[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi
2019, Cilt 33, Sayı 3, Sayfa(lar) 201-206
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Yenidoğan İshalli Buzağılarda Mortalite İndikatörü Olarak Kan Laktat, Glikoz, Total Protein ve Gama Glutamil Transferaz Seviyeleri
Uğur AYDOĞDU1, Ramazan YILDIZ 2, Hasan GÜZELBEKTEŞ 3, Alparslan COŞKUN 4, İsmail ŞEN 5,
1Balıkesir Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Balıkesir, TÜRKİYE
2Burdur Mehmet Akif Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Burdur, TÜRKİYE
3Selçuk Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya, TÜRKİYE
4Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas, TÜRKİYE
5Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Bişkek, KIRGIZİSTAN
Anahtar Kelimeler: İshal, buzağı, laktat, hipoglisemi
Özet
Bu çalışmanın amacı, yenidoğan ishalli buzağılarda prognoz ve mortalite indikatörü olarak hangi parametrelerin kullanılabileceğini araştırmaktı. Araştırmada 51 yenidoğan ishalli buzağı kullanıldı. İshalli buzağılar ölen (n=16) ve hayatta kalan (n=35) olarak iki gruba ayrıldı. Tüm buzağıların rutin klinik muayeneleri yapıldıktan sonra hematolojik, kan gazları ve biyokimyasal analizler için kan alındı. Tüm buzağılarda ishal, dehidrasyon, emme refleksinde azalma, kapiler tekrar dolum zamanında uzama, hipotermi ve solunum sayısında artış belirlendi. Ölen ve hayatta kalan buzağılarda şiddetli metabolik asidoz ve hiperkalemi mevcuttu. Hayatta kalan buzağılar ile karşılaştırıldığında ölen ishalli buzağıların kan laktat seviyesi önemli oranda (P<0.05) yüksek, kan glikoz, ortalama eritrosit hemoglobin konsantrasyonu (MCHC), total protein (TP) ve gama glutamil transferaz (GGT) seviyeleri ise önemli oranda (P<0.05) düşüktü. İshalli ölen ve yaşayan buzağılar arasında laktat cut-off değeri 4.5 mmol/L olarak değerlendirildiğinde, sensitivite ve spesifitesinin sırasıyla %81.3 ve %71.4 olduğu tespit edildi. Sonuç olarak, neonatal ishalli buzağılarda kan laktat ve glikoz seviyesinin prognoz ve mortalite göstergesi olarak kullanılabileceği, TP seviyesi ve GGT aktivitelerinin düşük olmasının pasif transfer yetmezliğine bağlı hastalıklara karşı predispoze faktör olabileceği değerlendirilmiştir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Yeni doğan buzağı ishalleri dünya genelinde morbidite ve mortalitenin en yaygın nedenlerinden olup sığır işletmelerindeki ekonomik kayıplardan önemli derecede sorumludur 1,2. Buzağı ishallerindeki ekonomik kayıpların nedenlerini tedavi masrafları, buzağıların büyüme ve gelecekteki performansları üzerindeki olumsuz etkileri ve ölüm oluşturur 2. Yeni doğan buzağılarda ishale bağlı olarak, güçlü iyon (metabolik) asidozisi, hiper-D-laktatemi, hiper-L-laktatemi, azotemi, hipoglisemi, hiperkalemi ve hiponatremi gibi ciddi değişiklikler oluşabilmektedir 3-5.

