[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2017, Cilt 31, Sayı 2, Sayfa(lar) 131-136
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Biberiye Esansiyel Yağı ile Dekontaminasyonun Gökkuşağı Alabalıklarının (Oncorhynchus mykiss, W. 1972) Kalite Özellikleri Üzerine Etkisi
Emine ÖZPOLAT1, Abdullah DİKİCİ2, Ahmet KOLUMAN3, Bahri PATIR4, Mehmet ÇALICIOĞLU4
1Fırat Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, Balıkçılık Teknolojisi, Elazığ, TÜRKİYE
2Uşak Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği, Uşak, TÜRKİYE
3Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda Kontrol Laboratuvarı, Adana, TÜRKİYE
4Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Alabalık, biberiye, dekontaminasyon, antimikrobiyal
Özet
Bu çalışmada, farklı dozlardaki biberiye esansiyel yağının (%0.5, %1, %2) sindirim sistemi çıkartılmamış bütün haldeki gökkuşağı alabalıklarının mikrobiyolojik (mezofil aerob bakteri, psikrofil aerob bakteri, laktik asit bakterileri, Pseudomonas spp., Enterobacteriaceae sayımları) ve kimyasal (pH, toplam uçucu bazik azot ve thiobarbiturik asit) özellikleri üzerine etkisi incelenmiştir. Bu amaçla; her grupta 6’şar adet balık dekontaminantlarla 20 ⁰C’de 2 dakika muamele edilmiş ve polietilen plastik tabaklarda streç film ile kaplandıktan sonra 4±1 ⁰C’de muhafazaya alınarak 0., 3., 6., 9., 12. ve 15. günlerde analiz edilmiştir. Mikrobiyolojik örnekler, USDA/FSIS tarafından kanatlı karkasları için onaylanmış metot da değişiklikler yapılarak kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre; gökkuşağı alabalıklarında biberiye esansiyel yağı ile dekontaminasyon yönteminin muhafaza süresini arttırdığı saptanmıştır. Ayrıca kullanılan mikrobiyolojik örnek alma yönteminin kulanım kolaylığı ve sonuçların tutarlılığı yönünden bilimsel çalışmalarda kullanılması tavsiye edilmektedir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Balıklar ve diğer su canlıları insanların protein ihtiyaçlarını karşılama açısından büyük öneme sahiptirler. Hayvansal kaynaklı proteine duyulan dünya ihtiyacının yaklaşık dörtte biri su ürünleri aracılığıyla karşılanmaktadır. Balıklar yaklaşık %11-25 oranında protein içerirler. Su ürünleri proteinini önemli yapan sistin, metionin, treonin, serin, izolösin, valin gibi esansiyel aminoasitleri içermesi ve yüksek biyolojik değere sahip olup çok iyi hazmedilebilme özelliğine sahip olmasıdır 1. Alabalıklar genelde kırmızı etli balıklar olarak bilinmesine karşılık kültür ortamında et rengi yem rasyonuna bağlı olarak değişim göstermektedir. Et verimi yaklaşık %60.73’tür. Gökkuşağı alabalıkları, hızlı büyümeleri ve besin değerlerinin yüksek olması nedeniyle ülkemizde ve dünyada giderek yetiştiriciliği yaygınlaşan bir türdür 2,3.

    Yapısındaki uçucu yağdan kaynaklanan kokusundan dolayı baharat olarak kullanılan biberiye (Rosmarinus officinalis) gıdalarda antioksidan olarak kullanılmaktadır. Antioksidan özelliği, içerdiği karnosol, karnosik asit ve rosmarinik asitten kaynaklanmaktadır. Biberiyenin antioksidan etkisi öncelikle türüne, varyetesine, hasat zamanına, işlem tipine ve gelişme ortamına bağlıdır 4,5.

