Kanatlılarda dudak ve dişlerin olmaması nedeniyle dil, besinlerin ağıza alınması ve yutulmasında önemli rol oynamaktadır. Alınan besin maddeleri ağız boşluğunda herhangi bir parçalanmaya uğramadan yutulmaktadır. Dilde yutmayı kolaylaştırmak için bol miktarda tükürük salgısı olmakta ve mekanik etkili papilla conica’ların da yardımıyla besinler alınmaktadır. Besinlerin asıl mekanik olarak parçalanması kassel midede gerçekleşmektedir. Kuşların dil şekilleri arasında çeşitli farklılıklar olduğu gibi benzerlikler de görülmektedir. Sunulan çalışmada, atmacada dilin, ince uzun dikdörtgen şeklinde ve uç kısmının oval olduğu belirlenmiştir. Buna benzer dil şekli beyaz kuyruklu kartal
17, kaya kartalı
18, kızıl şahin
21 ve şahin
22 gibi kanatlılarda da bildirilmiştir. Ancak, beyaz kulaklı bülbül
10, Amerikan deve kuşu
13, Leylek
23, çiğdeci
24 ve turaç
25 gibi bazı kuş dillerinin üçgen şeklinde, Amerikan deve kuşu dilinin küçük fusiform at nalı şeklinde
7, Afrika alaca karga dilinin çıkıntılı ok şeklinde
11, zebra ispinozu dili kalın sivri uçlu bir çubuk
12, leş kargasında ok şeklinde
14, karabatak dili mantar şeklinde
15, orman çobanaldatan dili mızrak ucuna benzer
26 ve penguende iğ şeklinde
27 olduğu bildirilmiştir. Kanatlılarda dil şekillerindeki bu farklılıkların besin kaynakları, yaşam şekli ve alt gaganın yapısına bağlı olduğu düşünülmektedir.
Bu çalışmada atmaca dilinin apex, corpus ve radix linguae olmak üzere üç kısım gösterdiği şeklindeki bulgular, delice doğan8, zebra ispinozu12, Amerikan deve kuşu13, evcil kaz16, kızıl şahin21, leylek23 ve orman çobanaldatanı26 dillerinde bildirilen dil kısımları ile benzerlik göstermektedir. Birçok kanatlı türünde dilin üst kısmında apex ve corpus linguae üzerinde dili ikiye bölen bir sulcus linguae yer almaktadır. Mevcut çalışmada atmaca dilinin apex ve corpus linguae kısmında kaya kartalı18, kızıl şahin21, kaya güvercini28 ve bıldırcın29 dillerinde bildirilenlere benzer şekilde bir sulcus linguae tespit edildi. Ancak zebra ispinozu12, leylek23 ve orman çobanaldatanı26 gibi kanatlılarda sulcus linguae’nin varlığı belirtilmemiştir. Erdoğan ve Alan20 ise saksağan dilinin apex linguae’sının bir yarıkla ikiye ayrıldığını ve bir sulcus linguae bulunmadığını, kuzgunda sulcus linguae’nin kısa ve kaba olduğunu belirtmişlerdir. Bu sulcus linguae, Moskof ördeğinde corpus linguae’da30, tarla kazında corpus linguae’nın ön yarımında belirgin ancak arkaya doğru kaybolmaktadır31.
Delice doğan8, beyaz kuyruklu kartal17 ve kızıl şahin21 dillerinin corpus ile radix linguae kısmı arasında yatay bir şekilde yer alan yönü geriye doğru “V” harfi şeklinde büyük papillaların bulunduğu bir alae linguae bildirimi atmaca dilinde de gözlenmiştir. Alae linguae, zebra ispinozu12 dilinde “W” harfi, kaya güvercini28 ve leş kargası32 dilinde “U”harfi şeklindedir. Ayrıca ibibik kuşu dili apex linguae’sının arka kısmında “W” harfi şeklinde büyük papillaların bulunduğu bildirilmiştir33. Beyaz kulaklı bülbül10, Leş kargası14, kaya kartalı18, sıvacı kuşu19, saksağan ve kuzgun20, çiğdeci24, turaç25 ve atmaca dillerinin aksine Amerikan deve kuşu13, leylek23, Japon cüce ağaç kakanı34, koşucu deve kuşu35 ve deve kuşu36 dillerinde bir alae linguae bulunmamaktadır.
Alae linguae’daki büyük papilla linguae caudales sayısı delice doğanda 12-148, saksağan ve kuzgunda 14-1520, kızıl şahinde 1621, çiğdecide her bir dil yarımında 2-324, güney kızkuşunda 6-837 olarak bildirilmiştir. Bu çalışmada aynı filogenetik aileden olan kızıl şahindekine21 benzer şekilde atmacada alae linguae üzerinde 14-16 adet papillae linguae caudales tespit edilmiştir. Ayrıca en lateral’deki papillaların yanlarında 2-3 adet papilla conica gözlenmiştir.
