[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2025, Cilt 39, Sayı 3, Sayfa(lar) 169-175
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Koyun ve Keçilerde Karaciğer Lezyonlarının Makroskobik ve Mikroskobik Olarak Değerlendirilmesi
Burak KARABULUT, Eren ÇANKAYA, Ufuk DÖNMEZ, İbrahim Berk KARABACAK, Hatice ERÖKSÜZ
Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Patoloji Ana Bilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Koyun, keçi, karaciğer hastalıkları
Özet
Karaciğer, salgılama, depolama, sentezleme ve detoksifikasyon gibi birçok fizyolojik görevi olan hayati bir organdır. Hayvanlarda, karaciğeri etkileyen bakteriyel, viral, paraziter, metabolik ve toksik hastalıklar ise oldukça fazladır. Bu çalışmada 2024 Mart ayı ile 2025 Mart ayı aralığını kapsayan 1 yıllık dönemde nekropsisi gerçekleştirilen 25 koyun, 10 keçi, 4 dağ keçisi, 58 kuzu ve 17 oğlak olmak üzere toplamda 114 hayvana ait nekropsi bulguları, fotoğraflar ve mikroskobi verileri kullanıldı. Nekropsisi yapılan 114 hayvanın 25 tanesinde (%28.5) makroskobik olarak, 45 tanesinde ise (%39) mikroskobik olarak karaciğer lezyonuna rastlandı. En sık karşılaşılan makroskobik bulguların; karaciğer parazitleri (8 hayvan) ve hepatik lipidozis (6 hayvan) olduğu, mikroskobik bulguların ise fokal hepatit tablosu (18 hayvan) ve Kupffer hücre aktivasyonu (15 hayvan) olduğu görüldü. Erişkin hayvanlarda, yavru hayvanlara göre daha yüksek oranda, aynı şekilde koyunlarda ise keçilere nazaran daha yüksek oranda karaciğer lezyonu bulunduğu tespit edildi (p<0.05). Makroskobik bulguların enfeksiyöz veya non-enfeksiyöz olarak değerlendirmesinde ise %57’ye %43 gibi bir oran elde edildi ama istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Elde edilen veriler ışığında, küçük ruminantlarda karaciğer patolojilerinin dikkate değer oranlarda yaygın olduğu, metabolik ve paraziter hastalıkların daha ön planda olduğu, makroskobik bulgu göstermeyen karaciğerlerde mikroskobik olarak lezyonların olabileceği sonucuna varıldı.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Koyun ve keçiler, kırsal kesimdeki nüfus için hayati önem taşıyan gıda ve gelir kaynaklarıdır, ancak genellikle düşük girdili sistemler altında yönetilirler ve bu da onları sağlık sorunlarına karşı hassas hale getirir1,2. Küçük geviş getiren hayvanlar, zorlu ortamlara uyum sağlamaları, kısa gebelik süresiyle üreme başarıları ve düşük değerli yemlerden besleyici insan gıdası üretme kabiliyetleri nedeniyle tercih edilirler. Bu tarz hayvancılık neredeyse tamamen kaynak sıkıntısı çeken küçük çiftçiler ve çobanlar tarafından yönetildiği için birim hayvandan alınacak verim miktarı ve hastalıklara bağlı ölümler oldukça önemlidir3,4.

    Küçükbaş hayvanlarda karaciğer hastalıklarına sıklıkla rastlanır ve hastalıklara bağlı olarak şekillenebilen, kalsifikasyon, nekroz, kistik yapılar, granülomlar, apseler ve paraziter oluşumlar, karaciğerin kesim sırasında imha edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Ruminantlarda karaciğer hastalıklarının tanısının biraz zor olduğu, bu hastalıkların semptomlarının spesifik olmadığı ve ayrıca hepatosellüler enzimlerin tanıda yeterli olmadığı bilinmekte, bu nedenle post-mortem muayenede karaciğerin detaylı incelenmesi, doğru tanı ve sürü sağlığı için büyük önem arz etmektedir5,6.

