Sunulan çalışmada glandula uropygialis’in cloacanın dorsalinde son kuyruk omurları ile pygostil arasında derinin hemen altında lokalize olduğu belirlendi. Bu bulgu; tavuk (Gallus gallus domesticus) ve bıldırcınlar (Coturnix coturnix Japonica)
23, aseel ırkı tavuk ve horozlar
24 ve saksağan (Pica pica)
25 da yapılan çalışmalar ile paralellik göstermektedir.
Serbest 20, kırmızı acı biberli rasyonla beslenen dişi ve erkek civcivlerin glandula uropygialisleri üzerinde etkilerinin erkeklerde dişilerden daha fazla olduğunu bildirmiştir. Yılmaz ve ark. 24 aseel ırkı horoz ve tavukların glandula uropygialisi üzerine yaptıkları çalışmada morfometrik ölçümlerde cinsiyetler arası istatistiki olarak anlamlı bir fark olmadığını bildirmiştir. Yapılan çalışmada rasyona farklı oranda nane yağı ilave edilen bıldırcınların glandula uroypigialisi üzerinde cinsiyetler arası istatistiki bir fark oluşturmadığı gözlendi.
Yılmaz ve ark. 24 aseel ırkı horoz ve tavukların relatif bez ağırlığını sırasıyla; 0.043±0.0028 g, 0. 046±0.0029 gr olduğu ve cinsiyetler arasında istatistiki bir fark olmadığını bildirmiştir. Yapılan çalışmada kontrol, NI, NII ve NIII gruplarında relatif bez ağırlıkları sırasıyla 0.11±0.01 g, 0.13±0.01 g, 0.15±0.02 g, 0.16±0.02 g olarak belirlendi ve grup ve cinsiyetler arasında anlamlı bir istatistiki farka rastlanmadı.
Çağlayan ve Şeker 9, rasyona nane yağı ilavesinin bıldırcınların performansında olumlu etkiler yaptığını bildirmiştir. Kaplan 26, sıcaklık stresi altında yetiştirilen bıldırcınların rasyonlarına bitkisel ekstrakt ilavesinin besi performansı, karkas randımanı, et kalitesi ve raf ömrü açısından herhangi bir etkisinin olmadığını bildirmiştir. Sur ve ark. 27 rasyona ilave edilen nanenin miktarına bağlı olarak bıldırcınların ince bağırsaklar üzerinde etkileri olduğunu bildirmiştir. Yapılan çalışmada rasyona farklı oranda nane yağı ilavesinin, bıldırcınların glandula uropygialis üzerinde histometrik olarak gruplar arası ve cinsiyetler arası önemli bir etki göstermediği belirlendi.
Zık ve Erdost 17, rasyonlarına acı kırmızı biber ilave edilen horozların glandula uropygialislerinde yağ bölgesindeki hücrelerin daha fazla lipid içirdiği, tubul duvar kalınlığının ve uzunluğunun yaş ve acı biber etkisine bağlı arttığını, glikojen bölgesinde ise acı biberin duvar kalınlığını azalttığını bildirmiştir. Yapılan çalışmada nane yağının bıldırcın glandula uropygilisinde glikojen ve yağ bölgesinde, bölge ve duvar kalınlığı üzerinde anlamlı bir etki göstermediği belirlendi.
Çalışmamızda farklı gruplarda ve az sayıda dokuda mononükleer hücre infiltrasyonuna rastlandı, fakat literatürlerde nane yağının yangı tetikleyici etkisine dair bir yayına rastlanmamış olup, aksine başta sindirim sistemi olmakla birlikte çeşitli doku ve organlardaki yangı tedavisinde ve radyasyonun yan etkilerinden korunma da kullanılmaktadır 7,28. Hem literatürde nane yağının yangı tetikleyeci etkisine dair bir yayına rastlanmamış olunması hem de yangısal hücre infiltrasyonunun farklı gruplardaki az sayıdaki hayvanda gözlenmesi söz konusu infiltrasyonların bireysel farklılıklardan kaynaklanabileceğini düşündürmektedir.
Elde edilen morfometrik ve histometrik parametreler dikkate alındığında rasyona farklı oranlarda nane yağı ilavesinin bıldırcın glandula uropygialisleri üzerinde papilla uzunluğu, sol lop uzunluk ve genişliği üzerinde etki ettiği diğer parametreler ve cinsiyetler arası bir fark oluşturmadığı belirlendi. Sonuç olarak bezin morfometrik ve histometrik değerlerine bakıldığında gruplar ve cinsiyetler arası istatistiki farkın fazla olmaması, bıldırcınların erken kesim ağırlığına ulaşmasından dolayı bu kısa süre içerisinde dokularda fazla değişim göstermeyebileceğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.