Sığır, koyun, keçi vb. hayvanların meme bezlerinden sentezlenen süt, zengin gıda içeriği sayesinde hem yeni doğan hayvanların hem de insanların beslenmesinde önemli yere sahiptir. İçermiş olduğu yağ, protein, laktoz, vitamin, mineral madde, iz elementleri ve düşük molekül ağırlıklı besin maddeleriyle oldukça besleyici bir özelliğe sahip olan sütün, mikrobiyal kalite yönünden uygun olarak tüketime sunulması kritik öneme sahiptir
27. Mastitis olguları da sütün hem mikrobiyal hem de fiziksel kalitesini etkileyen en önemli faktördür.
Staphylococcus spp. izolatları süt hayvanlarında klinik ve subklinik mastitis vakalarından en sık izole edilen etkenler olarak bildirilmektedir. Deri ve mukoz membranların doğal florasında bulunabilen KNS izolatlarının mastitisli sığır sütü örneklerinden de sıklıkla izole ve identifiye edildiği belirtilmektedir 9,28-32.
Aydın’da yapılan bir çalışmada 300 adet mastitisli süt örneğinden 60 adet KNS izolatı elde edildiği ve çalışmada en yüksek oranda izole edilen suşların S. hyicus (%33.33), S. chromogenes (%26.66) ve S. epidermidis (%15) olduğu belirtilmiştir 9. Kenar ve ark. 33 Afyon’da yaptıkları çalışmalarında izole ettikleri KNS suşları arasında S. epidermidis izolatlarının (%26.8) diğer türlere oranla daha yüksek olduğunu ve bunu sırasıyla S. simulans (%20.8) ve S. warneri (%14.9) suşlarının izlediğini bildirmişlerdir. Kore’de yapılan bir çalışmada ise izole edilen 1444 adet KNS suşunun %26.9’u S. simulans, %19’u S. haemolyticus ve %14.5’i S. sciuri olarak identifiye edilirken; S. epidermidis izolasyon oranının (%3.3) oldukça düşük olduğu tespit edilmiştir 34. Frey ve ark. 35, klinik ve subklinik mastitis olgularından elde ettikleri KNS suşlarının sırasıyla S. xylosus (%36), S. chromogenes (%16.8), S. sciuri (%8.9) ve S. haemolyticus (%8.4) olduğunu rapor etmişlerdir. Klibi ve ark. 32 300 adet mastitisli süt örneğinden çoğunlukla S. xylosus (%40) identifiye edildiğini, Jimenez Velasquez ve ark. 36 ise S. haemolyticus izolasyon oranının diğer türlere göre daha yüksek olduğunu rapor etmişlerdir.
Sunulan bu çalışmada Van ve yöresinde sığır sütlerinden elde edilen 104 adet KNS izolatının %42.31’i S. vitulinus, %15.38’i S. epidermidis, %11.54’ü S. xylosus ve S. warneri olarak identifiye edildi. Diğer çalışmalarda 9,34,36 yüksek oranda izole edildiği belirtilen S. sciuri, S. haemolyticus, S. chromogenes ve S. simulans suşları bu çalışmada tespit edilemedi. S. epidermidis izolasyon oranının Kırkan ve ark. 9’nın bildirdiği ile benzer, Kenar ve ark. 33’nın bildirdiklerinden daha düşük, Nam ve ark. 34’nın bildirdiklerinden ise daha yüksek olduğu görüldü. S. xylosus suşları ise diğer araştırmaların 32,35 aksine bu çalışmada daha düşük oranda belirlenirken, S. warneri oranının Kenar ve ark. 33’nın yaptıkları çalışma ile uyumluluk gösterdiği tespit edildi. Yapılan değerlendirmede sığır sütlerinden izole edilen KNS suşlarında baskın tür oranlarının çalışmanın yapıldığı bölgeye göre değişiklik gösterebileceği ve identifikasyon yöntemlerinin de bu farklılıkta rol oynayabileceği düşünüldü.
Mastitis olgularında profilaktik ya da tedavi amaçlı olarak sıklıkla antimikrobiyal maddeler kullanılmaktadır. Bu nedenle bakteriyel etkenlerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılıklarının periyodik zaman dilimleri içerisinde takip edilmesi, etkin tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi açısından önem arz ettiği gibi ulusal ve uluslararası sürveyans programlarının oluşturulmasına da katkı sağlayacaktır.