    Birçok gelişmekte olan ülkede, sistiserkozis ve ekinokokkozis gibi parazitik karaciğer zoonozları ciddi ekonomik kayıplara neden olmasının yanı sıra, insan sağlığı için de problem teşkil etmektedir. Parazitik zoonozların teşhisi, önlenmesi ve kontrolü için etkili ve güvenilir araçlar artık mevcut olsa da, bunların uygulanması birçok ülkede her zaman başarılı olmamıştır. Bunun başlıca nedeni, parazitlere neden olan parazitlerin varlığı veya etkisi konusunda farkındalık eksikliği ve çoğu zaman tanının nekropsi veya kesim sırasında tesadüfen konulmasıyla ilgilidir7,8.

    Bu çalışmada Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda 1 yıllık süreçte (Mart 2024-Mart 2025) nekropsisi yapılan küçük ruminantlara ait makroskobik tanılar ve mikroskobik bulgulara dayanılarak koyun ve keçilerin karaciğer patolojilerinin araştırılması amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırma ve Yayın Etiği: Araştırma için Fırat Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurul’undan deneysel olmayan klinik veteriner hekimlik uygulamaları kapsamında değerlendirildiğinden “etik kurul belgesi alınmasına gerek yoktur” onayı alındı.

    Nekropsi Bulguları: Çalışma döneminde nekropsisi yapılmış koyun, keçi, kuzu, oğlak ve dağ keçilerine ait eşgal bilgileri ve makroskobik bulgular değerlendirildi. Makroskobik bulgular incelenirken karaciğer lezyonu olan hayvanlarda lezyonun tabiatı tanımlandı ve makroskobik tanı konuldu.

    Histopatolojik İnceleme: Rutin doku takip ve parafin bloklama işlemlerinden sonra rotary mikrotom (Leica RM2125 Wetzlar, Almanya) ile 3-5 mikron kalınlığında kesitler alındı. Kesitler, Leica Autostainer XL (Wetzlar, Almanya) otomatik doku boyama makinasında hematoksilen-eozin boyama yöntemiyle boyandı ve normal ışık mikroskobunda (Olympus BX43, Tokyo, Japonya) incelendi ve mikroskobik tanı konuldu.

    İstatistiksel Analiz: Çalışmada örneklem büyüklüğü G*Power (versiyon 3.1.9.7) paket programı yardımıyla etki büyüklüğü 0.31, tip 1 hata 0.05 ve %80 güçte, toplam örnek sayısı 114 olarak hesaplandı9,10. İstatistiksel analizler SPPS paket program kullanılarak Fischer’s Exact Ki Kare Testi ile yapıldı. Verilere ait başlıca etkiler ve interaksiyonlar ortalama ± standart hata olarak verildi. Analizler SPSS paket programı (IBM SPSS Statistics for Windows, Version 22.0) kullanılarak yapıldı. İstatistiksel anlamlılık p<0.05 olarak kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Makroskobik Bulgular: Araştırma dönemi olan 2024 yılının Mart ayı ile 2025 yılının Mart ayı aralığını kapsayan 1 yıllık dönemde; 25 koyun, 10 keçi, 4 dağ keçisi, 58 kuzu ve 17 oğlak olmak üzere toplamda 114 hayvana nekropsi incelemesi gerçekleştirildi. Hayvanların tür, cinsiyet, ırk, yaş ve varsa karaciğer lezyonu bilgileri Tablo 1’de verilmiştir. Nekropsisi yapılan 114 hayvanın 25 tanesinde makroskobik olarak karaciğer lezyonuna rastlandı (%28.5). Koyunlarda %48 oranında, keçilerde %28 oranında, kuzularda %15 oranında, oğlaklarda ise %4 oranında karaciğer lezyonlarına rastlanıldı. Erişkin hayvanlarda, yavru hayvanlara göre daha yüksek oranda, aynı şekilde koyunlarda ise keçilere nazaran daha yüksek oranda karaciğer lezyonlarına rastlanıldı (p<0.05). Karaciğer patolojileri olarak; fasciolozis, dicrocoeliozis (Şekil 1), kistik ekinokokkozis, karaciğer nekrozları (Şekil 2) hepatik lipidozis (Şekil 3), atrofik karaciğer, omfalit kaynaklı karaciğer apseleri ve kalp yetmezliği kaynaklı karaciğer konjesyonu (beyaz kas ve şap hastalığı teşhisi konulan hayvanlarda özellikle) gibi bulgulara rastlanıldı. En sık görülen bulgunun ise hepatik lipidozis olduğu görüldü (6 hayvan). Makroskobik bulguların enfeksiyöz veya non-enfeksiyöz olarak değerlendirmesinde ise %57’ye %43 gibi bir oran elde edildi ama istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (Tablo 2 ve 3; p>0.05).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hayvanlara ait bilgiler ile makroskobik bulgular


