[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2019, Cilt 33, Sayı 1, Sayfa(lar) 031-036
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Çörek Otu Yağının Ratlarda Doksorubisin Kaynaklı Kardiyotoksisite Üzerindeki Etkilerinin Belirlenmesi
Emre KAYA, Seval YILMAZ
Fırat Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Elazığ, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Doksorubisin, çörek otu yağı, malondialdehid, antioksidan
Özet
Çalışma, ratlarda doksorubisin (DOX) kardiyotoksisitesi üzerine çörek otu yağının etkilerinin ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Çalışmada ratlar 4 gruba ayrılmıştır: 1. Grup: Kontrol grubu, 2. Grup: Çörek otu yağı uygulanan grup (2 mL/kg/gün gavaj, 7 gün), 3. Grup: DOX uygulanan grup (20 mg/kg vücut ağırlığı, i.p. tek doz) ve 4. Grup: DOX (20 mg/kg vücut ağırlığı, i.p. tek doz) + çörek otu yağı (2 mL/kg/gün gavaj, 7 gün) uygulanan gruptur. Çörek otu yağı uygulamasına DOX uygulamasından 2 gün önce başlanmış ve 7 gün süre ile devam edilmiştir. Çalışma sonunda kalp dokusunda malondialdehid (MDA), redükte glutatyon (GSH) düzeyleri ile katalaz (KAT), glutatyon peroksidaz (GSH-Px), süperoksit dismutaz (SOD) ve glutatyon-S-transferaz (GST) gibi antioksidan enzimlerin aktiviteleri belirlenmiştir. DOX uygulanan grupta, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında MDA (P<0.001) ve GSH (P<0.001) düzeylerinde artış, KAT (P<0.001), GSH-Px (P=0.024) ve GST (P<0.001) aktivitelerinde düşüş saptanmış olup SOD aktivitesinde istatistiki olarak önemli bir fark belirlenmemiştir. DOX uygulanan grup ile karşılaştırıldığında, DOX+çörek otu uygulanan grupta MDA, GSH düzeyleri ve KAT, GSH-Px ve GST aktivitelerinin kontrol grubu değerlerine ulaştığı gözlenmiştir. Sonuç olarak, çörek otu yağının kalp dokusunu güçlü kemoterapotik bir ilaç olan DOX’in neden olduğu oksidatif hasara karşı koruduğu gösterilmiştir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Doksorubisin (DOX), çeşitli maligniteler için etkili ve sıklıkla kullanılan, antrasiklin grubuna dahil, ticari olarak adriamisin olarak bilinen kemoterapötik bir ajandır 1. DOX göğüs, over, testis, tiroid ve akciğer kanserlerinde ve Ewing sarkomu, osteosarkom ve rabdomiyosarkom gibi birçok hastalığın tedavisinde önemli klinik uygulaması olan en önemli antitümör ilaçlardandır. Ayrıca akut lösemiler, multipl miyoloma, Hodgkin hastalığı ve yaygın non-Hodgkin lenfomaları da içine alan hematolojik kanserlerde de yararlı etkileri olduğu belirlenmiştir 2,3. Genel olarak diğer ajanlarla (siklofosfamid, sisplatin, nitrosoüreler) kombine tedavide kullanılmaktadır. Bu şekilde sinerjik etki göstererek tek başına kullanıldığı zaman gözlenen etkisinden daha uzun bir iyileşmeye olanak vermektedir 3. Kullanımını sınırlayabilen başlıca olumsuz etkisi kardiyotoksisitedir. DOX’e bağlı kardiyotoksisite geliştiğinde kötü prognoz taşır ve sıklıkla ölümcül sonuçlar doğurabilir 1.

    DOX kaynaklı kardiyotoksisitenin mekanizması, serbest radikal oluşumuna, lipid peroksidasyonunun uyarılmasına ve daha sonra hücresel membran bütünlüğünün değiştirilmesine bağlanır. Bu hipotez, antioksidanların DOX toksisitesine karşı bildirilen sitoprotektif etkisi ile de desteklenir 4.

    DOX, DNA replikasyonunu baskılar ve DNA çift sarmalındaki baz çiftlerine bağlanarak DNA sentezini bloke eder. Hücre büyümesini ve bölünmesini engeller. Sonuç olarak, hücre bütünlüğünü koruyamaz ve lizise gider. Lizis olan hücreyle birlikte dış ortama salınan DNA-DOX kompleksi, diğer sağlıklı hücrelere girerek lizise gitmelerine neden olur. Bu etki, serbest oksijen radikallerinin rol aldığı enflamatuar doku reaksiyonları ile doku ölümlerine yol açar 5. Ayrıca sitokrom P-450 redüktaz enzimleri DOX gibi antrasiklinlerin semikinon radikallerine indirgenmesini sağlarlar. Semikinon radikali ise oksijen ile reaksiyona girerek DNA zincirini parçalayan süperoksit radikallerini (O2.-) oluşturur. O2.-, hem hidrojen peroksit (H2O2) hem de hidroksil radikali (OH.) oluşumunda rol oynar 6.

