Ülkemizde 1988 yılında sigara kullanımının araştırıldığı PİAR çalışmasında ülke genelini kapsayan araştırma verilerine göre sigara içme sıklığı %43 olarak tespit edilmiş. 2008 yılında kapsamı genişletilen ve uygulamaya konan tütünle mücadele yasası ile sigara kullanımının önüne geçilmek istenmiştir Bu güncel çalışmada elde edilen verilere göre sigarayı deneyenlerin oranı %55.2 halen sigara içenlerin oranı ise %35.3 saptanmıştır. 2008 yılı sonrası Türkiye’de sigara kullanımı ile ilgili yapılan araştırmalarda; 2013 yılında İstanbul’da yapılan bir araştırmada %37.2, 2015 yılında Denizli’de yapılan bir çalışmada %35.6, 2016 yılı Kahramanmaraş’ta yapılan bir araştırmada ise katılımcıların %67’sinin sigarayı denediği ve %33’ünün halen sigara içtiği bildirilmiştir
9-11. Elde edilen veriler güncel araştırma verileri ile uyumlu olup sigara kullanım oranlarının halen yüksek sevilerde olduğunu göstermiştir. 2008 yılı TUİK verileri incelendiğinde %31.3 olan sigara kullanım oranının elde edilen bulgular ile karşılaştırdığında sigara kullanım oranlarında azalma olmadığı, ülkemizde ki tütün kontrol çalışmalarının sigara kullanımını azaltmada yeterince etkili olmadığı düşünülmüştür
12.
Araştırmada erkeklerde sigara kullanım oranı %48.7 idi ve kadınlara göre anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır. Yapılan literatür taramasında elde ettiğimiz bulgular ile uyumlu olarak erkeklerin kadınlara nazaran sigara kullanımının daha yüksek olduğu bildirilmiştir 10,13-15. Yapılan çalışmalarda 16-18 ülkemizde kız öğrencilerde ki sigara kullanım oranı gelişmiş ülkelerde ki kız öğrencilerden düşük bulunmuş ve kültürel faktörlerin ülkemizde erkek kadın arasında ki sigara kullanım farklılığını sebebi olduğu belirtilmiştir. Sigara ile mücadelede cinsiyet faktörünün önemli olduğu ve sigara ile mücadele ederken bu farklılığın göz önüne alınması gerektiği ve cinsiyet farkı dikkate alınarak buna yönelik mücadele yöntemleri geliştirmenin sigara kullanımını azaltmaya fayda sağlayabileceği düşünülmüştür.
Sigara kullanımında önemli bir diğer etken ise başlama yaşı olarak görülmektedir. Literatür verilerini taradığımızda sigara başlama yaşı genel olarak 16-18 yaş aralığında olduğu bildirilmiştir 9-11,13. Sigara başlama yaşı bu çalışmada tüm literatür verileri ile uyumlu olarak ortalama 17.1 yaş olarak görülmüştür. Erken yaşlarda sigarayı denemenin ileri yaşlarda sigara kullanım riskini anlamlı derecede arttırdığı bildirilmiştir 19. Ülkemizde 2008 yılından bu yana uygulanan ve denetlenen tütünle mücadele programı kapsamında 18 yaş altı bireylere sigara satışının yasak olduğu bilinmektedir. Literatür verileri ve elde edilen bulgular,18 yaş altı sigara kullanımının halen ciddi sorun olduğunu ve 18 yaş altı bireylerin sigaraya ulaşma zorluğu çekmediği kanaatini oluşturmuştur. Kanunların daha sıkı denetlenmesi ve uygulanması ile sigaraya 18 yaş altında ulaşımın kısıtlanması sigara kullanımını azaltabileceğini düşündürmüştür. Elde edilen veriler ışığında sigara ile mücadelenin çocukluk döneminde başlaması ve en sık sigaraya başlanan ergenlik dönemine kadar sıkı bir mücadele edilmesi gerekliliğini düşündürmüştür. Amerika’da yapılan bir araştırmada sigara karşıtı eğitim programı uygulanan okullarda diğer okullara kıyasla sigara kullanımının %20 daha az olduğu bildirilmiştir bu da sigara ile mücadelenin faydalarını desteklemektedir 20. Okullarda ki eğitim müfredatlarında da sigara ile mücadele programlarına daha erken yaşlarda yer verilmesi sigaraya gençlerin yönelimini azaltabileceği düşünülmüştür.