    Laktat anaerobik glikolizin son ürünü olan bir metabolittir ve piruvatın indirgenmesi ile üretilir. Sağlıklı bireylerde normal aerobik metabolizma koşulları altında düşük konsantrasyonda laktat üretilmektedir 6-8. Kanda L-laktat ve/veya D-laktat konsantrasyonundaki artışın sonucu olarak laktik asidozis şekillenir. L-laktat dokulara düşük düzeyde oksijen ulaşması ya da doku hipoperfüzyonu sonucunda anaerobik metabolizmaya bağlı olarak üretilir. D-laktat ise bakteriyel metabolizmanın bir yan ürünüdür ve ishalli buzağılarda bağırsaklardaki laktozun bakteriler tarafından parçalanması sonucunda üretilebilmektedir. İshalli buzağılarda kan laktat konsantrasyonunda artışlar tespit edilmiştir 8-10. Ayrıca laktatın hastalığın şiddetinin belirlenmesinde iyi bir indikatör olduğu da ifade edilmektedir 11,12. Çok sayıda çalışmada 8,13,14, kritik derecede hastalığı bulunan insanlarda, laktat düzeylerinin prognostik değeri gösterilmiştir. Ayrıca buzağı 10,12,15, inek 16, at 17-19 ve köpeklerde 11 çeşitli hastalıklarda laktat seviyesinde önemli artışlar tespit edilmiş olup prognostik önemi de vurgulanmıştır.

    Hipoglisemi, buzağılarda neonatal ishalin sık görülen komplikasyonlarındandır 20. Deneysel çalışmalarda buzağılarda endotoksemi veya septisemi ile hipoglisemi arasındaki ilişki gösterilmiştir 21,22. Kritik düzeyde hasta olan buzağı ve taylarda hipoglisemi kötü prognozun önemli bir belirteci olarak kabul edilmektedir 23,24. Bu nedenle kritik hastalarda kan glikoz düzeyinin izlenmesi önemlidir.

    Yeni doğan buzağılarda doğum sonrası serum/plazma total protein (TP) konsantrasyonu ve gama glutamil transferaz (GGT) enzim aktiviteleri düşük olup, zamanında ve uygun miktarda kolostrum tüketilmesi sonucu bu parametreler IgG ile korelasyon oluşturacak şekilde artar. Bu nedenle serum/plazma TP konsantrasyonu ve GGT enzim aktivitelerinin pasif transferin değerlendirilmesinde kullanılabileceği belirtilmektedir 25. Pasif transfer yetmezliğe sahip buzağılarda hastalık ve ölüm riskinde artış gözlenmektedir 26.

    Bu çalışma, yenidoğan ishalli buzağılarda prognoz ve mortalite indikatörü olarak hangi parametrelerin kullanılabileceğini belirlemek amacıyla yapılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu araştırmada 51 yenidoğan ishalli buzağı kullanıldı. İshalli buzağılar ölen [n=16, 3-23 gün (10.50±1.73), 9 Holştayn, 4 Montafon, 1 Simental, 2 yerli ırk] ve hayatta kalan [n=35, 2-30 gün (9.94±1.19), 26 Holştayn, 4 Montafon, 5 Simental] olarak iki gruba ayrıldı.

    Tüm buzağıların rutin klinik muayeneleri yapıldıktan sonra, hematolojik, kan gazları ve biyokimyasal analizler için V. jugularis’ten 8 mL kan alındı. Heparinize enjektörlere alınan kan örneklerinden pH, pCO2, pO2, sodyum (Na+), potasyum (K+), iyonize kalsiyum (iCa+2), glikoz, laktat, bikarbonat (HCO3-), baz açığı (BE) ve oksijen saturasyonu (O2sat) düzeyleri kan gaz analizör (GEM Premier Plus, Instrumentation Laboratory Inc. Bedford, MA, ABD) kullanılarak 15 dk içerisinde, K3 EDTA’lı kan örneklerinden akyuvar (WBC), alyuvar (RBC), ortalama eritrosit hacmi (MCV), MCHC, hematokrit (HCT), hemoglobin (HGB) ve trombosit (PLT) seviyeleri hematolojik analizör (MS4e Melet Schloesing Laboratories, Fransa) ile 30 dk içerisinde belirlendi. Antikoagulantsız tüplere alınan kan örnekleri ise oda ısısında 30 dk bekletilip pıhtılaştıktan sonra 4500 devirde de 5 dk santrifüj edilerek serum örnekleri çıkarıldı ve analiz edilinceye kadar -20 de saklandı.

