Testis ölçülerinde her iki genotipe ait bulunan değerler, Ahmad ve Noakes
23’in Saanen, Alpine ve Toggenberg tekelerdeki 24.13±0.47 cm’lik skrotal çevre ve 5.40±0.12 cm’lik testis kalınlığı değerleri ile benzer; Abi Saab ve ark.
24’nın farklı protein oranlarındaki yemlerle beslenen Baladi tekelerindeki iki grupta 20 cm ve 15 cm olarak buldukları skrotal çevre, Chemineau
25’nın Creole tekelerinde 4.29 cm olarak tespit ettiği testis kalınlığı, Ahmad ve Noakes
23’in Saanen, Alpine ve Toggenberg tekelerdeki 8.83±0.16 cm’lik testis uzunluğu, Nishimura ve ark.
9’nın Tokara tekelerinde 82±5.6 gr olarak buldukları tek testis ağırlığı, Daudu
11’nun Kırmızı Sokoto tekelerindeki 21.80±0.29 cm’lik skrotal çevre uzunluğu, 83.74±5.33 gr’lık testis ağırlığı ve Ali ve Mustafa
13’nın Nubian tekelerinde 20.6 cm olarak tespit ettiği skrotal çevre uzunluğu değerlerinden yüksek; Al-Ghalban ve ark.
10’nın Damascus tekelerinde 27.7±0.6 cm’lik skrotal çevre, Ali ve Mustafa
13’nın Nubian tekelerdeki 16.1 cm’lik testis uzunluğu değerlerinden ise düşük bulunmuştur. Bu farklılıklar; tekelerin ırkı, yaşı, bakım ve beslenmesi, tekelerin yetiştirildiği bölgenin iklim ve coğrafi koşulları gibi nedenlerden kaynaklanmış olabilir.
Bu çalışmada Kıl keçisi tekeleri ve Saanen x Kıl keçisi (F1) melezi tekelerine ait tespit edilen ortalama testosteron miktarı; Ali ve Mustafa 13’nın Nubian, Batista ve ark. 17’nın Canarian ve Fuentes ve ark. 18’nın da Saanen ırkı tekelerde bildirdikleri değerlerden farklı bulunmuştur. Bu farklılığın sebebi, tekelerin ırkına, yaşına, bakım ve beslenmesine, yetiştirildiği bölgeye, kan alma zamanına ve testosteronun tayin metoduna bağlı olabilir. Bu çalışmada Kıl keçisi tekelerinin testosteron miktarının melez tekelerinkinden daha yüksek (p<0.05) bulunmasının nedeni hemen hemen bütün türlerde ırk faktörünün testosteron miktarı üzerine bariz bir şekilde etkili olması ile izah edilebilir.
Bu çalışmada Kıl keçisi tekelerinin ortalama sperma hacmi; Roca 26’nın Muciano-Granadina tekelerinde bulduğu 1.05±0.01 ml değerine benzer; Daşkın ve Yurdaydın 15’ın Ankara Keçisi tekelerindeki 0.90±0.0383 ml, Al-Ghalban ve ark. 10’nın Damascus tekelerindeki 0.94±0.09 ml, Ahmed ve ark. 16’nın Saanen tekelerindeki 0.77 ml, Daudu (11)’nun Kırmızı Sokoto tekelerindeki 0.72±0.91 ml, Abi Saab ve ark. 24’nın düşük proteinli yemlerle beslenen Baladi tekelerindeki 0.6 ml, Chakraborty ve ark. 27’nın Nubian tekelerindeki 0.92±0.07 ml, Chemineau 25’nın Creole tekelerinde 0.80 ml buldukları değerlerden yüksek; Daşkın ve Tekin 14’in Ankara Keçisi tekelerinde buldukları 1.44 ml, Ali ve Mustafa 13’nın Nubian tekelerindeki 1.5 ml, Abi Saab ve ark. 19’nın yüksek proteinli yemlerle beslenen Baladi tekelerindeki 1.2 ml olarak tespit ettikleri değerlerden düşük bulunmuştur.
