Olguyu boğaz bölgesinde şişlik ve solunum güçlüğü anamnezi ile kliniğimize getirilen 3 yaşında Holstein ırkı bir inek oluşturdu. Anemnezde şişliğin bölgede 1 aydır bulunduğu, tedavi amacıyla parenteral penisilin streptomisin kombinasyonu ve ketoprofen ile oral iyot uygulandığı, ancak tam bir iyileşme sağlanamadığı bildirildi.
İneğin klinik muayene, hematoloji ve kan gazları analizleri yapıldı. Bölgesel radyografisi çekildi. Bölgenin inspeksiyonu ve palpasyonu ile yapılan klinik muayenede hayvanın sol tarafında, boğaz bölgesinde sulcus jugularis ile mandibula arasından masseter bölgesine uzanan bariz bir şişkinlik belirlendi (Şekil 1). Şişkinlikte fluktuasyonlu bölge ve fistülizasyonun bulunmaması, ancak katı ve sert olması nedeniyle soğuk apse olarak değerlendirildi. Bu nedenle punksiyon yapılmadı. Anatomik olarak; trakea ve vena jugularisin proksimalinde retrofarengeal bölgede lokalize olması nedeniyle invazif işlemlerden (drenaj, küretaj ve total eksizyon gibi) komplikasyon riski öngörülerek sakınıldı. Medikal tedaviye karar verildi. Vücut sıcaklığı 38.6 °C, solunum frekansı 22/dk ve kalp frekansı: 80/dk olarak ölçüldü. Klinik olarak konjunktival mukozada siyanoz, şiddetli inspiratorik dispne, hipersalivasyon, anoreksi, periferal lenf yumrularında şişlik (sol ve sağ subiliak, sağ preskapular) ve ruminal hipomotilite (6 /5 dk) saptandı.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 1: Sulcus jugularis ile mandibula arasından masseter bölgesine uzanan retrofarengeal apsenin tedavi öncesi klinik görünümü |
Hayvanın sağ kulağının arkası, ramus mandibulanın kaudali ve farengeal bölge baz alınarak 90 cm uzaklıktan, 95 kV ve 12.5 mA dozunda röntgen ışını gönderilerek radyografisi alındı. Radyografide, atlas-axis-3.servikal vertabranın ventralinde, farinks’in dorsalinde, retrofarengeal bölgeye yerleşen ve rostral bölgeye doğru uzanan, sınırları muntazam olmayan kazeifiye görünümlü yangısal tablo gözlendi (Şekil 2). Olgu lezyonun yerleşim yeri, klinik bulgular ve radyografik görüntüler neticesinde retrofarengeal apse olarak tanımlandı.
Olgunun hematolojik muayenesinde total lökosit: 13.62 x109/L, granülosit: 7.05 x109/L olarak referans değerlere 4 göre yüksek olarak belirlendi. Diğer hematolojik parametrelerin referans değerler 4 aralığında olduğu saptandı. Tedavi öncesi kan gazları analizlerinde referans değerlere göre; pH’nın referans değer alt sınırlarında, parsiyel karbondioksit basıncı (pCO2), total karbondioksit (TCO2), bikarbonat (HCO3), tam kan baz açığı (BEb) ve ektraselüler sıvı baz açığı (BEecf) değerlerinde referans değerlere göre 4,7,8 artış saptandı. Kan potasyum ve iyonize kalsiyum düzeylerinin ise düşük olduğu belirlendi (Tablo 1).
Olguya klinik bulgular ve etiyolojik faktörler arasında yer alan aktinobasillozis göz önünde bulundurularak 10.000 IU/kg CA dozunda 10 gün İM benzilpenisilin prokain+dihidrostreptomisin, 20 mL İM 5 gün butafosfan + vitamin B12, pomat iode iodure %25 haricen, potasyum iodure 10 gram/gün 10 gün oral yolla uygulandı.
Tedavi sonrası vücut sıcaklığı 38.2 °C, solunum frekansı 26/dk ve kalp frekansı 68/dk olarak belirlendi. Konjunktival mukoza, rumen hareketleri ve solunumun normalleştiği, solunum güçlüğünün ortadan kalktığı saptandı. Lezyon bölgesinin inspeksiyon ve palpasyonunda şişkinliğin büyük oranda küçüldüğü, sulcus jugularis bölgesinde belli belirsiz şişliğin olduğu saptandı (Şekil 3). Tedavi sonrası radyografide apse odağındaki kazefiye kitlenin oldukça azaldığı gözlendi (Şekil 4).
Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 3: Tedavi sonrası retrofarengeal apse bölgesindeki azalan şişliğin klinik görünümü |
Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 4: Tedavi sonrası retrofarengeal apse odağındaki kazefiye kitledeki azalmanın radyografik görünümü |
Tedavi sonrasında, total lökosit: 10.02 x109/L ve granülosit: 2.93 x109/L referans değerlerde 4 olduğu saptandı. Tedavi sonrası kan gazları analizlerinden; pH, HCO3, BEb, BEecf’nin azalarak referans değer 4,7,8 aralıklarına geldiği, PCO2 ve TCO2’nin tedavi öncesine göre azalarak referans değer 4 üst sınırlarına yaklaşmakla birlikte hala yüksek olduğu belirlendi (Tablo 1). Tedavi sonrasında serum K düzeylerinde artış gözlendiği ve referans değer 4 alt sınırlarına yaklaştığı, iyonize kalsiyum düzeylerinin ise tedavi öncesindeki gibi hala düşük olduğu saptandı (Tablo 1).
Olgu uygulanan tedaviye cevap vererek önemli oranda iyileşti. Ancak retrofarengeal apsenin tam klinik iyileşmesi amacıyla parenteral antibiyotik ve pomat iode iodüre ile medikal tedaviye bir hafta daha devam edilmesi tavsiye edildi. Bir hafta sonra hayvan sahibi tarafından ineğin tamamen iyileştiği bildirildi.