    Günümüzün en önemli ölüm nedenlerinden olması sebebiyle kanser oluşumunun önlenmesi, üzerinde en çok çalışılan konulardan biridir. Bununla birlikte, etkinli antitümör bir madde olan DOX’in kardiyotoksik etkileri sebebiyle tümör önleyici etkinin sınırlandırılması ve kalp üzerine toksik etkilerinin önlenmesi çalışmalarını da gündeme gelmektedir.

    Çörek otu (Nigella sativa) Ranunculaceae familyasına ait yıllık çiçekli bir bitkidir. Tohumları ve diğer parçaları, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güneybatı Asya'da yüzyıllarca gıda olarak kullanılmıştır. Çörek otu, zengin besleyici bir temel bileşen kaynağıdır ve yağı, çoklu doymamış yağ asitleri, fitosteroller ve güçlü antioksidan özellikler sergileyen timokinon, karvakrol, t-anethole ve 4-terpineol dahil olmak üzere diğer bazı fitokimyasallar bakımından oldukça zengindir 7. Birçok çalışmada 8-12 farklı bileşenlere karşı böbrek, beyin, mide mukozası, kalp, karaciğer gibi farklı dokularda oluşan toksisitelere karşı koruyucu etkinliği olduğu gösterilmiştir.

    Çalışmada; ratların kalp dokusunda malondialdehid (MDA), redükte glutatyon (GSH) düzeyleri ile katalaz (KAT), glutatyon peroksidaz (GSH-Px), süperoksit dismutaz (SOD) ve glutatyon-S-transferaz (GST) gibi antioksidan enzimlerin aktiviteleri incelenerek, DOX’in oluşturabileceği kardiyotoksisiteye karşı çörek otunun etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Hayvanlar ve Çalışma Düzeni: Çalışma, Fırat Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Başkanlığı’nın izni ile yapılmıştır (Protokol No: 2012/03-43). Çalışmada hayvan materyali olarak Fırat Üniversitesi Deney Hayvanları Yetiştirme Ünitesi’nden temin edilen 12 haftalık erkek Wistar-Albino cinsi ratlar (250-300 g) kullanılmış ve araştırmanın deneysel bölümü Fırat Üniversitesi Deneysel Araştırmalar Merkezi’nde yapılmıştır. Ratlar, 25±2 ⁰C sabit ısı, %60-65 düzeyinde nem ve havalandırmalı odalarda; 12 saat aydınlık ve 12 saat karanlık olmak üzere standart şartlarda barındırılmış ve deneysel uygulamalar boyunca ratlara standart ticari rat yemi (pellet yem) ve musluk suyu ad libitum olarak verilmiştir.

    Çalışmada ratlar her bir grupta 7 rat olacak şekilde 4 gruba ayrılmıştır: 1. Grup: Kontrol grubu, 2. Grup: Çörek otu yağı uygulanan grup (2 mL/kg/gün gavaj, 7 gün), 3. Grup: DOX uygulanan grup (20 mg/kg vücut ağırlığı, i.p. tek doz) ve 4. Grup: DOX (20 mg/kg vücut ağırlığı, i.p. tek doz) + çörek otu yağı (2 ml/kg/gün gavaj, 7 gün) uygulanan gruptur. Çörek otu yağı uygulamasına DOX uygulamasından 2 gün önce başlanmış ve 7 gün süre ile devam edilmiştir. Çalışmada kullanılan DOX ve çörek otu yağı miktarları daha önceki çalışmalara göre belirlenmiştir 13,14. Çalışma sonunda kalp dokusunda MDA, GSH düzeyleri ile KAT, GSH-Px, SOD ve GST gibi antioksidan enzimlerin aktiviteleri spektrofotometrik olarak belirlenmiştir.

    Biyokimyasal Analizler: Uygulamaların sonunda ratlar sakrifiye edilerek kalp doku örnekleri alınmıştır. Kalp doku örnekleri biyokimyasal çalışmaların yapılacağı zamana kadar -80 °C’de muhafaza edilmiştir. Analizlere başlamadan önce kalp dokuları serum fizyolojik ile yıkandıktan sonra distile su ile 1:10 (ağırlık/hacim) oranda sulandırılarak Potter-elvehjem homojenizatör kullanılarak homojenize edilmiştir. Homojenatlar MDA, GSH, KAT, SOD ve GST analizleri için +4 °C'de 15 dk 3500 rpm’de, GSH-Px analizi için ise 55 dk 13500 rpm’de santrifüj edilmiştir.

