Balın sperma kalitesi üzerine etkileri boğa
15,31, koç
32, teke
12,33, aygır
34, domuz
35, balık
14, insan
8, rat
16,17 gibi birçok türde çalışılmış ve farklı sonuçlar elde edilmiştir. Çalışmada, her iki sulandırıcıda da, bal ilave edilen gruplardaki motilite değerleri, kontrol gruplarından yaklaşık %10 daha düşük bulundu. Benzer şekilde Maidin ve ark.
33 tekelerde tris yumurta sarısı sulandırıcısına %2 bal ilavesi yaptıkları çalışmada, 1.5 ve 2. saatlerdeki motilite değerlerinin kontrol grubundan ortalama %14 daha düşük olduğunu kaydetmektedirler. Tris temelli sulandırıcıya bal ilave ederek yapılan çalışmalarda; Yimer ve ark.
36 boğalarda spermanın kısa ve uzun süreli saklamada motilite değerini %2.5 bal ilaveli grupta en yüksek, % 10 bal ilaveli grupta en düşük, El-Nattat ve ark.
31 ile El-Sheshtawy ve ark.
15 boğalarda kısa süreli saklamada 7. günde yapılan muayenelerde, yüksek bal oranlarında en düşük motilite elde ettiklerini bildirmektedirler. Olayemi ve ark.
12 ise tekelerde sodyum sitrat yumurta sarısı sulandırıcısına %5, %10 ve %20 oranlarında bal ilave ederek yaptıkları kısa süreli saklamada, motilite oranlarının %5 bal ilaveli grupta, %10 ve %20 bal gruplarına göre önemli derecede yüksek olduğunu kaydetmektedirler. Aygırlarda, INRA-82 ticari sperma sulandırıcısına farklı oranlarda (%1, 2, 3, 4 ve 5) bal ilave edilerek yapılan çalışmada
34, çözdürme sonrası %2, %3 ve %4 gruplarında motilite değeri kontrol grubuna göre yüksek, kontrol grupları ile %1 ve %5 bal ilaveli gruplar arasında farklılığın olmadığı saptanmıştır. Genel olarak bal oranı arttıkça motilitenin azalmasının, bal oranlarında farklılık olmakla birlikte çalışma bulguları ile uyumlu olduğu görüldü. Bal oranlarındaki farklılıklar, hayvan türü
36 ve sulandırıcı çeşidi
12,34 ile ilgili olabilir. Yimer ve ark.
36, balın yüksek yoğunluğu sebebiyle hücre dışı hiperosmotik ortam oluşturarak motiliteyi azaltabileceğini, boğalarda tris-yumurta sarısı ile sulandırılan spermanın kısa süreli saklanmasında en düşük bal oranının tercih edilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Gruplar arası karşılaştırmada tris sulandırıcısında daha yüksek bulunan motilite değerleri Azawı ve ark.
37, Ferdinand ve ark.
38 ile uyumlu iken Tekin ve Daşkın
39 ile uyumsuzdu. El-Sheshtawy ve ark.
34’nın atlarda sulandırıcıya %2, %3, %4 bal ilavesi yapılan gruplarda çözdürme sonrası önemli derecede yüksek HOS değeri, El-Nattat ve ark.
31’nın ise boğalarda tris sulandırıcısına %1 bal ilavesi yapılan grupta çözdürme sonrası daha düşük HOS değeri elde etmeleri ve yüksek bal ilaveli gruplarda yüksek membran bütünlüğünün gözlenmesi çalışma bulguları ile uyumlu değildir. Ancak, Jerez-Ebensperger ve ark.
