[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2015, Cilt 29, Sayı 1, Sayfa(lar) 049-053
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Holştayn Bir İnekte Lumpy Skin Disease (Nodüler Ekzantem) Olgusu
Ahmet UYAR, Zabit YENER, Serkan YILDIRIM, Ömer Faruk KELEŞ
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Van, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Lumpy skin disease, nodüler ekzantem, real time PCR, histopatoloji, inek
Özet
Lumpy Skin Disease (LSD) sığırlarda Capripox virus cinsi bir virüs tarafından meydana getirilen, yüksek ateş ve deride multifokal nodüllerin oluşmasıyla karakterize olan akut bulaşıcı viral bir hastalıktır. Hastalık, Ortadoğu ve Afrika'da endemik olarak görülmekte ve önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu olgu sunumunda Şırnak İli Merkez mahallesinde Holştayn ırkı bir inekte karşılaşılan LSD enfeksiyonunun bildirilmesi amaçlandı. Hayvan sahibi tarafından 09 Mayıs 2014 tarihinde ineğin vücudunun her tarafında şişliklerin görüldüğüne dair İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne başvuruldu. Anamnezde anoreksi, süt verimi ve canlı ağırlık artışında azalma, klinik incelemede deride birkaç cm büyüklüğünde multifokal nodüller, subkapsular ve prefemoral lenf yumrularında büyüme saptandı. Bu bulgular doğrultusunda hastalığın LSD olabileceği düşünülerek alınan defibrine kan örneği Adana Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlüğü'ne, deriden alınan nodüller ise Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'na gönderildi. Enstitünün Moleküler Biyoloji Laboratuvarında Real Time PCR ile yapılan analiz sonucunda LSD pozitif olduğu tespit edildi. Histopatoljikal olarak epidermis ve kıl follikülü epitel hücrelerinde balonumsu dejeneasyon, akantozis, dermiste ödem, vaskülitis ve trombozlar, yangısal hücre infiltrasyonları ile karakterize dermatitis belirlendi. Koyun çiçeği hücrelerine benzer histiyositlerin ve makrofajların bir kısmında eozinofilik intrastoplazmik inkluzyonlar görüldü. Sonuç olarak, Holştayn ırkı bir inekte deride görülen fokal dissemine nodüler lezyonlar ile karakterize LSD enfeksiyonu patolojik bulgularıyla ülkemizde ilk kez tanımlanmıştır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Lumpy Skin Disease (LSD), sığırların akut, subakut ve subklinik seyirli bulaşıcı viral bir hastalığıdır1-3. Hastalık pseudo-urticaria, neethling, sığırların noduler ekzantemi ve knopvelsiekte adlarıyla da bilinmektedir4. Koyun ve keçi çiçek virüsü ile yakın antijenik yapıya sahip olan1,5 LSD virüsü, Poxviridae familyası içinde Capri poxvirus cinsinde sınıflandırılmaktadır2,3,5. Hastalık ilk kez 1929 yılında Kuzey Rhodesia (Zambia)'da görülerek tanımlanmış ve o tarihten sonra başlangıçta Afrika kıtasına, sonraları Asya ve Avrupa kıtasına da hızla yayıldığı bildirilmektedir1,4,5.

    LSD, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (World Organization for Animal Health-Office International des Epizooties-OIE) ve AB normları (82/894/EEC, 89/162/EEC) gereği ülkemizde de ihbarı mecburi hastalıklar listesine alınmıştır. Hastalık, ülkemizde ilk defa 2013 yılında Kahramanmaraş, Batman, Hakkâri, Malatya, Adıyaman, Osmaniye ve Hatay illerinde tespit edilmiş olup halk arasında "Afrika Hastalığı" ismi ile bilinmektedir6.

    Hastalığın morbiditesi genellikle %1-20 arasında olmasına7 rağmen bazen %80-90'lara ulaştığı da belirtilmektedir8. Bu durum hayvanın bağışıklık sistemi, vektörlük yapan artropodların sayısı, alınan virüsün dozu ve alınma şekli gibi faktörlere göre değişiklik gösterebilmektedir3,9. Hastalığın mortalite oranı %10'dan az bildirilmesine7 rağmen bazı vakalarda sekonder enfeksiyonlara bağlı olarak %40'a ulaşabilmektedir1,3,4. Ayrıca %1-7 oranında da abortların meydana geldiği bildirilmektedir7.