    Doku örneklerinde MDA düzeylerinde oluşan değişimler spektrofotometrik olarak Placer ve ark. 15’dan modifiye edilmiş olan yönteme göre ölçülmüştür. Bu metot tiyobarbitürik asit (TBA)’in, lipid peroksidasyonunun ürünlerinden olan MDA ile reaksiyonuna dayanmaktadır. GSH tayini için Ellman ve ark. 16 tarafından bildirilen metod kullanılmıştır. Bu metod, sülfidril gruplarının 5,5'dithiobis-2-nitrobenzoik asit (DTNB) ilave edildiğinde sarı renk meydana getirmesi ve bu rengin spektrofotometrik olarak ölçülmesine dayanan bir metoddur. KAT aktivitesini belirlemek için Aebi metodu 17 uygulanmıştır. KAT, H2O2’in yıkımını katalizleyen bir enzimdir. H2O2’in KAT enzimi tarafından yıkım hızı, spektrofotometrik olarak 240 nm dalga boyunda H2O2’in ışığı absorbe etmesinden faydalanılarak belirlenmiştir. GSH-Px aktivitesi ölçümü için Beutler metodu 18 kullanılmıştır. GSH-Px, GSH’un okside glutatyon (GSSG)’a oksidasyonunu H2O2 kullanarak katalizler. GSSG’un oluşum hızı glutatyon redüktaz reaksiyonu vasıtasıyla ölçülür. SOD aktivitesi Sun ve ark. 19’nın modifiye ettikleri yönteme göre tayin edilmiştir. SOD aktivite ölçümü, ksantin-ksantin oksidaz sistemi tarafından üretilen O2.-’nin nitroblue tetrazolium (NBT)’u redükleyerek renk oluşması esasına dayanan metod ile ölçülmüştür. GST, GSH ile elektrofilik maddelerin konjugasyonunu katalizleyen bir enzimdir. GSH ile 1-klor-2,4- dinitrobenzen (CDNB) bileşiğinin birleşmesi ile oluşan ürünün (1-(S-glutatyonil)-2,4 dinitrobenzen) spektrofotometrik olarak 340 nm’de ölçülmesi ile GST aktivitesi belirlenmiştir 20. Homojenatlardaki protein düzeyleri Lowry ve ark. 21 metoduna göre belirlenmiştir.

    İstatistiksel Analiz: Elde edilen tüm veriler ortalama ± standart hata olarak belirlenmiş ve istatistiksel analizler SPSS 22 programı kullanılarak yapılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen verilerin Shapiro-Wilk normallik testi sonucunda normal dağılım gösterdiği belirlenmiştir. Gruplar arasındaki değerlendirme tek yönlü varyans analizi (One-way ANOVA) ve ikili karşılaştırmalar için de post hoc Tukey testi kullanılmıştır. P<0,05 değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Tablo 1, ratların kalp dokusunda kontrol ve deney gruplarında MDA ve GSH düzeylerini, Tablo 2 ise KAT, GSH-Px, SOD ve GST enzim aktivitelerini göstermektedir. DOX uygulanan grupta, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında MDA (P<0.001) ve GSH (P<0.001) düzeylerinde artış, KAT (P<0.001), GSH-Px (P=0,024) ve GST (P<0.001) aktivitelerinde istatistiki olarak belirgin bir düşüş saptanmış olup SOD aktivitesinde istatistiki olarak önemli bir fark belirlenmemiştir. Çörek otu yağının tek başına uygulandığı grupta kontrol grubu ile karşılaştırıldığında istatistiki olarak önemli bir fark bulunmamıştır. DOX uygulanan grup ile karşılaştırıldığında, DOX+çörek otu uygulanan grupta MDA, GSH düzeyleri ve KAT, GSH-Px ve GST aktivitelerinin kontrol grubu değerlerine ulaştığı gözlenmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: DOX uygulanan ratların kalp dokusunda çörek otunun MDA ve GSH düzeyleri üzerine etkileri


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: DOX uygulanan ratların kalp dokusunda çörek otunun KAT, GSH-Px, SOD ve GST ativiteleri üzerine etkileri

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    DOX kanser hastalarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmasına rağmen, etki mekanizması hala iyi bilinmemektedir. DOX’in hem antikanser etkilere sahip olup hem de kalp ve diğer organlarda toksisiteye neden olmasında çeşitli mekanizmalara sahip olduğu görülmekte olup ilk retrospektif klinik çalışmalarda gözlenen kardiyak rahatsızlıkların DOX uygulamasına bağlı oluştuğu bildirilmiştir 22,23.