    Buzağıların serum TP, aspartat aminotransferaz (AST), GGT, laktat dehidrogenaz (LDH), kreatin kinaz (CK) ve kreatin kinaz miyokard band (CK-MB) seviyeleri otoanalizör (BT 3000 plus, Biotecnical Inc, SPA, Via lizenca, 18 00155, Roma, İtalya) ile kardiyak troponin I seviyesi ise kemiluminesans immünoassay (Siemens Advia Centaur XP, Almanya) kullanılarak tespit edildi.

    İshalli buzağılara standart tedavi prosedürü uygulandı. Buzağıların dehidrasyon derecesi göz küresinin orbita içerisine çökme miktarı (>2 mm) ve deri elastikiyetinin (>2 sn) incelenmesi ile belirlenerek verilecek sıvı miktarı hesaplandı 20. Kan gaz analizi sonuçlarına göre metabolik asidoz ve hipoglisemin düzeltilmesi için sıvı tedavisi yapıldı. Bikarbonat ihtiyacı; Vücut ağırlığı*baz açığı*0.6 (mEq/L) formülüyle hesaplanarak ihtiyaca göre %1.3 sodyum bikarbonat solüsyonu intravenöz olarak 20 mL/kg/saat hızında uygulandı. Hipoglisemi belirlenen buzağılara intravenöz %5 dekstroz solüsyonu verilerek glikoz ihtiyacı giderildi. Ayrıca tüm buzağılara antibiyotik (Seftiofur sodium, Ceftivil, Vilsan) ve antienflamatuvar (Meloksicam, Maxicam, Sanovel) uygulaması yapıldı. Yoğun tedavi uygulamalarına rağmen 51 buzağının 16’sı 48 saat içerisinde öldü.

    Tüm veriler ortalama ve ortalamanın standart hatası (Mean±SEM) olarak sunuldu. Gruplar arasındaki farklılık bağımsız t testi kullanılarak belirlendi. İshalli ölen ve hayatta kalan buzağıların laktat ölçümünde cut-off değerini belirlemek için Receiver Operating Characteristics (ROC) eğrileri kullanıldı. Cut-off eşiği için olasılık oranı değeri hesaplandı ve en yüksek hesaplanan değer optimum cut-off noktası olarak düşünüldü. P<0.05 düzeyi istatistiki açıdan önemli kabul edildi. Verilerin analizleri için SPSS yazılım programı (SPSS 22.0, Inc., Chicago, IL, USA) kullanıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    İshalli buzağıların tamamında halsizlik, depresyon, emme refleksinde azalma, hipotermi, taşipne, kapiler tekrar dolum zamanında uzama ve dehidrasyon tespit edildi.

    Hayatta kalan ve ölen buzağıların vücut ısısı, nabız, solunum sayısı, kapiler tekrar dolum zamanı ve dehidrasyon dereceleri Tablo 1’de, kan gaz analiz sonuçları Tablo 2’de, hematolojik ve biyokimyasal parametrelerdeki değişimler ise Tablo 3’de tüm parametrelerin ortalama değerleri ve aralarındaki farklılıkların önemi şeklinde gösterildi. Yaşayan ve ölen buzağıların klinik parametreleri arasında istatistiki bir fark gözlenmedi (Tablo 1). Kaz gazları analizinde, her iki grupta da şiddetli metabolik asidoz (pH<7.20 ve baz açığı>-10 mmol/L) mevcuttu. Ölen buzağılarda yaşayanlara göre glikoz düzeyinin önemli oranda (P<0.05) düşük, laktat düzeyinin ise önemli oranda yüksek (P<0.05) olduğu gözlendi (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: İshalli buzağıların klinik bulguları (Mean±SEM)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: İshalli buzağıların kan gaz analiz sonuçları (Mean±SEM)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: İshalli buzağıların hematolojik ve biyokimyasal analiz sonuçları (Mean±SEM)

    Ölen ve hayatta kalan ishalli buzağıların laktat seviyesinin ROC analiz sonuçları Tablo 4 ve Şekil 1’de verildi. Laktat’ın cut-off seviyesi 4.35 mmol/L olarak alındığında sensitivitesinin %81.3 ve spesifitesinin %71.4 olduğu belirlendi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: İshalli buzağılarda laktatın cut-off, sensitivite ve spesifite değerleri