    Hastalığın bulaşmasında kan emici Aedes ve Culex cinsine ait bazı sinekler7,9 ile son yıllarda yapılan moleküler çalışmalarla Ixodidea ailesine ait bazı kenelerin rol oynadığı kaydedilmektedir3,10. Ayrıca ağız ve burundan gelen akıntılar, süt, semen ve doğrudan temas yoluyla da bulaşma olabilmektedir8,9. Hastalığın inkübasyon periyodunun doğal salgınlarda 1-4 hafta olduğu3, deneysel çalışmalarda makroskobik lezyonların daha erken geliştiği bildirilmektedir9. Hastalığa karşı özellikle ince derili Jersey, Guernsey ve Ayrshire gibi Bos taurus ırkı sığırlar, kalın derili Bos indicus sığırlara göre daha duyarlı9,10 ve ergin sığırlarında buzağılara göre daha dayanıklı olduğu kaydedilmektedir9.

    Klinik olarak, hasta hayvanlarda yem tüketimi ve süt veriminde azalma, başlangıçta 40-42°C ye ulaşan yüksek ateş, salya akıntısı, önce seröz sonraları mukoprulent göz ve burun akıntısı, ateşin başlangıcından sonra derinin tüm katmanlarına nüfuz edebilen büyüklüğü 1 cm'den 7 cm'ye kadar değişebilen ve bütün vücudu kaplayan multiple nodül oluşumlarının görüldüğü kaydedilmektedir3. Nodüller özellikle baş, boyun, meme, genital bölge, perineum ve ayaklarda şekillenmektedir. Nodüllerin içleri başlangıçta sıvı ihtiva etmesine rağmen daha sonraki dönemlerde epidermis, dermis, derialtı doku ve bazen kas tabakasına nüfuz eden ve Sit-fasts olarak adlandırılan daha koyu renkli karakteristik bir nekroz odağına dönüşmektedir. Şiddetli vakalarda göz, ağız ve burun boşluklarının müköz membranlarında ülserasyon ve sekonder bakteriyel enfeksiyonlar oluşabilmektedir9. Tendonlarda yangı, nekroz veya bacaklarda şekillenen ciddi ödem sonucu topallık gelişebilmektedir7,9,11. Nekropside, özellikle abomazum başta olmak üzere sindirim kanalı, sidik kesesi, karaciğer, akciğer, dalak, böbrek, uterus ve testislerde nodüler ülseratif lezyonlar, mediastinal lenf yumrularında büyüme ve plöritis görülmektedir. Geçici veya kalıcı kısırlık hem dişi hem erkek hayvanlarda gelişebilmektedir9.

    Histolojik olarak dermiste vaskülitis, trombozis, infarksiyon, makrofaj, lenfosit ve eozinofilleri içeren hücre infiltrasyonları7,11, epidermiste nekroz ve skuamoz epitel hücrelerinde balonumsu dejenerasyon ve akut olgularda intrasitoplazmik inklüzyon cisimcikleri7 saptanan karakteristik bulgulardır.

    Hastalığın ülkemizde 2013 yılından itibaren görülmesine rağmen, bu konuda herhangi bir çalışmanın olmaması nedeniyle, Şırnak İli Merkez mahallesinde Holştayn ırkı bir inekte karşılaşılan LSD olgusunun sunulması amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Çalışma materyalini Şırnak İli Merkez mahallesinde bulunan aile işletmesindeki bir adet Holştayn ırkı inek oluşturdu. İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne 09 Mayıs 2014 tarihinde ineğin vücudunda şişlikler şekillendiği şikayetiyle hayvan sahibi tarafından başvuruldu. Anamnez bilgilerinde, hayvanın 4 yaşında ve 8 aylık gebe olduğu, birkaç gündür iştahının olmadığı, süt verimi, yem tüketimi ve canlı ağırlığında azalma olduğu bilgisi alındı.

