Şanlıurfa bölgesi hayvancılık yönünden özellikle de inek yetiştiriciliği yönünden önemli bir potansiyele sahiptir. İneklerde süt verimini etkileyen hastalıkların başında mastitisler gelmektedir. Subklinik mastitis tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de süt sığırcılığı açısından önemli bir problem olarak yerini korumaktadır. Subklinik mastitisler, klinik mastitislere göre daha yaygın ve ekonomik olarak da daha önemlidir
4. Ülkemizde mastitislerin etiyolojileri üzerine birçok araştırma yapılmıştır. Türkiye'de farklı bölgelerde yapılan çalışmalarda değişik subklinik mastitis görülme oranları bildirilmiştir
10, 12-14,18. Kars yöresinde
14, Simental ırkı ineklerde %15.78, Afyon yöresinde
13 %43.7, Konya yöresinde
10 %23 oranında subklinik mastitise rastlanmıştır. Alaçam ve ark.
12 subklinik mastitis oranlarının %6.73-17.25 arasında olduğunu bildirmişlerdir. Bu çalışmada, Şanlıurfa ilinde subklinik mastitis oranı CMT bulgularına göre %72.4 olarak tespit edildi. Bu oran, yukarıdaki araştırıcıların bildirimlerinden yüksek bulundu. Bu durumun, çalışmada süt örneklerinin tamamının aile tipi işletmelerden alınmasına ve bölgedeki yetiştiricilerin sağım hijyeni ve sağım kurallarını bilmemesinden ya da uygulamamasından ve kuru dönem tedavi alışkanlığının olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Subklinik mastitis konusunda yapılan çalışmaların çoğunda sıklıkla Staphylococcus spp. ve Streptococcus spp. olmak üzere çok sayıda mikroorganizma izole ve identifiye edilmiştir 6, 12-15, 19. Konya yöresinde yapılan bir çalışmada CMT pozitif 125 meme lobundan alınan süt örneklerinden %47.3 S. aureus, %16.3 C. pyogenes, %8.2 E. coli, %6.5 Candida albicans, %6 S. agalactiae ve %15.7 diğer mikroorganizmalar izole ve identifiye edilmiştir 9. Lee ve Frost 19, 638 süt örneğinin, %42.3'ünden S. aureus, %15.4'ünden S. agalactiae, %10'undan S. uberis ve %11'inden diğer streptokokları izole ettiklerini bildirmişlerdir. Afyon bölgesinde yapılan bir çalışmada mastitisli 164 süt örneğinden %40,1 S. aureus, %14.4 S. epidermidis, %9.2 S. agalactiae, %4.6 S. dysgalactiae, %4.6 E co/i, %3.9 S. uberis, %3.9, Micrococcus spp. ve diğer mikroorganizmalar izole ve identifiye edilmiştir 13. Elazığ'da yapılan bir çalışmada mastitisli 94 süt numunesinden %30.8 S. aureus, %26 S. epidermidis, %13.8 E co/i, %10.6 S. agalactiae, %5.3 C. pyogenes, %5.3 Micrococcus spp., %3.1 Diplococcus spp., %2.1 K pneumoniae, %2.1 C. albicans izole ve identifiye edilmiştir 20. Türütoğlu ve ark. 6, Marmara Bölgesinde mastitisli süt ineklerine ait 1594 süt örneğinin 1126'sından (%70.6) aerobik etken izole ettiklerini ve etken izolasyonu yapılan 1126 süt örneğinin %28.1'sinden S.aureus, %23.1'sinden S.epidermidis, %18.9'undan S.agalactiae, %8'inden E.coli, %3.9'undan S. dysgalactaie, %3.7'sinden S. uberis, %0.6'sından A. pyogenes, %0.2'sinden C. freundii, %0.2'sinden K. pneumonia, %0.2'sinden P. auriginosa ve %0.1'inden Candida spp. izole ve identifiye ettiklerini bildirmişlerdir. Şahin ve ark. 14, Kars yöresinde 51 mastitisli ineğe ait 71 süt