Dünya genelinde hızla artan nüfus göz önünde bulundurulduğunda, gıdaya olan
ihtiyacın da önümüzdeki yıllarda hızla artacağı öngörülmektedir. Bu nedenle, tüketime
hızla dahil olacak hayvansal gıdaların üretimi önemlidir. Hayvansal proteinlere olan
talep giderek artarken, bu talebin karşılanmasında kanatlı endüstrisinin öne çıkacağı
düşünülmektedir. Kanatlı eti üretimi tüm dünyada yıldan yıla artış göstermektedir. Bunun nedenleri arasında; düşük üretim maliyetleri ve yüksek verimli bir protein kaynağı olması ve kolay üretim ve düşük arazi ihtiyacı gibi faktörler önemli rol oynamaktadır
1. Yaygın üretim potansiyeli ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir ürün olması nedeniyle, kümes hayvanlarına olan talebin artarak devam etmesi beklenmektedir.
Kanatlı hayvan üretimini önemli ölçüde etkileyen kritik faktörler arasında civciv çıkış oranı, çıkış ağırlığı ve çıkış sonrası performansı yer almaktadır. Kuluçka çıkış işlemi başladığında civcivler yumurtadan genellikle 36-48 saatte çıkışı tamamlar ve çıkış oranı %95'e ulaştığında kuluçka işlemi tamamlanır. Ancak, sağlık kontrolleri, cinsiyet ayrımı ve kümeslere nakil gibi işlemlerle birlikte civcivlerin 48-72 saat boyunca yem ve su ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağı düşünülmektedir. Bu süre zarfında yem ve su alamayan etlik piliçler, besi başlangıç, gelişim ve besi sonu ağırlıkları konusunda aynı genetiğe sahip olan ancak ihtiyaçlarını karşılayabilen piliçlere göre geride kalmaktadır2. Bu durum, hayvanların verimlerini önemli ölçüde etkileyebileceği için, konuyla ilgili araştırmaların artması ve kanatlılarda erken dönem besleme uygulamalarının geliştirilmesi önem arz etmektedir3,4. Nitekim kuluçka dönemi; embriyonik büyümeyi, kuluçkadan çıkışı, civcivlerin bağışıklık sistemini ve kuluçka sonrası performansı etkilediği için embriyoların kuluçka öncesi beslenmesinde in ovo teknolojisi, kümes hayvanı üretiminde önemli bir rol üstlenmektedir 5.
2. İn Ovo Besleme Tekniği
İn ovo tekniği ilk kez 1970’li yılların sonunda kullanılmasına karşın kanatlı sektöründe bu teknik Embrex® (biyoteknoloji şirketi) tarafından patenti alınmış ve ticari amaçla ilk kullanımı 1991 yılında gerçekleşmiştir. Embrex® ilerleyen yıllarda yumurtaya enjeksiyonu otomatik olarak yapan INOVOJECT® sistemini tasarlamıştır. Gelişmiş ülkelerde in ovo teknik ile aşılama uygulaması etlik piliçlerin yaklaşık %95’inde kullanılmaktadır. İn ovo aşı uygulamasındaki başarıdan dolayı kanatlı hayvanların yumurtalarına hormonlar, besin takviyeleri ve bağışıklık uyarıcılar gibi çeşitli biyolojik maddelerin enjeksiyonu son zamanlarda önem kazanmış ve bu alanda farklı çalışmalar yapılmıştır6. Yumurtalar, sert bir kabukla çevrili olduklarından dış çevreden besin alamaz ve çevreye atık madde bırakamazlar. Bu nedenle, embriyo gelişimi için gerekli enerji kaynakları, yumurtanın oluşum aşamasında içerisinde olması gerekmektedir7. İn ovo besleme tekniği, kuluçka döneminde veya kuluçkadan hemen önceki dönemde kanatlı yumurtalarına çeşitli besin maddeleri ve sıvı solüsyonların enjeksiyonu esasına dayanan biyoteknolojik bir uygulamadır. Uygulama yapılacak yumurtalar, enjeksiyon gününe kadar kuluçkada 37.8°C sıcaklık ve %55 bağıl nemde tutulmaktadır. Uygulama günü, yumurtaların dezenfeksiyonu yapılır ve 37°C’ye ısıtılmış enjeksiyon solüsyonu steril koşullarda uygun görülen bölgeye enjekte edilir. Enjeksiyon bölgesi boncuk parafin ile kapatılıp yumurtalar 37.2°C sıcaklık ve %65 bağıl nemde çıkım sepetine yerleştirilir8. Bu uygulama, çıkış gücünün artması, civcivlerin çıkış öncesinde aşılanması, bağırsak gelişiminin teşvik edilmesi, iskelet sistemi ve bağışıklık sistemi gelişiminin desteklenmesi, anormal kemik büyümesinin önlenmesi, kuluçka sonrası canlı ağırlığın ve yemden yararlanmanın iyileştirilmesi, ilk hafta civciv ölümlerinin azaltılması, kas gelişiminin teşvik edilmesi (özellikle göğüs kasları) gibi çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır9. İn ovo enjeksiyon uygulamasını etkileyen en önemli faktörler enjeksiyonun zamanı ve uygulama bölgesi seçimidir.
