Klinik Olgular ve Dağılımı: Çalışmanın hasta
materyalini 2006-2010 yılları arasında Atatürk
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi ABD kliniğine
getirilen farklı ırk (21 İsviçre esmeri, 17 melez, 8
simental) ve yaşlarda (2-5), postitise (n=21), balanitis
(n=7), balanopostitise (n=4) ve preputial avulziyona bağlı
(n=4) şekillenen fimozis, parafimozis (n=11), penil
fibropapilloma (n=5), glans penisin ucunun caudoventrale
rotasyonu ile oluşan adezyona bağlı orifisyum
üretra externanın parsiyel (n=3) ve tam tıkanması (n=1)
izlenen toplam 56 penis ve preputium patolojili erkek
sığır oluşturdu.
Ultrasonografik Değerlendirme: Fimozis
olgularında preputium, cranio-caudal, dorso-ventral ve
latero-lateral planda preputiumun anterioründe oluşan
fibröz dokunun kalınlığı ve yaygınlığı, preputial boşluktaki
sıvı birikimini, preputiumun lamina internası ve
eksternası, penis ve penisin serbest ucundaki
düzensizlikler yönünden ultrasonografik (Falco 100, PİE
Medikal, ABD) değerlendirme yapılırken, ürinasyon
güçlüğü olan olgular ise idrar kesesi ve perineal bölge
ultrasonografi ile değerlendirildi. Ultrasonografik
değerlendirmelerde 3.5-5 MHz’lik konveks ve rektal
ultrason probları kullanıldı.
Termografik Değerlendirme: Fimozis ve
parafimozis olgularında penis ve preputium, hayvana
sedatif veya anestezik madde uygulanmaksızın ayakta
dururken termal kamera (IR Flexcam S, ABD) ile
değerlendirildi. Termal görüntüler elde edilirken, ortam
sıcaklığının 18-23°C’de olmasına, hastanın ortam ısısına
uyum göstermesi için ortalama 20 dakika bekletilmesine,
muayene odasında hava akımının olmamasına ve
floresan lamba ile aydınlatma sağlanarak tek tip bir ışık
olmasına, termal kamera ile hayvan arasındaki
mesafenin yaklaşık 1 m olmasına ve hastanın muayene
odası duvarlarına eşit uzaklıkta bulunmasına12,13
dikkat edildi. Balanitis ve balanopostitis olgularında
bölgesel kıllar, tıraş makinesi ile kırpılarak, aynı seviyede
olacak şekilde kısaltıldı. Elde edilen termogramlarda
parlak kırmızı, turuncu, sarı renkli alanlar sıcak nokta;
mavi, mor ve gri renkli alanlar ise soğuk nokta olarak
değerlendirildi14.
Medikal sağaltım: Balanitis ve balanopostitis
olgularının 9’unda sistemik antibiyotik ve preputial
boşluğa lokal antiseptik uygulaması yapıldı.
Anestezi Protokolü: Cerrahi uygulamalarda,
epidural anestezi (1 ml/100 kg, Lidocaine HCl) ve/veya xylazine-ketamine (0.04 mg/kg IV-1-2 mg/kg IV) genel
anestezisi kullanıldı.
Cerrahi Prosedürler: Yangı semptomları ve
preputial orifisyumun daralması izlenen 3 postitisli
olguda, preputial orifisyumun caudo-ventralinden 1-2 cm
genişliğinde, 2-4 cm uzunluğunda V şeklinde bir parça
tam kalınlıklı olarak rezeke edildi. Preputiumun lamina
externası, preputial deriye 2 numara ipek iplikle basit ayrı
dikişlerle dikildi.
Preputial orifisyumun şiddetli stenotik veya kapalı
olduğu ya da stenozla birlikte açık, ülseratif yarların
oluştuğu 13 fimozisli olguda, stenoz veya kapanmaya
neden olan kitlesel yapının sınırları ultrasonografi ile
belirlendi. Hayvan genel anestezi altında lateral
pozisyonda yatırıldı. Cerrahi alan aseptik olarak
hazırlandı. Belirlenen sınırlara uygun olarak deri
ensizyonu yapıldı. Preputial deri ile preputiumun lamina
externası arasında kalan kitlesel lezyon, bir bütün olarak
çevre dokulardan diseke edilip çıkarıldı. Küt ve keskin
diseksiyonla preputumun lamina eksternasından
oluşturulan flep, orta hat düzeyinde craniale kaydırılarak
2 numara ipek iplikle basit ayrı dikişler uygulanarak
deriye dikildi. Bu yöntemle preputial kılıfın
rekonstrüksiyonu sağlanmış oldu (Şekil 1).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 1: A. Ülserasyon ve maddi kayıplı yara oluşmuş
kronik postitis olgusunun klinik görünümü, B.