Öte yandan Saanen x Kıl keçisi (F1) melezi tekelerinin ortalama sperma hacmi; Daşkın ve Yurdaydın 15’ın Ankara Keçisi tekelerindeki 0.90±0.0383 ml, Al-Ghalban ve ark. 10’nın Damascus tekelerindeki 0.94±0.09 ml, Chakraborty ve ark. 27’nın Nubian tekelerinde 0.92±0.07 ml olarak tespit ettikleri değerlere benzer; Ahmed ve ark. 16’nın Saanen tekelerindeki 0.77 ml, Daudu 11’nun Kırmızı Sokoto tekelerindeki 0.72±0.91 ml, Abi Saab ve ark. 24’nın düşük proteinli yemlerle beslenen Baladi tekelerindeki 0.6 ml, Chemineau 25’nın Creole 0.80 ml olarak buldukları değerlerden yüksek; Daşkın ve Tekin 14’in Ankara Keçisi tekelerinde buldukları 1.44 ml, Ali ve Mustafa 13’nın Nubian tekelerindeki 1.5 ml, Abi Saab ve ark. 24’nın yüksek proteinli yemlerle beslenen Baladi tekelerindeki 1.2 ml, Roca 26’nın Muciano-Granadina tekelerinde 1.05±0.01 ml olarak tespit ettikleri değerlerden düşük bulunmuştur.
Ortalama sperma hacmi yönünden her iki genotipte de tespit edilen değerler ile literatür değerleri arasındaki farklılıklar; tekelerin ırkına, yaşına, bakım ve beslenmesine, sperma alma metoduna ve tekelerin yetiştirildiği bölgenin iklim koşullarının farklı olmasına bağlı olarak ortaya çıkmış olabilir.
Bu çalışmada Kıl keçisi tekelerinin ortalama sperma hacmi Saanen x Kıl keçisi (F1) melezi tekelerininkinden önemli (p<0.05) derecede fazla bulunması Kıl keçisi tekelerinin testosteron miktarının daha yüksek olması sonucu testis sıvısının ve eklenti bezleri salgısının fazla olmasından 28 ve melezleme sonucu kötü karakterlerin ortaya çıkmasından kaynaklanabilir.
Bu araştırmada Kıl keçisi tekelerinin ortalama spermatozoon yoğunluğu; Daşkın ve Yurdaydın 15’ın Ankara Keçisi tekelerindei 2.892 ±0.116x109/ml, Al-Ghalban ve ark. 10’nın Damascus’lardaki 2.92±0.45x109/ml, Ahmed ve ark. 16’nın Saanen’lerde 2.77x109/ml olarak tespit ettikleri değerlere benzer; Daşkın ve Tekin 14’in Ankara Keçisi tekelerindeki 2.3867x109/ml, Daudu 11’nun Kırmızı Sokoto tekelerindeki 0.61±0.05x109/ml, Ali ve Mustafa 13’nın Nubian tekelerindeki 1.77x109/ml, Abi Saab ve ark. 24’nın yüksek ve düşük proteinli yemlerle beslenen Baladi tekelerinde buldukları 1.88x109/ml ve 0.98x109/ml, Chakraborty ve ark. 27’nın Nubian tekelerinde 1.25±0.37x109/ml olarak tespit ettikleri değerlerden yüksek; Roca 26’nın Murciano-Granadina’lardaki 3.49±0.04x109/ml ve Chemineau 25’nun Creole tekelerinde 3.45x109/ml olarak tespit ettikleri değerlerden düşük bulunmuştur.