2.1. İn Ovo Enjeksiyon Zamanı: Tavuklarda embriyonal dönem; 1-7. gün gelişimin başlangıcı, 8-14. gün embriyo tamamlama ve 15-21. gün çıkış için hazırlık evrelerinden meydana gelmektedir. Beslenme ihtiyaçları her evrede farklılık göstermektedir6. Bu sebeple enjeksiyonun yapılacağı zaman, enjekte edilecek maddeler için önemlidir10. Yapılan in ovo besleme çalışmaları incelendiğinde; embriyonal gelişimin başlangıcında (1 ve 7. gün)11,12, embriyo tamamlama döneminde (8 ve 14. gün)13,14 ve yumurtadan çıkışa hazırlık döneminde (15 ve 21. gün)15,16 in ovo enjeksiyon işlemlerinin uygulandığı bildirilmiştir. Ancak tavuk yumurtaları üzerinde yapılan bazı in ovo çalışmalarında17-20, besin madde enjeksiyonu için en uygun zamanın kuluçkanın 17 ile 18. günleri arasında olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim yapılan bir çalışmada21, in ovo enjeksiyon uygulamasında embriyo yaşının kuluçka randımanı üzerine etkisinin olduğu bildirilmiştir. En yüksek kuluçka veriminin, damızlık yaşından bağımsız olarak kuluçkanın 18.5. gününde yapılan in ovo enjeksiyon ile elde edildiği tespit edilmiştir. Kuluçka sürecinin 17. gününden itibaren yumurta sarısı civciv tarafından karın bölgesine çekilmeye başladığından, in ovo enjeksiyon işlemi hava kesesi ve amniyotik kese gibi yumurtanın farklı bir bölgesine uygulanabilmektedir22. Embriyo gelişiminin son döneminde, embriyo amniyon sıvısını ağız yoluyla tüketir ve bağırsaklar işlevsel olarak faaliyete geçer. Bununla birlikte kas ve karaciğerde glikojen depolanır, yumurta sarısı kesesi karın içine çekilir. Yumurta sarısı içindeki besinler sarı kesesi aracılığıyla embriyonik dolaşıma geçerek çıkış sonrası suya ve yeme erişene kadar civcivin ihtiyaçlarını karşılamaktadır6,18.
Etlik piliçlerde iki farklı in ovo enjeksiyon uygulama zamanının (18. gün, 440 saat ve 19. gün, 460 saat) ortalama ağırlığı etkilemediği, fakat canlı ağırlık artışını arttırdığı ve en yüksek artışın 19. gününde aşılanan yumurtalardan çıkan civcivlerde olduğu ve canlı ağırlıktaki bu artışın daha fazla besin alımından kaynaklanmış olabileceği bildirilmiştir23.
