Çalışmamız genç ve yaşlı bireylerden oluşan iki grup içermektedir. Her iki grupta el fonksiyonları değerlendirilerek sonuçlar cinsiyete göre yorumlandı. Çalışmamızın sonuçları el fonksiyonlarında yaşa bağlı olarak azalma olduğunu gösterdi. Cinsiyete göre el fonksiyonlarına bakıldığında her iki yaş grubunda da kadınların sayfa çevirme, küpleri üst üste yerleştirme gibi ince becerileri erkeklere göre daha iyi bulundu. Genç bayanlar ve yaşlı erkeklerin yazı yazma hızlarının daha iyi olduğu tespit edildi.
Agnew ve Mass9, cinsiyete bağlı el fonksiyonlarını JEFT ile değerlendirdikleri çalışmalarında, yazı yazma ve ince el becerilerinde kadınların erkeklerden daha iyi olduğunu saptamışlardır. Başka bir çalışmada ise yaşlı kadınlarda yazma fonksiyonunun aynı yaş grubundaki erkeklerden daha hızlı olduğu, bunun kadınların yazma ile ilgili işlere daha eğilimli olmalarından kaynaklanabileceği rapor edilmiştir. Ayrıca bu çalışmada pek çok erkek, yazma işlerini eşlerinin yaptığını belirtmişlerdir10. Bizim çalışmamızda da her iki yaş grubunda kadınların JEFT’nin yazı yazma dışındaki diğer alt parametrelerine göre el becerileri erkeklerden daha iyi bulunmuştur, ancak yaşlı erkeklerin yazı yazma hızı kadınlara göre daha iyi çıkmıştır. Çalışmamızdaki yaşlı bireylerin okur-yazarlık durumu gözden geçirildiğinde yaşlı bayanların çoğunun ilkokul mezunu olduğu görülmüştür. Türk toplumunun genel yapısına bakıldığında bayanların günlük yaşamlarında yazı ile ilgili işlerle pek fazla ilgilenmeyip bu işleri genellikle eşlerinin yapması nedeniyle yaşlı erkeklerin yazı yazma yeteneğinde daha başarı kazandıklarını düşünmekteyiz. Üniversite öğrencisi olan genç grupta ise bayanların yazı yazma hızları erkeklerden daha iyi bulunmuştur. El becerisi gerektiren işlere ve derslerde not tutmaya kız öğrencilerin daha yatkın olmalarından dolayı bu sonucun elde edildiğini düşünmekteyiz.
Shiffman11, yetişkinlerde normal yaşlanmanın el fonksiyonu üzerine etkisinin tam olarak anlaşılmadığını belirtmiştir. El fonksiyonunun 65 yaşa kadar sabit kaldığı, 65 yaşından sonra yavaş yavaş azalma gösterdiği ve 75 yaşından sonra performansta yaş farklılıklarının en fazla olduğu sonucuna varmıştır. Erkekler erken 20’li yaşlarda kadınlarla aynı el becerisine sahipken, yaşla birlikte bu becerileri kadınlara oranla daha hızlı kaybederler9,12. Çalışmamızda sayfa çevirme, küçük objeleri masa üzerinden alma, küpleri üstüste dizme gibi ince el becerileri genç grupta kadınlar lehine anlamlı bulunurken yaşlı grupta kadınların yazı yazmaları erkeklere göre daha yavaş bulunmuştur.
Çalışmamızda yaşlı erkek bireylerin yazı yazma hızlarının kadınlara göre daha iyi bulunması, yaşlı kadınların günlük yaşamda yazı yazmayı etkin bir biçimde kullanmadıkları sonucunu yansıtabilir. Yaşlı kadınların, aynı yaş grubundaki erkeklere göre ince becerilerini geliştirdiklerini, gençlikte erkeklere göre el becerilerindeki lehlerine olan farklılığın yaşlılıkta da aktiviteler ile devam ettirdiklerini düşündürmektedir. Toplumumuzda kadınların mutfak işleri, örgü, dikiş gibi ince beceri gerektiren aktiviteleri erkeklere göre daha fazla yapmalarının bu sonucu oluşturduğu düşünülmektedir.
Çalışmamızda GYA’da fonksiyonel el kullanımını her iki elde ayrı ayrı değerlendiren JEFT kullanıldı. Bu test, pratikte sıklıkla kullanılan, standardize bir testtir. İleride yapılacak çalışmalarda bilateral el fonksiyonlarını birlikte değerlendiren başka testler kullanılabilir.
Çalışmamızda el fonksiyonlarında yaşa bağlı değişimi göstermek için iki farklı yaş grubu alındı. Çalışmanın daha fazla ve daha homojen dağılımlı yaş gruplarında yapılması daha aydınlatıcı olacaktır. Aynı yaş gruplarına periyodik olarak birkaç yıl ara ile yapılacak benzeri çalışmalar yapılmalıdır.
Yaşlıların günlük yaşam bağımsızlığını artırmak için fonksiyonel aktivite eğitimi önemlidir13. Ele yönelik düzenli ve devamlı aktivite eğitimi ile yaşlılıkta görülen ince el becerilerinin azalması ve fonksiyon yavaşlamasının geciktirilebileceği düşünülmektedir. El aktivitelerinin çalıştırılmasında beceri kazandırmak yanında hız ve enduransı artırıcı eğitimlere de yer verilmesi önemlidir. Çalışmamızın getirdiği kazanımlar doğrultusunda, birey sayısı da artırılarak ve farklı yaş gruplarında da sonuçların yorumlanacağı yeni çalışmalar planlanmalıdır.