Bu çalışma ile Bingöl ve Elazığ illerindeki çocuk parklarında ve oyun alanlarında zoonotik helmint yumurtalarının varlığı ortaya konulmuştur. Bingöl ilinde incelenen toprak örneklerinin %11.1’inin ve Elazığ ilinde ise %17.3’ünün Toxocara spp. ve Taenia spp. yumurtaları ile kontamine bulunması, toprak ile bulaşan zoonozların insan popülasyonları ve özellikle okul çağındaki çocuklar için oluşturduğu risk bakımından dikkat çekicidir. Kontamine toprak örneklerinin %90.9’unun Toxocara spp. ile kontamine olması, bu parazitin son konaklarının (kedi, köpek) parklara erişiminin kolay olmasından, parklarda bulunan çit ve kapıların yeterli olmamasından kaynaklanabileceği şeklinde yorumlanmıştır.
Toxocara spp., dünya çapında yaygın, önemli ve ihmal edilmiş zoonotik bir parazittir26. Hem kentsel hem de kırsal alanlarda, Toxocara spp. yumurtalarıyla toprak kirliliği halk sağlığı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır27. Küresel ölçekte yapılan bir meta-analiz çalışmasında, kamusal alanlardaki toprak örneklerinde Toxocara spp. yumurtalarının yaygınlığı araştırılmış ve dünyadaki kamusal alanların beşte birinin Toxocara spp. yumurtalarıyla kontamine olduğu bildirilmiştir28. Dünya genelinde kamusal alanlardaki kontaminasyonun yaygınlığı, en yüksek ve en düşük sırasıyla Batı Pasifik (%35) ve Kuzey Amerika (%13) bölgelerinde belirlenmiştir28. Bu çalışmada tespit edilen park kontaminasyon oranlarının (%27.8; %40) küresel ortalamadan daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. Bu durum, başta sahipsiz sokak hayvanları olmak üzere kedi köpeklere yeterince antelmintik tedavi uygulanmadığı şeklinde yorumlanabilir.
Türkiye’de çocuk oyun alanlarında Toxocara spp. yumurtalarının varlığının flotasyon yöntemi kullanılarak değerlendirildiği çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Daha önce yapılan çalışmalardaki kontaminasyon oranları, Elazığ’da okul bahçelerinden toplanan 100 toprak örneğinin farklı çözeltilerle flotasyonu sonucunda magnezyum sülfat ile %13, sodyum klorür ile %7 ve tuz/şeker solüsyonu ile %23 oranında29, Ankara’daki park örneklerinde %4530, Erzurum’daki park örneklerinde %50, toprak örneklerinde %14.0131, Kırıkkale’deki park örneklerinde %62.5, toprak örneklerinde %15.632, Karaman’daki park örneklerinde %5533, Kayseri’deki park örneklerinde %50, toprak örneklerinde %13.319, Sivas’taki park örneklerinde %20, toprak örneklerinde %8.334, Aydın’daki park örneklerinde %66.5, toprak örneklerinde %18.935 ve İstanbul’daki park örneklerinde %15.936 olarak bildirilmiştir. Elazığ ilinde daha önce yapılan bir araştırmada 12 çocuk parkından toplanan toprak örneklerinde herhangi bir helmint yumurtasına rastlanmamıştır37. Küresel çapta yapılan bir meta-analiz çalışmasında Türkiye’deki kamusal alanlardaki prevalans oranı %16 olarak belirtilmiştir 28. Bu çalışma ile Bingöl iline ait park örneklerinin %27.8’si, toprak örneklerinin %11.1’i, Elazığ iline ait park örneklerinin ise %40’ı, toprak örneklerinin %17.3’ü iki farklı cins helmint yumurtaları ile kontamine olarak belirlenmiştir. Bu çalışma sonucunda elde edilen yaygınlık oranları, Bingöl için Türkiye ortalamasına benzerken, Elazığ için Türkiye ortalamasından daha yüksek olarak belirlenmiştir. Bingöl ili için Türkiye ortalamasında, Elazığ ili için ise Türkiye ortalamasının üstünde olduğu belirlenmiştir.
Çocuk oyun alanlarında helmint yumurtalarının tespiti için farklı flotasyon teknikleri kullanılmıştır6,8,9,11,13,25,38-40. Bu çalışmada helmint yumurtalarının tespiti için doymuş tuzlu su ve çinko sülfat çözeltileri kullanılmıştır. Tuzlu su flotasyon yöntemi, özellikle daha hafif yumurtaları (Ancylostoma spp. özgül ağırlığı: 1.05) tespit etmek için basit, nispeten ucuz ve etkili bir yöntemdir41. Ancak, Toxocara spp. (özgül ağırlık: 1.09) ve Trichuris spp. (özgül ağırlık: 1.14) gibi daha ağır yumurtaların teşhisinde bazı sınırlamalarının olduğu ve genellikle yanlış negatif sonuçlar ürettiği bildirilmiştir42. Prijma43’nın bildirdiğine göre doymuş tuzlu su flotasyon yönteminde bu ağır yumurtaların yüzdürülmesi için geçen süre uzadıkça sedimentte toplanan yumurta yoğunluğu da artmaktadır. Bu durum, mevcut çalışma verileri değerlendirildiğinde doymuş tuzlu su flotasyon yönteminde kullanılan NaCl çözeltisinin (d:1.18) özgül ağırlığı fazla olan helmint yumurtalarını yeterince yüzdüremediğini düşündürmektedir. Kullanılan çinko sülfat (d:1.20) çözeltisinin nispeten ağır olan yumurtaları daha iyi yüzdürdüğü ve bu yöntemde uygulanan santrifüj işleminin de helmint yumurtalarının yüzdürülme şansını artırdığı düşünülmektedir.