32 koçlarda tris sulandırıcısına %5 bal ilaveli grupta çözdürme sonrası HOS değerlerini belirgin düşük bildirmeleri çalışma bulguları ile paralel yöndedir. Hayvan türü, sulandırıcı çeşidi ve kompozisyonu ile kullanılan balın içeriği farklılıkların sebebi olarak düşünülebilir
40,41. Çalışmada, tris deneme gruplarında en yüksek anormal spermatozoon oranının en düşük bal oranında elde edilmesi, Fakhrildin ve Rana
8’nın insanlarda ticari sulandırıcıya düşük oranda bal ilavesinin çözdürme sonrasında anormal spermatozoon morfolojisini artırdığını bildirdikleri çalışmalarıyla uyumluydu. Ancak, El-Nattat ve ark.
31’nın boğalarda tris sulandırıcısında anormal spermatozoon oranını çözdürme sonrası en yüksek %4 bal grubunda, El-Sheshtawy ve ark.
15’nın boğalarda tris sulandırıcısında dondurma çözdürme sonrası anormal spermatozoon oranını en düşük %1 bal grubunda bildirmeleri çalışma bulguları ile uyumlu değildir. Farklılığın, hayvan türü, spermanın saklanma şekli ve kullanılan balın özelliklerinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir.
Jerez-Ebensperger ve ark. 32’nın koçlarda sulandırıcıya %5 bal ilavesi yapılan grupta çözdürme sonrası ölü spermatozoon oranını yüksek bildirmesi, çalışmada yüksek bal oranında ölü spermatozoon oranının artması ile uyumlu, boğalarda tris sulandırıcısında dondurma çözdürme sonrası canlılık oranını araştıran El-Sheshtawy ve ark. 15’nın en yüksek canlılık oranını %5 bal ilaveli grupta, El-Nattat ve ark. 31’nın en düşük canlılık oranını %1 bal ilaveli grupta elde etmeleriyle çelişmektedir. Bu farklığın nedeni, hayvan türü ve sperma saklama yöntemi ile ilgili olabilir. Hayvan türleri arasında spermanın kısa ve uzun süreli saklanma koşullarına tepkileri oldukça farklıdır. Boğa spermasının saklanabilirliği oldukça iyi olmasına karşın 42, koç ve teke spermasında bu başarı henüz sağlanamamıştır 43,44,45. Çalışmada, spermanın yaşam süresi tris sulandırıcılı gruplarda süt sulandırıcılı gruplara göre, ayrıca her iki sulandırıcı çeşidinde de kontrol ve % 2.5 bal ilave edilen gruplarda yaşam sürelerinin rakamsal olarak daha uzun olduğu görüldü. Spermanın yaşam süresi üzerine yapılan çalışmalarda, Olayemi ve ark. 12 tekelerde kısa süreli saklamada sodyum sitrat sulandırıcısına en düşük bal ilaveli grupta en yüksek canlılık, Yimer ve ark. 36 boğalarda tris sulandırıcısında kısa süreli saklamada %10 bal grubunda en düşük canlılık bildirirken en yüksek canlılığı %2.5 bal ilaveli gruplarda kaydetmişlerdir. Doza bağlı olarak bal ilavelerinin yüksek konsantrasyonlarının canlılığa negatif etkisi bulgularımızla benzerdir.
Sonuç olarak, her iki sulandırıcı grubunda da kontrol gruplarının bal ilaveli gruplardan motilite, membran bütünlüğü ve canlılık bakımından daha üstün olduğu, bal oranı arttıkça sperma kalitesinin düştüğü saptandı. Anormal spermatozoon oranı bakımından Tris sulandırıcısına bal ilavesi tavsiye edilmezken, süt sulandırıcısına yapılan bal ilavelerinde gruplar arasında farklılık saptanmadı. Halep tekelerinde spermanın kısa süreli saklanmasında tris sulandırıcısının tavsiye edilebileceği, ancak ticari olarak pazara sunulan bal ilavesinin spermatolojik kaliteyi artırmadığı kanaatine varıldı. Ayrıca, konunun açıklığa kavuşturulması için, teke spermasının kısa süreli saklanmasında, farklı bal çeşitlerinin (ticari ve yerel) kullanılacağı araştırmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.