    DOX’in neden olduğu kalp hasarının patogenezi multifaktöriyeldir ve ilacın metabolizması ve antitümör aktivitesi ile doğrudan ilişkilidir. DOX kaynaklı kardiyotoksisitenin önemli özelliklerinden biri etkilerin doza bağımlı oluşudur 22,24.

    Serbest radikaller, aşırı kalsiyum yüklenmesi ve mitokondriyal disfonksiyon, DOX kaynaklı kardiyotoksisitede ana tetikleyicilerdir 25. DOX kaynaklı oksidatif stresin seviyesi, kalpte diğer dokularda (karaciğer, böbrek, dalak) olduğundan 10 kat daha yüksektir 26.

    DOX’in indüklediği kardiyotoksisitenin patogenezinin halen dahi iyi anlaşılmamış olmasına rağmen, kardiyotoksisitesinin ana mekanizması olarak serbest radikal oluşumu öne sürülmüştür 27. MDA, çoklu doymamış yağ asitlerinin önemli bir oksidasyon ürünüdür ve artan MDA içeriği, lipit peroksidasyonunun önemli bir göstergesidir. Çalışmada, kontrol grubuna göre DOX uygulanan grupta MDA düzeylerinin anlamlı olarak yükseldiği saptanmıştır. MDA seviyesindeki artış DOX’in oluşturduğu hasarın bir göstergesi olarak düşünülebilir. DOX uygulanan grupta MDA seviyesindeki yükselme, hücresel bileşenlerle, özellikle hücre zarında çoklu doymamış yağ asitleri ile reaksiyona giren ve MDA seviyesini yükselten demir iyonlarının salınmasına yol açan DOX’in metabolizması ile ilgili olabilir 28.

    DOX’e bağlı toksisitenin patogenezinde antioksidan enzimlerin ve serbest radikal rol oynadığına ait bilgiler mevcuttur 29-32. İliskovic ve ark. 29 DOX uygulamasından sonra kalp dokusunda MDA düzeyinde anlamlı artış ile beraber GSH-Px aktivitesinde anlamlı bir düşüş saptadıklarını bildirmişlerdir. Luo ve ark. (30) 10 mg/kg tek doz DOX verilen ratların kalp dokusunda MDA düzeyinin yükseldiğini göstererek, DOX’in MDA veya benzer başka sitotoksik maddelerin salınımını indükleyerek kardiyotoksisiteyi başlattığını ileri sürmüşlerdir. Chopra ve ark. 31 ratlar üzerinde DOX uygulaması (10 mg/kg) ile oluşan kardiyotoksisite üzerine propolis uygulamasının etkilerini inceledikleri çalışmalarında kan ve dokuda GSH ve tiyobarbitürat reaktif madde düzeylerininin DOX uygulaması sonrasında yükseldiğini bildirmişlerdir. Alyane ve ark. 33 ratların kalp dokusunda DOX (20 mg/kg) uygulamasından 24 saat sonra MDA ve O2.- seviyelerinin yüksek olduğunu gözlemlemişlerdir. Park ve ark. 34 ratlarda DOX uygulanası ile deneysel bir toksisite meydana getirip N-asetilsisteinin ve selenyumun koruyucu etkilerini inceledikleri çalışmada kalp dokusu başta olmak üzere birçok dokuda, MDA düzeyinin DOX verilen grupta yükseldiğini, tedavi gruplarında ise düştüğünü tespit etmişlerdir. Narin ve ark. 35 tavşanlarda yaptıkları çalışmada DOX’e (15 mg/kg i.p.) uygulaması sonrası kalpte meydana gelen toksisitenin patogenezinde kalp dokusundaki antioksidan enzim aktivitelerinde bir azalma, lipid peroksidasyon ürünlerinde ve serbest radikal düzeylerinde ise artmanın rol oynayabileceğini tespit etmişlerdir. Demir ve ark. 36 DOX verilen tavşanlarda miyokardiyal MDA düzeyinin arttığını, GSH-Px aktivitesinin azaldığını saptamışlardır ve DOX’e bağlı kardiyotoksisitenin patogenezinde miyokardiyal lipid peroksidasyonunda artış ve antioksidan sistemlerdeki azalmanın rol oynayabileceğini göstermişlerdir. Xu ve ark. 37 ratlara DOX ve deferipion uyguladıkları çalışmada DOX uygulanan grupta sol atrium dokusunda SOD ve suksinat dehidrogenaz ativitelerinde düşme, MDA düzeyinde artış belirlemişlerdir. Chularojmontri ve ark. 38 rat kardiyak hücre kültüründe yaptıkları biyokimyasal çalışmada DOX’in verdiği hasarda hücrelerin antioksidan kapasitesini ve bunun vitamin E ve vitamin C ile değişimini araştırmışlar, DOX verilen grupta KAT, SOD aktiviteleri ile GSH düzeylerini kontrol grubuna göre düşük, vitamin C ve vitamin E gruplarında yüksek olarak bulmuşlardır. Bolaman ve ark. 32 tek doz 10 mg/kg dozunda DOX uygulayarak akut kardiyotoksisite meydana getirilen ratlarda amifostinin koruyucu etkilerini araştırmışlar, DOX uygulaması sonrası kalp dokusunda MDA düzeyinin arttığını, diğer antioksidan enzim düzeylerinin ise anlamlı olarak düştüğünü tespit ederek amifostinin DOX kardiyoksisitesini azaltabileceği sonucuna varmışlardır.