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: İshalli buzağılarda laktatın ROC analiz sonucu

    İshalli buzağılarda ortalama lökosit seviyesinde artış saptandı, ancak gruplar arasında istatistiksel fark gözlenmedi. Ölen ishalli buzağılarda yaşayanlara göre MCHC ve TP seviyeleri ile GGT aktivitesi önemli oranda (P<0.05) düşüktü. Ayrıca ölen buzağılarda yaşayanlara kıyasla troponin I seviyeleri ile AST, LDH ve CK aktiviteleri yüksekti, ancak gruplar arasında istatistiksel farklılık tespit edilmedi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    İshalli buzağılarda sıvı ve elektrolitlerin kaybına bağlı metabolik asidoz, azotemi ve elektrolit seviyelerinde değişiklikleri de içeren çeşitli metabolik anormallikler gözlenmektedir 3,4,27. Bu çalışmada her iki grupta da metabolik asidoz gözlenmiştir (Tablo 2). Metabolik asidoz, ishalli buzağılarda sık görülen ciddi bir komplikasyondur. İshalde gözlenen asidoz bağırsaktan bikarbonat kaybı ve organik asitlerin (L ve D laktat vb.) birikimi ile ilişkilidir 5,28<,r29>. Ayrıca ishaller önemli oranda elektrolit anormallikleri ile birlikte seyretmektedir. Buzağılarda ishale bağlı disnatremi ve hiperkalemi gözlenebilmektedir. Total vücut potasyum miktarında azalma olmasına rağmen, ishalli buzağıların kan potasyum konsantrasyonunda artış gözlenmektedir 3,30. Bu çalışmada da benzer şekilde her iki grupta kan potasyum düzeylerinde artış belirlendi.

    Laktat anaerobik glikoliz sonucu piruvatın indirgenmesi ile üretilen bir metabolittir. Sağlıklı bireylerde bazal koşullar altında düşük konsantrasyonda laktat üretimi söz konusu olup bu, insanlarda saatte kg başına yaklaşık olarak 0.8 mmol/L laktat üretimine eşittir ve sonuç olarak <1 mmol/L laktat dinlenme değeri elde edilir 6-8. Sağlıklı buzağılarda ise normal kan laktat seviyesinin 0.5-2 mmol/L olduğu kabul edilmektedir 9,31. İshalli buzağılarda hiperlaktateminin hem L-laktat, hem de D-laktat seviyelerindeki artıştan kaynaklandığı bildirilmiştir 9,10. Sunulan bu çalışmada her iki grupta da laktat düzeylerinde artış gözlenmesi yukarıdaki araştırmalarla paralellik arz etmiştir. Ölen buzağıların kan laktat konsantrasyonunun yaşayanlara göre önemli düzeyde (P<0.05) yüksek olması, kan laktat seviyesinin prognostik indikatör olabileceğini ve mortalite göstergesi olarak da kullanılabileceğini göstermiştir. İnsanlarda sistemik yangısal cevap sendromu, sepsis, travma gibi pek çok klinik tablonun teşhisi, izlenmesi ve prognozunda kan laktat ölçümünün yararlı bir araç olduğu bildirilmiştir 32. Buzağı 12,33, sığır 16, at 17-19 ve köpeklerde 11 de laktatın prognostik öneminin bulunduğunu çalışmalarla gösterilmiştir. Coghe ve ark. 34 solunum sistemi hastalıklı sığırlarda, >4 mmol/L plazma laktat düzeyinin 24 saat içinde mortalite için güvenilir bir prognostik gösterge olduğunu bildirmişlerdir. Benzer şekilde Camkerten ve ark. 33 ’da solunum sistemi hastalığı bulunan buzağılarda plazma laktat seviyesinin prognostik parametre olduğunu belirtmiştir. Yildiz ve ark. 12 laktatın premature buzağılarda da mortalite ve prognostik indikatör olduğunu rapor etmişlerdir. Tennent-Brown ve ark. 17, kritik hastalığı olan atlarda laktat metabolizmasının bozulduğunu ve laktat konsantrasyonunun zaman içindeki değişiminin atlarda yararlı bir prognostik gösterge olabileceğini ifade etmişlerdir. de Papp ve ark. 11, gastrik dilatasyon ve volvulus olan 102 köpek üzerinde yaptıkları bir çalışmada plazma laktat düzeyleri >6 mmol/L olanların %58 hayatta kalma oranına sahipken, buna karşın <6 mmol/L değerleri olanlar %99'luk bir hayatta kalma oranına sahip olduğunu göstermiştir. Sunulan bu çalışmada laktat konsantrasyonu cut off değeri 4.35 mmol/L olarak belirlenmiştir. Laktat konsantrasyonu 4.35 mmol/L ve üzerinde olan buzağıların sensitivite ve spesifitesi sırasıyla %81.3 ve %71.4 oranında mortalite riski olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmanın sonuçları yukarda sunulan araştırmalara benzer şekilde ishalli yeni doğan (<30 gün) buzağılarda kan laktat konsantrasyonunun mortalite ve prognostik indikatör olarak kullanılabileceğini göstermektedir.

