[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat University Journal of Health Sciences (Veterinary)
2020, Cilt 34, Sayı 2, Sayfa(lar) 109-113
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Bingöl Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine 2017–2019 Yılları Arasında Getirilen Hayvanların Genel Analizi
Hakan KEÇECİ1, Tekin ŞAHİN2, Merve ÖZTÜRK1
1Bingöl Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Bingöl, TÜRKİYE
2Siirt Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Siirt, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Hayvan, analiz, klinik muayene, hastalık, tedavi
Özet
Bu çalışma, Bingöl ve çevresinde halkın bakıp beslediği çiftlik ve pet hayvan hastalıklarının tür, zaman ve sistemlere göre belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu sebeple Bingöl ve çevresinden Bingöl Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine 2017-2019 yılları arasında toplam 1715 evcil hayvan teşhis ve tedavi için getirilmiştir. Tür, zaman ve sistemsel hastalıklar temel alınan araştırmada; 2017 yılında 105 hayvan, 2018'de 567 ve 2019'da da 1043 hayvanın kontrolü yapılmıştır. Yaklaşık üç yıllık süreçte; 830 pet hayvan, 525 büyükbaş, 238 küçükbaş, 120 egzotik hayvan ile 2 adet at bakılmıştır. Hayvanlar en çok ilkbahar, daha az yaz döneminde getirilmiştir. Tespit edilen hastalıkların yerleştiği alana göre yüzdeleri sırasıyla; sindirim sistemi %28.86, bulaşıcı hastalıklar %18.66, solunum sistemi %14.05, deri hastalıkları %8.34, dolaşım sistemi %3.32, vitamin-mineral eksiklikleri %2.80, metabolik hastalıklar %1.81, üriner sistem %0.82 ve genel muayene %21.34 şeklinde olmuştur. Sonuç olarak; hayvancılığın geçim kaynağı olduğu Bingöl ilinde en çok kedi-köpek ve egzotik hayvan muayene için getirilirken en fazla sindirim sistemi, enfeksiyöz ve solunum sistemi hastalıklarının olduğu belirlenmiştir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Hastalıklar ülkemizin her yöresinde etiyolojik açıdan çok farklık arz etmektedir1,2. Doğu Anadolu Bölgesinde yaşayan insanların çoğu tarım ve hayvancılıkla geçindiğinden, ortaya çıkan hastalıklar da ekonomik açıdan birçok kişiyi ilgilendirmektedir. Hayvanların barınma şartları, yetiştirilme koşulları da genelde çok iyi değildir. Ayrıca halkın bakım ve besleme konusunda eğitim eksikliği de söz konusudur2-4. Yörede zaman zaman çiftlik hayvanlarında ortaya çıkan şap, brucella, koyun-keçi vebası, çiçek ve benzeri bulaşıcı hastalıklar ile ara sıra rastlanan zoonozlar da çiftçileri zor durumda bırakmaktadır. Yine şehir hayatının getirdiği bazı değişiklikler, evde beslenen kedi- köpek, kuş ve bazı egzotik hayvanların da bakım, beslenme ve hastalıklarının kontrolünü zorunlu kılmıştır. Özellikle kuduz, leptosirozis, kist hidatik, uyuz gibi insanlara geçebilen zoonoz hastalıkların erken teşhisi ve aşılarının vaktinde yapılarak bertaraf edilmesi hayati derecede önemlidir5-8. Bu nedenle bahsi geçen tüm hayvan hastalıklarının rakamsal olarak ortaya konulması ya da değerlendirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu çalışmayla gerek çiftlik, gerekse pet hayvanların muayene ve tedavisinden elde edilen verilerin bildirimi yapılmıştır. Yine tespit edilen muayene sonuçlarının sistemsel olarak ele alınması, aylık-yıllık bazda toplanan verilerin tablo ve grafik eşliğinde sunulması amaçlanmıştır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırma Bingöl Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulunun 11/03/2020-E.5629 tarih ve sayılı izniyle yapılmıştır. Çalışma materyalini, Bingöl Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine Mart 2017-Aralık 2019 tarihleri arasında toplam 34 aylık süreçte muayene ve tedavi amacıyla getirilen hayvanlar oluşturmuştur. Bu hayvanların ilk planda barınak koşulları, bakım şartları ve genel anamnez bilgileri alınarak kaydedilmiştir. Böylece çalışma materyali 437 kedi, 393 köpek, 226 erişkin sığır, 299 buzağı, 46 koyun, 30 kuzu, 65 keçi, 97 oğlak, 120 egzotik hayvan (muhabbet kuşu 80, papağan 8, kaplumbağa 14, tavşan 5, hamster 10, kartal 2, şahin 1) ve 2'si at olmak üzere toplam 1715 hayvandan meydana gelmiştir (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Muayene ve tedavisi yapılan hayvanların türlere göre sayı ve % dağılımı

