Hayvan beslemede yemin ete dönüşü oranını arttırmak, daha sağlıklı hayvanlar ve bu hayvanlardan elde edilen ürünlerin miktar ve kalitesini arttırmak amacıyla çeşitli yem katkı maddeleri yıllardır kullanılmaktadır
19. Bu katkı maddelerinin başında da antibiyotikler gelmektedir. Antibiyotiklerin yem katkı maddesi olarak kullanımlarının yasaklanması üzerine antibiyotiklere alternatif olabilecek yeni yem katkı maddeleri üzerinde arayışlar başlamıştır
20,21. Bu bağlamda hayvanlar tarafından tüketildiklerinde onlardan elde edilen ürünler üzerinde herhangi bir kalıntı bırakmayan, insan sağlığı üzerine herhangi bir tehdit oluşturmayan bitkisel yağlar hayvan beslemede performans arttırmak amacıyla kullanılabilecek maddelerin başında gelmektedir
22.
Hayvanların canlı ağırlık ortalamaları incelendiğinde (Tablo 3), denemenin son tartımında (43. gün) en yüksek canlı ağırlık ortalaması bitkisel yağ karışımının mikrokapsulasyon yöntemi ile stabil hale getirilerek yeme katıldığı kapsül grubunda belirlenmiştir. Esansiyel yağların hayvanların performansları üzerindeki etkileri farklı şekillerde izah edilmektedir. Bunlardan bir tanesi endojen enzimlerin aktivitelerini arttırarak yemin yapısında bulunan besin maddelerinin sindirilme derecelerini arttırarak etkilerini gösterdikleri ifade edilmektedir23. Bu çalışmada canlı ağırlıklar arasındaki farklılıklar endojen enzim aktivitesinin artması sonucunda hayvanların yemden yararlanmasının iyileşmesi ile açıklanabilir. Canlı ağırlık artışı (Tablo 4) ile ilgili parametreler incelendiğinde 36-43. ve 15-43. günler arasındaki en yüksek değerler kapsül grubunda tespit edilmiştir. Bitkisel yağ karışımının uçucu bileşenlerinin gösterildiği tablo (Tablo 2) incelendiğinde, uçucu bileşenler arasında yer alan karvakrol ile timol’ün sindirim kanalının endojen salgılarını pozitif yönde etkileyerek sindirimi uyardığı ve besin maddelerinin sindiriminde aktif rol alan villuslar üzerine koruyucu etkileri olduğu ifade edilmektedir24. Bu çalışmada canlı ağırlık artışı ile ilgili gruplar arasındaki farklılık bu durum ile ilişkilendirilebilir. Nitekim Çiftçi ve ark.25 kronik soğuk strese maruz kalan bıldırcınlarda, karma yeme ilave edilen portakal kabuğu yağının canlı ağırlık artışı üzerine etkileri bu çalışmada elde edilen bulgular ile benzerlik göstermektedir. Denemenin 29-36. ve 36-43. günleri arasındaki yem tüketimi bakımından (Tablo 5) gruplar arasındaki farklılıkların istatistiksel olarak önemli olduğu belirlenmiştir. Bütün deneme süresince kullanılan katkı maddesinin yem tüketimi üzerine olan etkisinin istatistiksel anlamda önemli olmadığı görülmüştür. Yemin ete dönüşüm düzeyini ifade eden yemden yararlanma oranları incelendiğinde (Tablo 6) 36-43. ve 15-43. günlerde en iyi yemden yararlanma oranı kapsül grubunda tespit edilmiştir. Bitki ekstraktlarının intestinal ve pankreatik lipaz aktivitelerini artırması26 ve sindirimi uyarıcı etkiye sahip olmalarından27 dolayı yemden yararlanma oranını iyileştirdiği bildirilmektedir. Alçiçek ve ark.,28, probiyotik, organik asit ve içerisinde; kekik yağı, defne yağı, adaçayı yağı, mersin yağı, rezene yağı ve turunçgil yağı bulunan esansiyel yağ karışımlarının etlik piliçlerin performansı üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmanın sonucunda, esansiyel yağ karışımı içeren gruplarda, negatif kontrol ve organik asit grupları ile mukayese edildiğinde yemden yararlanma oranının önemli şekilde iyi olduğu tespit etmişlerdir.
Karkas parametrelerine ait veriler incelendiğinde (Tablo 7) en yüksek kesim ağırlığı, dalak ağırlığı ve dalak oranı kapsül grubunda belirlenmiştir. Yine sıcak karkas ağırlığı ve sıcak karkas randımanı değerleri bitkisel yağ karışımı ilave edilen gruplarda kontrol grubundan daha yüksek olarak belirlenmiştir. Diğer parametreler (karaciğer ağırlığı, karaciğer oranı, kalp ağırlığı ve kalp oranı) bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak bir farklılık tespit edilmemiştir. Kahksar ve ark.29 Japon bıldırcınlarda karma yeme ilave edilen kekik uçucu yağının performans, karkas özellikleri, bazı kan parametreleri ve ileum mikroflorası üzerine etkilerini araştırdıkları çalışmanın sonucunda, yeme katılan kekik yağının karkas ağırlığını önemli düzeyde arttırdığını belirtmişlerdir.