    Su ürünleri sahip olduğu yapısı itibariyle hızla bozulabilen gıdalardır. Bu sebepten avlandığı andan itibaren hızla işlenmeli ve sağlıklı bir şekilde tüketiciye sunulmalıdır. Bu yüzden çeşitli su ürünleri işleme şekilleri ortaya çıkmış ve bu konuda gelişmelerde devam etmektedir 12. Taze ve işlenmiş alabalıkların raf ömrünü uzatmak amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Farklı paketleme yöntemlerinin denenmesi, çeşitli katkı maddelerinin kullanımı, ışınlama gibi pek çok yöntemin etkisi araştırılmıştır. Son zamanlarda gıdalarda sentetik maddelerin kullanımlarıyla ilgili muhtemel teratojenik ve karsinojenik etkileri konusunda tartışmalar ortaya atılmıştır. Bu nedenle sentetik maddeler yerine doğal esansiyel yağların kullanılması günümüzde yaygınlık kazanmıştır. Esansiyel yağlar, tek başlarına ya da diğer muhafaza teknikleriyle kombine kullanıldıklarında, gıdaların raf ömrünü artıran doğal antimikrobiyellerdir. Esansiyel yağların insan sağlığı açısından, antikanserojen etkiyi de kapsayan çok sayıda olumlu biyolojik etkilere sahip oldukları tespit edilmiştir 7,8.

    Bu çalışmada farklı dozlardaki biberiye esansiyel yağının (%0.5, %1, %2) sindirim sistemi çıkarılmamış gökkuşağı alabalıklarının mikrobiyolojik ve kimyasal özellikleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırmanın materyalini oluşturan gökkuşağı alabalıkları (Oncorhynchus mykiss) Elazığ’da bulunan bir alabalık yetiştiriciliği tesisinden (Keban) temin edilmiştir. Ağırlıkları yaklaşık 250±25 g olacak şekilde seçilen balıklar, buz içeren strafor kutular içerisinde Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Laboratuvarına getirilmiş ve aynı gün içinde işleme alınmıştır. Araştırma 3 tekerrürlü olarak yürütülmüş ve toplam 72 adet balık kullanılmıştır.

    Araştırmada kullanılan biberiye esansiyel yağı (Herbalox® Seasoning, Kalsec® Inc, Kalamazoo, MI, USA, suda ve yağda kolayca çözünebilme özelliğine sahip) Kalsec® Inc.’den temin edilmiştir.

    Deneysel Örneklerin Hazırlanması: Biberiye esansiyel yağının etkisini incelemek amacı ile dört farklı deneysel grup oluşturulmuştur.

    1. Grup: Kontrol (Herhangi bir daldırma işlemi yapılmamış)
    2. Grup: %0.5 Biberiye
    3. Grup: %1 Biberiye
    4. Grup: %2 Biberiye

    Balıklar 2 litrelik küvetlerde 20 ⁰C’de 2 dakika süre ile belirlenen oranlarda hazırlanan biberiye esansiyel yağlı solüsyon ile dekontamine edilip, polietilen plastik tabaklara yerleştirildikten sonra üzeri streç filmle kaplandı ve sonra 4±1 ⁰C’de muhafaza edildi. Her tekrarda bir grup için toplam 6 adet balık numunesi kullanılmıştır. Örnekler, muhafazanın 0, 3., 6., 9., 12. ve 15. günlerinde mikrobiyolojik ve kimyasal yönden analize tabi tutulmuştur.