Penisilinin keşfini takiben, Kirby 37’nin yapmış olduğu çalışmalarda Staphylococcus spp. izolatlarında antimikrobiyal direnç gelişmeye başladığı rapor edilmiştir. Tüm dünyada 1960’lı yıllardan itibaren Staphylococcus spp. suşlarında penisilin direncinin oldukça yüksek düzeye ulaştığı bildirilmiştir 38. Söz konusu dirence plazmid ya da kromozomda bulunabilen blaZ geni tarafından kodlanan beta-laktamaz enzimi neden olmaktadır 15.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda sığır sütü örneklerinden izole edilen Staphylococcus spp. izolatlarında penisilin direnci %47.05-%49.50 oranında belirlenmiştir 28,29,39. Buna karşılık KNS izolatlarında ise penisilin direncinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Şeker ve Özenç 40, 146 KNS izolatının %74’ünü, Kenar ve ark. 33 ise 67 KNS izolatının %58.3’ünü penisiline dirençli bulduklarını bildirmişlerdir. Kırkan ve ark. 9 ise 60 KNS izolatının büyük çoğunluğunun (%90) penisiline dirençli olduğunu rapor etmişlerdir.
Kaliwal ve ark. 31 mastitisli sütlerden izole ettikleri 180 KNS suşunun %76.77’sini penisiline karşı dirençli bulmuşlardır. Başka bir çalışmada mastitisli sığır sütlerinden izole edilen 36 KNS suşunun %38.9’unda penisilin direnci belirlenmiştir 36. İsviçre’de yapılan bir çalışmada klinik ve subklinik mastitis vakalarından izole edilen 408 adet KNS izolatının %23.3’ü penisiline dirençli bulunmuştur 35. Bununla birlikte Brezilya’da yapılan bir çalışmada 41 100 adet KNS suşunun %79’u, Hindistan’da yapılan bir çalışmada 42 125 KNS suşunun %85.6’sı, Kore’de yapılan çalışmada 34 ise 1444 izolatın yarısı penisiline dirençli bulunmuştur. Benzer şekilde sığırlardan ve bakıcılarından alınan çeşitli örneklerden izole edilen 56 KNS suşunun da penisiline direnç oranının (%82.1) yüksek olduğu belirlenmiştir 43.
Yapılan çalışmalarda 31,34,41-43, KNS izolatlarında en yüksek direncin penisiline karşı olduğu belirlenmiş ve benzer şekilde bu çalışmada incelenen 104 adet KNS izolatında da en yüksek direnç oranının (%34.61) penisiline karşı olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada tespit edilen penisilin direncinin, ülkemizde 9,33,40 ve diğer ülkelerde yapılan bazı çalışmalarda 31,34,41-43 bildirilen direnç oranları ile kıyaslandığında daha düşük olduğu görülmekle birlikte elde edilen sonucun Jimenes Velasquez ve ark. 36 tarafından bildirilen bulgulara benzerlik gösterdiği belirlendi. Çalışmaların yürütüldüğü bölgelerde mastitis görülme sıklığı ile antibiyotik uygulama alışkanlıklarının farklı olmasının sonuçlar arasında farklılık görülmesine neden olabileceğini düşündürdü.
Metisilin, penisiline dirençli stafilokok izolatları tarafından sentezlenen penisilinaz enzimine dirençli bir antibiyotik olup bakterilerde hücre duvarı sentezi için gerekli olan penisilin bağlayan proteinleri (PBP) bloke ederek etkisini göstermektedir 6. KNS suşlarında metisilin direncinin fenotipik karakterizasyonunda; disk difüzyon yöntemiyle sefoksitin inhibisyon zon çapının ve/veya oksasilin MİK değerinin belirlenmesi gerektiği bildirilmektedir 23.