örneğinin 52'sinden mikroorganizma izole etmişlerdir. Araştırıcılar, 17 (%29.82) S. aureus, 10 (%17.54) S. epidermidis, 8 (%14.03) S. agalactiae, 5 (%8.77) S. dysgalactaie, 5 (%8.77) Candida spp., 4 (%7.02) S. uberis, 1 (%1.75) Bacillus spp., 1 (%1.75) Diplococcus spp. olmak üzere 57 mikroorganizma izole ve identifiye etmişlerdir. Bu araştırmada CMT pozitif bulunan 332 adet süt örneğinin mikrobiyolojik olarak incelenmesi sonucunda 258'inden (%77.7) aerobik mikroorganizma izole edilirken 74'ünden (%22.3) aerobik mikroorganizma izole edilemedi. Mikroorganizma izole edilen 258 süt örneğinden 84 (%32.5) S. aureus, 71 (%27.5) Koagulaz Negatif Staphylococcus (KNS), 23 (%8.9) Streptococcus spp, 16 (%6.2) E.coli, 15 (%5.8) A. pyogenes, 9 (%3.4) Bacillus spp., 8 (%3.1) Corynebacterium bovis, 7 (%2.7) Micrococcus spp., 5 (%1.9) Enterobacter aerogenes, 5 (%1.9) Candida spp, 4 (%1.5) P.multocida, 4 (%1.5) K. Pneumoniae, 4 (%1.5) Citrobacter diversus, 3 (%1.1) P.auriginosa olmak üzere toplam 258 aerobik mikroorganizma izole ve identifiye edildi. Bu araştırmanın bulguları diğer araştırmaların bulgularıyla karşılaştırıldığında benzer şekilde, S. aureus'un subklinik mastitisli sütlerden en fazla izole edilen etken olduğu, ikinci sırada ise KNS'ın geldiği görülmektedir. Diğer etkenlere bakıldığında ise oranları değişmekle birlikte diğer çalışmalarla benzer bakteriler izole edilmiştir. Çalışmada, 74 (%22.3) adet CMT pozitif süt örneğinden aerobik bakteri izole edilememesinin, viral, mikotik, aerobik koşullarda üremeyen veya özel besi yerlerinde üreyebilen bakteriyel etkenlerden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Çalışmadaki aerobik bakteri izolasyon oranı diğer araştırıcıların bildirdiği oranlarla uyumlu bulunmuştur 6, 14. İzole edilen etkenler yerleşim yerlerine göre değerlendirildiğinde ise, her bir yerleşim yerinde belli bir patojen etkenin baskın olduğu görülmektedir. Bu durum, sürüde hastalık yapan bir etkenin kötü hijyen ve sağım koşulları gibi nedenlerle hayvandan hayvana aktarıldığını ve bütün sürüyü etkilediğini düşündürmektedir.
İzole edilen etkenlerin, izole edildiği meme lobları açısından değerlendirilmesi sonucunda E. coli dışındaki etkenler ile izole edilen meme lobu arasında anlamlı bir ilişki saptanamamıştır. E. coli mastitislerinin daha çok arka meme loblarından izole edilebildiği bildirilmiş 21, bunun nedeninin de arka meme loblarına daha kolay dışkı bulaşmasına bağlanmıştır. Kahraman ve ark. 22, mastitisli sütlerden izole ettikleri E. coli dışında diğer bakterilerin izole edildikleri meme loblarında önemli bir farklılık saptamamışlar, ancak E. coli suşlarının biri haricinde 21 tanesinin ve bir K. pneumoniae suşunun arka meme loblarından izole ettiklerini bildirmişlerdir. Bu çalışmada da, E. coli suşlarının dışında izole edilen etkenlerden hiçbirinde meme lobları ile ilgili bir ilişki görülmemiş, ancak E. coli suşlarında ön ve arka loblardan üreme oranları arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (x2=16,01, p<0.01). Bu sonuç araştırıcıların bulgularıyla paralellik göstermektedir.