    Hayvanların tür sınıflaması, hastaların tür ayrımı yapılmaksızın aylara ve yıllara göre dağılımı ile hastalıkların yerleştiği sisteme göre yaygınlığı tablo (Tablo 1, 2, 3) ve şekillerle (Şekil 1, 2) sunulmuştur. Sadece genel muayene ve aşılama amacıyla getirilen hayvanlar “Genel Muayene” başlığı altında verilmiştir. Yapılan genel muayenelerde de; vücut sıcaklığı (⁰C), kalp frekansı (adet/dakika), solunum sayısı (adet/dakika), ruminantlarda rumen hareketleri (adet/5 dakika) ve derinin durumu, elastikiyeti, kıl örtüsü ile konjunktivaların rengi tespit edilerek kayıt altına alınmıştır. Tüm bunlar eşliğinde canlının genel durumu kabaca değerlendirilmiş, ihtiyaç hissedilen vakalarda diğer ileri tetkikler yapılmıştır. Tablo ve şekillerde verilen ortalama değerler ile frekans dağılımları Windows SPSS 21 programı kullanılarak hesaplanmıştır9.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Muayene ve tedavisi yapılan hayvanlarda hastalıkların sistemlere göre sayı ve % dağılımı


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Muayene ve tedavisi yapılan hayvanların yıllara ve aylara göre sayı ve % dağılımı


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Hayvan türlerinin yıllara göre dağılım grafiği


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Yıllara göre sistemsel olarak hastalıkların değişimi

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Yaklaşık üç yıl içinde 1715 adet hayvan muayene edilmiş ve genel muayene ile tedavi için getirilen hayvanların tür dağılımları Tablo 1’de verilmiştir. Buna göre en fazla 830 adet kedi-köpek (%48.41), bunu takiben 525 baş büyük ruminant (%30.61), 238 küçük ruminant (%13.87), 120 egzotik hayvan (%6.99) ve 2 de at (%0.12) muayene edilmiştir. Hayvan türlerinin yıllara göre dağılımı Şekil 1’de verilmiştir.

    Hastalıkların sistemlere göre sınıflandırıldığı Tablo 2'de; 495 vakada sindirim sistemi hastalığı (%28.86), 320 enfeksiyöz hastalık (%18.66), 241 solunum sistemi (%14.05), 143 deri hastalığı (%8.34), 57 dolaşım sistemi (%3.32), 48 vitamin ve mineral eksikliklerine bağlı hastalık (%2.80), 31 metabolizma (%1.81), 14 üriner sistem (%0.82) hastalığı görülmektedir. Aynı tabloda 366 hayvanın genel muayenesi (%21.34) yapıldığı da belirtilmiştir. Şekil 2’de sistem hastalıklarının yıllara göre dağılım grafiği verilmiştir.

    Kliniğe gelen hayvanların aylara göre dağılımını gösteren Tablo 3’de ise; en fazla mart ayında 189 adet hayvanın muayenesi yapılmıştır. En az muayene ve tedavi ise Ocak ayında 90 olarak kaydedilmiştir. Klinikte karşılaşılan hastalıklar yoğunluğuna göre; indigesyon, pnömoni, enteritis, enterotoksemi, theileria, ekto ve endoparaziter enfestasyonlar, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, retikülo-peritonitis travmatika (RPT), dermatitis, pika ve neonatal septisemiler şeklinde sıralanmaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Bingöl Üniversitesi Veteriner Fakültesi 16 Nisan 2012 tarihinde kurulmuş, klinik faaliyetlerine de Mart-2017'den itibaren başlamıştır. Kliniklerin hizmete girmesiyle kısa zamanda bölgedeki hayvancılık işletmeleriyle pet hayvan sahiplerinin uğrak noktası olmuştur. Ayrıca kliniklere getirilen hayvanlar çevredeki hayvan popülasyonu ve hastalık türlerinin ortaya çıkarılmasına vesile olmuştur.