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Türlere göre karaciğer lezyonu görülme oranları


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Türlere göre karaciğer lezyonlarının enfeksiyoz-nonenfeksiyoz olma oranları


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: A: Safra kanallarından çıkan Fasciola hepatica parazitleri (oklar), B ve C: Suyun içine atıldığında safra kanallarından dışarı çıkan Dicrocoelium dendriticum parazitleri (oklar).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Karaciğerde boz beyaz renkli nekrotik odaklar (oklar). A: Multifokal milier, boz-beyaz odaklar, B: Multifokal, geniş, boz-beyaz odaklar.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 3: Üç farklı seviyede karaciğer yağlanması; A: Hafif şiddetli, B: Orta şiddetli, C: Şiddetli

    Histopatolojik Bulgular: Mikroskobik incelemelerde 114 hayvanın 45 tanesinde (%39) mikroskobik karaciğer lezyonlarına rastlanıldı (Şekil 4 ve 5). Bunların 25 adetinin makroskobik bulgu görülen 20 adetinin ise makroskobik bulgu görülmeyen hayvanlara ait olduğu tespit edildi. Mikroskobik lezyonlar, görülme sıklığına göre; fokal hepatit tablosu (%16), Kupffer hücre aktivasyonu (%13), portal infiltrasyonlar (%10), yağ dejenerasyonu (%7), safra kanalı hiperplazisi (%5), sentrilobüler nekroz (%5), parazit göç yolları hemorajileri ve fibrozisi (%4), portal fibrozis (%4), hidropik dejenerasyon (%3), post-nekrotik hemorajiler (%3), portal nekroz (%3), tek hücre nekrozu (%3), karaciğer apseleri (%2), tifoid nodül formasyonu (%1), atrofik hepatositler (%1) olarak kaydedildi (Tablo 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Türlere göre rastlanılan mikroskobik lezyonlar ve oranları


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 4: A: Karaciğer parankiminde fokal ve hafif şiddette hepatit tablosu ile nötrofil lökosit infiltrasyonu (oklar), B: Kupffer hücre aktivasyonu (oklar), C: Portal bölgelerde lenfo-histiyositik infiltrasyonlar (ok), D: Hepatosit stoplazmalarında yağ globülleri (oklar), HxE boyama.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 5: A: Portal bölgedeki safra kanalı epitellerinde hiperplazi (oklar), B: Karaciğer parankiminde vena sentralisler çevresinde multifokal, orta şiddette sentrilobüler nekroz alanları (oklar), C: Karaciğer parankiminde eritrosit, dejenere hepatosit, yağ globülleri ve yangı hücreleri içeren mikro-nodüler yapı (tifoid nodül) (oklar), D: Hepatosit stoplazmalarında vakuoler ve hidropik dejenerasyonlar (oklar), HxE boyama.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Karaciğer patolojileri, çiftlik hayvanlarında ölümlere sebep olmakta ayrıca düşük kilo alımı ile kesimde yenilebilir organların ve karkasların değersizleşmesi nedeniyle önemli kayıplara yol açmaktadır11.

    Koyun ve keçiler, karaciğer hastalıklarında genellikle spesifik olmayan semptomlar gösterir ve karaciğer ultrasonografisi olmadan bu vakalarda antemortem tanı koymak zor olabilir. Ultrasonografik bulgular neredeyse her zaman postmortem sonuçlarla ilişkilidir, bu nedenle genel semptomlar için sevk edilen koyun ve keçilerin göğüs ve karın bölgelerinin rutin olarak taranması ve ölüm durumunda nekropsi ile tanının doğrulanması son derece önemlidir1.