    İshalli buzağılarda gözlenen önemli komplikasyonlardan biri de hipoglisemidir 5,20. Yeni doğanlar sınırlı enerji rezervlerine sahip oldukları için enerji alımını bozan herhangi bir durum, kan glikoz homeostazında bozulmalara neden olur 35,36. Hipoglisemi, kritik hastalığı olan çocuklarda sık görülen bir komplikasyondur ve zayıf prognoz ile ilişkilendirilmektedir 37. Benzer şekilde yoğun bakım ünitelerine kabul edilen kritik hastalıklı taylarda hipoglisemi yaygın olup, hayatta kalma ile ilişkili olduğu bildirilmiştir 38. Trefz ve ark. 36 10.060 hospitalize yenidoğan buzağının 636 (%6.3) tanesinde şiddetli hipoglisemi (< 2 mmol/L, <36 mg/dL) geliştiğini, şiddetli hipoglisemili buzağılarda hayatta kalma oranının %20.6, normoglisemiklerde ise %74 olduğunu belirtmişlerdir. Şiddetli neonatal ishalli buzağılarda da hipoglisemi gözlenebilmektedir 5,36,39. Deneysel çalışmalarda intravenöz E. coli ve endotoksin uygulamalarıyla septisemi/endotoksemi oluşturulan neonatal buzağılarda bu klinik durumlar ile hipoglisemi arasındaki ilişki gösterilmiştir 21,22. Bu çalışmada ölen buzağıların kan glikoz konsantrasyonu hayatta kalanlardan önemli düzeyde (P<0.05) düşük bulunmuştur. Ayrıca şiddetli hipoglisemi (<36 mg/dL) ölen buzağıların %37.50’inde tespit edilirken hayatta kalanların %11.43’ünde gözlenmiştir. İshalli buzağılarda gözlenen hipoglisemi muhtemelen enerji rezervlerinin tükenmesi, süt tüketiminin azalması ya da hiç olmaması, septisemi/sepsisin varlığı ve bağırsak hasarına bağlı sütten yararlanımın düşmesi ile ilişkili olabilir. Bu sonuçlar ayrıca hipogliseminin kötü prognoz ile ilişkili olabileceğini de düşündürmüştür. Ancak bu araştırmada glikoz için güvenli bir cut off değeri belirlenememiştir. Bu durumun kan glikoz düzeyinin pek çok faktörden etkilenmesi özellikle stres faktörlerinden kaynaklanabileceği değerlendirilmiştir.