    Yapılan klinik incelemede aşırı salivasyon ve lakrimasyon ile 40.5°C'lik ateş, deride 1 cm'den 6 cm'ye kadar değişen multifokal nodüller tespit edildi. Nodüller baş, boyun, genital bölge, perineum ve bacaklarda yaygın olmakla birlikte tüm vücuda dağılım göstermekteydi. Nodüller özellikle meme, vulva, kuyruğun alt kısmı ve kulak gibi derinin kılsız bölgelerinde multiple nodüller şeklindeydi (Şekil 1A ve B). Benzer nodüllere ineğin burun mukozasında da rastlandı ve bu nodüllerin bir kısmı ülserleşmişti. Subkapsular ve prefemoral lenf yumruları oldukça büyümüştü. Bu bulgular doğrultusunda hastalığın LSD olabileceği düşünülerek alınan defibrine kan örneği Adana Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlüğü'ne, deriden alınan nodüller ise %10'luk formol içinde Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'na gönderildi. Laboratuvarda rutin takip prosedürü uygulanarak hazırlanan parafin bloklarından mikrotomla 4 μm'lik kesitler alınarak hematoksilen-eozin boyama tekniği ile boyandı. Enstitünün Moleküler Biyoloji Laboratuvarında Real Time PCR ile yapılan analiz sonucunda LSD pozitif olduğu bildirildi. Histopatolojik olarak epidermis ve kıl folliküllerinin epitel hücrelerinde dejeneasyon ve hiperplazi, akantozis (Şekil 2A), dermiste vaskülitis ve trombozlar (Şekil 2B-C), ödem, multifokal nekrozlar, makrofaj ve lenfoplazmasitik hücre infiltrasyonu ile karakterize dermatitis tespit edildi. Dermis ve subkutisteki yangısal hücre infiltrasyonları içinde koyun çiçeği hücrelerine benzer şekilde histiyosit benzeri makrofajların bulunduğu, ayrıca epidermis ve kıl folliküllerinin epitel hücrelerinin bir kısmında çekirdeklerin vakuoler nükleuslu ve marjinal hiperkromatinli olduğu gözlendi. Makrofajlarda eozinofilik intrastoplazmik inkluzyon cisimciklerine rastlandı (Şekil 2D). Kas demetleri arasında ve damarlar çevresinde yoğun makrofaj ve lenfoplazmasiter hücre infiltrasyonu, multifokal nekrozlar ile karakterize miyozitis görüldü (Şekil 2B).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: (A) Deride fokal dissemine nodüller, (B) Meme, vulva ve gluteal bölgede nodüller.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: (A) Epidermiste akantozis, dermiste içinde koyun çiçeği hücrelerine benzer makrofajların da bulunduğu yangısal hücrelerin infiltrasyonu. H. E. (B) Kas demetleri arasında yoğun makrofaj ve lenfoplazmasiter hücre infiltrasyonu ile karakterize myozitis. H. E. (C) Arteriollerde vaskülitis ve tromboz. H. E. (D) Makrofajlarda asidofilik intrastoplazmik inkluzyonlar (oklar). H. E.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    LSD, enfekte hayvanlarda süt verimi ve canlı ağırlık kazancında azalma, abort, damızlık hayvanlarda infertilite2,7,9-11, mortalite oranının %40'lara kadar ulaşması ve deri değerinde düşüş nedeniyle ekonomik önemi büyük olan bir hastalıktır1,3,8. Ayrıca hastalık nedeniyle canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin ticaretine getirilen kısıtlamalar, aşılama kampanyaları ve hayvan hareketlerinin geçici olarak sınırlandırılması gibi pahalı kontrol ve eradikasyon önlemleri de önemli finansal kayıplara neden olmaktadır. Yüksek sıcaklıklar, yoğun yağışlı sezonlar ve sulak alanların varlığı kan ile beslenen artropodların popülasyonunda artışa sebep olarak, LSD gibi vektör aracılı hastalıkların yayılmasına neden olmaktadır3. Orta Doğu bölgesinde LSD gibi enfeksiyöz hayvan hastalıklarının yayılması; kontrolsüz hayvan hareketleri12, sürü otlatma ve göçebelik sonucu meydana gelmektedir3,10. Bölgede ülkeler arası iletişimin yetersiz olması sonucu olarak yetersiz kontrol ve eradikasyon çalışmaları, OIE gibi uluslararası organizasyonlara hastalığın rapor edilmemesi sonucu komşu ülkelere yayılım riski artmaktadır3. LSD, ülkemizde ilk defa 2013 yılında Kahramanmaraş, Batman, Hakkâri, Malatya, Adıyaman, Osmaniye ve Hatay illerinde tespit edilmiş6, ancak hastalığın neden olduğu ekonomik kayıplar ile hastalığın klinik-patolojik bulgularına ilişkin herhangi bir kayda rastlanamamıştır.

