Örneklemi oluşturan katılımcıların cinsiyet dağılımı bakımından büyük oranda erkeklerden ve klinik tipi bakımından tamamının büyükbaş klinisyenlerinden oluşmasının bölge şartlarından kaynaklandığı ve bu durumun erkekler ve büyük baş klinisyenleri lehinde önyargıya neden olacağı söylenebilir. Bu nedenle, araştırmadan elde edilecek sonuçların, örneklemin temsil yeteneği ile sınırlı olabileceği düşünülebilir.
Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, örnekleme dâhil edilen klinisyenlerin bilgisayar, internet ve elektronik haberleşme araçlarını kullanma ve meslekî dergilere abonelik oranları genel olarak yüzde 40’ın altındadır. Avustralya’daki klinisyenler üzerinde yapılan bir araştırmada bu oranın yüzde 75’in üzerinde olduğu bildirilmektedir 16. Pritchard’a 17 göre başarılı bir meslek, tarihinde, halkın değişen gereksinimlerine ne kadar yanıt verdiği ile ölçülmektedir. Nitekim bugün veteriner hekimlerin yüz yüze geldiği kitlenin, gereksinimleri değişen bir kitle olduğu açıktır. Bilgiye bu kadar çabuk ulaşılan bir çağda; daha eğitimli, daha kültürlü ve daha araştırmacı insanların toplum içindeki ortalamasının arttığı bir dönemde, bilgili müşteri sayısı artmakta; dolayısıyla müşteri memnuniyetini sağlamak her zamankinden daha zor hale gelmektedir 17,18. Bu nedenle de, geleceğin veteriner hekimlerinin ‘çok yönlü’ hazırlanması bir gereklilik olarak ortaya çıkmakta 19,20; bu gerekliliğin etkisiyle veteriner fakültelerinde, mezuniyet sonrası çalışma alanlarında ve bilimsel dergiler başta olmak üzere meslekî yayın organlarında bilgi teknolojilerinin kullanım oranı ciddi bir artış göstermektedir 16,21,22. Gelişmiş ülkelerdeki veteriner hekimlerin bu teknolojilerden özellikle internete entegrasyonu başarıyla sağlanmış olmasına rağmen Türkiye için benzer bir başarıdan söz etmek mümkün değildir 23. Nitekim bu araştırmadan elde edilen sonuçlara bakıldığında da internet kullanımı, diğer bilgi teknolojileri gereçlerini ve bilgi kaynaklarının kullanımı ve dolayısıyla çağın gereklerini yerine getirme konusunda veteriner hekimlerin olumlu bir görünüm vermedikleri söylenebilir.
Rogers 9, özellikle kırsalda faaliyet gösteren veteriner hekimlerin meslekî bilimsel gelişmeleri izlemek amacıyla, bilgi ve dokümantasyon merkezlerine uzaklıklarından dolayı, bilgi teknolojileri gereçlerinin daha aktif kullanımının yararlılık eşiği bakımından diğer bölgelerde faaliyet gösterenlere oranla daha önemli olduğunu ileri sürmektedir. Oysa araştırmanın Türkiye’nin kırsalı olarak kabul edilen bölgelerde yürütülmesine karşın, bilgi teknolojileri kullanımı konusundaki ilgi eksikliği, bu gereçlerin kullanımı konusundaki olumsuz görünüme bir diğer kanıt olarak kabul edilebilir.
Demografik gruplardan yaş değişkeni bakımından, bilgi teknolojilerinin kullanım oranları konusunda oldukça karmaşık bir tablo ortaya çıktığı söylenebilir. Bu tablo içerisinde ileri yaş gruplarında bilgisayar kullananların oranı daha yüksek iken, alt yaş gruplarında e-posta kullananların daha yüksek oranlarda bulunması, yaşlıların bu teknolojileri ağırlıklı olarak işletmedeki işleve yönelik kullanımları ile; gençlerin ise ağırlıklı olarak iletişime yönelik kullanımları ile açıklanabilir. Diğer taraftan bu tablonun, örneklemdeki üst yaş ve deneyim gruplarını oluşturan katılımcıların sayısının az oluşundan kaynaklanan bir tablo olduğu da söylenebilir. Ancak, nedenleri tam tartışılamamakla beraber, üst yaş ve deneyim grubundaki katılımcıların da gençler ve meslekte daha az deneyimli olanlar kadar gelişime ve değişime açık oldukları ve en az onlar kadar bilgi kaynaklarına duyarlı oldukları ileri sürülebilir.