    Kolostrum almamış yeni doğan buzağılar düşük TP ve GGT seviyelerine sahiptir. Kolostrum tüketimi sonrası serum TP seviyesi ve GGT aktivitesinde artışın olduğu ve bu parametrelerin IgG ile pozitif korelasyon göstermesi nedeniyle pasif transfer yetmezlik tahmininde kullanılabileceği bildirilmektedir 40,41. Tyler ve ark. 42, yeterli pasif transfer seviyesi için serum TP konsantrasyonunun 5.5 g/dL’nin üzerinde olması gerektiğini bildirmektedirler. Sunulan bu çalışmada ölen buzağıların TP seviyesinin yaşayanlara göre önemli oranda (P<0.001) düşük (3.86 g/dL) olmasının buzağılarda pasif transfer yetmezliği ile ilişkili olabileceğini göstermiştir. Donovan ve ark. 43, buzağılarda serum TP konsantrasyonu 4-5 g/dL aralığında iken ölümlerin azaldığını, bu oran 5-6 g/dL’ye yükseldikçe ölümlerin daha da azaldığını ve >6 g/dL olduğu durumlarda ise ölüm görülmediği bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızdaki ölen buzağıların TP seviyelerinin <5 g/dL, hayatta kalanların ise >5 g/dL olması Donovan ve ark. 43’nın bulguları ile benzerlik göstermiştir. Bu araştırmada, ölen buzağıların serum GGT aktivitesi yaşayanlara göre önemli oranda düşük (P<0.001) bulunmasına rağmen, gruplarda yaş dağılımının 2-30 gün aralığında olmasından dolayı GGT aktivitesindeki değişimin sağlıklı sonuç vermeyeceği değerlendirilmiştir. Pasif transfer durumun belirlenmesinde GGT enzim aktivitesinin 0, 2, 14 ve 28 günlerde değerlendirilmesi gerekmektedir 41,44,45. Aydogdu ve Guzelbektes 37, kolostrum almadan önce (0.saat) buzağılarda serum GGT aktivitesinin 12.95 IU/L olduğunu, kolostrum aldıktan sonraki 2.,7.,14. ve 28. günlerde sırasıyla 712.50 IU/L, 195.42 IU/L, 103.50 IU/L, 37.54 IU/L olduğunu belirtmişlerdir. Diğer çalışmalarda da 44,45 benzer sonuçlar verilmiştir.

    Sonuç olarak, neonatal ishalli buzağılarda kan laktat ve glikoz seviyesinin prognoz ve mortalite göstergesi olarak kullanılabileceği, TP seviyesi ve GGT aktivitelerinin düşük olmasının pasif transfer yetmezliğine bağlı hastalıklara karşı predispoze faktör olabileceği değerlendirilmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Meganck V, Hoflack G, Opsomer G. Advances in prevention and therapy of neonatal dairy calf diarrhoea: A systematical review with emphasis on colostrum management and fluid therapy. Acta Vet Scand 2014; 56: 75.

    2) Donovan GA, Dohoo IR, Montgomery DM, Bennett FL. Calf and disease factors affecting growth in female Holstein calves in Florida, USA. Prev Vet Med 1998; 33: 1-10.

    3) Sen I, Constable PD. General overview to treatment of strong ion (metabolic) acidosis in neonatal calves with diarrhea. Eurasian J Vet Sci 2013; 29: 114-120.

    4) Basoglu A, Baspinar N, Tenori L, Xiaoyu H, Yildiz R. NMR based metabolomic evaluation in neonatal calves with acute diarrhea and suspected sepsis: A new approach for biomarker/s. Metabolomics 2014; 4: 2.

    5) Trefz FM, Lorenz I, Lorch A, Constable PD. Clinical signs, profound acidemia, hypoglycemia, and hypernatremia are predictive of mortality in 1,400 critically ill neonatal calves with diarrhea. PLoS ONE 2017; 12: e0182938.

    6) Huckabee WE. Abnormal resting blood lactate. I. The significance of hyperlactatemia in hospitalized patients. Am J Med 1961; 30: 833-839.

    7) Huckabee WE. Abnormal resting blood lactate. II. Lactic acidosis. Am J Med 1961; 30: 840-848.

    8) Fall PJ, Szerlip HM. Lactic acidosis: from sour milk to septic shock. J Intensive Care Med 2005; 20: 255-271.

