Makro ve mikro besin maddeleri, evcil hayvanlarda normal işlevi ve yaşamının devamlılığı için gerekli olan inorganik maddelerdir
16. Bu besinler sağlık, büyüme ve çoğalma ile ilgili fizyolojik süreçler, bağışıklık ve endokrin sistemlerin yeterli işlevi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Bu inorganik maddelerin farklı derecelerde eksikliği, süt ineklerinde klinik ve subklinik semptomlara neden olabilir, ayrıca üretkenlik ve üreme performansını önemli ölçüde düşürebilir
14,17.
Bakır, lisil oksidaz, süperoksit dismutaz, tirozinaz, seruloplazmin ve sitokrom oksidaz gibi bir dizi enzimin bir bileşenidir. Bu enzimler, kollajen ve elastinin yapısal bütünlüğü, süperoksit radikallerin detoksifikasyonu, pigmentasyon, Fe taşınımı ve enerji metabolizması açısından önemlidir. Molibden ve kükürt güçlü bakır antagonistleri olup Cu gereksinimlerini büyük oranda artırabilir. Dahası, yüksek diyetteki Fe konsantrasyonları da vücuttaki Cu durumunu azaltır 18. Bu çalışmada serum Cu konsantrasyonları doğumdan 3 hafta önce ortalama 13.42 μmol/L olarak saptanmış olup, bu değerlerin fizyolojik değerler olarak bildirilen 12-16 μmol/L 19 aralığında olduğu belirlenmiştir. Doğum anı 10.96 μmol/L ve doğum sonrası 8.93 μmol/L saptanan değerler hem fizyolojik sınırların altında hem de istatistiksel olarak doğum öncesi değerden daha düşük (P<0.05) bulunmuştur. Doğum öncesi saptanan serum Cu düzeyleri bazı araştırıcıların 10,17 serum Cu değerlerinde önemli bir değişiklik olmadığı yönündeki bulgularına benzer bulunmuştur. Gebelik süresince fetüs gelişimi için yüksek bakır talebi, absorpsiyon artışı ve atılım ile kayıpların önlenmesi yoluyla bakırı muhafaza ederek sağlanmaya çalışılır 20. Bu çalışmada da doğum öncesi Cu düzeylerinin fizyolojik sınırlarda bulunması ve doğumla birlikte azaldığının tespit edilmesi yukardaki araştırıcıları destekler niteliktedir.
Çinko, memelilerde yetmişten fazla enzimin vazgeçilmez bileşenidir. Bu enzimler, protein, nükleik asit, karbonhidrat ve lipid metabolizması ile ilgilidir. Zn, bağışıklık sisteminin normal gelişimi ve işleyişi, hücre zarı stabilitesi ve gen yapısı için gereklidir 17,21. Bu çalışmadaki ineklerin kan serum Zn düzeyleri 26.01 μmol/L olarak bulunmuş ve fizyolojik aralığın 12 - 18 μmol/L 19 üzerinde olduğu belirlenmiştir. Doğum anı (15.59 μmol/L) ve doğum sonrasında (15.47 μmol/L) doğum öncesine göre istatistiksel olarak azalma belirlenmesine rağmen fizyolojik sınırlar içerisinde bulunmuştur (Tablo 1). Bu sonuç laktasyon döneminde Zn ihtiyaçlarının süt ineklerinde daha yüksek olduğunu düşündürmektedir. Araştırıcılar 18,21, sığırlarda diyetteki yüksek Ca konsantrasyonlarının kan Zn konsantrasyonlarını azalttığı, diyet bileşiminin kan çinko değerleri üzerinde etkili olduğu, farklı diyetlerdeki Zn miktarlarının kan Zn değerlerinde yüksek değişkenliğe neden olduğunu bildirmişlerdir. Geçiş döneminde ve laktasyon döneminde ineklerin muhtemel Ca ihtiyaçlarını karşılamak için hem paranteral hem de rasyona Ca ilavelerinin yapılması, doğum sonrası dönemde Zn azalamasının bir nedeni olarak görülmekle birlikte, bu çalışmada geçiş döneminin tüm safhalarında serum Zn düzeyleri fizyolojik sınırlar içerisinde bulunmuştur.