    DOX kardiyotoksisitesi ile ilgili olarak, kalp dokusunun, yüksek oksidatif metabolizmaya sahip olması ve antioksidan savunma mekanizmalarının karaciğer gibi diğer organlardan daha az olması nedeniyle serbest radikal hasarına karşı çok duyarlı olduğu bilinmektedir 39,40. Bu çalışmanın sonuçları, tek bir DOX dozunun ratlarda toksisiteye neden olduğunu doğrulamıştır. Çalışmada, DOX uygulanan ratların kalp dokusunda, MDA ve GSH seviyeleri anlamlı derecede yükselmiş, SOD hariç antioksidan enzim aktiviteleri ise azalmış olup, DOX kardiyotoksisitesinde radikallerin büyük bir rol oynadığı hipotezi desteklenmiştir. Çalışmadaki bulgular DOX’in meydana getirdiği oksidatif stresteki yükselişe nedeniyle aktif serbest radikallerin oluşumuna sebep olabileceğini düşündürmektedir. Bazı araştırıcılar (38) oksidatif strese sonucu bazı dokularda GSH düzeylerinde düşüş saptamışlarken, bazı araştırıcılar 31,40 ise meydana gelen oksidatif hasarın GSH düzeylerini artırabileceğini belirlemişlerdir. Çalışma sonucunda DOX uygulaması sonrası GSH düzeylerinde gözlenen artış dokuların oksidatif strese karşı bir tepkisi olabileceği şeklinde değerlendirilmiştir. Ayrıca GSH düzeyindeki artış, GSH’un GSSG’a dönüşümünü katalize eden antioksidan bir enzim olan GSH-Px aktivitesindeki düşüş GSH’un GSSG’a dönüşümünü engellemiş olabileceği şeklinde de yorumlanabilir. GSH, sayısız elektrofilik ve oksitleyici bileşiklerle etkileşim kurarak, hem nükleofil hem de etkili indirgeyici görevi gören başlıca hücresel -SH bileşiğidir. -SH grubunun serbest oksijen radikalleri ile direk etkileşimi ile non-enzimatik bir antioksidan olarak görev yapabilir veya bir koenzim olarak serbest oksijen radikalleri için enzimatik detoksifikasyon reaksiyonunda görev alabilir 41. GST, birçok toksik maddelerin vücut dışına atılmasını sağladığı gibi, prostoglandinlerin izomerizasyonu, safra tuzları, hem, bilirubin ve yağ asitleri gibi nonsubstrat ligandları GSH ile bağlayarak daha kolay şekilde taşınmasını da sağlamaktadır. Aynı zamanda reaktif elektrofilik bileşiklerin organizmada hasar oluşturmasını, aynı tür bileşikleri birbirine kovalent bağlayarakta engelleyebilmektedir 40 GST aktivitesindeki azalış, DOX’in metabolizması sırasında reaktif oksijen türleri oluşumuyla mücadele etmek için hücrede GSH’a bağlanarak taşınan zararı maddelerin artışına cevap olduğu şeklinde yorumlanabilir. DOX uygulamasından sonra KAT, GSH-Px ve GST gibi antioksidan enzim aktivitelerindeki azalma ise DOX’in metabolizması sırasında serbest radikal üretiminde bir artışla açıklanabilmektedir.

    Çeşitli maligniteler için sıklıkla kullanılan bir kemoterapötik ajan olan DOX’in kardiyotoksik etkilerinin hafifletilmesi amacıyla bazı antioksidan ajanların toksisite şiddetini düşürerek, daha etkili ve daha yüksek dozların uygulanmasının mümkün olabileceği belirtilmiştir.