Hindi civciv embriyosunda önemli organların organogenezi, 28 gün süren kuluçkanın genellikle ilk haftasında gerçekleşir. Özellikle, sindirim sistemi 4-7. günler arasında oluşurken, yumurtalık, ileum, femur, pankreas, gastroknemius kası ve duodenum gibi diğer hayati organlar 9. günde gelişimini tamamlar. Bu kritik dönemde (örneğin, 7. gün) enerji açısından zengin besinlerin in ovo yöntemiyle verilmesinin, organların optimal büyüme ve gelişimini teşvik edebilecek etkili bir yöntem olduğu belirtilmektedir24. Bıldırcınların kuluçka süresi yumurtanın büyüklüğü ve depolanma süresine bağlı olarak değişmekle beraber 16-17 gündür25. Bıldırcınlarda in ovo besleme için en uygun uygulama zamanı embriyo gelişim aşamalarına ve kullanılan biyolojik maddelerin amacına göre değişiklik göstermekle birlikte, genellikle embriyonik gelişimin sonuna doğru (14. gün) yapıldığı görülmektedir26-28. Kuluçka süresi türleri arasında değişmekle birlikte 28-34 gün süren29 kaz embriyolarında, in ovo besleme için en uygun uygulama zamanın genellikle kuluçkanın 24-26. günlerinde olduğu tespit edilmiştir30-32. Kuluçkanın bu günleri, embriyonun metabolik ihtiyaçlarının arttığı ve bağırsak gelişiminin hızlandığı kritik bir süreci kapsamaktadır. Bu süreçte in ovo besleme uygulamasının, embriyonun enerji rezervlerini desteklediği ve bağırsak villuslarının gelişimini artırarak sindirim kapasitesini iyileştirdiği bildirilmiştir30. Ördeklerin ise 28 gün süren29 kuluçkanın, 20-25. günleri arasında farklı besin maddeleriyle yapılan in ovo uygulamaları, embriyo gelişimi ve kuluçka sonrası performansı önemli oranda iyileştirmiştir33-35.
2.2. İn Ovo Enjeksiyon Bölgeleri: Embriyonun yaşamını devam ettirebilmesi için atık ve besin maddelerinin kuluçka süreci boyunca birbirinden ayrılması çok önemli bir role sahiptir. Bu sebepten dolayı in ovo uygulanan maddenin maksimum etkinliğini göstermesi için doğru bir bölgeye uygulanması gerekmektedir36,37. İn ovo beslemede hava kesesi, allantoik kese, amniyotik sıvı, embriyo gövdesi ve yumurta sarısı kesesi olmak üzere toplam 5 farklı bölgeden uygulama yapılabilmektedir7. İn ovo beslemede %94.4 başarı oranıyla en etkili olan yöntem amniyotik sıvı olurken, ikinci sırada %93.9 başarı oranıyla embriyo gövdesi gelmektedir. Amniyon sıvı içerisine yapılan in ovo enjeksiyon uygulamasının en yüksek başarı oranına sahip olması, embriyonun bu içeriği solumak ya da yutmak zorunda kalmasından kaynaklanmaktadır. Allantoik kese ve hava kesesine yapılan in ovo enjeksiyonlarda ise başarı oranı %50’nin altına düşmektedir37. Ancak bu konuda farklı görüşlerde bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada4, sarı kesenin en başarılı enjeksiyon bölgesi olduğu belirtilirken, başka bir çalışmada ise38 en başarılı enjeksiyon bölgesinin amniyotik sıvı olduğu bildirilmiştir. Bu göreceli yaklaşımların nedeni uygulama bölgesindeki başarı oranının uygulama zamanına göre farklılık göstermesinden de kaynaklanmaktadır. Nitekim amniyotik keseye uygulanan enjeksiyonun kuluçka öncesi ve embriyonik gelişimin başlangıcında daha başarılı olduğu, sarı keseye uygulanan enjeksiyonun ise embriyonik gelişmenin ardından gelen aşamalarda daha iyi sonuçlar verdiği bildirilmiştir. Ayrıca sarı kesenin gerek yüzey alanı gerekse de besin maddelerinin sindirim oranının yüksek olmasından dolayı da daha iyi sonuçlar verdiği belirtilmektedir39.