    9) Omole OO, Nappert G, Naylor JM, Zello GA. Both L- and D-lactate contribute to metabolic acidosis in diarrheic calves. J Nutrition 2001; 131: 2128-2131.

    10) Lorenz I. Influence of D-lactate on metabolic acidosis and on prognosis in neonatal calves with diarrhoea. J Vet Med A 2004; 51: 425-428.

    11) de Papp E, Drobatz KJ, Hughes D. Plasma lactate concentration as a predictor of gastric necrosis and survival among dogs with gastric dilatation-volvulus: 102 cases (1995-1998). J Am Vet Med Assoc 1999; 215: 49-52.

    12) Yildiz R, Aydogdu U, Guzelbektes H, Coskun A, Sen I. Venous lactate, pH and partial pressure of carbon dioxide levels as prognostic indicators in 110 premature calves with respiratory distress syndrome. Vet Rec 2017; 180: 611.

    13) Cerovic O, Golubovie V, Spec-Marn A, Kremzar B, Vidmar G. Relationship between injury severity and lactate levels in severely injured patients. Intensive Care Med 2003; 29: 1300-1305.

    14) Kaplan LJ, Kellum JA. Initial pH, base deficit, lactate, anion gap, strong ion difference, and strong ion gap predict outcome from majör vascular surgery. Crit Care Med 2004; 32, 1120-1124.

    15) Nagy O, Seidel H, Paulíková I, Mudroň P, Kováč G. Use of blood gases and lactic acid analyses in diagnosis and prognosis of respiratory diseases in calves. Bull Vet Inst Pulawy 2006; 50: 149-152.

    16) Figueiredo MD, Nydam DV, Perkins GA, Mitchell HM, Divers TJ. Prognostic value of plasma L-lactate concentration measured cow-side with a portable clinical analyzer in holstein dairy cattle with abomasal disorders. J Vet Intern Med 2006; 20: 1463-1470.

    17) Tennent-Brown BS, Wilkins PA, Lindborg S, Russell G, Boston RC. Sequential plasma lactate concentrations as prognostic indicators in adult equine emergencies. J Vet Intern Med 2010; 24: 198-205.

    18) Tennent-Brown B. Blood lactate measurement and interpretation in critically ill equine adults and neonates. Vet Clin North Am Equine Pract 2014; 30: 399-413.

    19) Roy MF, Kwong GPS, Lambert J, Massie S, Lockhart S. Prognostic value and development of a scoring system in horses with systemic inflammatory response syndrome. J Vet Intern Med 2017; 31: 582-592.

    20) Tennant B, Harrold D, Reina-Guerra M. Hypoglycemia in neonatal calves associated with acute diarrhea. The Cornell Veterinarian 1968; 58: 136-146.

    21) Ballou MA, Cobb CJ, Hulbert LE, Carroll JA. Effects of intravenous Escherichia coli dose on the pathophysiological response of colostrum-fed Jersey calves. Veterinary Immunology and Immunopathology 2011; 141: 76-83.

    22) Coskun A, Sen I. Haematological, biochemical and coagulation changes in calves with endotoxemia. Agricultural Journal 2012; 7: 37-41.

    23) Trefz FM, Feist M, Lorenz I. Hypoglycaemia in hospitalised neonatal calves: Prevalence, associated conditions and impact on prognosis. Vet J 2016; 217: 103-108.

    24) Hollis AR, Furr MO, Magdesian KG, et al. Blood glucose concentrations in critically ill neonatal foals. J Vet Intern Med 2008; 22: 1223-1227.

    25) Aydogdu U, Guzelbektes H. Effect of colostrum composition on passive calf immunity in primiparous and multiparous dairy cows. Vet Med-Czech 2018; 63: 1-11.

    26) Constable PD, Hinchcliff KW, Done SH, Grünberg W. Veterinary Medicine A Textbook of the Diseases of Cattle, Horses, Sheep, Pigs, and Goats. 11th Edition Saunders Ltd: ‎Philadelphia, 2017.

