Küçük hücreli karsinoma, erken dönemde hematojen yolla bölgesel ve uzak metastaz yapan bir tümördür. Postmortem yapılan iki çalışmada pankreasa metastaz %24 olarak bildirilmiştir
1, 2. Ancak tümörün tanınmasından önce akut pankreatit yaparak tanı konulması çok nadirdir. Pankreasa metastaz sonrası pankreatik kanalın obstrüksiyonu, parankimde meydana gelen enflamasyon ve destrüksiyon, infiltre çevresel lenf nodlarının pankreasa basısı ya da uygulanan kemoterapi akut pankreatite neden olabilmektedir
3. Akut pankreatite neden olan küçük hücreli karsinomanın pankreasa metastazına ait literatür bilgileri sıklıkla olgu sunumu şeklindedir
1, 3-5. Bazı olgularda primer tümör, akut pankreatit sırasında saptanmakta iken, bazılarında primer küçük hücreli karsinoma tanısı mevcut iken, akut pankreatit gelişmektedir. Olgumuzda, akut pankreatit öncesi akciğer küçük hücreli karsinomu bilinmiyordu. Karın ağrısı ile beraber amilaz, lipaz ve bilüribin yüksekliği olan hasta, akut biliyer pankreatit nedeni ile tedavi edilmekteydi. Pankreatit tedavisi sırasında primer tümöre bağlı pankreasa metastazı saptandı.
Akut biliyer pankreatitli hastaların tedavileri sırasında pankreasın ve koledoğun değerlendirmesi ultrasonografi, EUS ve bilgisayarlı tomografi (BT) ile yapılabilmektedir. Biz 72. saatte yaptığımız radiyal endosonografide pankreasta en büyüğü 60 mm çapında, düzgün sınırlı, hipoekoik çok sayıda kitle, çöliak bölgede lenfadenopatiler, pankreatik kanalda düzensiz dilatasyon ve koledokta dilatasyon saptadık. Toraks BT'de mediastende 70 mm çapında düzensiz sınırlı kitle, medistinal lenfadenopatiler ve sol akciğer hiler bölgede 20 mm çapında düzgün sınırlı kitle, batın BT'de pankreasta multipl kitleler, çöliak ve mezenterik çok sayıda lenfadenopatiler görüldü. Pankreatitin nedeninin, pankreatik kanala bası yapan metastaz ile uyumlu kitlelere bağlı olduğu düşünüldü.
Pankreatik kitleler, mediastinal kitleler, çöliak ve mediastinal lenfadenopatiler lineer endosonografi ile yapılan İİAS ile sitolojik olarak incelenebilmektedir. Bu yöntem ile sitolojik örnek alınması düşük komplikasyonlu ve güvenilirdir 6-8. Biz, aynı seansta 3 ayrı iğne kullanarak mediastinal kitle, çöliak lefadenopati ve en büyük pankreatik kitleden lineer EUS ile İİAS aldık. Mikroskoik incelemede alınan tüm örneklerde aynı yapıda, rozet formasyonu gösteren, atipik nukleuslu, küçük hücreler izlendi. Alınan örneklerde primer tümörün saptanamayacağının düşünülmesi üzerine perkütan yolla USG eşliğinde 18 G trucut biopsi yaptık. Histolojik incelemede küçük hücreli karsinomanın pankreas metastazı olduğu belirlendi.
Pankreas metastazı pankreatik kanala bası yaparak pankreatite, koledoğa bası yaparak ekstrahepatik sarılığa neden olabilmektedir. Pankreas metastazı bulunan akciğer kanserli hastalarda kemoterapinin akut pankreatiti ve ikteri gerilettiği, yaşamı uzattığı görülmüştür 1, 9. Akut pankreatitin iyileştirilmesi amacıyla pankreatik stent uygulaması ve/veya koledoğa stent yerleştirilerek ikterin giderilmesi sonrası kemoterapi uygulanan olgular da literatürde mevcuttur 1, 5, 9, 10. Olgumuzda radiyal EUS'ta pankreatik kanal düzensiz genişlemişti ve koledok distaline bası nedeniyle koledok geniş izlenmekteydi. Artan karın ağrısı, giderek yükselen amilaz ve bilirübin düzeyleri bulunması nedeniyle ERCP yaptık. ERCP sırasında pankreatik kanala ve koledoğa plastik stentler yerleştirdik. İşlem sonrası amilaz ve bilirübin seviyelerinin gerilediğini ve karın ağrısının kaybolduğunu gördük. Olgu, kemoterapi uygulanması amacıyla onkoloji kliniğine yönlendirildikten 1 hafta sonra genel durum bozukluğu nedeni ile kaybedildi.
Sonuç olarak, küçük hücreli akciğer karsinomu olan akut pankreatit geçiren olgularla karşılaşıldığında, pankreatik metastaza bağlı akut pankreatit olabileceği hatırlanılması gerektiği gibi, sadece akut pankreatit ile de başvurabilecekleri hatırda tutulmalıdır ve pankreatik metastazları bulunan bu hastalar etkin biçimde tedavi edilmelidir.