İneklerde karşılaşılan gerçek folliküler kistlere tek
tırnaklılarda çok nadir rastlanır. Önceleri anöstrüsten
aşım sezonuna geçiş döneminde, üzerinde çok sayıda
gelişen veya atretik folliküller bulunan ovulasyon
yeteneğindeki yumurtalıklar, kistik yumurtalık olarak
tanımlanmışlardır. Kalıcı folliküller patolojik değildir.
Mevsimsel endokrin değişikliklere karşı yumurtalıkların
fizyolojik tepkisi olarak düşünülebilir. Aşım mevsimine
geçiş dönemi sonunda ovulasyon şekillenince tek
tırnaklılarda siklik aktivite normale döner. Kalıcı folliküller
yumurtalık üzerinde bulunduğu sürece LH düzeyleri
yetersiz ve ovulasyonu sağlayacak düzeyde değildir
9.
Anovulatör folliküllerin büyük bölümü 1-4 hafta içinde
kendiliğinden geriler. Anovulatör folliküllere eCG’nin 2500
IU/IV veya GnRH’ın 2.2 mg dozunda uygulanması,
ovulasyonu ya da luteinizasyonu uyarabilmektedir. Ancak
çoğu kalıcı patlamamış follikül eCG veya GnRH
tedavisine cevap vermemektedir 4. England 2,
anovulatör follikülde lutenizasyon şekillenmiş ise
follikülün PGF2α uygulamasına cevap verdiğini bildirmektedir.
Basit yöntemler ve tanı testleriyle belirlenen
yumurtalık bozukluklarının büyük bir bölümü, kalıcı
patlamamış folliküller, kalıcı corpus luteum ve ovaryum
hematomları, tedaviye gerek olmadan düzelebilirler 4.
Sonbahar follikülleri ise, ovulasyon göstermeyen
kalıcı folliküler yapılardır. Follikül sıvısı kan içerir ve
jelâtinöz kıvamındadır. Bazı olgularda jelâtin sıvı şekillenmeden
tek tırnaklılar östrus ve ovulasyon gösterir. Ancak
diğer folliküllerde anılan sıvı toplanır ve palpasyonda
dalgalı ve yumuşak folliküller şeklinde algılanır.
Sonbahar follikülleri, gonadotropin salgısının azaldığı
aşım sezonu-nun sonunda daha sık şekillenir. Bu
dönemde LH düzeyi ovulasyon ya da ovulasyon sonrası
corpus luteumun gelişmesini sağlayamayacak
düzeylerdedir. Bu tür folliküler yapılarda, 1000–5000 IU
HCG uygulanabilirse de sonuç değişkendir 9.
Tek tırnaklılarda hemorajik folliküllerin tanısı zordur.
Çoğu hemorajik follikülün luteinleşmesi ve progesteron
üretmeye başlamasıyla plazma progesteron düzeyindeki
artış, hemorajik follikülün ovulasyonu olarak değerlendirilmemelidir.
Anovulatör follikülün varlığını östrüs
davranışlarıyla tespit etmek mümkün değildir. Bir
anovulatör follikülün oluşumu sürecindeki östrojen ve
progesteron konsantrasyonları, siklusu normal bir
hayvanın hormon konsantrasyonlarına benzemektedir 2,7. Rektal muayene ile tanı koymak zordur. Ancak ultrason
muayenesiyle, hemorajik follikülün hacmindeki
artışın görüntülenmesiyle, preovulator follikülden ayırt
edilebilir. Genellikle, folliküler sıvı içinde çizgi tarzında
yaygın ekojenik sahalar görülür. Anovulatör folliküllerin
bu görünümleri granulosa teka hücre tümörü (GTHT) ile
aynıdır. Ayrımı, GTHT’de çok sayıda ince şerit şeklinde
uzanan fibröz yapıda anekoik bölmeciklerin görülmesiyle
yapılmaktadır 7. Kısraklarda, menopoz olmamasına
karşın anovüle folliküller yaşın ilerlemesiyle birlikte
görülebilir. Özellikle 20 yaşını aşmış kısraklarda östrüs
davranışları görülmesine rağmen ovulasyon olmayabilir
7,10.
Vakamızda, eşeğin sağ yumurtalığında 16 cm
çapında, içinde kanlı akışkan sıvı bulunan sonbahar
follikülü yukarıdaki araştırmacıların 4,7,9 tarif ettikleriyle uyumlu bulunmuştur.
Sonuç olarak, dişi bir eşekte sonbahar follikül
olgusunun kliniğimizde ilk defa görülmesi ve meslektaşlarımızın
da konu hakkında bilgi ve deneyimlerinin eksik
olduğu düşüncesi ile olgunun sunumuna karar verildi.