    Yapılan birçok çalışma 10,42-46, çörek otu tohumu ve bileşenlerinin antioksidan, antitümöral, antikanserojenik, antiinflamatuar ve analjezik, bağışıklık sistemini güçlendirici, antiülserojenik, hipoglisemik, antibakteriyel etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Uz ve ark. 11 çörek otu yağının siklosporin A ile indüklenen kardiyomiyopati üzerindeki etkilerini inceledikleri çalışmalarında çörek otu yağı ile muamelenin, lipid peroksidasyonunu azalttığı, hücresel protein oksidasyonunu ve antioksidan enzimleri iyileştirdiği, kardiyak histopatolojiyi normale döndürdüğü bulunmuşlardır. Son çalışmalar 47,48, DOX kaynaklı toksisiteye karşı çörek otunun etkin maddesi olan timokinonun koruyucu bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur.

    Nagi ve ark. 49 ratlarda siklofosfamide bağlı kardiyotoksisiteye karşı tikokinonun olası koruyucu etkileri incelendikleri çalışmalarında timokinon ilavesinin, siklofosfamidin kan ve kalp dokusunda neden olduğu biyokimyasal değişiklikleri düzelttiğini belirlemişlerdir. Araştırmacıların sonuçları, timokinonun faydalı etkilerinin, antioksidan özelliklerinin yanı sıra, kalp dokularındaki mitokondriyal fonksiyonu ve enerji üretimini iyileştirme kabiliyetine atfedildiğini göstermektedir.

    Al-Shabanah ve ark. 47 farelerde timokinonun DOX kardiyotoksisitesini hafifletebilecek seçici sitoprotektif bir ajan olabileceğini bildirmişlerdir. Nagi ve Mansour 48 ratlarda DOX (15 mg/kg i.p. tek doz) ile oluşturulmuş kardiyotoksisiteye karşı timokinonun lipid peroksidasyonunu inhibe ettiğini, O2.- süpürücüsü olduğunu ve DOX’in neden olduğu kardiyotoksisiteye karşı koruyucu etkisi olduğunu bildirmişlerdir.

    Çalışmada, çörek otunun DOX ile oluşturulan kardiyotoksisitede lipit peroksidasyonun azaltılmasında ve azalmış olan antioksidan enzimlerin aktivitelerinin artırılmasında etkili bir ajan olduğu düşünülmüştür.

    Sonuç olarak, DOX uygulanan ratlarda lipid peroksidasyonun arttığı, antioksidan aktivitelerin azaldığı, DOX ile beraber çörek otu yağı verildiğinde ise olarak MDA, GSH düzeyleri ve antioksidan enzim aktivitelerinin kontrol grubuna yaklaştığı saptanmıştır. MDA ve GSH düzeyleri ve antioksidan enzim aktivitelerinin düzelmesi çörek otu yağının DOX kaynaklı serbest radikal üretilmesini sınırlayarak, antioksidan savunma sistemini artırarak, oksidatif stresi önleme yeteneğine sahip olması ile açıklanabilir. Bu sonuçlar, çörek otu yağının DOX kardiyotosisitesine karşı kalbi koruyabileceği düşündürmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Takemura G, Fujiwara H. Doxorubicin-induced cardiomyopathy: from the cardiotoxic mechanisms to management. Prog Cardiovasc Dis 2007; 49: 330-352. 2. Šimůnek T, Štěrba M, Popelová O, et al. Anthracycline-induced cardiotoxicity: Overview of studies examining the roles of oxidative stress and free cellular iron. Pharmacol Rep 2009; 61: 154-171.

    3) Octavia Y, Tocchetti CG, Gabrielson KL, et al. Doxorubicin-induced cardiomyopathy: From molecular mechanisms to therapeutic strategies. J Mol Cell Cardiol 2012; 52: 1213-1225.

    4) Kimura T, Fujita I, Itoh N, et al. Metallothionein acts as a cytoprotectant against doxorubicin toxicity. J Pharmacol Exp Ther 2000; 292: 299-302.

    5) Chu E, Sartorelli AC. Cancer chemotherapy. In: Katzung BG, Masters SB, Trevor AJ. (Editors). Basic and Clinical Pharmacology, Chapter 54, McGraw-Hill Education 2012; 949-975

    6) Elbaky NA, Ali AA, Ahmed RA. Cardioprotective effect of simvastatin on doxorubicininduced oxidative cardiotoxicity in rats. J Basic App Sci 2010; 6: 29-38.

    7) Burits M, Bucar F. Antioxidant activity of Nigella sativa essential oil. Phytother Res 2000; 14: 323-328.