Preputiumdaki kitlesel oluşumun amputasyonu
sonrasında preputiumun lamina externasından
oluşturulan flep. C. Flebin deriye dikilmesi. D. Ampute
edilen preputium. Preputiumun iç bölgesini göstermek
amacı ile longitudinal kesi yapılmış görüntü. |
Preputial deliğin tamamen kapanmış olduğu, geniş bir
bölgede ödem ve flegmon saptanan 5 olguda preputial
boşluğun drenajı, antiseptik irrigasyonu, lokal antibiyotik
uygulaması, nekrotik dokuların küretajı, parenteral
antibiyotik uygulaması ve sıcak hidroterapiden oluşan
medikal sağaltım uygulandı. Medikal sağaltım süresi, 7-
12 gün arasında değişti. Bu olgularda yapılan medikal
sağaltımın yanısıra perineal üretrostomi yapıldı.
Perineal üretrostomi yapılan olgularda üretral açıklık,
flexura sigmoideanın 15-20 cm proksimalinde oluşturuldu. Perineal bölgenin tıraş ve
dezenfeksiyonundan sonra orta hatta paralel yapılan deri
ensizyonu sonrasında küt ve keskin diseksiyonla penise
ulaşıldı. Dışarı alınan penis segmentin distaline, subcutis
ile tunica albuginea arasına konulan dikey mattress
dikişler ile penis bölgeye tespit edildi. Üretra, vertikal
olarak ensize edildi. Üretral mukoza ve deri, 1-0 numara
polydioxanone (PDS) iplik ile basit ayrı dikişler
uygulanarak, birbirine dikildi.
Preputiumun lamina internasının altındaki kitlesel
oluşuma bağlı şekillenen fimozis olgularında (n=4), klinik
muayene ve ultrasonografi ile penis ve preputiumun
lamina internası arasındaki kitle oluşumu belirlendikten
sonra, hayvan genel anestezi altında lateral pozisyonda
yatırılıp, penis dışarıya alındı. Cerrahi bölge aseptik
olarak hazırlandı. Bir yardımcıya penisin serbest ucu
gazlı bezle tutturuldu. Bu olgularda posthioplasty
uygulandı15. Lezyonlu bölgenin proksimal ve distaline
dairesel iki ensizyon yapıldı. Ekstirpe edilmeyecek
preputial katmanın distal ve proksimaline dorsalden
serviyet pensi yerleştirildi. İki dairesel ensizyon,
longitudinal ensizyon ile birleştirildi. Arada kalan lezyonlu
alan, ekstirpe edilerek çıkarıldı. Bu sırada oluşan
hemoraji, ligatüre edilerek veya elektrokoterle
durduruldu. Preputial anastomozis, 2-0 numaralı PDS
kullanılarak, basit ayrı dikişlerle gerçekleştirildi.
Parafimozis olgularında (n=11) penis ve preputiumun
amputasyonu gerçekleştirildi. Parafimozisli olgular genel
anestezi altında ve lateral pozisyonda yatırıldıktan sonra
penis, preputium ve preputial deri aseptik olarak
hazırlandı. Perineal üretrostomi için, perineal bölge de
aseptik olarak hazırlandı. Üretra, kateterize edildi.
Preputiumun lamina eksternası ile preputial derinin
birleştiği yerde termogramda sıcak noktanın başladığı
alanın 1-2 cm caudaline, canlılığını koruyan dokunun
aleyhine olacak şekilde, oblik ensizyon yapıldıktan sonra,
altta bulunan dokular diseke edilerek penise ulaşıldı.
Dorsal penil arter ve ven ligatüre edildikten sonra penis
transversal olarak kesildi. Kanamalar kontrol edildi ve
penisin kalan kısmı bu düzeyde çevre dokulara dikey
mattress dikişleri ile sabitlendi. Bu olgularda perineal
üretrostomi yapılarak, ortalama 7 cm’lik üretral açıklık
oluşturuldu.
Penil tümöral olguların 4’ünün sağaltımında,
elektrokoterle üremeler uzaklaştırıldı. Bir diğer olguda
tümörün penis dokusuna yoğun invazyon göstermesi,
büyük hacimli ve üretral obstuksiyona neden olmasından
dolayı penis amputasyonu ve perineal üretrostomi
yapıldı. Ekstirpe edilen tümöral dokular, histopatolojik
değerlendirme için % 10’luk formalin içerisinde saklandı.
Glans penisin ucunun caudo-ventrale rotasyonu ile
oluşan adezyona bağlı orifisyum üretra externada
parsiyel tıkanma izlenen 3 olguda, penisin ucundaki
adezyonlar ayrılarak serbestleştirildi. Orifisyum üretra
externa kateterize edildikten sonra, caudale doğru 2-3
cm longitudinal ensizyon yapıldı. Üretral mukoza, 3/0
numara PDS dikiş materyali ile penis dokusuna dikilerek,
orifisiyum üretra eksterna genişletildi.