    Mikrobiyolojik Analiz: Mikrobiyolojik örnek alma metodunda; tavuk karkaslarında karkas başına 400 mL steril peptonlu su ilave edip 2 dakika çalkalama sonrası, bu sıvıdan örnek alma metodu (9) modifiye edilerek kullanıldı. Bu amaçla yaklaşık 200 g ağırlığındaki sindirim sistemi çıkartılmamış balık örneklerine 100 mL steril peptonlu su ilave edilip 2 dakika süre ile elde sert bir şekilde çalkalandı. Çalkalama sıvısından 1/10’luk düzende 1/108’e kadar seyreltilerek Tablo 1’de belirtilen bakteriler için ekimleri yapıldı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Mikrobiyolojik analizler için kullanılan besiyeri, inkübasyon yöntemi ve referanslar 13

    Kimyasal Analiz: Örneklerin pH değerleri, pH metre ile (EDT.GP 353, U.K.) ile saptanmıştır 10. Toplam uçucu bazik azot (TVB-N) miktarları su buharı distilasyonu cihazı kullanılarak Varlık ve ark. 6 bildirdiği yönteme göre belirlendi. Tiyobarbiturik asit sayısı (TBA) ise, spektrofotometrik olarak ölçülmüş ve 1000 g örnekteki malonaldehit miktarı üzerinden hesaplanmıştır 11.

    İstatistiksel Analiz: Log10 kob/mL’ye çevrilen veriler “test grupları x örnekleme günleri” olacak şekilde faktöryel dizayna uygun olarak sabit etkiler ve değişkenler arası interaksiyonlar yönünden varians analizine (iki yönlü ANOVA) tabi tutulmuştur. General Linear Models (GLM) prosedürlerine göre, en düşük kareler ortalamaları Fisher’s Least Significant Difference (LSD) testi kullanılarak ayrıştırılmış ve bunda istatistiksel önem seviyesi %5 olarak kabul edilmiştir. İstatistiksel analizler için Statistical Analysis Sytem (SAS) programı kullanılmıştır 12.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Biberiye esansiyel yağının etkisini belirlemek amacı ile yapılan mikrobiyolojik analiz sonuçları Tablo 2’de verilmiştir. Bu sonuçlar incelendiğinde; ekimi yapılan tüm bakteri gruplarında biberiye esansiyel yağının mikrobiyolojik yükü azalttığı görülmüştür.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Biberiye esansiyel yağı ile dekontaminasyonun, gökkuşağı alabalıklarının mikrobiyolojik kalitesi üzerindeki değişimleri (log10 kob/mL) (n:3, N:2)

    Kimyasal veriler ise Tablo 3’de verilmiştir. Benzer şekilde TVB-N ve TBA seviyelerinde zamana bağlı yükselişin biberiye esansiyel yağı uygulanan gruplarda daha az olduğu tespit edilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Biberiye esansiyel yağı ile dekontaminasyonun, gökkuşağı alabalıklarının kimyasal kalitesi üzerindeki değişimleri (n:3, N:2)

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Bu çalışmada farklı konsantrasyonlardaki biberiye esansiyel yağının (%0.5, %1, %2) organları çıkarılmamış bütün haldeki gökkuşağı alabalıklarında muhafaza süresi üzerine etkisi araştırılmıştır ve bu amaç için farklı bir mikrobiyolojik örnek alma metodu kullanılmıştır.

    Toplam mezofil aerob bakteri sayımı, genel olarak hijyen kontrolü amacıyla yapılmaktadır 13). Yapılan analizler neticesinde, toplam mezofil bakteri sayısı çalışmanın ilk gününden itibaren tüm deneysel gruplarda zamana bağlı olarak istatistiki açıdan önemli derecede artış göstermiştir (P<0.05). Biberiye esansiyel yağının etkisi incelendiğinde ise; etkinin konsantrasyona bağlı olarak değişiklik gösterdiği görülmüştür. Şöyle ki; %1 ve %2 konsantrasyonda uygulanan biberiye esansiyel yağı, muhafazanın başlangıcından sonuna kadar kontrol grubuna kıyasla istatistiki açıdan önemli derecede düşük bulunmuştur (P<0.05). %0.5 seviyesinde uygulanan biberiye esansiyel yağının ise muhafazanın 6. gününden itibaren önemli derecede farklılık gösterdiği görülmüştür. Uçak ve ark. 14, balık burgerler üzerine biberiye esansiyel yağının etkisini incelemek amacıyla yaptıkları çalışmada biberiyenin toplam mezofil aerob bakteriler üzerine etkili olabildiğini belirlemişlerdir.