    8) Yaman I, Balikci E. Protective effects of Nigella sativa against gentamicin-induced nephrotoxicity in rats. Exp Toxicol Pathol 2010; 62: 183-190.

    9) Mohamadin AM, Sheikh B, El-Aal AAA, Elberry AA, Al-Abbasi FA. Protective effects of Nigella sativa oil on propoxur-induced toxicity and oxidative stress in rat brain regions. Pest Biochem Physiol 2010; 98: 128-134.

    10) Kanter M, Demir H, Karakaya C, Ozbek H. Gastroprotective activity of Nigella sativa L oil and its constituent, thymoquinone against acute alcohol-induced gastric mucosal injury in rats. World J Gastroenterol 2005; 11: 6662.

    11) Uz E, Burak U, Yusuf S, et al. Cardioprotective effects of Nigella sativa oil on cyclosporine A‐induced cardiotoxicity in rats. Basic Clin Pharmacol Toxicol 2008; 103: 574-580. 12. Farooqui Z, Afsar M, Rizwan S, Khan AA, Khan F. Oral administration of Nigella sativa oil ameliorates the effect of cisplatin on membrane enzymes, carbohydrate metabolism and oxidative damage in rat liver. Toxicol Rep 2016; 3: 328-335. 13. Iqbal M, Dubey K, Anwer T, Ashish A, Pillai KK. Protective effects of telmisartan against acute doxorubicin-induced cardiotoxicity in rats. Pharmacol Rep 2008; 60: 382.

    14) Hamed MA, El-Rigal NS, Ali SA. Effects of black seed oil on resolution of hepato-renal toxicity induced by bromobenzene in rats. Eur Rev Med Pharmacol Sci 2013; 17: 569-581.

    15) Placer ZA, Cushmann LL, Johnson BG. Estimation of products of lipid peroxidation in biological systems. Anal Biochem 1960; 16: 359-364.

    16) Ellman GL, Courtney KD, Andres Jr V, Featherstone RM. A new and rapid colorimetric determination of acetylcholinesterase activity. Biochem Pharmacol 1961; 7: 88-95.

    17) Aebi H. Catalase. In: Bergmeyer HU (Editor). Methods of Enzymatic Analysis. 2nd Edition, Weinheim: Verlag Chemie, 1974: 673-678.

    18) Beutler E. Red Cell Metabolism. A Manual of Biochemical Methods, 3rd Edition, Orlando: Grune & Stratton, 1984.

    19) Sun Y, Oberly LW, Ying LA. Simple method for clinical assay of superoxide dismutase. Clin Chem 1988; 34: 497-500.

    20) Habig WH, Pabst MJ, Jakoby WB. Glutathione S-transferases the first enzymatic step in mercapturic acid formation. J Biol Chem 1974; 249: 7130-7139.

    21) Lowry OH, Rosebrough NJ, Farr AL, Randall RJ. Protein measurement with the Folin phenol reagent. J Biol Chem 1951; 193: 265-275.

    22) Lefrak EA, Piťha J, Rosenheim S, Gottlieb JA. A clinicopathologic analysis of adriamycin cardiotoxicity. Cancer 1973; 32: 302-314.

    23) Green DM, Grigoriev YA, Nan B, et al. Congestive heart failure after treatment for Wilms’ tumor: A report from the National Wilms’ Tumor Study group. J Clin Oncol 2001; 19: 1926-1934.

    24) Akolkar G, da Silva Dias D, Ayyappan P, et al. Vitamin C mitigates oxidative/nitrosative stress and inflammation in doxorubicin-induced cardiomyopathy. Am J Physiol Heart Circ Physiol 2017; 313: 795-809.

    25) Shi Y, Moon M, Dawood S, McManus B, Liu PP. Mechanisms and management of doxorubicin cardiotoxicity. Herz 2011; 36: 296-305.

    26) Mukherjee S, Banerjee SK, Maulik M, et al. Protection against acute adriamycin-induced cardiotoxicity by garlic: Role of endogenous antioxidants and inhibition of TNF-α expression. BMC Pharmacol 2003; 3: 16.

    27) Umlauf J, Horký M. Molecular biology of doxorubicin-induced cardiomyopathy. Exp Clin Cardiol 2002; 7: 35.

    28) Li T, Singal PK. Adriamycin-induced early changes in myocardial antioxidant enzymes and their modulation by probucol. Circulation 2000; 102: 2105-2110.

    29) Iliskovic N, Hasinoff BB, Malisza KL, et al. Mechanisms of beneficial effects of probucol in adriamycin cardiomyopathy. Mol Cell Biochem 1999; 196: 43-49.