    Bingöl Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından 34 aylık süreçte toplam 1715 baş hayvanın muayene ve sağaltımı yapılmıştır. Hasta kabulünün ilk gününden itibaren yapılan muayene sayısı giderek artmıştır. Tablo 1’e bakıldığında da bu durum rahatlıkla görülmektedir. Her yıl önemli derecede hasta sayısındaki artışın nedeni, fakültenin yeni olması, kolay ulaşılması, bölge insanı tarafından gittikçe daha iyi tanınmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca gelen vakaların çoğunluğu pet hayvanlardan oluşmuş, daha sonra sırasıyla büyük ruminant, küçük ruminant, egzotik hayvan ve tek tırnaklılar takip etmiştir. Doğu Anadolu bölgesinde hayvan hastanelerinde benzer araştırmalar ortaya konulmuş olup, ruminantların muayene ve tedavileri birinci sırada yer alırken, bu çalışmada çoğunluk pet hayvanlardan oluşmuştur1-5. Diğer şehirlerin klinik veya hayvan hastanelerinde bildirildiği1-8 gibi, ruminantların daha çok muayene ve tedavi amacıyla getirilmeleri bölgenin tarım ve hayvancılıkla geçiniyor olmasından dolayıdır. Aslında halkın geçim kaynağına bakarak bu araştırmada da aynı durum beklenirken, pet hayvanların ilk sırada yer aldığı görülmüştür. Bunun nedeni, ülkemizde son yıllarda pet hayvanlara olan ilginin giderek artmasıdır. Gerek görsel, gerek yazılı medyada pet hayvanlara karşı farkındalığın arttırılması ve son yıllarda hayvanların lehine olacak şekilde kanunlarımızdaki hayvan haklarına yönelik önemli gelişmelerin de meydana gelmesine bağlı olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, pet hayvanlarındaki sıralamaya bakıldığında kedi sayının diğerlerinden fazla olması, yöre halkının gelenek ve göreneklerine göre köpek bakımının hoş karşılanmayıp kediyi daha çok tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca köpeğin evde bakımı, havlayarak komşuları rahatsız etmesi ve her gün dışarı çıkarılma zorunluluğu, buna karşı kedilerde böyle problemlerle karşılaşılmaması onlara olan ilgiyi artırmaktadır. Pet hayvanlardan sonra ikinci sırada ruminantların yer alması insanların geçim kaynağının hayvancılık olduğunun işaretidir. Yine kliniklerde bakılan köpek sayısı belirtilen hassasiyete rağmen azımsanmayacak düzeydedir. Şehir nüfusunun belli bir kısmının başka illerden gelen öğrenci ve memurlardan oluşması bunun en önemli sebebi olabilir. Ayrıca asker-polis köpekleri ile inşaat firmalarının şantiyelerinde bakıp beslenen hayvanlar da başka bir kaynağı teşkil etmektedir. Egzotik hayvanların şehirlerde bakım ve beslemesinin giderek artması, veteriner fakültesine olan ilgiyi artırmıştır.

    Hastalıkların yerleştiği sistemlere göre dağılımları incelendiğinde; 495 adet sindirim sistemi hastalığı (%28.86), 320 enfeksiyöz hastalık (%18.66), 241 solunum sistemi (%14.05), 143 deri hastalığının (%8.34) ön sıralarda yer aldığı, ayrıca genel muayene ve aşılamanın da 366 (%21.34) olduğu görülmüştür. İçen ve Şimşek4 Diyarbakır'da yaptıkları benzer araştırmada en çok sindirim sistemi, solunum ve metabolizma hastalıklarının görüldüğünü bildirirken, Aksoy ve ark.6 da aynı şekilde en fazla sindirim, solunum sistemi ve metabolizma hastalıklarını tespit etmişlerdir. Sekin ve ark.3 da sindirim ve solunum sistemi hastalıklarına sıklıkla rastladıklarını ifade etmişlerdir. Bu çalışmada da araştırıcıların elde ettikleri verilere benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır (Şekil 2).

    Enfekte (paraziter / bakteriyel) meraların birçok yetiştirici tarafından ortak kullanılması, sığırcılığın modernize edilmemiş kapalı ahırlarda yapılması da pek çok hastalığa davetiye çıkardığı bilinmektedir2. Ülkemizde yetersiz beslenme şartları ile ahırların kötü havalandırma koşulları sindirim ve solunum sistemi hastalıklarını ilk plana taşımaktadır. Bu araştırmada alınan anamnez bilgileri ışığında barınakların hijyenik durumu, paraziter mücadele eksiklikleri, hastalıklara karşı koruyucu aşılama sorunları Şimşek ve Kaya2’nın bildirdikleri ile paralellik göstermiştir.

