Bu araştırmada Erzurum yöresinde halk elinde çeşitli
amaçlarla kullanılan eşeklerde
L.monocytogenes
antikorlarının varlığı araştırıldı.
L.monocytogenes infeksiyonunun aktif döneminde
hastalığın kesin teşhisini koymak için aglutinasyon, CFT,
immunopresipitasyon ve pasif immunohemolysis
testlerinden yararlanıldığı bildirilmektedir9,11-14.
Fakat bu testlerin, infeksiyonun teşhisinde güvenilir
olmadığı bunun nedeninin ise; L. monocytogenes'in farklı
serotipleri ve bazı gram pozitif ve gram negatif (S.aureus,
Streptococcus faecalis, Corynebacterium pyogenes,
Bacillus subtilis ve Escherichia coli K8) bakteriler
arasındaki ortak antijenik yakınlıktan dolayı yanlış pozitif sonuçların oluşmasına neden olabilmektedir. Osebold ve
ark.13 geliştirmiş oldukları aglutinasyon testinde,
L.monocytogenes ‘O' antikorlarının tespitinde, serum
örnekleri S. aureus tüm hücre antijenleri ile muamele
edilerek S. aureus'a karşı oluşan antikorlar elimine
edilmektedir. Buna ilaveten L.monocytogenes tripsin
uygulanarak gerek kimyasal gerekse antijenik yapısı
korunarak testin duyarlılığı artırılmış ve çapraz
reaksiyonların önüne geçilmiştir. Hastalığın
seroprevalansının belirlenmesinde, çapraz reaksiyonların
önlenmesiyle elde edilen aglütinasyon sonuçlarına
dayanan Osebold yöntemi güvenle kullanılabilmektedir13,15-21,23,24. Çalışmamızda da serumlar, bu
yöntem kullanılarak L.monocytogenes ‘O' antikorları
yönünden test edilmiştir.
Zoonoz bir hastalık olan listeriosisin bulaşma ve
yayılmasında hasta hayvanlar ve portörlerin gaita, idrar,
süt, burun ve göz akıntıları, aborte fötus, uterus akıntıları,
kontamine silaj ve insektler rol oynamaktadırlar1,9.
Börkü ve arkadaşları18, Ankara'da ticari bir
işletmede bulunan 50 keçi, 3 at, 1 köpek ve bu
hayvanların bakıcısı olan 6 kişinin kan örneklerinde L.
monocytogenes antikorlarının varlığı yönünden yaptıkları
araştırmada 50 keçinin 23'ünde, atların tamamında ve
köpekte seropozitiflik saptamışlardır. Hayvan bakıcısı
olan 6 kişinin 5'inde de seropozitif sonuç elde etmişlerdir.
Halk elinde çeşitli amaçlarla kullanılan eşeklerde
yapılmış olan bu çalışmada ise elde edilen %41.30‘luk
seropozitiflik, bölgedeki diğer çiftlik hayvanlarının ve
bakıcılarının risk altında olduğunu göstermektedir.
Low ve Donachie9, L. monocytogenes tarafından
oluşturulan listeriosisin, ılıman ve soğuk iklimlerde
görülen bir enfeksiyon olduğunu belirtmektedirler.
Erzurum ikliminin soğuk olması bu anlamda Low ve
Donachie9'yi destekler niteliktedir.
Literatür taramalarında ülkemizde eşeklerde
listeriosisin varlığı üzerine yapılan yalnızca bir serolojik
çalışma ile karşılaşıldı. Bu çalışmada İnci ve ark.21,
Kayseri yöresinde tek tırnaklı hayvanlardan topladıkları
120 serum örneğinden 67 atın 27'sinde (%40.29), 20
katırın 3'ünde (%15) ve 30 eşeğin 10'unda (%30.30)
toplamda 120 tek tırnaklı hayvanın 40'ında (%33.33)
pozitiflik belirlemişlerdir. Bunların 15'inde (%37.50) 1/50,
17'sinde (%42.50) 1/100, 5'inde (%12.50) 1/200 ve
3'ünde (%7.50) 1/400 sulandırmada L.monocytogenes
antikoru tespit edilmiştir. Çalışmamızda 92 eşek
serumunun 38'inde (%41.30) antikor pozitifliği belirlendi.
