Bor, periyodik tablonun beşinci elementi olup, B harfi ile gösterilir. Grup IIIA elementleri arasında tek ametaldir ancak metal ve ametaller arasında bir karakter gösterir
1. Bor doğada yaygındır, topraklarda, kayalarda ve yüzey ile okyanus sularında borik asit ve inorganik boratlar şeklinde bulunur ve 1923 yılında tüm damarlı bitkiler için gerekli bir besin maddesi olarak kabul edilmiştir
2. Bazı veriler, borun bitkilerdeki esas işlevinin birincil hücre duvarlarında olduğunu ve burada pektik polisakarit rhamnogalakturonan-II (RG-II) ile çapraz bağlar oluşturduğunu göstermiştir. RG-II, duvar polisakarit yapısının evrimsel korunmasının uç bir örneğini temsil eden küçük, yapısal olarak karmaşık polisakaritlerdir
3. Borun insan ve hayvan diyetlerine eklendiğinde faydalı olabileceğine dair kanıtlar birikmektedir
1. Örneğin, borun bazı metabolik süreçler üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu, koroner kalp hastalığı, artrit ve osteoporoz hastalıkların patogenezinde yer aldığı
4 tavuk, domuz ve sıçan gibi hayvanların metabolik parametrelerini etkilediği bildirilmiştir
1,5-12. Borun ayrıca, kemik metabolizmasında önemli olan kalsiyum, vitamin D ve magnezyum ile etkileşimde bulunmakla birlikte, hücre zarının fonksiyonunda veya stabilitesinde rol oynadığını ve hormon etkisine, transmembran sinyalizasyonuna veya düzenleyici katyonların veya anyonların transmembran hareketine etkide bulunabileceğini öne sürülmüştür
13. Borun yüksek dozlarının toksik etkili olduğu bildirilmiştir
14,15. Yüksek dozda bora maruz kalan sıçanlarda testis atrofisi ve sperm inhibisyonu görüldüğü
14, içme suyuna 400 mg/L bor eklenmesinin, Gushi tavuklarında bağırsak villuslarının gelişimini inhibe ettiği ortaya konmuştur
15. Yukarıdaki çalışmalar yüksek dozda borun üreme ve sindirim organlarına zarar verebileceğini göstermiştir, ancak uygun miktarda bor ilavesi, hayvanların fizyolojik fonksiyonları üzerinde olumlu etkiler üretebilir. Güncel araştırmalar, uygun miktarda borun memeli makrofaj kültürlerinde F-reseptör ekspresyonunu ve interlökin-6 üretimini artırdığını doğrulamıştır. Ayrıca, bor ilavesinin stres veya hastalık koşullarında tümör nekroz faktörü-ɑ ve interferon-γ üretimini artırarak sitokin üretimini etkileyebileceği belirtilmiştir
7. Ayrıca, uygun dozlarda bor ilavesi broylerlerin performansını ve bağışıklık fonksiyonunu iyileştirebileceği ve deve kuşu civcivlerinin kemik gelişimini aktive edebileceği de görülmüştür
11,16. Özdemir ve ark.
17, yeme 50 mg/kg borik asit ilavesinin bıldırcınların yem tüketimini ve karkastaki göğüs oranını düşürdüğünü tespit etmişlerdir. Yıldız ve ark.
18 etlik piliçlerin büyüme periyotlarının farklı dönemlerinde yeme 60 mg/kg borik asit ilave ederek yaptıkları başka bir araştırmada, yeme katılan borik asidin piliçlerin performansını ve karkas özelliklerini etkilemediği, kemik kalsiyum ve fosfor depolarını önemli ölçüde artırdığını bildirmişlerdir. Jin ve ark.
19 içme suyuna eklenen farklı dozda borun Gushi tavuklarının büyüme performansı, ağırlığı ve bağışıklık organlarının mikroskobileri üzerinde olumlu etkilerini tespit etmişlerdir.
Günümüze kadar yapılan çalışmalar ile borun kanatlı hayvanlarda toksik etkileri olabileceği ancak faydalı dozlarının da yem katkı maddesi olabileceği konusunda doz ayarlamaların önemine ve detaylı çalışmalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekilmiştir.
Bu çalışma ile yumurtacı ve etçi özelliği ile dünyada kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılan bıldırcınlarda yeme farklı dozlarda ilave edilen borik asidin lenfoid organlardaki (dalak, timus, Bursa Fabricius) makro, mikro yapısal etkilerini ve kandaki antioksidan parametrelere etkilerini araştırmak amaçlanmıştır.