Atmacada glottis’in caudal kenarı ile yemek borusu arasında yönleri caudo-medial’e doğru olan papillae pharyngis caudoventrales’in bulunduğu ve bu bölgenin pigmentli olduğu tespit edilmiştir. Çiğdeci24, kırmızı hint kuşu38 ve beç tavuğunda ise39 glottis’in caudal kenarında tek sıra halinde bu papillaların varlığı bildirilmiştir. Turaçda transversal olarak sıralanan papillaların hemen arkasında yer alan başka bir rudimenter papillaların varlığından bahsedilmiştir25. Güney kızkuşunda bu papillaların medial’de yer alanlarının diğerlerinden daha büyük olduğu ve glottis’in her iki lateral kenarlarında papillanın görülmediği belirtilmiştir37. Kızıl şahinde glottis’in caudal kenarından başlayıp geriye doğru devam eden ve medial’de yerleşen 16-18 adet papillae pharyngis caudoventrales’in bulunduğu, bu medial sıraya ilave olarak uçları yemek borusuna doğru transversal olarak sıralanan ve her iki tarafa doğru dağılan iki sıra papillanın yer aldığı, bunlardan rostral sırada 28-30, caudal sırada 22-25 papilla conica’nın olduğu rapor edilmiştir21. Delice doğanda glottis’in cauldal kenarında yönleri caudal’e doğru rostral ve caudal olmak üzere iki transversal papilla sırasının bulunduğu ve medial’de yer alan papillaların diğerlerinden daha büyük olduğu belirtilmiştir8. Saksağan ve kuzgunda glottis’in etrafında dildeki papilla conica’lara benzer büyük pharyngeal papillaların bulunduğundan bahsedilmiştir20. Kazda sulcus laryngealis’te gelişigüzel yerleşmiş koni şeklinde yaklaşık 25-28 adet papilla varlığı bildirilmiştir40.
Delice doğan8, Afrika alaca kargası11 ve güney kızkuşu37 damağında ağız ve burun boşluğunu birbirine bağlayan choanal yarığın bulunduğu ve bunun önde dar, arkada geniş iki kısım gösterdiği şeklindeki bulgular çalışmamızda da görülmüştür. Deve kuşu5 ve Amerikan deve kuşunda7 ise choanal yarığın damağın caudal kısmında sınırlı kaldığı ve çok kısa “V” harfi şeklinde bir yapı gösterdiği bildirilmiştir.
Delice doğan8 damak mukozasında tekli dağınık ve diziler halinde sıralanmış yönleri geriye doğru damak papilla conica’larının bulunduğu ve diziler halindeki papillaların beş değişik şekil gösterdiği rapor edilmiştir. Afrika alaca kargasında11 damak mukozasında yönleri geriye doğru bir çok papillanın bulunduğu ve bu papillaların choana çevresi ile damağın lateral kenarlarında daha belirgin olduğu bildirilmiştir. Erdoğan ve Perez37 güney kızkuşu damağında papilla conica’ların choanal yarığın caudal kısmında daha yoğun olarak bulunduğunu ve chonal yarığın rostral ve caudal kısımları arasında yönleri geriye doğru olan transversal bir papilla sırasının yer aldığını bildirmişlerdir. Erdoğan ve Alan20 saksağan ve kuzgun damak mukozasında çok sayıda yönleri geriye doğru olan tekli dağınık ve düzenli sıralı papilla conica’ların bulunduğunu belirtmişlerdir. Bu çalışmada choanal yarığın rostral kısmının her iki yanındaki ve ön kısmındaki damak mukozası üzerinde tekli dağınık papilla conica’ların yanısıra güney kızkuşundaki37 gibi choanal yarığın rostral ve caudal kısımları arasındaki damak mukozası üzerinde ve her iki tarafta transversal papilla conica’lar da tespit edilmiştir. Afrika alaca kargası11 ve güney kızkuşundakinin37 aksine çalışmamızda choanal yarığın caudal kısmının kenarlarında ve caudal damak mukozasında papilla görülmemiştir.
Yapılan bu çalışma ile atmacada ağız-yutak boşluğu ve dilin makro-anatomik yapısı ortaya konularak diğer kanatlı türleriyle olan benzerlik ve farklılıklar araştırılmıştır. Bu çalışmadan elde edilen bulguların alanındaki bilgi birikimine katkıda bulunacağı düşünülmektedir.