bazı kan parametreleri ve bağışıklık sistemi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmalarının sonucunda rasyona ilave edilen bileşenlerin canlı ağırlık artışı üzerine herhangi bir etkisinin olmadığını bildirmişlerdir. Benzer şekilde Lee ve ark.30’nın dişi broyler rasyonlarına esansiyel yağ ilavesi ile yaptıkları tüm çalışma grupları ve Hernandez ve ark.20’nın rasyona ilave ettikleri iki bitki ekstresinin etlik piliçlerde canlı ağırlık artışını etkilemediği yönünde bildirimleri de bulunmaktadır.
Çalışmanın 22-29., 36-43. ve 15-43. günleri arasındaki yem tüketimi üzerine sıcaklık stresinin etkisinin istatistiksel olarak önemli olduğu belirlenmiştir. Bütün çalışma süresince kullanılan tarçın yağının etkisinin istatistiksel olarak önemli olmadığı görülmüştür. Ayrıca sıcaklık stresi ve tarçın yağının düzeyleri arasında yem tüketimi üzerine herhangi bir interaksiyon elde edilmemiştir. Yüksek çevre sıcaklığına maruz kalan kanatlılarda görülen ilk fizyolojik tepki yem tüketiminin düşmesidir. Yem tüketimiyle birlikte hayvanın vücudunda oluşan ısı miktarı artmakta dolayısıyla ısı yayılımı zorlaşmakta ve bunun sonucu olarak da hayvanlar yem tüketimlerini azaltmaktadırlar. Nitekim çevre sıcaklığının 30 ºC üzerindeki, her 1 ºC’lik artışında yem tüketiminin %4-5 oranında azaldığı ifade edilmektedir3.
Tarçın yağının yem tüketimi üzerine olan etkisi ile ilgili olarak elde ettiğimiz bulgular esansiyel yağların yem tüketimini etkilemediğini bildiren Japon bıldırcını31 ve dişi broylerler30 üzerinde yapılmış çalışmalar ile benzerlik göstermektedir.
Yemden yararlanma oranı üzerine hem sıcaklık stresinin hem de kullanılan tarçın yağının etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Ayrıca sıcaklık stresi ve tarçın yağının düzeyleri arasında yemden yararlanma oranı üzerine herhangi bir interaksiyon elde edilmemiştir. Araştırmada elde edilen bulgular, uçucu yağların kanatlılarda yemden yararlanma üzerine olan etkilerini belirlemeye yönelik yapılan çalışmaların bazıları ile uyum içindedir. Karslı ve Dönmez32 sıcaklık stresi altında yetiştirilen etlik piliç rasyonlarına antibakteriyel etkili bitki ekstraktı (Herbromix®) katkısının büyüme, yemden yararlanma ve intestinal villusların uzunlukları üzerine etkisini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmada, genel itibari ile stresin ve bitki ekstraktının belirgin bir etkisinin olmadığını bildirmişlerdir. Yine Lee ve ark.30 dişi etlik piliç rasyonlarına timol, sinnamaldehit ve ticari esansiyel yağ (CRINA Poultry) ilave ederek yaptıkları çalışmada 0–21. ve 0–42. günler arasında yemden yararlanma bakımından gruplar arasında bir farklılık tespit edememişlerdir.
Karkas özelliklerine ait veriler incelendiğinde (Tablo 7), sıcak karkas, soğuk karkas, dalak ve kalp oranları üzerine sıcaklık stresinin etkisi önemli olarak tespit edilirken, karaciğer üzerine olan etkisi önemli bulunmamıştır. Yeme ilave edilen tarçın yağının ise karkas özellikleri üzerine istatistiksel olarak bir etkisi olmamıştır. Elde edilen bu bulgular Şimşek ve ark.33’nın yapmış olduğu çalışma bulguları ile benzerlik göstermektedir. Nitekim araştırmacıların rasyona ilave edilen antibiyotik ve kekik yağının etlik piliçlerde canlı ağırlık, karkas ve etlerin duyusal özellikleri üzerine olan etkisini tespit etmek amacıyla yürüttükleri çalışmada, karkas analizinde, taşlık ve göğüs oranları hariç, diğer karkas özelliklerinde farklılık tespit edememişlerdir. Yine Şimşek ve ark.34 etlik piliç rasyonlarına esans yağ karışımı (kekik, karanfil ve anason) ve antibiyotik ilave ederek yaptıkları çalışmada, karkas oranları bakımından gruplar arasında istatistikî olarak bir farklılık tespit edememişlerdir. Benzer şekilde Çiftçi ve ark.35 rasyona antibiyotik (10 mg/kg) ve farklı dozlarda (500 ve 1000 mg/kg) tarçın yağı ilavesinin etlik piliçlerde performans ve karkas özellikleri üzerine etkilerini inceledikleri çalışmalarında, karkas özellikleri bakımından gruplar arasında bir farklılık tespit edememişlerdir. Kalp ve dalak oranında ise sıcaklık stresinin etkisine bağlı olarak SS’li gruplardan elde edilen değerler TN’li gruplardan elde edilen değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Bu durum şu şekilde açıklanabilir. Sıcaklık stresinin uzun sürmesine bağlı olarak organizmanın adaptasyon dönemine girmesi ve bunun sonucunda ACTH’nın hipofiz ön lobundan salınımı ile kanatlılarda önemli bir steroid olan kortikosteronun üretimi artar, timus, dalak ve periferal lenf düğümleri küçülür, hipofiz lobu büyür ve adrenal bezlerin ağırlıkları artar36.
Çalışma sonunda ölüm oranı ve yaşama gücü bakımından (Tablo 8) gruplar arasında istatistiksel olarak bir farklılık tespit edilememiştir. Bu durumu kümes içi hijyen şartlarının iyi olmasına bağlayabiliriz. Nitekim yapılan araştırmalarda aromatik bitki ekstraktlarının kullanımının ölüm oranını etkilemediği bildirilmiştir37-39.
Sonuç olarak; son yıllarda kanatlı yetiştiriciliğinde antibiyotiklerin yerine geçebileceği düşünülen bitki ekstraktlarının yem katkı maddesi olarak kullanımı artmıştır. Bu araştırmada, performans ve karkas ağırlığı üzerinde olumsuz etkilere sebep olan sıcaklık stresinin bu etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla kullanılan tarçın yağının istatistiksel olarak anlamlı olmasa da performans ve karkas ağırlığı üzerine iyileştirici yönde etkilerinden bahsetmek mümkündür.
Teşekkür
Tarçın yağının elde edilmesindeki yardımlarından dolayı Fahris KILIÇ’a teşekkür ederiz.