    Karaciğer lezyonları, kesim sırasında fark edildiğinde, söz konusu karaciğerler tüketimden elemine edilmektedir. Etiyopya'da 520 koyun ve 510 keçi (toplam 1030 hayvan) üzerinde yapılan bir mezbaha çalışmasında, kalsifikasyon, hepatit, siroz ve paraziter enfestasyonlar nedeniyle karaciğerlerin 381 adedinin (%37) imha edildiği bildirilmiştir11. Koyunlarda imhanın başlıca nedenleri hepatit (56 hayvan) ve kasifikasyon (47 hayvan) olurken keçilerde ise yine hepatit (36 hayvan) ve siroz (33 hayvan) kaynaklı imhanın ön planda olduğunu belirtmişlerdir. Sunulan çalışmada ise nekropsisi yapılan 114 hayvanda %28 oranında imha gerektirebilecek karaciğer lezyonlarına rastlanmıştır. Benzer şekilde hepatit tablosu (18 hayvan) ön plana çıkarken, siroz vakasına rastlanılmamış, karaciğer kalsifikasyonlarının en önemli nedeni olarak ekinokok kistlerine daha az (3 hayvan) rastlanılmıştır.

    Gana’da yapılan bir başka çalışmada ise koyun ve keçilerde makroskobik olarak totalde %13.2 oranında karaciğer lezyonu görüldüğü bildirilmiştir12. Dikkat çekici bir veri olarak bu lezyonlar içinde %80 oranla en sık karşılaşılan bulgunun karaciğer apseleri olduğu belirtilmiştir. Ayrıca dişi hayvanlarda erkek hayvanlara göre, yetişkinlerde gençlere göre ve yüksek vücut kondisyonuna sahip oldukları dönemde kuru döneme göre daha yüksek oranda karaciğer lezyonu görüldüğünü ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada oldukça yüksek oranda bulunan karaciğer apselerine, sunulan çalışmada sadece 2 hayvanda rastlanılmıştır.

    Karaciğer apselerinin patogenezinde rumen sağlığı ve beslenme faktörünün rolü düşünüldüğünde, bu farklılığın Sahra Altı Afrikası’ndaki coğrafi ve iklimsel koşulların zorluğuyla ortaya çıkan beslenme paternlerinin ülkemizden büyük farklılık göstermesiyle ilgili olabileceği düşünülmektedir. Dişi hayvanlarda erkeklere nazaran, yetişkinlerde ise genç hayvanlara nazaran daha fazla karaciğer lezyonu görülmesi, sunulan çalışma ile uyum göstermektedir.

    Yağlı karaciğer sendromu, aynı zamanda hepatik lipidoz olarak da bilinir ve çiftlik hayvanlarının sağlığını ve üreme performansını olumsuz etkileyen birçok faktöre sahip önemli bir metabolik hastalıktır. Bu durum, vücuttaki yağ depolarından karaciğere aşırı yağ taşınması ve burada trigliserit olarak birikerek karaciğer fonksiyon bozukluğuna yol açmasıyla ortaya çıkar. Yağlı karaciğer, genellikle birden fazla yavru taşıyan gebe koyun ve keçileri etkiler (gebelik toksemisi) ve doğumdan önceki ve sonraki günlerde gelişebilir13. Sunulan çalışmada karaciğer yağlanmasına hem makroskobik hem de mikroskobik bir bulgu olarak sıklıkla rastlanmıştır. Koyunlarda keçilere nazaran daha fazla görülmesi, iki tür arasındaki metabolizma farklılıkları kaynaklı olması oldukça muhtemeldir.

    Koyun ve keçilerde kolanjit, kolesistit ve kolestazın yaygın nedenleri arasında fasiyoliyazis, safra kesesi taşları ve bakteriyel enfeksiyonlar, safra kesesi empiyemi ve safra kanalı karsinomu bulunur14. Bu çalışma ile bunlara ek olarak mikroskobik olarak ortaya koyulan safra kesesi hiperplazisi ve portal fibrozis tablosunun safra kesesi ve safra yolları patolojileriyle ilgili olabileceği düşünülmektedir.

    Kistik ekinokokkozise bağlı karaciğer ve akciğer kistleri, özellikle koyunların otlatıldığı meralarda enfekte köpeklerin dışkısı ile saçılan parazit yumurtalarının oral alınması sonucu ortaya çıkan yaygın küresel bir parazitik hastalıktır. Koyun ve keçiler, evde kesim, enfekte sakatatların son konakçıya yedirilmesi ve küçük geviş getirenlerde tespit edilen fertil kistlerin yaygınlığı gibi nedenlerle insan hidatiyozu için birincil rezervuar görevi görüyor gibi görünmektedir15. Sunulan çalışmada da nekropsisi yapılan 25 koyundan 2 tanesinde (%12.5) karaciğerde ekinokok kistine rastlanmış ve insan hidatiyozu için tehlike arz edebilecek oranlarda olduğu görülmüştür.

