Bu çalışmada ciddi akut pankreatiti olan hasta grubunda PLO nun hastalığın ciddiyetini göstermede bağımsız bir prediktör olduğunu bulduk. Ayrıca Ranson Kriterlerine göre skoru≥3 olan hasta grubunda da BK, AST, LDH, glukoz, ürik asit, kreatinin, NLO, PLO daha yüksek olduğunu gösterdik. Platelet lenfosit oranı ile ranson kriterlerinden AST, LDH ve BK arasında pozitif korelasyon tespit edildi.
Akut pankreatit, pankreasın ani iltihaplanmasını ifade etmektedir. Pankreas interstisyumunda ve sistemik dolaşımda sindirim enzimleri faaliyete geçmekte bunun sonucu olarak da; pankreas dokusunda otodigesyon, sitokin üretiminde artma, sistemik inflamatuar yanıt sendromu (SIRS) ve çoklu organ yetmezliği meydana gelmektedir (12). Hastalığın şiddetini belirlemek hastanın takibi ve mortaliteyi öngörmek açısından çok önemlidir. Bu konuda 1992 Atlanta sınıflaması, Ranson kriterleri, APACHE II skoru (acute physiology and chronic health examination), BISAP (Bedside index of severity in acute pancreatitis), harmless acute pancreatitis score (HAPS), Imrie’s skor (modifie Glasgow II skorlaması), bilgisayarlı tomografi (BT) şiddet indeksi (Balthazar skoru) gibi çeşitli skorlama sistemleri geliştirilmiştir ama hiçbiri henüz mükemmel ve yeterli değildir 1,3,4,13.
Ciddi akut pankreatit tanısı alanlarda hastalığın ciddiyetini değerlendirebilmek için bir çok biyokimyasal parametrelerle çalışmalar yapılmıştır. Liu ve ark. 14 42 şiddetli akut pankreatiti olan hastada dolaşımda endotelprogenitör hücre bakmışlar ve kontrol grubuna göre daha yüksek oranda bulmuşlar. Peng ve ark. (15) şiddetli akut pankreatiti olan hastalarda high-densitylipoprotein (HDL) ve apolipoprotein A-I düzeyi bakmışlar ve hastalığın şiddeti ile ters korelasyon gösterdiğini, persistan organ hasarı olan olgularda düşük düzeyde olduğunu bulmuşlardır. Li ve ark. 16 yaptıkları fare deneyi sonucunda vascular endothelial growth factor (VEGF) ün pankreatit patogenezinde ve pankreatitdeki ödem ve kanamada yer oynayabileceğinden bahsetmişler. Serum VEGF seviyesinin pankreatik hasarın ciddiyetini yansıtabiliceğini söylemişlerdir. Sawa ve ark. 17 36 şiddetli akut pankreatiti olan hastada kontrol grubuna göre daha yüksek tissue factor olduğunu bulmuşlardır. Rao ve ark. 18 interleukin (IL)-6, IL-8, IL-10 ve C-reactive proteinin akut pankteatitin şiddeti ile ilişkisini incelemişler ve sonuç olarak bunlardan IL 6’nın 48 saat içindeki akut pankreatitprogresyonunu gösteren en iyi marker olduğunu söylemişlerdir. Gülen ve ark. 13 harmless akut pankreatit skoru, Balthazar sınıflaması, NLO ve red cell distribution width (RDW)’nin nontravmatik akut pankreatitde erken prognozu gösterip göstermediğine bakmışlar ve HAPS, NLO, RDW’ nin efektif bir şekilde prognozu göstermediğini, Balthazar sınıflamasının mortaliteyi değerlendirmede etkili olduğunu belirtmişlerdir.
Bilindiği gibi akut pankreatit inflamatuvar bir süreçtir ve inflamasyonu gösteren markerlardan olan CRP ile yapılan bir çalışmada >190 mg/dL CRP değerlerinin akut pankreatit şiddetini gösterebileceği belirtilmiştir 19. Yine başka bir çalışmada Sternby ve ark. 20 IL 6 ve CRP nin orta ve şiddetli pankreatit ayrımında kullanılabileceğinden bahsetmişlerdir. Han ve ark. 21 yaptıkları çalışma sonucunda yine inflamasyonu gösteren markırlardan olan NLO’nın Ranson Kriterleri ile pozitif korelasyon gösterdiğini bulmuşlar ve NLO’nın akut pankreatitin şiddetini erkenden predikte ettirebileceğini ileri sürmüşlerdir. Wangve ark. 22’nın hipertrigliserideminin indüklediği akut pankreatitli hastalarda yaptıkları çalışmada NLO nın şiddetli akut pankreatitde orta ve hafif pankreatite göre daha yüksek olduğunu ve multivariate analize görede akut pankreatiti bağımsız olarak predikte ettirdiğini bulmuşlardır. Li ve ark. 23’nın yaptığı retrospektif cohort çalışmasında inflemayonun temel prognostikmarkırları olan nötrofil lenfosit oranı, prognostik nutrisyonel indeks (PNI), RDW ve lenfosit monosit oranının akut pankreatitin şiddeti ve mortalite üzerine prognostikdeğerini incelemişlerdir ve NLO’nın tüm yaşam sürelerinde prognozu gösteren en güçlü markır olduğunu bulmuşlardır. Bizim çalışmamızda da NLO’ya benzer şeklide, PLO’nun akut pankretatitin ciddiyetini erkenden tahmin etmede kullanılabilecek bir belirteç olduğu gösterilmiştir.
Son zamanlarda yapılan yayınlarda 5 PLO’nın aynı NLO gibi sistemik inflamasyonu gösteren kan parametrelerinden olduğu gösterilmiştir. Çalışmalarda 7,9,24,25 çeşitli hastalıklarda hastalığın prognozu ve mortalite ile ilişkisine bakılmıştır. Bu çalışmada akut panreatitli hastalarda akut pankreatitin ciddiyetini gösteren Ranson Kriterleri ile PLO arasındaki ilişki incelendi ve Ranson Kriterlerine göre skor ≥3 olan hasta grubunda PLO nın daha yüksek olduğu bulundu. Platelet lenfosit oranı ciddi akut pankreatiti tespit etmede klinik olarak yardımcı bir parametre olarak kullanılabilir ve hastalığın ciddiyetinin erken tespiti ile optimal tedavinin seçimine yardımcı olabileceği düşünülmektedir.
Kısıtlılıklar: Bu çalışmanın bazı kısıtlılıkları mevcuttur. Şöyle ki; retrospektif dizayn edilmiş olup prospektif çalışmalarla konunun araştırılması gerekmektedir. İkincisi çalışma tek merkezli olup hasta sayısı azdır. Üçüncüsü Ranson Kriterlerinin 48 saat sonra bakılan parametrelerle karşılaştırılması yoktur. Dördüncüsü akut pankreatit şiddetini değerlendirmede kullanılan diğer yöntemlerle ilişkisine bakılmamıştır. Son olarak çalışmaya alınan hasta grubunda mortalite sayısı az olduğu için mortalite ile ilişkisi değerlendirilemedi.
Bu çalışmada, kolay ve hızlı bakılabilen, non-spesifik inflamatuar belirteç olan PLO'nın, akut pankreatitli hastalarda hastalığın ciddiyetini göstermede bağımsız bir öngördürücü olduğu gösterilmiştir. PLO akut pankreatit şiddetini belirlemede klinisyene yardımcı olacak parametrelerden biri olarak kullanılabilir. Bu bulgunun geniş prospektif çalışmalarla araştırılması gerekmektedir.