Koyunculuk Türkiye hayvancılığı için oldukça büyük öneme sahiptir. Ancak koyunlarda verimliliği etkileyen birçok hastalık olmakla birlikte özellikle brusellozis ve salmonellozis özel bir öneme sahiptir. Hastalıkların bulaşıcı olması, sürü sağlığını etkilemesi yanında brusellozisin zoonoz olması da ayrıca halk sağlığı için önem taşımaktadır. Koyun brusellozisi birçok ülkede endemik bir seyir izlemektedir. Teşhis ve tedavide olumlu gelişmelere rağmen brusellozis halen Dünya’da yaygın olarak görülmektedir
8,9.
Prevalansı ile ilgili olarak Dünya’da çok sayıda çalışma yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalarda brusellozisin oranı %4-60 arasında bildirilmektedir 11-15.
Türkiye’de koyunlarda brusellozisin varlığı yıllardır bilinmektedir. Konuyla ilgili çok sayıda epidemiyolojik ve prevalans çalışmaları yapılmıştır. İyisan ve ark. 16, brusellozisi Türkiye genelinde koyunlarda %1.97 oranında tespit etmişlerdir. İç Anadolu Bölgesinde %1.2-90, 17, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde atık fetüslerden %40-42.25 oranında Brusella spp. izole edildiği bildirilmektedir 18.
Türkiye’de farklı illerde yapılan çalışmalarda 2,7-9,16,17,19,20,22,23 yavru atan koyun serumlarının incelenmesi sonucunda, %0-90 brusella pozi¬tiflik tespit edilmiştir. Kars ilinde yapılan çalışma sonucu toplam 789 küçükbaş hayvandan 53’ünün (%6.7) herhangi bir nedenle yavru attığı belirlenmiştir 24. Hatay yöresinde 462 koyunun 155’i (%33.5) brusella seropozitif bulunmuştur. Yavru atan 72 koyunun 56’sı (%77.8) ve yavru atmayan 390 koyunun 99’u (%25.4), seropozitif ve aradaki farkın önemli olduğu belirlenmiştir 9. Adıyaman yöresinde yapılan çalışmada ise yavru atmış koyunlardan %77.14’ünde seropozitiflik tespit edilmiştir 22.
Elazığ ve çevresinde 1995-1996 yıllarında yapılan bir çalışmada 5, atık yapmış koyunların serumlarında %22 oranında bir pozitiflik bildirilmiştir. Çetinkaya ve Öngör 25, Elazığ ve çevresinde yavru atmış 27 koyun sürüsünden aldıkları toplam 142 kan serum örneğinde %40-43.7 arasında brusella pozitiflik belirlemişlerdir. Yine Elazığ bölgesinde 2001 yılında yapılan bir başka çalışmada da 19 atık yapmış 36 koyun sürüsünden elde edilen 500 adet kan serumunda farklı testlerle %11-16.8 arasında seropozitiflik bildirilmiştir. Bu çalışmada ise koyunlarda yavru atma oranı %11.29, brusella seropozitiflik oranı yavru atan koyunlarda %3, yavru atma vakalarının görüldüğü işletmelerdeki yavru atma görülmeyen hayvanlarda %0 olarak belirlendi (Tablo 1). Bu oranlar gerek Türkiye’nin farklı illerinde yapılan çalışmalarla, gerekse Elazığ’da daha önce yapılan çalışmalarla kıyaslandığında oldukça düşüktür.
Yapılan çalışmalarda koyunlarda yaş artışıyla brusellozisin oranının arttığı bildirilmektedir 26,27. Masoumi ve ark. 28, Pakistan’ın Lahore Bölgesinde, 532 koyun serum örneğinde en yüksek oranın 4 yaşın üstündekilerde görüldüğünü, Chartier 29 ise Fransa’nın değişik bölgelerinde 2.149 koyun üzerinde yaptığı çalışmada, yaşın ilerlemesiyle seropozitiflik oranında da artış olduğunu bildirmiştir. Bu çalışmada ise yavru atma oranı en çok 3 (%52.19) ve 4 yaş (%39.72) grubunda olduğu belirlendi (Tablo 3). 2 ve 5 yaşlarındaki koyunlarda oldukça düşük oranlar belirlendi.
Hatay yöresinde yapılan bir çalışmada 9 İvesi ve Sakız ırkı koyunlardaki brusella seropozitiflik oranları arasında ve İvesi ile Dağlıç ırkları arasında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Bu çalışmada ise Morkaraman ırkında yavru atma oranı %12.53 ve Akkaraman ırkında %10.73 olarak benzer bulundu (Tablo 5).
Koyun yetiştiriciliğinin önemli hastalıklarından birisi de salmonellozistir. Giannati ve ark. 12, Yunanistan’da yavru atmış koyun sürülerinden %28.2 oranında salmonella seropozitiflik bildirmektedirler. Habrun ve ark. 13, Hırvatistan’da %22-38 oranlarında yavru atma görülen sürülerden topladıkları 16 adet vajinal sıvap örneğinin tümünden S. abortus ovis identifiye ettiklerini bildirmişlerdir. Mısır’da yapılan bir çalışmada (30) da 55’i yavru atmış, 105 repeat breeder olan toplam 160 koyunda %9.4 oranında salmonella türleri izole edilmiştir. Küçükayan ve ark. 7, yaptıkları çalışmada 2003-2007 yılları arasında Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’ne gönderilen atık yapmış koyun kan serumlarından 1.296’sının 3’ünde (%0.23) salmonellozise karşı antikor belirlenmiştir. Erdoğan ve ark. 31, Trakya Bölgesinden topladıkları 1.029 adet koyun kan serumunu serolojik olarak incelemişler ve 2 tanesinde (%0.19) S. abortus ovis yönünden pozitif bulmuşlardır. Konya Bölgesinde yapılan bir çalışmada 10, 15 ayrı sürüden toplam 100 koyun kan serumu örneğinin 3’ü (%3) pozitif bulunmuştur. Muz ve ark. 5, Elazığ ve çevresinde yaptıkları çalışmada, serolojik olarak incelenen atık yapmış 650 koyunun kan serumu örneğinden 13’ünde (%2) salmonellaya karşı antikor belirlemişlerdir. Bu çalışmada ise yavru atanlarda %5.77 yavru atmayanlarda ise %3.08 oranında salmonella pozitiflik belirlenmiştir (Tablo 2). Bu oran Elazığ’da daha önce yapılmış olan Muz ve ark. 5’nın sonucundan yüksektir. Bu nedenle koyun yavru atmalarında salmonellozis daima göz önüne alınmalıdır.
Sonuç olarak Elazığ çevresinde koyunlarda yavru atmaların oranı çok yüksek olmamakla birlikte yine de önemli ekonomik kayıplara neden olduğu kanaatine varıldı. Bununla birlikte yavru atmaya neden olan hastalıklardan brusellozisin yavru atma vakaları içinde önemli bir yer tutmadığı, ancak salmonellozisin daha önce aynı bölgede yapılan çalışmaya göre önemli artış gösterdiği belirlendi. Koyunlarda yavru atma vakalarında brusellozis ve salmonellozis dışında diğer hastalıklar, bakım ve beslenme koşulları açsından da incelenmesinin, vaka oranlarını azaltmada katkı sağlayabileceği kanaatine varıldı.