    Psikrofil mikroorganizmalar 0-10 ⁰C’de üreyebilme özelliğine sahip olduklarından bu koşullarda saklanan taze veya işlenmiş gıdalarda oldukça önemlidirler 13. Çalışmada kullanılan alabalıklarda, çalışmanın ilk gününden itibaren biberiye esansiyel yağı ile işlem gören gruplar ile kontrol grubu arasında istatistiki açıdan önemli farklılıkların olduğu görülmüştür P<0.05). Tablo 2’incelendiğinde, muhafaza süresine bağlı olarak psikrofil bakteri sayısındaki artışın, kullanılan biberiye konsantrasyonundaki artışa bağlı olarak daha az olduğu görülmektedir. Buda; biberiye esansiyel yağı konsantrasyonundaki artışın psikrofil bakteri sayısının azalmasında etkili olduğu anlamına gelmektedir. Benzer durum yapılan bazı çalışmalarda da vurgulanmıştır 15-17.

    Laktik asit bakteri, yoğurt peynir gibi gıdalarda starter kültür olarak kullanılmasına karşın bazı gıdalarda bozulma etmeni olarak ortaya çıkmaktadırlar 13. Çalışmada, kullanılan biberiye esansiyel yağının, 0. günde %2 biberiye esansiyel yağlı grup üzerine, kontrol grubuna kıyasla etkili olduğu (P<0.05), fakat bu etkinin muhafaza süresince zaman zaman (0., 3., 6., 9. günler) önemli olurken, muhafazanın bazı günlerinde (12. ve 15. günler) ise gruplar arasındaki farkın önemsiz olduğu (P>0.05) görülmüştür. Çeşitli çalışmalar 16,18,19 biberiyenin laktik asit bakterileri üzerine oldukça etkili olduğunu belirlemelerine karşın, çalışmada bu etki görülmemiştir. Bu farkın kullanılan biberiye konsantrasyonundan, uygulama şeklinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

    Pseudomanas, psikrofil/psikrotrof karakterleri ile soğukta muhafaza edilen gıdalarda saprofit olarak bozulmalara neden olan bakterilerdir 13. Çalışmada biberiye esansiyel yağının özellikle %2 konsantrasyonunun pseudomonaslar üzerine etkili olduğu ve bu etkinin muhafaza süresince istatistiki açıdan önemli olduğu görülmüştür (P<0.05). Benzer şekilde; Nil tatlı su levreği (Lates niloticus) ile yapılan bir çalışmada, biberiye yağının Pseudomonas üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir 20.

    Enterobakteriler gıdalarda genel hijyen indikatörü olarak bilinmektedirler 13). Biberiye esansiyel yağının enterobakteri sayısı üzerine etkisi incelendiğinde, konsantrasyona bağlı olarak etkinin muhafaza süresince değişim gösterdiği görülmektedir. Özellikle %2 konsantrasyonda ki biberiyenin muhafazanın başlangıcından 12. günene kadar, kontrol grubuna kıyasla önemli derece (P<0.05) farklılık gösterdiği fakat bu farkın muhafazanın son günü (15. gün) azaldığı belirlenmiştir. Buda alabalıktaki bozulmayı takiben biberiyenin antimikrobiyel etkisinin azaldığını düşündürebilir. Biberiyenin enterobakteriler üzerine etkili olduğu birçok çalışmada da vurgulanmıştır 16,17,21.