3. Kanatlılarda İn Ovo Kullanılan Besin Maddeleri
3.1. Kanatlılarda İn Ovo Karbonhidrat Kullanımı: Yumurtanın karbonhidrat içeriği, embriyonun metabolik ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için yetersizdir40. Nitekim embriyonik gelişim sırasında, civciv embriyosu tarafından kullanılan enerjinin, yumurta sarısında bulunan lipitlerden ve albüminde bulunan proteinlerden geldiği bilinmektedir41. Özellikle kuluçkanın son aşamasında, çıkış için kabuk gagalanacağından embriyonun enerji talebi artmaktadır. Buna bağlı olarak metabolik hızın yükselmesi nedeniyle mevcut oksijen miktarı azalmakta17 ve dolayısıyla embriyoların anaerobik glikoz metabolizmasına bağımlılığı artmaktadır42. Civcivler, yumurtadan çıktıktan saatler sonra hayatta kalmak için karaciğerlerinde amino asitler gibi bileşikleri kullanarak glukoneogenez gerçekleştirirler. Bu süreç, civcivlerin kan şekerini koruması ve embriyonik glikojen rezervlerini artırması için önemlidir43,44. Bu nedenle, embriyonik gelişim sırasında başta glikoz olmak üzere karbonhidrat takviyesi ile civciv kalitesinin ve performansının olumlu yönde etkileneceği ön görülmektedir12. Baykalır ve ark.31 kazlar üzerinde yaptıkları bir çalışmada, kontrol grubuna kıyasla 11. ve 18. günlerde D-Glikoz monohidrat (dekstroz) + C vitamini uygulanan grupların ortalama kuluçka randıman değerlerinde istatistiki olarak önemli oranda azalma olduğu bildirilmiştir. Abdel-Halim ve ark.15 etlik piliçlerde glikozun in ovo enjeksiyonun kuluçka kabiliyetini, civcivlerin canlı ağırlığını, yemden yararlanma ve ölüm oranını istatistiki olarak etkilemediğini bildirmiştir. Yine, Zhai ve ark. 45 etlik piliçlerde in ovo glikoz enjeksiyonu yapılan gruba kıyasla maltoz ve dekstroz enjeksiyonu yapılan gruplardaki civcivlerin kuluçkadan çıkım ağırlıklarında istatistiki olarak önemli artış olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, Li ve ark.20 etlik piliçlerde in ovo selenyum + glikoz beslenmesinin kontrol grubuna kıyasla karaciğer malondialdehit düzeyini önemli oranda düşürürken süperoksit dismutaz aktivitesini önemli oranda arttırdığını bildirmiştir.
Ghanaatparast-Rashti ve ark.46 tavukların kuluçka randımanı, bağırsak histomorfometrisi, karaciğer ile göğüs kası glikojen içeriğine kuluçka sonrası su ve 48 saate kadar açlık durumunda in ovo beta-hidroksi beta-metilbutirat (HMB) enjeksiyonun kuluçka randımanı üzerinde etkisinin olmadığı, embriyoların amniyonuna dekstrin veya HMB verilmesinin villusun uzunluğu, genişliği ve yüzey alanı ile karaciğer ve göğüs kasının glikojen içeriğini arttırdığını bildirmiştir.
3.2. Kanatlılarda İn Ovo Yağ Kullanımı: Kuluçka sırasında kanatlı embriyolarının gelişimi yumurtaların besin madde bileşimine bağlıdır47. Bu besin maddelerinden biri de lipitlerdir. Embriyoda yumurta sarısı kesesindeki lipit dağılımı farklı embriyonik aşamalarda değişmekte ve bu lipitler yüksek oranda yumurta sarısı kesesi aracılığıyla doğrudan embriyoların bağırsaklarına aktarılmaktadır48,49. Yağ asitleri, embriyonik gelişim sırasında enerji talebi arttığında ATP üretimi için mitokondriyal β-oksidasyonu arttıran önemli bir kaynaktır50. Ancak güncel çalışmalar incelendiğinde yağ asitlerinin in ovo kullanımının embriyonik gelişime etkisi hakkında çok az bilgi mevcuttur. Ma ve ark.22, soya fasulyesi ve keten tohumu yağlarının in ovo enjeksiyonunun etlik civcivlerde kuluçka randımanı, çıkış ağırlığı, vücut ağırlığı ve bağışıklık sistemi üzerine istatistiki olarak etkisinin olmadığını, soya fasulyesi yağı enjeksiyonu yapılan grupta günlük yem tüketiminin keten tohumu yağı verilen gruba kıyasla önemli düzeyde arttığını bildirmiştir. Etlik piliçlerde in ovo kekik esansiyel yağı enjeksiyonunun gen ekspresyonunu modüle ederek ksenobiyotik detoksifikasyonunu (zararlı maddelerin vücuttan atılması) ve yağ metabolizmasını aktive ettiği, ayrıca 10 μL/yumurta ve üzerindeki dozların toksik etkiler gösterdiği bildirilmiştir51. Hindi civcivlerinde ise in ovo bütirik asit beslemesinin, sindirim sisteminin gelişimini desteklediği, bağırsak villus uzunluğunu artırarak besin emilimini iyileştirdiği bildirilmiştir 52.
