Kadmiyum, çok sayıda doku için toksiktir. Akut kadmiyum zehirlenmesinde pulmoner ödem, hemoraji, fulminant hepatitis, testiküler hasar gözlenirken, uzun süreli kadmiyum maruziyetinde nefrotoksisite, osteotoksisite ve immünotoksisiteden bahsedilmektedir
10.
Testisler kadmiyumun önemli hedef organlarındandır. Kadmiyum uygulaması sonucunda akut stres durumunda açığa çıkan cytoplasmic Myc protein (C-myc) ve early growth response 1(Egr-1) ekspresyonunda artış olurken DNA-tamir genlerinin ve başta Caspase 3 (Casp3) olmak üzere proapoptotik genlerin ekspresyonunda azalma olduğu gözlenmiştir. Bu durumda kadmiyumun karsinogenezisi indüklediği düşünülebilir11.
Testis kadmiyuma karşı oldukça duyarlıdır. Kadmiyum kan-testis bariyerini bozmakta germ hücrelerinde kayıba, ödem, hemoraji ve nekrozise sebep olup sonuçta infertiliteyle sonuçlanan sağlık problemlerine yol açmaktadır1.
Akut ve kronik kadmiyum uygulaması erkek sıçanlarda kan testesteron düzeyini düşürmektedir. İntratestiküler kadmiyum enjeksiyonun; spermotogenezisi geçici olarak duraklattığı, spermatozoa konsantrasyonunu düşürdüğü ve anormal yapılı sperm sayısını artırdığı rapor edilmektedir. Yine balık testislerinde germinal zon üzerinde toksik etkiler doğurduğu, kemiricilerde Sertoli hücreleri arasındaki sıkı bağlantıları bozarak kan-testis bariyerini hasara uğrattığı ve spermatogenik hücrelerde yapısal bozukluklara neden olduğu gözlenmiştir12.
Kusakabe T ve arkadaşları yaptıkları çalışmada intraperitoneal kadmiyum enjeksiyonundan 24 saat sonra seminifer tübüllerin bazal membranlarından ayrıldığını, atrofiye uğradığını ve spermatogenik hücrelerin önemli derecede azaldığını ve ayrıca interstisyel dokunun bozulduğunu tespit etmişlerdir. Yine bu araştırmacılar kadmiyum enjeksiyonundan 6 saat sonra seminifer tübüllerin bütün bölümlerinde güçlü MT ekspresyonunun olduğunu gözlemlemişler. Kadmiyum enjeksiyonundan 12 saat sonra MT ekspresyonu seminifer tübüllerin bütün bölümlerinde zayıf olarak ayırt edilirken 24 saat sonra ise ciddi testiküler hasardan dolayı tübüllerin periferinde MT ekspresyonu belirlenememiştir8.
Yapılan bu çalışmada kadmiyum enjeksiyonunun özellikle 3. gününden sonra artan şiddette interstisyel bölgede kollagen artışı, seminifer tübüllerin bazal membranlarından ayrılması, spermatogenik hücrelerin organellerinde hasar ve hücrelerarası sınırlarının belirgin olmayışı ayırt edildi. Yine apoptotik görünümlü çok sayıda hücre ve hücrelerde lipid birikimi gözlendi. Benzer bulgulara kadmiyumla birlikte koruyucu amaçla MT uyguladığımız deneklerimizde de rastladık.
Sonuç olarak kadmiyumun, testis dokusunda oldukça ciddi yapısal bozukluklar meydana getirdiği, uzun süre kadmiyum maruziyetinin infertilite gibi ciddi hasarlar oluşturabileceği söylenebilir. Normal şartlarda organizmada sentezlenen ve ağır metalleri bağlayıp detoksifiye edilmesinde görev yapan MT'nin ekzojen olarak uygulanmasının ise koruyucu bir etki oluşturmadığı sonucuna varıldı. Bu sonuç bize kullanılan MT dozunun tedavi için yetersiz olduğunu veya invivo olarak organizmanın sentezlediği MT'nin sentetik olarak uygulanan MT'den daha güçlü bir terapötik etkiye sahip olduğunu düşündürdü.