Gıda kaynaklı ve toprak yoluyla bulaşan parazitik zoonozlar protozoa, nematod, trematod ve sestodlar dahil olmak üzere çeşitli paraziter etkenlerden kaynaklanmaktadır44. Sestod grubu, sırasıyla kistik ve alveolar ekinokokkozdan (KE ve AE) sorumlu olan en önemli zoonotik helmintler olan Echinococcus granulosus sensu lato (s.l.) ve E. multilocularis'i ve T. crassiceps, ile T. multiceps gibi diğer Taenia türlerini içermektedir44,45. Taeniid parazitlerin yumurtalarının morfolojik özelliklerine göre ayırt edilmesi mümkün değildir. Bu etkenlerin moleküler teknikler aracılığıyla teşhis edilmesi, özellikle zoonotik türlerin tespitinde tür/genotip düzeyinde tanımlamak için önemlidir44. Toprakta Echinococcus spp. kontaminasyonuna yönelik çalışmalar Japonya, Sardunya, Kazakistan, Kenya ve bazı Avrupa ülkelerinde bildirilmiştir46-50. Yapılan bu çalışmalarda Echinococcus spp. ile kontaminasyon tespit edilmiş ve bu durumun insan kontaminasyonuna yol açabileceği belirtilmiştir. Yapılan kapsamlı bir derlemede ise bu sonuçların, özellikle çok az miktarda topraktan gelen, en az bir yumurta ile kontaminasyonu temsil ettiği düşünüldüğünde, nispeten önemli bir toprak kontaminasyonuna işaret ettiği ve hem yumurtaların dağılma kabiliyetini hem de çevredeki yüksek sayılarının göstergesi olduğu belirtilmiştir51. Mevcut çalışmada ise sadece mikroskobik olarak teşhis edilen ve 2 lokasyonda belirlenen Taenia cinsine ait yumurtaların insanlar için zoonotik potansiyeli bulunan ve Türkiye’de endemik olan KE’den sorumlu Echinococcus spp.‘ye ait olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Sonraki çalışmalarda moleküler analizlerin dahil edilmesi, bu yumurtaların tür düzeyinde teşhis edilmesi ve zoonotik potansiyelinin anlaşılması açısından faydalı olacaktır.
Toxocara yumurtalarının yaygınlığındaki farklılıklar, farklı örnekleme stratejilerine, evcil hayvan sahiplerinin hijyenik davranışlarındaki çeşitliliğe, farklı kültürel ve sosyal koşullara, analiz edilen toprağın bileşimlerine ve miktarlarına, köpek ve kedi sayılarına, başıboş hayvanların ortak alanlara erişiminin yanı sıra iklim farklılığına bağlı olduğu daha önce yapılan çalışmalarda bildirilmiştir52. Ayrıca, daha düşük enlemlerdeki toprakların, daha yüksek enlemlerdeki topraklara kıyasla daha yüksek seviyelerde Toxocara spp. yumurtası kontaminasyonuna sahip olduğu da yapılan kapsamlı bir derlemede belirtilmiştir28. Başıboş hayvanların sayısı Toxocara spp. yumurtalarının bulaşma riski ile doğru orantılı olup serbest dolaşan, tasmasız köpeklerde bu oranın daha fazla olduğu bildirilmiştir52. Bu nedenle, Toxocara spp. ile enfekte kedi ve köpeklerin parklara, oyun alanlarına ve piknik alanlarına erişimi, insan toksokariyazisinin küresel yaygınlığını etkileyen ana faktör olarak tanımlanmıştır53.
Toxocara enfeksiyonları, iç organları etkileyen viseral larva migrans ve görme kaybı, şaşılık, üveit, endoftalmi ve retinal granülom olarak ortaya çıkan gözle sınırlı patolojik etkilerle ilişkilendirilen oküler larva migrans formlarından oluşmaktadır54. Ayrıca, latent toksokariyazis olarak adlandırılan ve ağırlıklı olarak çocuklarda bildirilen formu ve yetişkinlerde görülen spesifik olmayan bulguları ile karakterize yaygın sendromları da bildirilmektedir54,55. Karaciğer, larvaların tipik olarak yerleştiği birincil organ olsa da larvalar vücuttaki tüm organları etkileme potansiyeline sahiptir ve larvaların beyin veya kalp kasına göç etmesi durumunda ölüm şekillenebilmektedir56.
Bu çalışma ile Bingöl ve Elazığ illerinde bulunan çocuk parklarında helmint yumurtaları ile kontaminasyon oranları araştırılmıştır. Bu çalışma ile adı geçen illerde bulunan bazı parkların Toxocara spp. ve Taenia spp. yumurtaları ile yüksek oranda kontamine olduğunu gösterilmiştir. Bu durum, gerek sahipli ve gerekse sahipsiz sokak hayvanlarının yeterince antelmintik tedavi almadığına işaret etmektedir. Bu sonuçlar, çocuk oyun alanlarına, parklara ve piknik alanlarına kontrolsüz hayvan girişinin önlenmesi ve evcil köpek yürüyüşü için özel alanlar sağlanmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Ayrıca bu parklarda oynayan çocukların kişisel hijyenine dikkat etmeleri ve özellikle ellerini sık sık yıkamaları da toprak kaynaklı parazit enfeksiyonlarının önlenmesinde etkili olabilir. Sahipsiz hayvanların çocuk parkı ve oyun alanlarına girişi kadar paraziter tedavi uygulanmayan sahipli hayvanların da toprak kontaminasyonundaki katkıları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle bahsi geçen alanlarda kedi köpek dışkılarının atılacağı toplama ünitelerinin yapılması, bu dışkıların kesinlikle ortada bırakılmaması ve halkın eğitilmesi faydalı olacaktır.