3.3. Kanatlılarda İn Ovo Amino Asit Kullanımı: Bir embriyonun büyümesi ve gelişimi için gereken amino asitlerden herhangi birinin eksikliği durumunda protein sentezinde aksamalar olacağından büyüme ve gelişme süreçlerinde sorunlar meydana gelmektedir4,53,54. Bu sebepten dolayı embriyonik gelişim esnasında in ovo olarak amino asitlerin verilmesiyle civciv kalitesinin ve performansının olumlu yönde etkileneceği ön görülmektedir. Etlik piliç yumurtalarına, L-histidin ve β-alaninden sentezlenen endojen bir dipeptit olan L-karnosinin in ovo uygulamasının; civcivlerin vücut ağırlığını artırdığı, serum glikoz, düşük yoğunluklu lipoprotein ve trigliserit düzeylerini azalttığı, yüksek yoğunluklu lipoprotein, kalsiyum ve toplam protein seviyelerini ise artırdığı bildirilmiştir55. Yine güvercin yumurtalarına kuluçkanın 13. gününde in ovo amino asit uygulamasının, yumurtadan çıkan civcivlerin ağırlığını, bazı organlarının (kalp, böbrek ve karaciğer gibi) oransal gelişimini ve ince bağırsak ağırlıklarını arttırdığı tespit edilmiştir56. Ayrıca ördek embriyolarına (25. gün) in ovo L-karnitin enjeksiyonunun enerji metabolizmasını iyileştirerek, kas gelişimine ve embriyonun enerji kullanımına katkıda bulunduğu bildirilmiştir35.
3.4. Kanatlılarda İn Ovo Vitamin Kullanımı: Vitaminler, tavukların beslenmesinde kritik bir rol oynayan temel mikro besin maddeleridir. Özellikle embriyo gelişimi sırasında meydana gelen çok sayıda metabolik ve fizyolojik olaylarda bağışıklık sisteminde görev alırken, aynı zamanda embriyonik metabolizma sonucunda ortaya çıkan oksidatif hasara karşı embriyoyu korumaktadırlar. Bu etkileri sayesinde yumurtadan çıkış oranı, çıkış sonrası performansın iyileşmesi ve civciv kalitesini artırmada etkili olduğu bildirilmektedir54,57. Nitekim kaz yumurtalarına kuluçkanın 24. gününde in ovo askorbik asit uygulamasının kuluçka ağırlığını, civciv boyutunu ve civciv kalitesini olumlu yönde etkilediği bildirilmiştir32. Benzer şekilde etlik piliç yumurtalarına kuluçkanın 17.5’inci gününde in ovo vitamin E enjeksiyonunun kuluçka oranlarını artırdığı, oksidatif stresi azalttığı ve civcivlerin genel durumunu iyileştirdiği ayrıca, erken gelişim döneminde daha iyi yemden yararlanma oranlarına katkı sağladığı tespit edilmiştir19. Tarhan ve Peşmen6, kuluçkalarının 18. gününde olan etlik piliç yumurtalarına in ovo uygulanan C vitamininin (3 ve 6 mg/yumurta), 3 mg dozunun en yüksek civciv ağırlığının elde edilmesini sağladığını bildirmişlerdir. Ayrıca, kuluçkanın 10. gününden itibaren embriyoların metabolik sıcaklığının artmasıyla oluşan sıcaklık stresini azaltmada C vitamininin etkili olduğu da bildirilmiştir6.
