Gebelikteki anemi prevalansı oldukça yüksektir. Bunların büyük çoğunluğu demir eksikliği anemisidir
3. Tüm dünya açısından değerlendirildiğinde gebelerde oranın %42 olduğu, en yüksek oranın Afrika kıtasında Gambiada %75, en düşük oranın, Kuzey Amerika’da %6, ülkemizde ise %20-%74.1 olduğu saptanmıştır
3,17. Gebelerdeki anemi oranı, gelişmiş ülkelerde %20’nin altında, gelişmekte olan ülkelerde ise %50-%75’e kadar arttığı belirtilmektedir
2,18. Amerikada yapılan çalışmada ferritin temel alınarak; 1. trimesterde %1.8, 2. trimesterde %8.2, 3. trimesterde %27.4 olarak bulunmuştur
19. Avusturya’da yapılan bir çalışmada 2006-2014 yılları arasınadaki 40303 gebe taranmış ve 1.trimestrde %2.2, 2.trimesterde %13.7 bulunmuştur
20.
Ülkemizdeki veriler değişiklik göstermektedir. Diyarbakır ilinde yapılan bir çalışmada tüm gebelerdeki anemi prevalansı; %23.1, gravida < 3 gebelerde %26.7 gravida > 3 olan gebelerde ise %32 bulunmuştur 21. Davas ve ark. 17 yaptıkları çalışmada gebelerdeki genel anemi insidansını %74.1 olarak bulmuşlardır. 6 ilimizde yapılan diğer bir çalışmada ise multipar gebelerin kadınların %60’ında demir eksikliği anemisi saptanmıştır 22. Başka bir çalışmada 23 multiparlarda %20.6 bulunmuştur. Elazığ ilinde yapılan çalışmada 24, 1. trimesterde %44.8, 2. trimesterde %41.6, 3. trimesterde %42.4 olarak, saptanmıştır. Yapılan bu çalışmada; gebelik anemisi, WHO’ya göre, gebelik süresince Hb değerinin 11 g/dL’nin altında olanlar alındığında tüm gebelerde anemi oranı; %24.2 bulunmuştur. Her trimester ayrı ayrı ele alındığında, 1. trimesterde %7.5, 2. trimesterde %32.5, 3. trimesterde %35 olarak saptanmıştır. Elde edilen bulgular, gelişmekte olan ülkelerdeki orana benzemektedir. Demir hem fetusta hemde gebede birçok enzimin kofaktörü olarak bilinir. Etkileri arasında DNA sentezi-onarımı, steroid hormon üretimi, nörotransmitter sentezi, yabancı ve zaralı bileşiklerin detoksifikasyonu, hem sentezi-oksijen taşınması sayılabilir 9,25. Gebelikte demir gereksinimi, özellikle üçüncü trimester olmak üzere artmaktadır 26. Annedeki demir eksikliği ile fetüs’teki azalan demir arasında pozitif korelasyon saptanmıştır 27. Demir eksikliği ve demir eksikliği anemisi olan gebelerde fetüs olumsuz olarak etkilenmektedir. Aneminin, feto-maternal, sonrasında’da bebekte olumsuz etkiler gösterdiği bilinmektedir. Maternal olarak; anemik bireylerin, doğum sonrası kanamanın ciddi olması ve vucut fonksiyonlarının bozulması durumundan, diğer gebelere oranla çok daha fazla etkilendiklerinden ve sepsis, enfeksiyona yatkınlık gibi nedenlerden dolayı ölüm riski artmaktadır 28,29. Yapılan çalışmada Afrika’da %3.7, Asya’da %12,8’, maternal ölümlerin nedeninin anemi olduğu kabul edilirken 29, başka bir çalışmada aneminin maternal mortaliteye etkisinin Afrika için %6.3, Asya için %7, Latin Amerika için %3 olduğu bildirilmiştir 30. Gebelikte anemisi olan bireylerde depresyon oranının arttığı, depresyonun ise embriyonik gelişimde ve sonrasında bebekte motor, mental gelişimde gecikmeye neden olduğu gösterilmiştir 31-34. Maternal aneminin düşük doğum ağırlığı, erken doğum, preeklamsi, erken membran rüptürü, fetal ölüme neden olduğu gösterilmiştir 35-38. Gebelikteki demir eksikliğinin, fetus’ta nörokimyasal ve nörobiyolojik değişimlere neden olduğu bu yüzden davranışsal sinirsel hafıza ve öğrenme bozuklukların ortaya çıktığı ayrıca belirtilmiştir 39,40. Ancak demir düzeyleri normal olan gebelere, fazladan demir takviyesi yapılması fenton reaksiyonu 41 ve diğer yollarla serbest oksijen radikallerinin açığa çıkmasına, demirin dokulara çökmesine dolayısı ile olumsuz etkilere yol açacağından gereksiz demir kullanımından kaçınılmalıdır. Demir eksikliğinin nedenleri arasında; gebelik öncesinde aşırı mens kanamaları ve diğer nedenlere bağlı düşük demir depoları, çoklu doğum, doğumların arasının kısa olması, demir emilimini azaltan kahve, çay, fitat, fosfat gibi besinlerin alınımı, demir alındığında bulantı-kusma ve mide yanması gibi yan etkiler yapması, düşük sosyo-ekonomik düzey, kötü beslenme vb. gibi durumlar sayılmaktadır 42-46. Ülkemizdeki anemi insidansındaki değişiklikler, bölgeler arasındaki gelir dağılımı farklılığı, eğitim düzeyi farklılığı, doğurganlığın fazla ve kısa aralıklı olması ve yabancı göçmenlerin yoğunluğu nedeniyle olabilir. Ayrıca ülkemizde güneydoğu, doğu illerinde beslenme özelliklerine bağlı olarak aşırı çay ve kahve tüketiminin olduğu bilinmektedir. Bu durum, demir emilimini olumsuz etkileyebilir. Diğer yandan ülkemizde sağlık hizmetlerinin ücretsiz olarak sunulmasına ve ilgili olarak demir preparatları sağlık bakanlığınca ücretsiz olarak verilmesine rağmen, aneminin bu kadar yaygın olmasının nedeni, demir ilacının kullanımı ile ilgili bilgilerin ve demire bağlı etkilerin yeterli derecede anlatılmaması da olabilir.
Sonuç: Tüm gebe grupları değerlendirildiğinde anemi oranlarının %24.2 olarak bulunduğu düşünüldüğünde, gebeler özellikle demir eksikliği açısından etkin olarak taranmalı, demir eksikliğinin yapacağı olumsuz etkiler konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca demir preparatlarının nasıl kullanılacağı ve olası yan etkileri anlatılmalıdır. Demir eksikliğinin sonuçları düşünüldüğünde, demir eksikliği anemisi taramasının, gebelik sonuçlarını iyileştireceği olasıdır.