    Deneysel örnekler, maya sayısı açısından değerlendirildiğinde, biberiye esansiyel yağının etkisinin muhafaza süresine ve uygulanan konsantrasyona göre değişiklik gösterdiği görülmüştür. Nitekim çalışmanın başlangıcında %2 konsantrasyonluk grubun kontrol grubuna göre etkili olduğu görülmesine karşın, bu etki muhafazanın bazı günlerinde gözlemlenmediği fakat muhafazanın sonunda (15. gün) tekrar görüldüğü belirlenmiştir. Buna göre biberiyenin mayalar üzerine ektisinin değişkenlik gösterebildiği söylenebilir. Benzer şekilde Can ve ark. 17, yaptıkları çalışmada biberiyenin maya-küf üzerine etkili olabildiğini fakat konsantrasyon değişikliğinin etkili olmadığını tespit etmelerine karşın, Athina ve ark. 22, farklı esansiyel yağlar ve paketleme yöntemlerini uyguladıkları çalışmalarında maya-küf üzerine esansiyel yağların etkisinin olmadığını sadece paketleme koşullarının etkili olduğunu bildirmişleridir. Tüm bu veriler ışında biberiye esansiyel yağının maya üzerine etkisinin uygulanan konsantrasyona, paketleme ve diğer muhafaza koşullarına bağlı olarak değişebileceği söylenebilir.

    Taze balıklar için pH değerinin 6.0 ile 6.5 arasında olduğu ve bu değerin muhafaza süresince bozulma ile birlikte yükseldiği ve tüketilebilirlik sınır değeri olarak da 6.8-7.0 kabul edildiği bildirilmektedir. Fakat pH değeri her zaman kesin bir kriter olmayıp duyusal, kimyasal ve mikrobiyolojik testlerle desteklenmesi gerekmektedir 23,24. Çalışmada tüm deneysel gruplarda muhafazanın başlangıcından 6. gününe kadar pH değerinin 6,5 ile 6,56 arasında değiştiği ve bu değişimin istatistiki açıdan önemli olmadığı (P>0.05) belirlenirken; muhafazanın 9. gününden itibaren kontrol grubu ile biberiye uygulanan tüm gruplar arasında önemli derecede (P<0.05) farklılıkların olduğu görülmüştür. Biberiyenin uygulandığı ürünlerde pH değeri üzerinde etkili olduğu bazı çalışmalarda da vurgulanmıştır 17,25.

    TVB-N değeri başlıca balıkta bulunan bakterilerin ve endojen enzimlerin etkisi ile trimetilamin ve amonyaktan ibarettir. Balık ve diğer su ürünlerinin muhafazasında süreye bağlı olarak TVB-N değerinin yükseldiği bildirilmektedir. TVB-N değeri üzerinde balığın cinsi, cinsiyeti, beslenme durumu, yaşı ile avlanma mevsimi ve bölgesi oldukça etkilidir. Varlık ve ark. 6, TVB-N değerlerine göre kalite sınıflandırmasını, 25 mg/100 g’a kadar “çok iyi”, 30 mg/100 g’a kadar “iyi”, 35 mg/100 g’a kadar “pazarlanabilir”, 35 mg/100 g’dan fazlasını “bozulmuş” olarak değerlendirmektedir. Çalışmada, tüm gruplarda muhafaza süresi ile birlikte TVB-N değerinin istatistiki açıdan önemli derecede yükseldiği belirlenmiştir (P<0.05). Gruplar arasında ise biberiye uygulanan gruplarda bu yükselişin daha az olduğu özellikle %2 oranında biberiye uygulanan grupta bu yükselişin en az olduğu görülmektedir. Benzer sonuçlar Uçak ve ark. 14, tarafından yapılan çalışmada da görülmektedir.