    LSD klinik olarak, pseudo-lumpy skin disease, bovine herpes mamillitis, dermatofilus, sinek ve kene ısırmaları, besnoitiozis, Hypoderma bovis enfestasyonu, fotosensitizasyon, bovine papüler stomatitis, urticaria, allerji, myiazis, bovine ephemeral fever ve deri tüberkülozu gibi hastalıklarla karışabilmektedir. Bu hastalıklardan ayırımında; histopatoloji ve immunhistokimyasal bulgular ile etken izolasyonu ve identifikasyonu, serolojik teknikler ve mikroorganizmaya ait genetik materyal (DNA ya da RNA) veya proteinlerin saptanmasını sağlayan PCR gibi yöntemler yaygın olarak kullanılmaktadır5,10,12-14. Sunulan bu olguda da hastalığın kesin tanısı; histopatolojik bulgular ve PCR tekniği ile gerçekleştirilmiştir.

    LSD virusu ile enfekte hayvanlarda anoreksi, süt verimi, yem tüketimi ve canlı ağırlık kazancında azalma, deride 1 cm'den 7 cm'ye kadar değişen büyüklükte multiple nodüllerin şekillendiği, bu nodüllerin perineum, vulva, meme gibi derinin kılsız olduğu yerlerde daha fazla oluştuğu bildirilmektedir9,15. Hastalıkta ayrıca 40-42 °C'lik yüksek ateş, aşırı salivasyon ve lakrimasyon ile burundan mukoid veya mukoprulent bir akıntının şekillendiği7,10,16, bazı vakalarda körlük oluştuğu7,10, süperfasiyal lenf düğümlerinde büyüme7,10,16 ile derideki nodüllerin bir kısmında grimsi-pembe renkli kabukla örtülü (sit-fasts) değişimlerin meydana geldiği kaydedilmektedir11. Ayrıca dudak ve vücudun ventral bölgelerinde ödem16, tendonlarda şekillenen yangı veya nekroz sonucu topallık, sekonder enfeksiyonlar sonucu mastitis ve pnömoni gelişebildiği, zaman zaman ölümlerin görülebildiği bildirilmektedir11. Sunulan olguda saptanan klinik ve patolojik bulguların yukarıdaki araştırmacıların bulgularıyla büyük ölçüde benzer olduğu dikkati çekmiştir.

    LSD tanısı konulan hayvanların nekropsisinde; ağız ve burun boşluğu, farinks, epiglottis, trekea, gastrointestinal kanal, meme, sidik kesesi, akciğer, böbrek, uterus ve testis gibi organlarda nodüler lezyonlar, ağır vakalarda mediastinal lenf yumrularında büyüme ve plöritis, bazı hayvanlarda fibrinli sinovitis ile tendo sinovitis saptandığı bildirilmektedir3,9-11,14,16. Ancak sunulan bu olguda nekropsi yapılamadığı için LSD'nin yukarıda bildirilen lezyonları hakkında bilgi edinilememiştir.

    Yapılan çalışmalarda, mikroskobik olarak stratum spinozum hücrelerinde balonumsu dejenerasyon, akantozis1,2, kıl foliküllerinde hiperplazi ve dejenerasyon; keratinosit, makrofaj7,11, endotel hücreleri ve perisitlerde7 eozinofilik intrastoplazmik inklüzyon cisimciklerinin görüldüğü belirtilmektedir1,2,4,10,14,17. Deri ve derialtı dokusu ile kas tabakasına kadar yayılmış nötrofil, lenfoplazmasitik ve makrofajlardan oluşan yangısal hücre infiltrasyonu, nekrotik vaskülitis1,2,4,14, tromboz, ödem ve furunkuloz gibi lezyonların oluştuğu bildirilmektedir12,17. Ayrıca Borrel'in tarif ettiği koyun çiçeği hücrelerine benzer hücre (celles claveleuses) infiltrasyonlarının da tespit edildiği kaydedilmektedir8. Sunulan çalışmada saptanan mikroskobik bulguların LSD'nin yukarıda bildirilen karakteristik histopatolojik bulgularıyla benzer olduğu gözlenmiştir.