    İlkbahar ve sonbahardaki hasta sayılarının kış ve yaz mevsimindekilere göre daha fazla olduğu görülmüştür. Bu durum araştırmacıların literatürlerde4,7 elde ettikleri bulguları destekler niteliktedir. İlkbaharda hastalıkların daha çok görülmesi, doğumların bu mevsimde başlaması, yeni doğanlarda septisemik hastalıkların ortaya çıkması ve hayvanların kış boyunca entansif şartlarda depolanan kuru yemleri tüketmelerinden kaynaklanmaktadır. Yaz aylarında büyük ve küçükbaş yetiştiricilerin hayvanlarını meraya çıkarması, kedi köpek sahiplerinin de tatil amacıyla il dışına çıkması bu dönem içinde gelen hasta sayısını azaltmıştır. Teşhis konulan hastalıklar açısından yaz döneminde mera kaynaklı enfeksiyöz hastalıklar (bakteriyel, viral ve paraziter), theileriosis, babesiosis, indigesyonlar, pnömoni tablosu ruminantlarda ilk sıralarda görülürken, kedi köpeklerde de yaz sıcaklarında dermatit, gıdaya bağlı alerjik egzama, gastritis, konstipasyon, parvoviral enteritis, askaridiozis, distemper gibi hastalıklar öne çıkmıştır. Sonbahar döneminde ise mevsimsel geçişe bağlı enfeksiyöz hastalıklar ile paraziter enfestasyonların sık görülmesi hasta sayısında artışın bir nedeni olarak düşünülmektedir. Aksoy ve arkadaşlarının6 yaptıkları çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiştir.

    Ayrıca Tablo 3’e bakıldığında, Temmuz ayındaki hasta sayılarında bir yükseliş dikkat çekmektedir. Bunun sebebi, yaz mevsiminde havaların sıcak gitmesiyle ilgili kan parazitlerinin de çoğalması ve beraberinde theileria, babesia vs gibi enfestasyonların fazlaca ortaya çıkmasına bağlanabilir.

    Sonuç olarak, bu araştırma, yaklaşık üç yıllık süreçte verilen klinik mücadele ve elde edilen sonuçların yöre insanının ihtiyaçlarını nasıl karşıladığı ve ne kadar destek olunduğunun ortaya konması, aynı zamanda pratisyen hekimlerimizin saha çalışmalarında fark edemedikleri hastalıkları görebilmeleri açısından yararlı olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca toplanan verilerle hem bölgemizdeki işletmelere, hem de bu konuda daha sonra yapılacak çalışmalara yardımcı olabileceği kanaatine varılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Bozukluhan K, Gökçe HI. 2000-2007 yılları arasında Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Kliniklerine getirilen hayvanların iç hastalıkları yönünden istatistiksel değerlendirilmesi. Vet Hekim Der Derg 2009; 80: 45-52.

    2) Şimşek A, Kaya A. Van ili ve Çevresinde 2000-2003 yılları arasında görülen hastalıkların insidansı ve mevsimlere göre dağılımı üzerine araştırmalar. YYU Vet Fak Derg 2007; 18: 59-64.

    3) Sekin S, Voyvoda H, Ağaoğlu ZT, Karaca M. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıklar Kliniğine Van ve çevresinden 1992-1997 yılları arası getirilen hayvanlarda saptanan hastalıkların genel analizi. YYU Vet Fak Derg 1996; 7: 106-109.

    4) İçen H, Şimşek A. Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesinde İç Hastalıkları Anabilim Dalı Kliniğine Mayıs 2003-Aralık 2008 tarihleri arasında muayene ve tedavi için getirilen hayvanların genel analizi. Dicle Üniv Vet Fak Derg 2008; 1: 42-47.

    5) Şimşek A, Koçhan A, Çakmak F. Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Kliniğine Ocak 2009-Aralık 2014 tarihleri arasında getirilen hayvanların değerlendirilmesi. Dicle Üniv Vet Fak Derg 2015; 1: 15-20.

    6) Aksoy G, Şahin T, Çamkerten İ, Polat P. F, Şahan A. Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine 2004-2016 yılları arasında getirilen hayvanlarda saptanan hastalıkların genel analizi. Dicle Üniv Vet Fak Derg 2018; 11: 7-14.

    7) Yılmaz Z, Kennerman E, Şentürk S, Temizel M, Aytuğ N. Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Küçük Hayvan Kliniğine getirilen kedi ve köpeklerin değerlendirilmesi (1990-2000). Uludag Univ J Fac Vet Med 2002; 21: 23-31.

    8) Dabak M, Gül Y, Yılmaz K, Özdemir H, Elitok B. Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine 1989 1998 yılları arasında getirilen hayvanların iç hastalıkları yönünden genel analizi. FÜ Sağlık Bilimleri Dergisi 2001; 15: 39-44.

    9) Büyüköztürk Ş. Veri Analizi El Kitabı (15. Baskı). Pegem Akademi Yayınları Ankara 2011.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]