Bilgi teknolojileri konusunda önemle üzerinde durulan konulardan bir tanesi de bu gereçlerin işletmeye maliyeti ve katkılarıdır. Yapılan araştırmalara göre, iyi bir bilgisayar sisteminin bir veteriner hekimliği işletmesine maliyeti, işletme maliyetinin yüzde 1.5-2.5’i arasındadır. Bu oran, kullanılan sistemin özellikleri ve şirketin işletme maliyetinin büyüklüğüne bağlı olarak değişmektedir. Bir bilgisayar sisteminin, işletmeye ne kadar katkı sağlayacağı konusunda tam bir oran vermek zor olsa da iyi bir bilgisayar sisteminin, o sistemi kurmak için harcanan bedelin on katına kadar bir geri dönüşüm sağladığı; en kötü bilgisayar sisteminin ise kendi maliyetini çıkardığı ileri sürülmektedir 24. Nitekim Bengshir 25 de, günümüzde bilgi teknolojilerinin, artık birer destek sağlayıcı olarak görülmediğini, bu gereçlerin yaratıcı biçimde etkili kullanımının, kuruluşlara açık bir rekabet üstünlüğü sağladığını ileri sürmektedir. Bu araştırmadan elde edilen verilerde de, bilgi teknolojileri kullanımı ile gelir düzeyi arasında pozitif ilişki bulunduğu gözlenmiştir. Bu noktadan hareketle, araştırmadan elde edilen sonuçların yukarıda verilen literatürleri desteklediği söylenebilir.
Araştırmada incelenen bir diğer parametre olan deontoloji konusunda da ulaşılan sonuçların oldukça ilgi çekici olduğu söylenebilir. İstatistikî açıdan anlamlı olmamakla beraber demografik değişkenlerden cinsiyet değişkeni bakımından bayanların kısmen daha yüksek puan almaları; öte yandan yaş ve deneyim değişkenleri açısından ulaşılan sonuçlardaki düzensizlik, daha önce veteriner hekimliği etiği ile ilgili bazı çalışmaların sonuçlarıyla örtüşmektedir 26,27. Deontolojik duyarlık ile gelir değişkeni arasındaki ilişki incelendiğinde ise gelir artışı ile deontolojik duyarlık konusundaki tutum arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu sonuçlar, deontoloji kurallarının ticarî performans üzerinde olumsuz etkisi olduğu yönündeki yargının tutarsızlığı, temelsizliği ve yanlışlığını ortaya koyan bir kanıt olarak kabul edilebilir. Öte yandan deontolojik duyarlılığın, ticarî performansı olumlu yönde etkileyen faktörler arasında olduğu ileri sürülebilir. Yine, iyi bir veteriner hekimde olması gereken özellikler içerisinde, “doğruluk/dürüstlük” özelliğinin en önemsenen özellik olduğu sonucuna ulaşılmıştır ki, bunun da “deontoloji”nin önemini ortaya koyan bir diğer kanıt olduğu ileri sürülebilir.
Bilgi teknolojileri kullanımı ve deontolojik duyarlılık konularındaki sonuçlar karşılaştırıldığında, katılımcılardan bilgisayar, internet ve e-posta kullananların kullanmayanlara oranla; bilimsel dergilere abone olanların olmayanlara oranla; birden fazla dergiye abone olanların ise yalnız bir dergiye abone olanlara oranla deontolojik duyarlılık konusunda daha pozitif bir tutum sergiledikleri sonucuna ulaşılmıştır. Buradaki parametrelerden bilgi teknolojilerinin, bilgi arayışı ile; deontolojinin ise, “iyi/doğru/güzel olanı” arayış ile ilişkileri göz önünde tutulduğunda, “iyi” ile “bilgi”nin tarihsel ve olmazsa olmaz birlikteliğinin araştırma bulgularıyla bir kez daha ortaya konduğu sonucuna varılabilir.
Sonuç olarak; bilgi teknolojileri kullanımı eğilimi ile deontolojik duyarlılık konusundaki tutumun pozitif yönlü bir etkileşim içerisinde olduğu ve bu parametrelerin veteriner hekimliği kliniklerinin ticarî performanslarına pozitif yönde katkı yaptığı ileri sürülebilir.
Not: a: Anket formu, istendiğinde, haberleşme adresinden temin edilebilir. b: SPSS Inc., Chicago, IL 60606 USA http://www.spss.com.
Teşekkür
Anketin uygulanması aşamasında destek veren, Sanovel İlaç’tan Ender İleri ve Hüseyin Gözün’e, Yöntem Medikal’den ise Erkan Uygur’a teşekkür ederiz.