Çene kırıklarının sağaltımında operasyon yöntemlerinin uygunluğu, başarılı sonuçlar elde etmek için zorunludur
14. Mandibula kırıklarının tedavisinde kırık bölge çeşidine göre ağız maskesi, dental bağlama metodu, plaklar ve vidalar, interfragmental stabilizasyon, intraoral splintler ve ekternal fiksatörler yaygın olarak kullanılan tedavi teknikleridir
9,11,15-16. Eksternal fiksatörler corpus mandibula kırıklarının tedavisinde önemli bir yere sahip olduğundan mevcut olgudaki melez ırk bir köpekteki rostral mandibula kırığının sağaltımında akrilik eksternal fiksatör yöntemi tercih edilmiştir (Şekil
2-
3).
Eksternal fiksatörlerin ciddi yumuşak doku hasarlarında bile kullanılabilmesi ve çene fonksiyonunun devamlılığını sağlaması gibi olumlu özelliklerinin yanısıra; fiksatör pinlerin zayıf kemiklerde iyi tutunamaması ve uygunsuz yerleştirilmiş pinlerin yumuşak dokulara, diş köklerine ve nörovasküler yapılara zarar verebilmesi gibi istenmeyen etkileri bildirilmiştir 8-9. Mevcut olguda steinman pinler, alveolar yüzeyden uzak inferior hatta, mandibular kanalın altından bikortikal yerleştirilmesine de dikkat edilerek diş kökleri ve nörovasküler yapılar korunmuştur (Şekil 2-4).
Eksternal fiksatörlerde en yaygın komplikasyon özellikle zayıf çene kemiklerinde pin gevşemesidir ancak çoğu çene kırığında iyileşmenin hızlı olması pratik olarak bir problem yaratmadığı bildirilmiştir 11. Sunulan olguda steinmann pinleri kullanıldı ve 2 ay sonra sadece bir adet pinde çok az bir pin migrasyonu görüldü (Şekil 8). Yavuz ve Atalan 13’ın da bildirdiği gibi akrilik eksternal fiksatörlerin diğer implantlara göre uygulaması kolay ve maliyetinin düşük olduğu, ayrıca radyolusent özelliği ile de postoperatif radyografik değerlendirmelerde büyük avantaj sağladığı mevcut olguda da belirlendi (Şekil 2-8).
Mandibula kırıklarında salya artışı, ağrı 3, yüzde asimetri, oküler anormallikler, kemik bütünlüğünün bozulması, laserasyon, avülsiyon, burun ya da ağız boşluğunda kanama, ağızın açılıp kapanabilmesi, maloklüzyon, yumuşak doku hasarı, diş kırıkları ve damak defektleri görülebileceği bildirilmiştir 6. Klinik muayene ve radyografik değerlendirmelerde salya artışı, ağrı, yüzde asimetri, kemik bütünlüğünün bozulması, ağız boşluğunda kanama, ağızın açılıp kapanabilmesi, maloklüzyon ve yumuşak doku hasarı bulgularına mevcut olguda da rastlanmıştır.
Mandibula kırık sağaltımında komplikasyonlar olarak; yumuşak doku enfeksiyonları 12, maloklüzyon, osteomyelitis, non-union, dejeneratif eklem hastalığı ve implant yetersizliği bildirilmiş olmakla birlikte 9,16 mevcut olguda postoperatif herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmadı. Ayrıca bazı araştıracılar 3,17 ‘ın da bildirdiği gibi rostral mandibula kırıklarında aşırı bir kallus artışı olmadan hızlı bir iyileşme görüldü. Genel olarak prognozun iyi, operasyon sonrası fonksiyonel iyileşmenin 2-3 hafta arasında olduğu ve tam iyileşmenin ise 5.5-6.3 hafta arasında olduğu bildirilmiştir 3,5,7,11. Mevcut olguda şekillenen kırık rostral bir kırıktı ve 2 haftada fonksiyonel iyileşme, 8 haftada ise tam iyileşme sağlandı (Şekil 5-9). Operasyon sonrası gıda alımının önemli olduğu ve bazı olgularda malokluzyon nedeni ile farengostomi tüpünün gerekebileceği bildirilmekle 9 birlikte sunulan olguda akrilik eksternal fiksatör uygulaması sonrası postoperatif 10 gün sıvı ve yumuşak gıdalar tavsiye edilerek oral gıda alımı devam ettirildi. İmplant uzaklaştırıldıktan sonra klinik olarak herhangi bir olumsuz komplikasyon gözlenmedi (Şekil 9).
Sonuç olarak, akrilik eksternal fiksatörlerin mandibula kırıklarında kolay uygulanabilir ve ekonomik olması açısından klinik pratikte güvenle kullanılabileceği kanısına varılmıştır.