    Karaciğer patolojileri, sürü sağlığı, verim kaybı ve zoonotik önemleri nedeniyle retrospektif patoloji ve eş zamanlı mezbaha çalışmalarında sıklıkla araştırılmaktadır. Bu çalışmada 114 örnek sayısında elde edilen %28 oranı, makroskobik olarak tespit edilemeyen ama mikroskobide ortaya çıkan vakalarla birlikte daha da artarak %39’a ulaşmaktadır. Çalışmadaki örnek sayısı, bir yıllık sürede nekropsiye gelen küçük ruminant sayısına bağımlı olduğu için veri miktarını sınırlandırmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma özelinde, küçük ruminantlarda makroskobik ve mikroskobik karaciğer lezyonlarının azımsanmayacak seviyede olduğunu, erişkin koyunların karaciğer patolojileri konusunda ilk sırada yer aldığını, makroskobik lezyon görünmeyen hayvanlarda mikroskobik düzeyde lezyonlara rastlandığını, bazı hayvanlarda birden fazla karaciğer patolojisinin makroskobik veya mikroskobik olarak bir arada bulunduğu ve en sık görülen makroskobik lezyonun hepatik lipidozis, mikroskobik bulgunun ise fokal hepatit tablosu olduğunu söylemek mümkündür.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Marzok M, Tharwat M. Fundamentals of diagnostic ultrasonography in sheep and goat medicine: A comprehensive illustrated overview. Front Vet Sci 2025; 12:1562097.

    2) Banda LJ, Tanganyika J. Livestock provide more than food in smallholder production systems of developing countries. Anim Front 2021; 11:7-14.

    3) Kimeli P, Mwacalimba K, Tiernan R, et al. Important diseases of small ruminants in Sub-Saharan Africa: A review with a focus on current strategies for treatment and control in smallholder systems. Animals 2025; 15: 706.

    4) Broderick GA. Review: Optimizing ruminant conversion of feed protein to human food protein. Animal 2018; 12: 1722-1734.

    5) Tharwat M, Al-Hawas A. Liver diseases in sheep and goats: Parallel sonographic and pathologic findings. Int J Vet Sci 2024; 13: 284-290.

    6) Braun U. Ultrasonography of the liver in cattle. Vet Clin North Am Food Anim Pract 2009; 25: 591-609.

    7) Alstedt U, Voigt K, Jäger MC et al. Rumen and liver fluke ınfections in sheep and goats in Northern and Southern Germany. Animals 2022; 12: 876.

    8) Soliman MI, Taha HA. Prevalence of three liver parasıtes in sheep and goats in Al-Madınah Al-Munawwarah, Saudi Arabia Kingdom. J Egypt Soc Parasitol 2012; 42: 475-482.

    9) Cohen J. Statistical Power Analysis for the Behavioral Sciences. 2nd Edition, Lawrence Erlbaum Associates Inc.: Hillsdale, NJ, USA: Hillsdale, NJ, USA, 1988.

    10) Faul F, Erdfelder E, Lang AG, Buchner A. G*Power 3: A flexible statistical power analysis program for the social, behavioral, and biomedical sciences. Behavior Research Methods 2007; 39: 175-191.

    11) Bulbula G, Bedada H. Causes of small ruminants liver condemnation and financial loss at Abyssinia Slaughtering Service House, Bishoftu, Ethiopia. JDVS 2019; 9: 555757.

    12) Appiah J, Ka-Chungu MAP, Cobbinah DE, Asare DA, Emikpe BO. Prevalence, types and associated factors of liver lesions in slaughtered sheep and goats at the Suame Abattoir, Kumasi, Ghana. Afr J Biomed Res 2023; 26: 433-438.

    13) Tharwat M. Ultrasonography as a diagnostic and prognostic approach in cattle and buffaloes with fatty infiltration of the liver. Pol J Vet Sci 2011; 15: 83-93.

    14) Constable PD, Hinchcliff KW, Done SH, Gruenberg W. Veterinary Medicine: A Textbook of the Diseases of Cattle, Horses, Sheep, Pigs and Goats. 11th Edition, Saunders Ltd. 2017.

    15) Tharwat M, El Moghazy HM, Oikawa S. Ultrasonographic verification of hepatic hydatidosis in a female dromedary camel: A case report. J Vet Med Sci 2023; 85: 1286-1290.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]