Sigara kullanımının eğitim düzeyi ve ekonomik gelir ile ilişkisini sorguladığımızda lise ve altı eğitime sahip olanlarda ve gelir düzeyini iyi-orta olarak ifade edenlerde daha yüksek olduğu dikkati çekmiştir. Ülkemizde yapılan araştırma verilerine göre eğitim düzeyinin arttırılması ile sigara kullanımının azaltılabileceği bildirilmiştir. Fakat aynı araştırma verilerinde gelir düzeyinin artmasının sigara kullanımını arttırdığı saptanmıştır 21. Eğitim düzeyi ve ekonomik gelirin sigara kullanımı üzerinde ki etkisi ülkemizde birbirine zıt ilişki göstermektedir. Güncel çalışmada da eğitim düzeyi düşük kişilerde ve gelir durumu iyi olanlarda sigara tüketimi daha fazla olduğu görülmüştür. Eğitim düzeyi arttırılarak sigara ile mücadele edilirken diğer taraftan sigaranın maliyetinin arttırılması ile gelir düzeyi yüksek kişilerinde sigaradan uzaklaştırılması sağlanabileceği düşünülmüştür. Katılımcılardan memur ve öğrencilerin en fazla sigara kullanan grup olduğu görülmüştür. Ülkemizde üniversite öğrencileri arasında yapılan araştırmalar üniversite yılları arttıkça sigara kullanımının da arttığını göstermiştir 9,22-24. Üniversite yılları aileden ayrılma, yoğun strese maruziyet ile yeni çevre ve arkadaşlıklar edinme dönemi olduğundan sigara kullanımının üniversite öğrencilerinde fazla olmasını dolayısıyla eğitim düzeyi yüksek kişilerde sigara kullanımını yüksek saptamamızı açıklayabilir. Koca ve ark. Üniversiteye geçiş döneminde kişilere destek verilmesi ve üniversite eğitim müfredatında sigara karşı korunma önlemlerine yer verilmesi gerekliliğine vurgu yapmışlardır 11. Elde edilen veriler ışığında bu hassas dönemde aile ve toplum desteği ile gençleri sigaranın zararları konusunda bilinçlendirmenin tütünle mücadeleye katkı sağlayacağı görüşündeyiz.
Ailesel faktörlerin sigara kullanımı üzerine etkisini incelediğimizde; sigara kullananların %93.5’inin ailelerinde sigara kullanım öyküsü olduğu saptanmıştır. Literatür verilerinde ailede sigara kullanan bireylerin bulunması sigara kullanımı için risk teşkil ettiğini göstermiştir 25-27. Sigaraya başlama ve deneme yaşının 18 yaş altında olması ve o dönemlerde aile bireylerinin genellikle rol model olarak görülmesi sigara içen aile bireyinin sigara kullanımını arttırmasını açıklayabilir.
Sigaraya başlama nedenlerini sorguladığımız da özenti ve arkadaş etkisinin ön plana çıktığı saptanmıştır. Katılımcıların %21’i özenti sonucu sigaraya başladığını ifade etmiştir. Ailede sigara kullanan birey varlığının sigara kullanımını arttırması ve en önemli sigaraya başlama nedeninin özenti olarak katılımcılar tarafından bildirilmesi bu iki faktör arasında bağlantı olduğunu düşündürmüştür. Genç bireylerin özellikle aile fertlerine ve öğretmenlerine özenerek sigaraya yönelebileceği görüşündeyiz. Ülkemizde yapılan araştırmalar da sigara kullanan bireylerin yakın arkadaşlarının da anlamlı düzeyde sigara kullandığı saptanmıştır 28-30. Diğer çalışmalara 9,31,32 da baktığımızda özenti ve arkadaş etkisinin en önemli sigaraya başlama nedeni olarak bildirilmiştir. Literatürde belirtilen evde içilen sigara ile arkadaş etkisinin sigara kullanım riskini arttırdığına dair veriler bu çalışmayla da desteklenmiştir. Sigara kullanan kişilerin sosyal çevre arayışı içinde olan kişilik yapısında bireyler olduğuna dair yayınlar mevcuttur 33,34. Sigara kullanan bireylerin kişilik yapılarının analiz edilmesi özenti ve arkadaş etkisinin neden bu kadar fazla sigara kullanımını etkilediğini açılayabilir ve sigara ile mücadelede bize yol gösterici olabilir.