Seropozitif serumların antikor titreleri incelendiğinde,
29'u (%76.32) 1/100, 9'u (%23.68) 1/200 titrede
L.monocytogenes antikorları yönünden pozitif olarak
tespit edildi. Kayseri yöresi21 eşeklerine (%30.30) göre
Erzurum yöresinde seroprevalans yüksek oranda tespit
edildi.
Bunun yanında ülkemizin çeşitli yörelerinde atlarda
da serolojik çalışmalar yapılmıştır22-24.
Solmaz ve ark.22, Van yöresinde tüp aglütinasyon
testi ile 203 atın 176'sında (%86.69), Güçlü ve ark.23,
Ankara yöresinde Osebold testi ile sportif amaçlı
yetiştirilen atlardan elde edilen 100 serumun 62'sinde (%62), Göz ve ark.24, aynı metotla Hakkâri yöresinde
74 atın 36'sında (%48.6) antikor pozitifliği saptamıştır.
Çalışmada belirlenen seropozitiflik, Van22, Ankara23 ve Hakkâri24 yörelerinde atlarda tespit edilen
sonuçlardan düşük olarak tespit edildi. Ankara23 ve
Hakkari24 yörelerinde de aynı metot kullanılmasına
rağmen sunulan çalışmada elde edilen antikor pozitifliği
düşük bulundu. Solmaz ve arkadaşlarının22 kullandığı
tüp aglütinasyon testinin duyarlığının daha yüksek
olması, çalışma sonuçlarının daha düşük bulunmasına
sebep olan bir faktör olarak değerlendirilebilir.
Van22, Ankara23, Hakkâri24 ve Kayseri'de21 yapılan çalışmalarda olduğu gibi Erzurum'da yapılan
bu çalışmada da pozitif sonuçların bulunması ve
hastalığın zoonoz özellikte olması, hem Erzurum'da hem
de diğer illerde konuyla ilgili kapsamlı araştırmaların
yapılmasının veteriner hekimlik ve halk sağlığı yönünden
gerekli olduğunu göstermektedir.
Low ve Donachie9, listeriosisin genellikle genç
hayvanlarda görüldüğünü belirtmektedirler. Low ve
Donachie' nin9 belirttiğiyle uyumlu olarak
L.monocytogenes yönünden seropozitif bulunan
eşeklerin küçük yaş grubundakilerde daha yüksek olduğu
belirlendi. Göz ve ark.24 tarafından Hakkâri yöresinde
atlarda yapılan çalışmada yaş grupları arasında istatistikî
bir fark saptanmamıştır. Ancak sunulan çalışmada
hastalığın yaşa göre dağılımında istatistiksel olarak
önemli bir bağ (p<0,01) tespit edildi (Tablo 2).
Sonuçlar cinsiyete göre değerlendirildiğinde listeria
seropozitifliği dişi eşeklerde (%42.86) erkeklere (%38.89)
göre yüzdesel olarak daha yüksek saptandı. Ancak
cinsiyetler arasında istatistiksel olarak önemli bir bağ
(p>0,05) belirlenmedi (Tablo 1). Göz ve arkadaşlarının24 Hakkâri yöresinde atlarda yaptığı çalışmada da
cinsiyet grupları arasında istatistikî bir fark
saptanmamıştır.
Sonuç olarak, bu çalışmada Erzurum yöresi
eşeklerinde listeriosisin seroprevalansı %41.30 olarak
tespit edildi. Seroprevalansın yüksek bulunması
hastalığın insan ve hayvanlara bulaşmasında eşeklerin
önemli bir role sahip olacağını düşündürdü. Bundan
dolayı enfeksiyonun Veteriner Hekimler, halk sağlığı
yetkilileri ve hayvan sahipleri tarafından dikkate alınması
gerektiği kanaatine varıldı.