    TBA değeri, yağ oksidasyonunu tespit etmede önemli bir metot olarak kabul edilmektedir. TBA değeri et dokusundaki yağların oksidasyonuna bağlı olarak artarken, TBA ölçümü etteki acılaşma hakkında bilgi vermektedir. Çok iyi materyalde TBA sayısı 3’den az olmalı, İyi bir materyalde ise 5’ten fazla olmamalıdır. Tüketilebilirlik sınır değeri 7-8 mg MDA/kg arasındadır 6. Çalışma da; muhafaza süresinin 6. gününe kadar hem gruplar arasında hem de günler arasında önemli bir fark bulunmazken (P>0.05), 6. gününden itibaren TBA değeri yükselme göstermiş bu yükselmenin de biberiye esansiyel yağı uygulanan gruplarda biberiye konsatrasyonundaki artışa bağlı olarak daha az olduğu görülmüştür (P<0.05). Biberiyenin yapısında bulunan fenolik bileşenlerden rosmarinik asit, karnosik asit ve karnasolün antioksidadif özelliğinden dolayı TBA değerini azaltıcı etkisinin olduğu Skerget ve ark. 26 tarafından bildirilmiştir.

    Yapılan çalışma sonucunda %2 biberiye esansiyel yağının; gökkuşağı alabalıklarının mikrobiyolojik ve kimyasal özellikleri üzerine olumlu etki gösterdiği ve muhafaza süresini uzatmak amacı için kullanılabileceğini söylemek mümkündür. Ayrıca kullanılan mikrobiyolojik metodun özellikle uygulama kolaylığı nedeniyle ve yüzey örnekleme metodu ile alınan örneklerle 27 arasında uyumsuzluk bulunmamasından dolayı bu yeni metodun laboratuarlarda örnek almak amacıyla kullanılması tavsiye edilmektedir.

    Teşekkür
    Bu çalışmanın yapımı aşamasında özellikle materyal temini konusunda yardım ve desteğini esirgemeyen Doç. Dr. Özlem Emir ÇOBAN’a teşekkürlerimizi sunarız.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Çaklı Ş. Su Ürünleri İşleme Teknolojisi. 1. Baskı, Bornova-İzmir: Ege Üniversitesi, 2007.

    2) Dönmez M, Tatar O. Fileto ve bütün olarak dondurulmuş Gökkuşağı alabalığının (Oncorhynchus mykiss) muhafazası süresince yağ asitleri bileşimindeki değişimlerin araştırılması. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi 2001; 18: 125-134.

    3) Anonim. ‘’Türkiye İstatistik Kurumu’’. www.tuik.gov.tr/ 01.09.2016.

    4) Çoban Ö. Bazı Esansiyel Yağların Tütsülenmiş ve Vakum Paketlenmiş Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykıss) Filetolarının Raf Ömrüne Etkisi. Doktora Tezi, Elazığ: Fırat Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010.

    5) Kırıcı S. İnan M. Effect of Different harvesting time on the essantial oil content of rosemary (Rosmarinus officinalis L.) in the Çukurova conditions, In Proceedings of the Workshop on Agricultural and Quality Aspects of Medicinal and Aromatic plants, Adana, 2002.

    6) Varlık C, Uğur M, Gökoğlu N, Gün H. Su Ürünlerinde Kalite Kontrol İlke ve Yöntemleri. 1. Baskı, İstanbul: Gıda Teknolojisi Derneği, 1993.

    7) Blaszyk M. Holley RA. Interaction of monolaurin, eugenol and sodium citrate on growth of common meat spoilage and pathogenic organisms. International Journal of Food Microbiology 1998; 39: 175-183.

    8) Farag RS, Daw ZY, Hewedi FM, El-Baroty GSA. Antimicrobial activity of some Egyptian spice essential oils. Journal of Food Protection 1989; 52: 665-667.

    9) USDA/FSIS. Isolation and identification of Salmonella from Meat, poultry and egg products. United States Department of Agriculture, Food Safety and Inspection Service, Laboratory QA Staff 950 College Station Road Athens, GA, 2017.

    10) AOAC. Official methods of analysis of the association of offisial analytical chemists. Association officil agricultural chemists. Washington: USA, 1990.