3.5. Kanatlılarda İn Ovo Mineral Madde Kullanımı: Tüm hayvanlar gibi kanatlı hayvanlar da yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için minerallere ihtiyaç duyarlar. Mineraller, protein ve enerjiye göre daha az ihtiyaç duyulmasına rağmen canlı organizmada önemli fonksiyonlara sahip besin maddeleridir. Minerallerin, normal kimyasal reaksiyonlarla sentezi söz konusu olmadığından hayvanların mineral bakımından yeteri kadar beslenmesi hem sağlıklı yaşam sürmeleri hem de verimli olabilmeleri için önem arz etmektedir58. Aynı zamanda mineraller etlik piliçlerin embriyosunda iskelet, kas, immün ve kardiyovasküler sistemlerin gelişimi için önemli olduğundan yumurtanın farklı bölümlerinde depolanarak embriyonik gelişime katkıda bulunurlar59,60. Tavuklar yumurtaya aktaracakları mineralleri, yumurtalıktan yumurta sarısına veya yumurta kanalından albümin, kabuk ve kabuk zarına olmak üzere iki farklı yolla aktarırlar. Her biri farklı mineral çeşitliliği içeren bölümlerden biri olan yumurta sarısının, kuluçka sırasında embriyo için temel mineral kaynağı olduğu ve P, Zn, Cu, Mn ve Fe'nin çoğunu içerdiği, albüminin ise yumurtadaki başlıca Na ve K kaynağı olduğu ve çok düşük seviyelerde P, Fe, Cu, Mn ve Zn içerdiği bilinmektedir. Kabuk, yüksek miktarda Ca, az miktarda Fe, Mg, Mn, P ve Zn içerir. Embriyonun kullanabilmesi için kabuktaki Ca salınımı yüksek orandayken, Mg ve iz miktarda Fe, Mn ve P kabuktan daha düşük oranlarda salınmaktadır61. Embriyonik dönemde ve yumurtadan çıktıktan sonra Cu, Mn, P ve Zn eksikliği kemik gelişiminde sorunlara neden olmaktadır62,63. Ayrıca kuluçkanın son günlerinde yumurta sarısındaki Cu, Mn, P ve Zn miktarlarının düşük olmasından dolayı embriyo bu dönemde bu mineralleri çok az tüketir64. Buna bağlı olarak, tibia ve femurda bozukluklar meydana gelir65. Embriyonik dönemde ve yumurtadan çıktıktan sonraki ilk haftalarda minerallerin sınırlı mevcudiyeti nedeniyle hızlı büyüme döneminde iskelet gelişiminin sınırlandığı, dolayısıyla bacak problemlerinin görülme sıklığının artış gösterdiği bildirilmektedir63,65. Yair ve ark.61 tarafından yapılan bir çalışmada, etlik piliç yumurtalarına kuluçkanın 17. gününde amniyon sıvısına organik (Zn, Mn ve Cu) ve inorganik (ZnSO4, MnSO4 ve CuSO4) mineral solüsyonları enjekte edilmiştir. Organik ve inorganik madde gruplarındaki embriyoların, kuluçkanın 19. ve 21. günlerinde yumurta sarısındaki Cu, Mn ve Zn seviyelerini arttırdığı bildirilmiştir. Amniyotik sıvıya yapılan in ovo mineral enjeksiyonlarının, mineral transferini hızlandırarak yumurta sarısının mineral içeriğini arttırdığı bildirilmiş ve bu durum amniyotik sıvıdan mineral transferi olmasına ve amniyotik sıvının gastrointestinal sistem yoluyla yumurta sarısı kesesine taşınmasına bağlanmıştır64.
3.6. Kanatlılarda Bazı Yem Katkı Maddeleri ile İn Ovo Besleme: Yemlere ilave edilen katkı maddelerinin in ovo tekniğinde kullanılması ile ilgili araştırmaların sayısı giderek artmaktadır66,67. Bazı katkı maddelerinin in ovo enjeksiyon uygulamasıyla kuluçka parametrelerini ve performansı arttıracağı bildirilmektedir 54. Muyyarikkandy ve ark.67, yumurtacı tavuklarda in ovo probiyotik (Lactobacillus paracasei DUP 13076 ve L.rhamnosus NRRL B 442) enjeksiyonunun embriyo ağırlığını, tepe-kıç uzunluğunu, kuluçka ağırlığını ve kuluçka randımanını arttığını, probiyotik uygulanmış yumurtalardan çıkan civcivlerin kontrole göre %10 daha uzun ve %3 daha ağır olduğunu bildirmiş ve bu artışların civcivlerin probiyotik enjeksiyonu sonucunda yumurtadaki besinleri daha iyi kullanması ve yumurta çıkış sonrası büyümenin daha yüksek olmasıyla ilişkili olduğunu bildirmişlerdir. Sıcak ve nemli ortamda etlik piliç civcivlerine in ovo karanfil ekstraktı uygulamasının yüksek kuluçka randımanı sağladığı, ayrıca hem karanfil hem de tarçın ekstraktlarının düşük dozlarının (2 mg/yumurta) in ovo enjeksiyonu ile civcivlerin ağırlığının ve anatomik gelişimlerinin iyileştiği, ancak daha yüksek dozların (4 mg/yumurta) daha az etkili olduğu tespit edilmiştir (66). Kuluçkanın 17.5’uncu gününde farklı dozlarla (2, 4, 6 ve 8 mg/yumurta) in ovo siyah çörekotu (Nigella sativa) ekstraktı enjeksiyonunun, sıcaklık stresi altındaki etlik piliç civcivlerinin kalitesini, kuluçka randımanını ve büyüme performansını iyileştirdiği, kuluçka oranlarını artırarak civciv ağırlığını ve büyümeyi geliştirdiği, ayrıca civcivlerin sıcaklık stresi altında daha iyi termal tolerans gösterdiği bildirilmiştir13.
