Kondrosarkom kıkırdak dokusunun kötü huylu tümörüdür. Kondrosarkomlar genellikle kostalar ve sternum'dan köken almaktadırlar. Klinik açıdan alınan anamnez ve yapılan sistematik muayeneler sonucu elde edilen bulgular tümörler için tipik değildir. Kesin tanı ancak histopatolojik inceleme ile konulabilir. Sağaltımda esas olan ekstirpasyonla zaman geçirmeden metastazların oluşmasını engellemek amacıyla tümörün organizmadan uzaklaştırılmasıdır
1-3.
Kemik tümörleri içerisinde kondrosarkomların görülme sıklığı %10 kadardır4,5. Brodey ve ark.4 yaptıkları bir çalışmada tümörün kostalar %29, burun boşluğu %26 ve pelvis'ten %14 oranlarında köken aldığını rapor etmişlerdir. Ayrıca en çok etkilenen yassı kemikler olmasına rağmen kondrosarkom; kalp, akciğer, kıkırdak, karaciğer, dalak, meme bezi, dil, böbrek, karın duvarı, omentum, trakea, deri altı bağ doku, larinks, perikard, aort ve penil uretra gibi iskelet sistemi dışındaki dokulardan da köken alabilmektedir6-10.
Daha çok yaşlı hayvanlarda görülen bu tümör makroskobik olarak, düzensiz bir yüzeye sahiptir. Kondrosarkomlar özellikle köpek ve koyunlarda daha yaygındır, kedi ve atlarda ise daha ender olarak görülür. Köpeklerde özellikle bokserlerde ve Alman çoban köpeklerinde çok daha yaygındır. Makroskobik olarak, kondrosarkomlar sert, lobüler yapıda tümörlerdir ve kesit yüzünde mavi-beyaz renkteki kıkırdak alanlarına yaygın şekilde rastlanır. Yer yer tebeşirimsi görünüşte kireçleşme veya kemikleşme alanları içerir. Ekspansif olarak büyürler, dış yüzleri düz ve kapsüllüdür. Oldukça kötü huylu tümörler kıkırdağa benzer, ancak kolaylıkla parçalanabilen dejenerasyon ve kanama alanları içerir; bu tümörler çevre yumuşak dokulara infiltre olur ve ara sıra metastaz yapar. Mikroskobik olarak, kondrom ve kondrosarkom arasında ayrım kolaylıkla yapılamaz. Tümörde yüksek hücresellik, pleomorfizm ve çift veya iri çekirdekli büyük hücrelerin varlığı ve mitozlar kötü huyluluğu gösteren bulgulardır11-13.
Kemoterapi uygulamasının, hastaların yaşamlarının devamı açısından bir etkisi gösterilememiş olmasının yanı sıra cerrahi ekstirpasyon sonrasında da kemoterapi uygulanması tavsiye edilmemektedir14-17.
Bu çalışmada, Fırat Üniversitesi Hayvan Hastanesi Cerrahi Anabilim Dalı kayıtlarında daha önce kondrosarkom ile ilgili herhangi bir kayda rastlanmamış olması nedeniyle bu olgunun klinik ve histopatolojik açıdan değerlendirilmesi ve raporlanması amaçlanmıştır.