    Sonuç olarak, bu olgu sunumuyla Holştayn ırkı bir inekte deride görülen fokal dissemine nodüler lezyonlar ile karakterize LSD enfeksiyonu patolojik bulgularıyla ülkemizde ilk kez tanımlanmıştır. Ayrıca ülkemizde son dönemde büyük ölçekli besi ve süt inekçiliğinin hızla artması nedeniyle konunun önemine dikkat çekilmiştir. Bu itibarla ülkemizde son yıllarda görülmeye başlayan LSD'nin insidans ve prevalansının araştırılarak koruma ve kontrol tedbirlerinin bilimsel bilgiler doğrultusunda belirlenmesini önermekteyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Ahmed AM, Dessouki AA. Abattoir-based survey and histopathological findings of lumpy skin disease in cattle at Ismailia abattoir. Int J Biosci Biochem Bioinforma 2013; 3: 372-375.

    2) El-Neweshy MS, El-Shemey TM, Youssef SA. Pathologic and immunohistochemical findings of natural lumpy skin disease in Egyptian Cattle. Pak Vet J 2013; 33: 60-64.

    3) Tuppurainen ESM, Oura CAL. Review: Lumpy Skin Disease: An Emerging Threatto Europe, the Middle East and Asia. Transbound Emerg Dis 2012; 59: 40-48.

    4) Salib FA, Osman AH. Incidence of lumpy skin disease among Egyptian cattle in Giza Governorate. Egypt Veterinary World 2011; 4: 162-167.

    5) Babiuk S, Bowden TR, Parkyn G, et al. Quantification of lumpy skin disease virus following experimental infection in cattle. Transbound Emerg Dis 2008; 55: 299-307.

    6) Anonim. “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Genelgesi (Genelge 2014/01)”. http://www.tarim.gov.tr/Sayfalar/Detay.aspx?Ogeld=1194&List e=Mevzuat/14.07.2014.

    7) Vorster JH, Mapham PH. Lumpy skin disease. Jaargang 2008; 10: 16-21.

    8) Davies FG. Lumpy skin disease of cattle: A growing problem in Africa and the Near East. World Anim Rev 1991; 68: 37-42.

    9) Anonim. “Lumpy skin disease, neethling, knopvelsiekte”. http://www.cfsph.iastate.edu/Factsheets/pdfs/lumpy_skin_dise ase.pdf/15.07.2014.

    10) Body M, Singh KP, Hussain MH, et al. Clinicohistopathological findings and PCR based diagnosis of lumpy skin disease in the Sultanate of Oman. Pak Vet J 2012; 32: 206-210.

    11) Coetzer JAW. Lumpy skin disease. In: Coetzer JAW, Tustin RC. (Editors). Infectious Diseases of Livestock. Cape Town: Oxford University Press, 2004;1268-1276

    12) Tageldin MH, Wallace DB, Gerdes GH, et al. Lumpy skin disease of cattle: An emerging problem in the Sultanate of Oman. Trop Anim Health Prod 2014; 46: 241-246.

    13) Türkyılmaz S, Esendal ÖM. Polimeraz zincir reaksiyonu ve mikrobiyolojide kullanım alanları. Kafkas Üniv Vet Fak Derg 2002; 8: 71-76.

    14) Brenner J, Haimovitz M, Oron E, et al. Lumpy skin disease (LSD) in a large dairy herd in Isreal. Israel J Vet Med 2006; 61: 73-77.

    15) Gulbahar MY, Davis WC, Yuksel H, Cabalar M. Immunohistochemical evaluation of inflammatory infiltrate in the skin and lung of lambs naturally infected with sheep poxvirus. Vet Pathol 2006; 43: 67-75.

    16) Ali A, Esmat M, Attia A, Abdel-Hamid Y. Clinical and pathological studies on lumpy skin disease in Egypt. Vet Rec 1990; 127: 549-550.

    17) Prozesky L, Barnard BJ. A study of the pathology of lumpy skin disease in cattle. Onderstepoort J Vet Res 1982;49: 167-175.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]