Saanen x Kıl keçisi (F1) melezi tekelerinin ortalama spermatozoon yoğunluğu; Daşkın ve Tekin 14’in Ankara Keçisi tekelerindeki 2.3867x109/ml değerine benzer; Daudu 11’nun Kırmızı Sokoto tekelerindeki 0.61±0.05x109/ml, Ali ve Mustafa 13’nın Nubian tekelerindeki 1.77x109/ml, Abi Saab ve ark. 24’nın yüksek ve düşük proteinli yemlerle beslenen Baladi tekelerinde buldukları 1.88x109/ml ve 0.98x109/ml, Chakraborty ve ark. 27’nın Nubian tekelerinde 1.25±0.37x109/ml olarak tespit ettikleri değerlerden yüksek; Daşkın ve Yurdaydın 15’ın Ankara Keçisi tekelerindeki 2.892±0.116x109/ml, Al-Ghalban ve ark. (10)’nın Damascus’lardaki 2.92±0.45x109/ml, Ahmed ve ark. 16’nın Saanen’lerdeki 2.77x109/ml, Roca 26’nın Murciano-Granadina’lardaki 3.49±0.04x109/ml ve Chemineau 25’nun Creole tekelerinde 3.45x109/ml olarak tespit ettikleri değerlerden düşük bulunmuştur.
Kıl keçisi tekeleri ve Saanen x Kıl keçisi (F1) melezi tekelerindeki ortalama spermatozoon yoğunluğuna ait bulunan değerlerin literatürde verilen değerlerden yüksek veya düşük bulunması; tekelerin ırkına, yaşına, bakım ve beslenmesine, sperma alma metoduna, seksüel stimülasyona, tekelerin keçiler arasına katılmasına, yoğunluk tayin yöntemine ve tekelerin yetiştirildiği bölgenin iklim koşullarının farklı olmasına göre değişebilir.
Bu çalışmada Kıl keçisi tekelerinin ortalama spermatozoon yoğunluğunun Saanen x Kıl keçisi (F1) melezi tekelerinkinden önemli (p<0.01) derecede fazla bulunması, Kıl keçisi tekelerinin testosteron miktarının daha yüksek olması sonucu; kandaki testosteron düzeyi ile spermatogenesis arasındaki pozitif korelâsyondan dolayı spermatogenesis esnasında meydana gelen hücrelerin sayısındaki artışa 29 bağlı olarak ortaya çıkmış olabilir.
Bu araştırmada ortalama spermatozoon motilitesi ve anormal spermatozoon oranı yönünden iki genotip arasında istatistikî açıdan bir fark (p>0.05) bulunamamıştır.
Bu çalışmada canlı ağırlık ve skrotal kalınlık hariç testis ölçüleri ile spermatolojik özelliklerin hem kendi arasında hem de birbirleri ile aralarında tespit edilen ilişki; Daudu 11’nun Kırmızı Sokoto tekelerinde skrotal çevre ile testis ağırlığı, testiküler spermatid ve epididimal spermatozoa arasında ilişki tespit ettiği bulgusu ve Nwoha 12’nın aynı ırk tekelerde testis ölçüleri ile canlı ağırlık arasında ilişkinin bulunmadığı bulgusu ile paralellik arz ederken, Nwoha 12’nın aynı ırk tekelerde testis ölçüleri arasında bir ilişkinin bulunmadığı, Bilaspuri ve Singh 30’nın Malabari tekelerindeki skrotal çevre, testis uzunluğu ve testis kalınlığı arasında bir ilişkinin tespit edildiği bulgusu ile uyumsuzluk göstermektedir. Bu uyumsuzluğun sebebi; tekelerin ırkı, yaşı, testis ölçülerinin alınış metoduna bağlı olabilir.
Sonuç olarak; canlı ağırlık ve testis ölçüleri bakımından her iki ırk arasında fark olmamasına rağmen, sperma kalitesi ve testosteron düzeyi yönünden fark bulunması, Saanen tekesi ile Kıl keçisi arasında yapılan birleştirmelerden elde edilen melez tekelerin spermatolojik özelliklerini olumsuz yönde etkilemesine rağmen bulunan değerlerin normal sınırlar içerisinde olduğu görülmektedir.