4. Sonuç
İn ovo besleme uygulamaları, civcivlerin embriyonal dönemde bağırsak gelişimini ve bağışıklık sistemini güçlendirir, bu sayede civcivler yumurtadan çıktıklarında daha fazla besin maddesi depolamış olurlar. Bu uygulama, civcivlerin kalitesini, yaşama şansını ve performansını yükselterek, özellikle etlik piliç sektörü başta olmak üzere kanatlı hayvancılık sektöründe kârlılığı arttırır ve giderek artan gıda ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlar. Ayrıca, embriyonal dönemde in ovo besin maddelerinin verilmesi, özellikle damızlık beslenmede kuluçka verimi ve civciv kalitesi üzerindeki olası olumsuz etkileri önlemede önemli bir rol oynar. Embriyonal dönemde ihtiyaçlar göz önüne alınarak yapılan çalışma sonuçları değerlendirildiğinde, in ovo karbonhidrat beslemesi ile enerji bakımından embriyonun ihtiyacının karşılanması ve kuluçka parametreleri üzerine iyileştirici etkilerinin net olarak ortaya koyulmadığı, bu durumun verilen karbonhidratın çeşidi, dozu, uygulanan hayvan ırkı ve enjeksiyon zamanına bağlı olarak farklılık gösterebileceği vurgulanmaktadır. İn ovo yağ beslemesinin büyüme, gelişme ve bağışıklık üzerine etkileri henüz belirgin değildir. Nitekim yapılan çalışmalara göre in ovo enjeksiyonuyla verilen yağın içeriği ve dozuna bağlı olarak farklı sonuçların elde edilebileceği tespit edilmiştir. İn ovo amino asit beslemesinin embriyonik gelişim sürecinde bağırsağın emilim kapasitesini yükselttiği, organ gelişimini desteklediği ve bu sayede kuluçka ağırlığını arttırdığı sonucuna varılmıştır. İn ovo vitamin beslemesinin embriyo gelişiminde metabolizma sonucu ortaya çıkan veya sıcaklık stresine maruz kalındığında oluşan oksidatif hasara karşı embriyoyu koruduğu, kuluçka parametrelerini iyileştirdiği, özellikle C vitamininin in ovo beslemede kullanımının yaygın olduğu, ideal dozun ise 3 mg/yumurta olduğu bildirilmiştir. İn ovo mineral madde beslemesi etlik piliçlerin embriyosunda iskelet, kas, immün ve kardiyovasküler sistemlerinin gelişimi için önemlidir. İn ovo yem katkı maddeleri ile beslemenin etlik piliçlerde kuluçka ağırlığını, kuluçka randımanını, embriyonun kemik ve organ gelişimini arttırdığı, özellikle probiyotiklerin in ovo enjeksiyonunun embriyoda pankreasın sindirim etkinliğini arttırarak kuluçka sonrası civcivlerin yemden yararlanmasını iyileştirdiği rapor edilmiştir. Ayrıca katkı maddesi olarak kullanılan bitki ekstraktlarının içerik (biyoaktif bileşen vs.) ve dozuna bağlı olarak stres durumlarında embriyonun gelişim sürecinde meydana gelen serbest radikallere karşı antioksidan savunmayı güçlendirmektedir. Genel olarak in ovo besleme uygulamalarının kuluçka parametreleri ile kanatlılarda (özellikle etlik piliçlerde) besleme parametrelerini iyileştirici etkileri olduğu ancak bu konuda daha fazla yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna varılmıştır.