Mastitis olgularından izole edilen etkenlerin sağaltımında kullanılacak antibiyotiklerin belirlenmesiyle ilgili birçok çalışmalar yapılmıştır 7, 23-28. Yapılan çalışmalarda etkenlerin antibiyotiklere dirençlilikleri farklılıklar göstermektedir. Ulusoy ve ark. 29, antibiyotik duyarlılık testi yapılan 16 S. aureus suşunun %75'i kloramfenikol, %43.7'si ampisilin, %31.2'si streptomisin, %87.5'i penisilin, %100'ü kolitsin sülfat, %6.2'si tetrasiklin ve neomisin, S. agalactiae'nin %0 ampisilin, %50 kanamisin, %100 kolitsin sülfat, %50 neomisin, %0 penisilin, %100 streptomisin, %60 tetrasiklin'e, S. dysgalactiae'nin yukarıda verilen antibiyotiklere sırasıyla %0, %50, %16.6, %100, %77.7, %0, %88, %12.5 dirençli olduklarını saptamışlardır. Kahraman ve ark. 22, rifamisin, penisilin, kloramfenikol, ampisilin, gentamisin, eritromisin, streptomisin ve kanamisine yaptıkları antibiyotik duyarlılık testlerinde S. aureus'un sırasıyla %24.1, %62, %6.9, %17.2,%55.1, %20.6, %10.3, %13.8, %24.1 duyarlı, koagulaz negatif stafilokok suşlarının sırasıyla %46.6, %53.3, %46.6, %26.6, %13.3, %6.6, %20, %6.6, %13.3 duyarlı, S. agalactiae'nin %33.3 rifamisin, %66.6 penisilin, %33.3 ampisiline duyarlı olduğu, diğer antibiyotiklere izole edilen suşlarının tümünün dirençli olduğunu, S. uberis'in %25 rifamisin, %75 penisilin, %50 ampisilin, %25 gentamisin, eritromisin ve kanamisine duyarlı oldukları, kloramfenikol, tetrasiklin ve streptomisine dirençli oldukları, izole edilen E. coli suşların tümünün penisilin ve kanamisine dirençli olduğu diğer antibiyotiklere değişen oranlarda duyarlı olduklarını saptamışlardır. Bu çalışmada, test edilen antibiyotiklere karşı değişen oranlarda dirençlilik gözlendi. S.aureus suşları, novobiosine %90, ampisilline %23.2 amoksisiline %34.2, eritromisine %97.2, sulfametakzasol+trimetroprime %97.2, tetrasikline, %82.1, gentamisine %39.7 ve streptomisine %61.6 oranında duyarlı bulundu. KNS kullanılan antibiyotiklere sırasıyla %69.8, %50.7, %74.6, %93.6, %96.8, %87.3, %33.3, %71.4 duyarlı, Streptococcus spp. sırasıyla, %5.2, %31.5, %78.9, %84.2, %68.4, %73.6, %21.05, %10.05. E. coli sırasıyla, %12.5, %37.5, %12.5, %25, %75, %62.5, %37.5, %62.5 antibiyotiklere duyarlı bulundu. Çalışmada izole edilen S.aureus suşlarının ampisilin'e duyarlılığı Ulusoy ve ark. 29'nın bildirdiği orana göre daha düşük bulunurken, Kahraman ve ark. 22'nın bulgularına benzer, streptomisin ve tetrasikline duyarlılık oranlarının ise Ulusoy ve ark. 29'nın verilerine parelel olduğu görülmüştür. Bu suşların gentamisin duyarlılığı, Kahraman ve ark. 22'nın bildirdiği orana benzer, eritromisine duyarlılık oranı ise oldukça yüksek bulunmuştur. KNS suşlarının ampisilin, gentamisin, eritromisin ve streptomisine duyarlılık sonuçları, Kahraman ve ark. 22'nın bildirdiği oranlardan daha yüksek bulunmuştur. Streptokok suşlarının ampisilin ve streptomisin duyarlılıkları Ulusoy ve ark. 29 ile Kahraman ve ark. 22'nın oranlarına benzer bulunurken, tetrasikline duyarlık oranları Ulusoy ve ark. 29'nın bildirdiği orandan daha düşük bulunmuştur. E.coli suşlarının antibiyotik duyarlılık sonuçları, Kahraman ve ark. 22'nın bildirdiği oranlarla karşılaştırıldığında kullanılan antibiyotiklere direnç oranlarının yüksek olduğu bulunmuştur. İzole edilen suşların antibiyotik duyarlılıkları, araştırıcıların bildirdiği oranlarla karşılaştırıldığında, görülen farklılıkların bölgesel suş dağılımından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Sonuç olarak Şanlıurfa ili genelinde subklinik mastitis oranının yüksek olduğu, Stafilokok ve Streptokoklara bağlı mastitislerin, halen ilk sırayı aldığı ve subklinik mastitis olgularından en etkili antibiyotiklerin amoksisilin, trimetoprim+sulfometaksazol, eritromisin ve tetrasiklin olduğu belirlendi. Subklinik mastitisin bölgede sebep olduğu ekonomik kaybın azaltılması için daha fazla bilimsel çalışma yapılması, yetiştiricilerin sağım hijyeni ve kuru dönem tedavisindeki bilgi eksiklerinin giderilmesi ve kuru dönem tedavisinin nasıl sağlanacağı konularında eğitilmesi gerektiği kanısına varıldı.