Sindirim sistemi organ ağırlıkları tüm deneme gruplarında benzer bulunmuştur. Bu çalışmadan elde edilen bulgular ile Hernandez ve ark.30’nın etlik piliçler üzerinde yürüttükleri çalışmadan elde edilen bulgular ile benzerlik göstermektedir.
Sıcak stresinin etkisi ile glikoz, kolesterol, trigliserit ve ürik asit düzeyleri (Tablo ttable9>9) yükselmiştir. Bu parametreler bakımından en düşük değerler kapsül grubunda belirlenmiştir. Yüksek çevre sıcaklıklarında bıldırcınlarda plazma trigliserit, kolesterol ve glikoz düzeylerinde artış olmaktadır31,32. Plazma kolesterol ve glikoz seviyelerindeki artışların sebebinin meydana gelen stres sonucu plazma kortikosteronun yüksek seviyesi ile ilişkilendirilmektedir 31. Çünkü kortikosteronlar glikogenezis yoluyla depo glikojenin glikoza dönüşümünü sağlamaktadır33. Sıcak stresi durumunda ürik asit düzeyinin yükselmesi durumunu da yine hayvanın enerji ihtiyacının karşılanması amacıyla kortikosteronlar tarafından proteinlerin amino asitlere yıkılmakta bu durumda ürik asit atılımını arttırmaktadır34. Nitekim Arslan35 yerleşim sıklığına bağlı olarak stres oluşturduğu bıldırcınlarda stres düzeyi artıkça serum glikoz düzeyinin arttığını bildirmiştir. Bu sonuç bu araştırmada sıcak stresin etkisi ile glikoz düzeyinin yükselmesi bulgusunu destekler niteliktedir. Çalışmada kullanılan bitkisel yağ karışımının gaz kromatografisi-kütle spektrometresi analiz sonuçları irdelendiğinde (Tablo 2) ana bileşenlerden olan karvakrol ile timolün kolesterol düşürücü bir özellik gösterdiği, bunu da kolesterol sentezinde rol alan hepatik 3-hidroksi-3-metilglutatyl koenzim A redüktaz enziminin etkinliğini engelleyerek yaptıkları belirtilmiştir36,37. Nitekim, Khaksar ve ark.29, bıldırcın karma yemlerine 1 g/kg dozda ilave edilen kekik yağının toplam kolesterol ve trigliserit düzeylerini düşürdüğünü tespit etmişlerdir. Çalışmada ALT ve AST düzeyleri bakımından en düşük düzey kapsül grubunda tespit edilmiştir. AST ve ALT enzimleri dokularda hasar olduğu zaman kana salınır38. Bu çalışmada sıcak stresi bıldırcınların serum AST ve ALT değerlerinin artmasına sebep olmuştur. Bu sonuçlar karaciğerde oluşan oksidatif hasar ile paralellik göstermektedir.
Kanatlılarda sıcaklık stresi dokularda mitokondrial reaktif oksijen türlerinin (ROS) üretiminde artışa sebep olan önemli faktörlerdendir39. Çalışmada hem karaciğer hem de kalp dokularında sıcak stresinin etkisi ile MDA düzeyi yükselmiş karaciğer dokusunda kapsül grubunda kalp dokusunda ise bitkisel yağ ilave edilen gruplarda bu değer azalmıştır. Nitekim yüksek ısıya maruz kalan ördeklerin (34°C, 28 gün) ve bıldırcınların (34°C, 8 saat/gün/12 hafta) karaciğerinde MDA düzeylerinde önemli artış saptanmıştır40,41. Bu çalışmada da bıldırcınlarda sıcak stresinin karaciğer ve kalp MDA düzeylerinde artışa sebep olması oksidatif hasar oluştuğunun göstergesidir. ROS’un temizlenmesi ve hücrelerin oksidatif hasardan korunması vücudun antioksidan sistemlerinin devreye girmesi gereklidir. Bu çalışmada bıldırcınlarda kalpte sadece SOD hariç, karaciğerde ise çalışılan tüm antioksidanlarda önemli artışlar tespit edilmiştir. Yüksek sıcak stresine maruz kalan ördekler, etlik piliçler ve bıldırcınların karaciğerinde antioksidanların düşük olduğunu ve kronik ısı stresinin antioksidanlarda yetersizliğe sebep olduğunu belirten araştırmalar da mevcuttur40-42.
Yürütülen bu çalışmada ölüm oranı ve yaşama gücü bakımından gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunamamıştır. Bu durumu kafeslerle kümes içi hijyen şartlarının ve havalandırmanın iyi olmasına bağlayabiliriz. Nitekim aromatik bitki ekstraktlarının ölüm oranını etkilemediği bildiren çalışmalar bulunmaktadır25,43.
Sonuç olarak; bu çalışmada kullanılan bitkisel yağ karışımının kanatlı beslemede rahatlıkla kullanılabileceğine bitkisel yağların stabilitesinde kullanılacak olan mikrokapsulasyon yönteminin etkinliğinin bu çalışma ölçüsünde zeolite emdirilme yönteminden daha etkili olduğunu ama yine de yüzde yüz etkili diyebilmek için konu ile ilgili ekstra çalışmalara ihtiyaç olduğu kanaatine varılmıştır.
Teşekkür
Bu çalışmada kullanılan bitkisel yağ karışımının elde edilmesindeki yardımlarından dolayı Fahris KILIÇ Bey’e teşekkür ederiz.