Sigara kullanmayan katılımcıların %46.9’u sağlığa zararlı olduğu için sigara kullanmadığını %95.1’i ise sağlığa zararlı fikrine katıldığını beyan etmiştir. Sigaranın sağlık üzerinde ki etkisi en önemli kullanmama nedeni olarak dikkat çekmiştir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda neden sigara içmiyorsunuz sorusuna sağlığa zararlı olduğu için cevabı verildiği saptanmıştır 26,29. Sigaranın sağlığa zararlı olduğu bilgisinin sigara kullanımını azaltması gerekirken literatür verilerinde sağlık çalışanlarında sigara kullanımının yüksek saptanması çelişki doğurmaktadır. Yapılan araştırmalarda sigaranın zararlı etkilerine yönelik bilginin sigarayı bırakmaya etki etmediği saptanmıştır ve kişilerin hastalıkla yüzleşmeden sigaranın sağlık üzerinde ki etkisini davranışlarına yansıtamaması bilgi düzeyinin sigara kullanımına etki etmemesini açıklayabilir 35. Sigara kullanımının erken yaşta başlaması, ailesel faktörler ve arkadaş çevresinin etkili olması da bu çelişkiyi açıklayabilir. Bu bağlamda kişilere erken yaşta sigaranın sağlık üzerinde ki olumsuz etkilerinin anlatılması mücadelede etkin rol oynayabilir.
Sigara kullanmayan katılımcıların kapalı ortamlarda sigara içenlere getirilen cezaların caydırıcı olmadığı ve kamu spotlarının yetersiz olduğu görüşündeydiler. Sigara kullanan katılımcılara kapalı ortamda sigara içme yasağı sonrası sigara davranışlarının nasıl değiştiği şeklinde ki sorumuza %68.7 oranında değişmedi şeklinde yanıt almamız ve kanun sonrası yeterince sigara kullanımında azalma olmaması cezaların ve denetimlerin yetersiz olduğu fikrini uyandırmıştır.
Katılımcıların kamu spotlarını izleme oranı %50’nin altında olduğu ve sigara kullananların %54.3’ü kamu spotlarının sigarayı bırakmaya teşvik açısından etkili olmadığını beyan etmişlerdir. Kamu spotlarının faydalı olup olmadığını sorguladığımızda ise anlamlı şekilde sigara kullanan katılımcıların faydasız olduğunu beyan etmeleri kamu spotlarının sigara içen kesim üzerinde pek etkili olmadığını göstermiştir. Erzurum bölgesinde yapılan araştırmada 36 kamu spotlarının sigara bırakmada sağlık, arkadaş etkisi, kişisel özellik ve tutuma göre en son etki eden faktör olduğu görülmüştür. Kamu spotlarının çok az bir etkisi olmasına rağmen yine de sigara ile mücadelede yer alması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Güncel çalışma verileri kamu spotlarının minimum düzeyde de olsa sigara ile mücadelede etkili olabileceğini düşündürmüştür. Sigara ile mücadele ve bilgilendirme spotlarının tekrardan gözden geçirilmesi, sigara ile mücadele kanunu sonrası %41 gibi sigara kullanımının azaltıldığı İrlanda gibi ülkelerde ki mücadele yöntemleri incelenerek daha etkili kamu spotları hazırlanması gerektiği düşünülmüştür. Bundan sonra yapılacak araştırmaların kamu spotlarının içeriklerinin gözden geçirilmesi ve etkisini nasıl arttırmaya yönelik planlanması yönünde olması kanaatindeyiz.
Güncel veriler ışığında sigara kullanımının incelendiği bu çalışmada sigara kullanımının ciddi düzeylerde olduğu ve istenilen seviyelere gerilemediği görülmüştür. Yaptığımız araştırmada literatür verileri ile uyumlu olarak cinsiyet, eğitim düzeyi, yaş, ailesel faktörler ve arkadaş çevresinin sigara kullanımını etkileyen en önemli faktörler olduğu görülmüştür. Sigara ile mücadele kanunu sonrası kullanım oranlarının yeterince azaltılamaması denetimlerin ve kamu spotlarının mücadelede yetersiz olduğu kanısını uyandırmıştır. Ülke olarak sigara kullanımına etki eden faktörler tekrar ele alınmalı, sigara kullanımını arttıran risk faktörleri araştırılmalı ve beraberinde sigara kullanımını azaltmaya yönelik etkili mücadele yöntemleri ve risk sağaltım yöntemleri geliştirmeliyiz. Ülkemiz için uygun risk sağaltım yöntemlerinin saptanması ve yasalar ile ciddi denetlenmesi sigara ile mücadelede başarıyı getireceği düşünülmüştür.