    30) Luo X, Evrovsky Y, Cole D, et al. Doxorubicin inducd acute changes in cytotoxic aldehydes, antioxydant status and cardiac function in the rat. Biochim Biophys Acta 1997; 1360: 45-52.

    31) Chopra S, Pillai KK, Husain SZ, Girl DK. Propolis protects against doxorubicin-induced myocardiopathy in rats. Exp Molecular Pathol 1995; 62: 190-198.

    32) Bolaman Z, Cicek C, Kadikoylu G, et al. The protective effects of amifostine on adriamycin-induced acute cardiotoxicity in rats. Tohoku J Exp Med 2005; 207: 249-253.

    33) Alyane M, Kebsa LB, Boussenane HN, Rouibah H, Lahouel M. Cardioprotective effects and mechanism of action of polyphenols extracted from propolis against doxorubicin toxicity. Pak J Pharm Sci 2008; 21: 201-209.

    34) Park ES, Kim SD, Lee MH, et al. Protective effects of N-acetylcysteine and selenium against doxorubicin toxicity in rats. J Vet Sci 2003; 4: 129-36.

    35) Narin F, Demir F, Akgün H, Kuzugüden S, Köklü E. Doksorubisin ile oluşturulmuş deneysel kardiyotoksisite ve kardiyotoksisite üzerine pentoksifilin etkisi. Turk Kardiyol Dern 2004; 32: 279-287.

    36) Demir F, Narin F, Akgün H, ve ark. Doksorubisin ile oluşturulmuş deneysel kardiyotoksisite üzerine melatoninin etkisi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2004; 47: 260-268

    37) Xu LJ, Jin L, Pan H, et al. Deferiprone protects the isolated atria from cardiotoxicity induced by doxorubicin. Acta Pharmacol Sin 2006; 27: 1333-1339.

    38) Chularojmontri L, Wattanapitayakul SK, Herunsalee A, et al. Antioxidative and cardioprotective effects of Phyllanthus urinaria L. on doxorubicin-induced cardiotoxicity. Biol Pharm Bull 2005; 28: 1165-1171.

    39) Herman EH, Zhang J, Chadwick DP, Ferrans VJ. Comparison of the protective effects of amifostine and dexrazoxane against the toxicity of doxorubicin in spontaneously hypertensive rats. Cancer Chemother Pharmacol 2000; 45: 329-334.

    40) Yilmaz S, Atessahin A, Sahna E, Karahan I, Ozer S. Protective effect of lycopene on adriamycin-induced cardiotoxicity and nephrotoxicity. Toxicology 2006; 218: 164-171.

    41) Harmankaya A, Özcan A. Effect of different doses of mistletoe lectin-I on the levels of tumor necrosis factor-α, nitric oxide, total antioxidant and oxidant capacity in rabbits. Van Vet J 2017; 28: 41-45.

    42) Kaseb AO, Chinnakannu K, Chen D, et al. Androgen receptor and E2F-1 targeted thymoquinone therapy for hormone-refractory prostate cancer. Cancer Res 2007; 67: 7782-7788.

    43) Alobaedi OH, Talib WH, Basheti IA. Antitumor effect of thymoquinone combined with resveratrol on mice transplanted with breast cancer. Asian Pac J Trop Med 2017; 10: 400-408.

    44) Halawani E. Antibacterial acativity of thymoquinone and thymohydroquinone of Nigella sativa L. and their interaction with some antibiotics. Adv Biol Res 2009; 3: 148-152.

    45) Abdel-Fattah AFM, Matsumoto K, Watanabe H. Antinociceptive effects of Nigella sativa oil and its major component, thymoquinone in mice. Eur J Pharmacol 2000; 400: 89-97.

    46) Salem ML. Immunomodulatory and immunotherapeutic properties of the Nigella sativa L. seed. Int Imunopharmacol 2005; 5: 1749-1770.

    47) Al-Shabanah OA, Badary OA, Nagi MN, et al. Thymoquinone protects against doxorubicin-induced cardiotoxicity without compromising its antitumor activity. J Exp Clin Cancer Res 1998; 17: 193-198. 48. Nagi MN, Mansour MA. Protective effect of thymoquinone against doxorubicin–induced cardiotoxicity in rats: A possible mechanism of protection. Pharmacol Res 2000; 41: 283-289.

    49) Nagi MN, Al‐Shabanah OA, Hafez MM, Sayed‐Ahmed MM. Thymoquinone supplementation attenuates cyclophosphamide‐induced cardiotoxicity in rats. J Biochem Mol Toxicol 2011; 25: 135-142.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]