    11) Tarladgis BG, Watts BM, Younnathan MT, Dugan LR. A distillation method for the quantative determination of malonaldehyde in rancid foods. Journal of the American Oil Chemists Society 1960; 37: 44-48. 12. Statistical Analyses System (SAS), Inst. Inc. Cary. 8. Version, North Caroline: S.A.S. Institute, 1999.

    13) Halkman AK. Gıda Mikrobiyolojisi Uygulamaları 1. Baskı, Ankara: Başak, 2005.

    14) Uçak İ, Özogul Y, Durmuş M. The effects of rosemary extract combination with vacuum packing on the quality changes of Atlantic mackarel fish burgers. International Journal of Food Science and Technology 2011; 46: 1157-1163.

    15) Liu HF, Booren AM, Gray JI, Crackel RL. Antioxidant efficacy of oleoresin rosemary and sodium tripolyphospate in restructured pork steaks. Journal of Food Science 1992; 57: 803-806.

    16) Çoban Ö, Özpolat E. The effects of dıfferent concentratıons of rosemary (Rosmarınus offıcınalıs) extract on the shelf lıfe of hot‐smoked and vacuum‐packed Lucıobarbus esocınus fıllets. Journal of Food Processing and Preservation 2013; 37: 269-274.

    17) Can ÖP, Ağaoğlu S, Alemdar S. Biberiye ekstraktı ilavesinin tavuk köftesinin kalite özellikleri üzerine etkisi. Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi 1026; 1: 01-06.

    18) Zaika LL, Kissinger JC, Wasserman AE. Inhibition of lactic acid bacteria by herbs. Journal of Food Sciences 2006; 48: 1455-1459.

    19) Viuda-Martos M, Ruiz-Navajas Y, Fernandez-Lopez J. Perez-Alvarez JA. Antibacterial activity of different essential oils obtained from spices widely used in Mediterranean diet. Interntional Journal Food Science Technology 2008; 43: 526-531.

    20) Lamada HM, El-Sheshtawy SM, Ragab AM, El-Ekhnawy KE. Effect of rosemary oil (Rosmarinus officialis) on Pseudomonas aeurginosa experimentally inoculated in minced Nile Perch (Lates niloticus) fish with special reference to biogenic amines. Global Journal of Agriculture and Food Safety Sciences 2014; 1: 295-306.

    21) Karpinska M. Effect of the addition of ground rosemary on the quality and shelflife of turkey meatballs during refrigerated storage. British Poultry Science 2008; 49: 742-750.

    22) Athina GN, Vasiliki I, Giatrakou I, Savvaidis N. Combined natural antimicrobial treatments (EDTA, lysozyme, rosemary and oregano oil) on semi cooked coated chicken meat stored in vacuum packages at 4°C microbiological and sensory evaluation. Innovative Food Science and Emerging Technologies 2010; 11: 187-196.

    23) İnal E. Gıda Hijyeni ve Mikrobiyolojisi. Ankara: Pozitif Matbaacılık, 2007.

    24) Baygar T, Özden Ö, Üçok D. Dondurma ve çözündürme işleminin balık kalitesi üzerine etkisi. Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences 2004; 28: 173-178.

    25) Georgantelis D, Ambrosiadis I, Katikou P, Blekas G, Georgakis SA. Effect of rosemary extract, chitosan and a-tocopherol on microbiological parameters and lipid oxidation of fresh pork sausages stored at 4 ⁰C. Meat Science 2008; 76: 172- 181.

    26) Skerget M, Kotnik P, Hadolin M, Hras AR, Simonic M, Knez Z. Phenols, proanthocyanidis, flavones and flavonols in some plant materials andtheir antioxidant activities. Food Chemistry 2005; 89: 191-198.

    27) Del Río E, Panizo-Morán M, Prieto M, Alonso-Calleja. C, Capita R. Effect of various chemical decontamination treatments on natural microflora and sensory characteristics of poultry. International Journal of Food Microbiology 2007; 115: 268-280.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]