    27) Guzelbektes H, Coskun A, Sen I. Relationship between the degree of dehydration and the balance of acid-based changes in dehydrated calves with diarrhoea. Bull Vet Inst Pulawy 2007; 51: 83-87.

    28) Sen I, Altunok V, Ok M, Coskun A, Constable PD. Efficacy of oral rehydration therapy solutions containing sodium bicarbonate or sodium acetate for treatment of calves with naturally acquired diarrhea, moderate dehydration, and strong ion acidosis. J Am Vet Med Assoc 2009; 234: 926-934.

    29) Coskun A, Sen I, Guzelbektes H, et al. Comparison of the effects of intravenous administration of isotonic and hypertonic sodium bicarbonate solutions on venous acid-base status in dehydrated calves with strong ion acidosis. J Am Vet Med Assoc 2010; 236: 1098-1103.

    30) Basoglu A, Aydogdu U. Terminal atrial standstill with ventricular escape rhythm in a neonatal calf with acute diarrhea. Turk J Vet Anim Sci 2013; 37: 362-365.

    31) Bednarski M, Kupczynski R. Analysis of acid–base disorders in calves with lactic acidosis using a classic model and strong ion approach. Turk J Vet Anim Sci 2015; 39: 615-620.

    32) Pang DS, Boysen S. Lactate in veterinary critical care: Pathophysiology and management. J Am Anim Hosp Assoc 2007; 43: 270-279.

    33) Camkerten I, Borku MK, Kalinbacak A, et al. Clinical utility of lactate in calves with bovine respiratory disease. Journal of Animal and Veterinary Advances 2010; 9: 1955-1957.

    34) Coghe J, Uystepruyst CH, Bureau F, et al. Validation and prognostic value of plasma lactate measurement in bovine respiratory disease. Vet J 2000; 160: 139-146.

    35) Carlson GP. Clinical chemistry tests. In: Smith, BP. (Editor). Large Animal Internal Medicine. 4th Edition: Mosby Elsevier: St. Louis 2009: 375-397.

    36) Trefz FM, Feist M, Lorenz I. Hypoglycaemia in hospitalised neonatal calves: Prevalence, associated conditions and impact on prognosis. Vet J 2016; 217: 103-108.

    37) Wintergerst KA, Buckingham B, Gandrud L, et al. Association of hypoglycemia, hyperglycemia, and glucose variability with morbidity and death in the pediatric intensive care unit. Pediatrics 2006; 118: 173-179.

    38) Hollis AR, Furr MO, Magdesian KG, et al. Blood glucose concentrations in critically ill neonatal foals. J Vet Intern Med 2008; 22: 1223-1227.

    39) Lofstedt J, Dohoo IR, Duizer G. Model to predict septicemia in diarrheic calves. J Vet Intern Med 1999; 13, 81-88.

    40) Weaver DM, Tyler JW, VanMetre DC, Hostetler DE, Barrington GM. Passive transfer of colostral immunoglobulin in calves. J Vet Intern Med 2000; 14: 569-577.

    41) Aydogdu U, Guzelbektes H. Effect of colostrum composition on passive calf immunity in primiparous and multiparous dairy cows. Vet Med-Czech 2018; 63: 1-11.

    42) Tyler JW, Steevens BJ, Hostetler DE, Holle JM, Denbigh JL. Colostral immunoglobulin concentrations in Holstein and Guernsey cows. Am J Vet Res 1999; 60: 1136-1139.

    43) Donovan GA, Dohoo IR, Montgomery DM, Bennett FL. Associations between passive immunity and morbidity and mortality in dairy heifers in Florida, USA. Prev Vet Med 1998; 34: 31-46.

    44) Parish SM, Tyler JW, Besser TE, Gay CC, Krytenberg D. Prediction of serum IgG1 concentration in Holstein calves using serum gamma glutamyltransferase activity. J Vet Intern Med 1997; 11: 344-347.

    45) Rocha TG, Nociti RP, Sampaio AAM, Fagliari JJ. Passive immunity transfer and serum constituents of crossbred calves. Pesq Vet Bras 2012; 32: 515-522.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]