Şeker ve Özenç 40, 146 KNS suşunun %61.6’sında, Kaynarca ve Türkyılmaz 30 83 KNS suşunun %12.04’ünde, Ünal ve Yıldırım 39 ise sığır sütlerinden izole edilen Staphylococcus spp. suşlarının %3.1’inde disk difüzyon yöntemiyle sefoksitine direnç belirlediklerini bildirmişlerdir. Kırkan ve ark. 9 ise KNS suşlarının %73’ünü oksasiline dirençli bulmuşlardır. Jimenes Velasquez ve ark. 36 izole ettikleri 36 KNS suşunun tamamını sefoksitine duyarlı bulurken, başka bir çalışmada 300 adet mastitisli süt örneğinden izole edilen 68 KNS suşunun %29.41’inin sefoksitine dirençli olduğu rapor edilmiştir 32. Hindistan’da yapılan bir başka çalışmada ise 125 KNS suşunun %41.60’ı oksasiline dirençli bulunmuştur 42. Yapılan çalışmalarda izole edilen KNS suşlarında sefoksitin (metisilin) direncinin farklılık gösterdiği gözlenmiştir. Sunulan bu çalışmada da sefoksitin disk difüzyon yöntemiyle incelenen 104 adet KNS suşunun 21 (%20.19)’i metisiline dirençli olduğu saptandı. Araştırmada belirlenen metisilin direnç oranının Şeker ve Özenç 40 ile Klibi ve ark. 32’nın bildirdiğinden daha düşük, Kaynarca ve Türkyılmaz 30, Ünal ve Yıldırım 39 ve Jimenes Velasquez ve ark. 36’nın bildirdiklerinden daha yüksek olduğu görüldü.
KNS izolatlarında folik asit sentezini inhibe ettiği bilinen sulfonamidlere karşı direncin genel olarak düşük (%0-18) olduğu rapor edilmiştir 35,36,39,41,43. Benzer şekilde sunulan bu çalışmada da izolatların tamamı trimetoprim+sulfametoksazole duyarlı bulundu. Bununla birlikte, bazı çalışmalarda mastitisli sığır sütü örneklerinden izole edilen KNS suşlarında söz konusu antibiyotiğe karşı direnç oranının daha yüksek (%49-82) bulunduğu bildirilmiştir 33,40,42.
Farklı araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalarda 32-36,41-43 KNS izolatlarındaki tetrasikline direnç oranlarının da değişkenlik gösterdiği bildirilmiştir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada 9 izole edilen KNS suşlarının tamamı terasikline duyarlı bulunurken, Kenar ve ark. 33’nın yaptıkları benzer bir çalışmada direnç oranının oldukça yüksek (%52.3) olduğu bildirilmiştir. Bununla birlikte uluslararası alanda yapılan diğer çalışmalarda da KNS izolatlarında tetrasiklin direncinin %4-64 arasında değiştiği gözlenmiştir 32,34-36,41-43. Bu çalışmada ise Van ve yöresinde sığır sütlerinden izole edilen 104 adet KNS suşunun %16’sında tetrasiklin direnci belirlendi ve incelenen izolatlarda tetrasikline karşı direncin çok yüksek olmadığı görüldü.
Sunulan bu çalışmada incelenen 104 adet KNS suşunda trimetoprim+sulfametoksazol’den sonra en düşük direnç oranı gentamisine (%1.92) karşı tespit edildi. Elde edilen sonuçlar Frey ve ark. 35 ve Gizaw ve ark. 43’nın yaptıkları çalışmalar ile uyumlu bulunurken, diğer araştırmacılar 31,33-35,42 tarafından yapılan çalışmalarda KNS izolatlarındaki gentamisin direnç oranının %10-58 arasında değişiklik gösterdiği gözlendi.
Kaliwal ve ark. 31 ile Kenar ve ark. 33, KNS izolatlarının yaklaşık %27’sinin siprofloksasine dirençli olduğunu, Singh ve Kumar 42 incelenen 125 adet KNS izolatının %8.80’inin, Gizaw ve ark. 43’ı ise 56 adet KNS izolatının %3.6’sının siprofloksasine dirençli olduğunu bildirmişlerdir. Sunulan bu çalışmada ise izolatların %13.6’sı siprofloksasine dirençli bulundu.
Sonuç olarak, bu çalışmada yapılan diğer çalışmalara benzer şekilde sığır sütlerinden izole edilen KNS suşlarında penisilin ve metisilin direncinin yüksek olduğu görüldü. İncelenen izolatlarda tetrasiklin ve siprofloksasin direnci %13-16 oranında belirlenirken, gentamisin direncinin oldukça düşük olduğu belirlendi. Süt sığırı yetiştiriciliğinde önemli ekonomik kayıplara neden olan mastitis olgularının koruma ve kontrolünde penisilin grubu antibiyotik kullanımına dikkat edilmesi gerektiği kanısına varıldı. Elde edilen verilerin Veteriner Hekimlik alanında antimikrobiyal duyarlılık izleme programlarının oluşturulmasına katkı sağlayacağı düşünüldü.
Teşekkür: Bu çalışma herhangi bir kurum ya da kuruluş tarafından maddi olarak desteklenmemiştir.