Manganez, mitokondride bulunan arjinaz, süperoksit dismutaz ve piruvat karboksilaz gibi enzimlerin ayrılmaz bir bileşenidir. Buna ek olarak, bir dizi enzim manganez ile aktive edilebilir 22. Bu çalışmadaki ineklerde doğum öncesi Mn konsantrasyonu ortalamaları 1.57 μmol/L, doğum anında 0.95 μmol/L doğum sonrası 1.02 μmol/L bulunmuş ve bu değerler fizyolojik sınırların (2.73-4.55 μmol/L) 23 altında olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca doğum anı ve doğum sonrası ortalama değerleri doğum öncesine göre istatistiksel olarak daha düşük (P>0.05) bulunmuştur. Bu çalışmadaki ineklerin Mn düzeylerinin fizyolojik değerlerin altında bulunması, rasyonda yeterince bu mikro elementin bulunmadığını gösteren önemli bir detaydır 17,22. Normal fetal gelişim için yetersiz olan 16 mg/kg'ın altındaki diyetteki Mn konsantrasyonlarında, yeni doğan buzağılarda cücelik gibi Mn eksikliğinin belirtileri görülür. 50 mg/kg'lık diyetteki Mn konsantrasyonlarının, normal fetal gelişim için en uygun olduğuna inanılmaktadır 24. Bu çalışmada serum Mn düzeylerinin çok düşük bulunması, yukarıda bahsedilen yeni doğan buzağılarda cücelik gibi anomalilerin gözlenmemesine rağmen, rasyonda yeterli miktarda Mn takviyesinin yapılması gerekliliğini göz ardı ettiremez.
Kobalt, B12 vitamininin bir bileşenidir. Karaciğerdeki propiyonat metabolizmasının (Vitamin B12 bağımlı enzim metilmalonil CoA mutaz) yanı sıra, karaciğerdeki metionin ve folik asit metabolizmasında (Vitamin B12 bağımlı enzim metiyonin sentaz) rol oynar 17. Son çalışmalar, peripartal dönemde Co gereksinimlerinin 0.15-0.19 mg/kg kuru madde aralığında olduğunu ve yüksek süt üretimi için yeterli olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, Nutrient Requirements of Dairy Cattle (NRC) tarafından 0.10 mg/kg'dan daha yüksek değerler önerilmiştir 25. Yüksek konsantre diyetlerde düşük Co değerleri, rumendeki propiyonik asit üretimini azaltığı bildirilmiştir 9,25. Bu çalışmadaki ineklerde Co düzeyleri doğum öncesi 1.42 μmol/L ve doğum anında 1.39 μmol/L fizyolojik değerlerin (0.51-0.85 μmol/L) 23 üzerinde ve doğumdan sonra 0.75 μmol/L fizyolojik sınırlarda bulunmasına rağmen istatistiksel olarak daha düşük (P<0.05) bulunmuştur. Bu çalışmadaki ineklerde Co doğumdan sonra istatistisel olarak azaldığı tespit edilmesine rağmen fizyolojik sınırların içerisinde bulunması, bu çalışmadaki ineklerde Co ihtiyacının bulunmadığını göstermektedir.
Bu çalışmada; montafon ırkı ineklerde doğum öncesi, anı ve sonrası kan serumlarında bakılan Cu, Zn, Mn ve Co mikro elementleri genellikle fizyolojik sınırlar içerisinde bulunulmuş olmasına rağmen, doğum öncesine göre, doğum anı ve doğum sonrası 3. haftada belirgin düşüşler tespit edilmiştir. Sonuç olarak; geçiş dönemindeki ineklerde bu mikro elementlerin doğum anı ve sonrasında süt sekresyonu ile atan kayıplar nedeniyle azalmalar olabileceği, bu nedenle doğum sonrası dönemde ineklerin bu mikro elementlerce desteklenmesinin yararlı olacağı kanısına varılmıştır.